Hapis cezasının ertelenmesi, hükmedilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinin ertelenmesini ifade etmektedir. Kişinin deneme süresini iyi halli olarak geçirmesi durumunda, cezası cezaevine hiç girmeden infaz edilmiş sayılacaktır. Hapis cezasının ertelenmesi, işlediği suçtan dolayı hükmolunan cezanın infazının belirli bir süreyle geri bırakılması ve suçlu bu süre içinde yeniden bir suç işlemediği takdirde suçun ya işlenmemiş veya hükümlüğün gerçekleşmemiş ya da cezanın çekilmiş sayılmasıdır. Cezaların ertelenmesine dair koşullar, usuller ve sonuçlar, 5237 sayılı TCK’nın “Yaptırımlar” başlığı altındaki Üçüncü Kısmın “Cezalar” başlığı altında yer alan Birinci Bölümündeki 51. maddede düzenlenmiştir. Hapis cezasının ertelenmesi, kişinin işlediği suç sebebiyle hakkında verilen hapis cezasının belirli şartlar altında cezaevi dışında infaz edilmesini sağlayan kurumdur.
Hapis cezası ile adli para cezasının seçimlik olarak düzenlendiği suçlarda, mahkeme tarafından kişi hakkında hükmedilecek ceza olarak hapis cezası seçilmesi halinde bu ceza seçenek yaptırıma çevrilemez, ancak hükmedilen bu hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilir. Erteleme kararı, sadece hapis cezasına hükmedilmesi halinde mümkündür. Hapis cezası dışında hükmedilen, adli para cezası ve seçenek diğer tedbirler hakkında ertelenme kararı verilemez. Hapis cezasının TCK’nın 50. Maddesi uyarınca seçenek yaptırıma çevrilmesinin zorunlu olduğu hallerde, TCK’nın bu hükmü uygulanmalı ve hapis cezasının ertelenmesi kararı verilmemelidir. Hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği takdirde, denetim süresi de belirlenmelidir. Ancak denetim süresinin belirlenmemesi, kazanılmış hakka konu olamayacaktır. Yargıtay’ın içtihatları doğrultusunda, sanık veya müdafinin lehe hükümlerin uygulanması talebi var ise hakim tarafından TCK’nın 51. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı kararda tartışılmalıdır.
Hapis Cezasının Ertelenmesi Nedir?
Hapis cezasının ertelenmesi, işlediği suçtan dolayı mahkum edilen suçluya ait cezanın infazının belirli bir süreyle geri bırakılması ve suçlu bu süre içinde yeniden bir suç işlemediği takdirde suçun ya işlenmemiş veya hükümlüğün gerçekleşmemiş ya da cezanın çekilmiş sayılmasıdır. Erteleme, cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal bir kişiselleştirme kurumudur. Erteleme, 5237 sayılı kanun uygulamasıyla koşullu af olmaktan çıkarılıp, ceza infaz kurumu haline getirilmiştir Hapis cezasının ertelenmesi TCK 51. madde, hapis cezasının ertelenmesini düzenlemiştir. Hapis cezasının ertelenmesi, işlediği suç nedeniyle 2 yıl (bazı hükümlüler için 3 yıl) veya daha az hapis cezası alan, öncesinde kasten işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezası almamış ve gösterdiği pişmanlık nedeniyle tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat oluşturan hükümlünün cezasının belli süre ve şartlarla ertelenmesidir.
Hapis cezasının ertelenmesi, kişi hakkında işlediği suçtan dolayı mahkemenin vermiş olduğu hapis cezasının yerine getirilmesinin belirli bir süre ve belirli şartlar altında ertelenmesidir. Mahkeme tarafından hükmolunan hapis cezasının ertelenmesi ile kişiye cezasını infaz kurumu dışında çekmesi adına bir olanak tanınmaktadır. Hapis cezasının ertelenmesi, TCK’nın 51. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
(1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde, infaz hâkimi kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan ceza süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) On sekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine, mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek infaz hâkimine verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.
Hapis cezasının ertelenmesi, hakkında hapis cezasına hükmolunan ancak bir daha suç işlemeyeceğine kanaat getirilen kişinin, kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak hapis cezasının belirlenen deneme süresi için cezaevinde geçirilmemesi, deneme süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde hükmolunan hapis cezasının infaz edilmiş sayılmasına yol açan bir ceza hukuku müessesesidir. Hapis cezasının ertelenmesine karar verildiğinde, mutlaka denetim süresi de belirlenmelidir.
Hapis cezası ile adli para cezasının seçimlik olduğu suçlarda, mahkeme tarafından ceza olarak hapis cezasına hükmedilmesi halinde, seçenek yaptırıma çevrilemeyecek olup hükmolunan hapis cezası ertelenebilir. Mahkeme tarafından hükmedilecek cezalardan hapis cezası dışındaki cezalar; adli para cezası veya diğer seçenek tedbirler hakkında erteleme kararı verilemez. Hapis cezasının, TCK’nın 50. maddesi kapsamında seçenek yaptırımlara çevrilmesinin zorunlu olduğu hallerde bu madde hükmü uygulanır ve hapis cezasının ertelenmesi kararı verilemez.
Kural olarak, 2 yıl ve altındaki hapis cezalarının ertelenmesine karar verilir. Ancak sanığın 18 yaşından küçük veya 65 yaşından büyük olması halinde, 3 yıl ve altındaki hapis cezalarının da ertelenmesine karar verilebilir. Lehe hükümlerin uygulanması talebinin olması halinde, TCK m.51’in de bu talep kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun somut olay nezdinde öncelikle tartışılması gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanması halinde hapis cezasının ertelenmesi mümkün değildir. Hapis cezasının ertelenmesinin uygulanması nedeni ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin gerekçesinin çelişmemesi gerekir.
Hapis Cezasının Ertelenmesi Şartları
TCK’nın 51. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında hapis cezasının ertelenmesinin koşullarına yer verilmiştir. Cezaların ertelenmesinden beklenen amaçların gerçekleşmesi, bu kurumun doğru ve yerinde uygulanması ile yakından ilgilidir198. Bu başlık altında hapis cezasının ertelenme kararı verilebilmesi için gereken koşulların neler olduğuna değinilecektir. Hapis cezasının ertelenmesinin uygulanabilmesi için somut olay nezdinde birtakım şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Kanun maddesinde de belirtildiği üzere hükmedilen cezanın üst sınırı ve kişinin kişiliği bu kararın verilmesinde etkili olmaktadır. Bu bahisle hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilmesi için bir arada gerçekleşmesi gereken şartları iki başlığa ayıracak olursak;
- İnfazı Ertelenecek Hükümlülüğe İlişkin Şartlar
Ertelenecek hükümlülüğün hapis cezası olması gerekmekte olup adli para cezası ve diğer seçenek tedbirlerin ertelenmesi mümkün değildir. Sırf zorlama amacı bulunan disiplin ve tazyik hapis cezaları seçenek yaptırma çevrilemeyen yanısıra, ertelenmesine de karar verilemez. Mahkeme tarafından fail hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken güvenlik tedbirleri, müsadere, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında erteleme kararı verilmez.
Ertelenmesine karar verilebilecek hapis cezası süresine de kanunla bir üst sınır getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre; 18 yaşını doldurmuş ancak 65 yaşını bitirmemiş failler hakkında verilen iki yıl ve daha az süreli hapis cezalarıyla, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış ve 65 yaşını bitirmiş olan kişiler hakkında verilen 3 yıl ve daha az süreli hapis cezaları ertelenebilecektir. Failin hüküm tarihindeki yaşı değil, suçun işlendiği tarihteki yaşı dikkate alınır. Hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilmesi için öngörülen 2 ve 3 yıllık hapis cezası üst sınırı suçun kanunda yazılı cezası miktarını değil, hakimin somut olayda hükmedeceği sonuç cezanın süresini ifade etmektedir.
Yargıtay kararları doğrultusunda, somut olay kapsamında sanığın birden fazla suçtan yargılanması halinde, her bir suç için hükmedilen cezalarda ayrı ayrı 2 veya 3 yıllık hapis cezası üst sınırı şartı aranır ve toplam ceza süresinin bu süreleri aşmasına önem verilmez. Failin işlediği suçun kasten işlenen suç olması ile taksirle işlenen suç olması arasında fark yoktur. Fail hakkında tek ceza olarak hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verileceği gibi adli para cezasıyla hükmedilen hapis cezaları da ertelenebilir. Bu durumda yalnızca hapis cezası ertelenebilir, çünkü erteleme kararı sadece hapis cezası için verilebilirken birlikte hükmedilen adli para cezasının ertelenmesine karar verilemez.
- Faile İlişkin Şartlar
Kanunun ilgili maddesinde, hapis cezasının ertelenmesine karar verebilmek için failde bulunması gereken şartlar; zorunlu, objektif şart ve takdiri, subjektif şart olmak üzere iki şartın gerçekleşmesine bağlı kılınmıştır. Bu şartlara bakıldığında;
- Zorunlu, objektif şart failin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması,
- Takdiri, subjektif şart ise, suçu işledikten sonra yargılama süresinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla, kişinin tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması olarak belirlenmiştir.
TCK 51. maddesi kapsamında somut bir olayda mahkeme tarafından hükmedilecek hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilmesi için; hükmedilen hapis cezasının kural olarak üst sınırının 2 yıl ve 18 yaşından küçük ve 65 yaşından büyük ise 3 yıl olmasının yanısıra failin kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması, kişinin tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir.
Hapis Cezasının Ertelenmesi Kararı
Hapis cezasının ertelenmesi kararı, hükümle birlikte mahkeme tarafından verilir. Hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilmesi için sanığın talepte bulunması veya mağdurun rızası aranmaz. Ancak sanık veya müdafi tarafından lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunulmuşsa hapis cezasının ertelenmesi kurumu da bu kapsamda mahkeme tarafından değerlendirilmelidir. Erteleme kararı, kural olarak mahkemenin takdirine bağlıdır. Ancak ilk hükümde hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiş ve karşı bir temyiz talebi olmadan sanığın temyiz başvurusu üzerine karar bozulmuş ise, mahkeme yeniden karar verirken bu karardaki hapis cezasının da ertelenmesine karar vermesi zorunludur. Erteleme kararı hüküm kurulduktan sonra veya infaz aşamasında verilemez.
5237 Sayılı TCK’nın 51/2 maddesine göre “cezanın ertelenmesi mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir.” Bu konuda takdir tamamen mahkemeye bırakılmıştır. Ertelemenin maddenin bu fıkrasında öngörüldüğü şekilde koşula bağlandığı hallerde, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın, infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Hükmedilen koşulun yerine getirilmesi halinde, hakim kararıyla hükümlü ceza infaz kurumundan derhal salıverilir. 5237 Sayılı TCK’nın 51/7 maddesine göre de erteleme kararının düşeceği haller düzenlenmiştir. Bu maddeye göre erteleme kararı iki halde düşer.
- Hükümlünün denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi,
- Hükümlünün yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi,
halinde kişi hakkında mahkeme tarafından verilen erteleme kararının düşmesine karar verilir. Kişi tarafından, denetim süresi içerisinde taksirli bir suç işlenmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz. Deneme süresi içerisinde yurt dışında işlenen suçun Türkiye’de kovuşturulması mümkün ise de erteleme kararı düşecektir. Erteleme kararının düşmesine kararını, erteleme kararını veren mahkeme verir. Bu karara karşı itiraz kanun yolu açıktır.
Denetim süresi hakim tarafından belirlenen yükümlülüklere uygun olarak geçilir, bu denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmezse hükümlü tarafından ceza infaz edilmiş sayılır. İnfaz edilmiş sayılan bu ceza hapis cezasına hükmolunmasının tüm sonuçlarını doğurur. Hapis cezasının ertelenmesi kararı sonucunda infaz edilmiş sayılan işbu ceza tekerrüre esas alınacağı gibi hapis cezasına mahkum olmanın tüm sonuçlarını doğuracaktır.
Hapis Cezasının Ertelenmesi Kararı Denetim Süresi ve Yükümlülükleri
Hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi halinde belirli bir denetim süresi de kararlaştırılır. Mahkeme kararında denetim süresi mutlaka yazılmalıdır. Hapis cezasının ertelenmesine karar verilen hükümlü 1 yıl ila 3 yıl arasında bir denetim süresine tabi tutulur. Hükmedilen denetim süresi, 1 yıldan az olamayacağı gibi 3 yıldan da fazla olamaz. Bu nokta da şunu da belirtmekte fayda vardır; denetim süresinin alt sınırı, hükmolunan hapis cezası süresinden az olamaz. Örneğin, hakkında 8 ay hapis cezası verilen ve bu hapis cezasının ertelenmesine hükmolunan kişi için, en az 1 yıl; 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmolunan kişi için de en az 1 yıl 8 ay denetim süresine hükmolunur. Bu denetim süresi kararın kesinleşmesi ile başlayacaktır. Denetim süresi içerisinde hükümlü, maddenin 4. fıkrasında sayılan yükümlülüklere tabi tutulabilir. Ancak, bu bir zorunluluk olmayıp mahkemenin takdirine bağlıdır. Denetim süresi içinde;
- Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
- Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
- On sekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine mahkemece karar verilebilir.
Aynı maddenin 5. Fıkrası uyarınca, mahkeme gerekli görürse denetim süresi içerisinde hükümlüye rehberlik yapacak bir uzman kişi görevlendirebilir. Uzman kişi kanunda ön görüldüğü üzere hükümlüye kötü alışkanlıklarından kurtulması ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesi konusunda yardımda bulunarak üçer aylık sürelerde bu konuda düzenleyeceği raporları infaz hakime verir. Denetim süresi içerisinde kişinin yükümlülük tabi tutulması veya rehberlik yapacak uzman kişi görevlendirilmesi mahkemenin takdirindedir. Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu dikkate alarak, denetim süresinin kişiye herhangi bir yükümlülük belirlenmeden veya rehberlik yapacak uzman bir kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
Hapis Cezasının Ertelenmesi Kararına Karşı Kanun Yolu
Hapis cezasının ertelenmesi kararına karşı istinaf kanun yolu açıktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının aksine hapis cezasının ertelenmesi kararında itiraz kanun yoluna değil, istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Hapis cezasının ertelenmesi kararına karşı istinafa başvurulması halinde, bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararı hem esas hem de usulen inceleyerek yeni bir karar verebilecektir.
Bölge adliye mahkemesi (https://ankarabam.adalet.gov.tr/) kararına karşı şartları mevcut ise Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Temyiz kanun yoluna başvuru sonucunda verilen karara göre kararın kesinleşmesi halinde hapis cezasının ertelenmesi kararında öngörülen denetim süresi ve varsa yükümlülükler başlayacaktır. Cezanın infazının ertelenmesi ile hapis cezasının ertelenmesi karıştırılmamalıdır. Hapis cezasının ertelenmesine dair verilen karar kesinleştikten sonra bu kararın infazına başlanacaktır. Hapis cezasının ertelenmesi, maddi ve usul hukukuna ilişkin bir kurumken cezanın infazının ertelenmesi infaz hukukuna ilişkin bir düzenlemedir.
Hapis Cezasının Ertelenmesi ve HAGB Arasındaki Farklar Nelerdir?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, CMK’nın 231. maddesinde düzenlenmiş olup TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesinden farklı bir kurumdur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının düzenlendiği CMK’nın 231. maddesinde öngörülen koşulların mevcut olması halinde, mahkemece hükmedilen karar hakkında HAGB kararı verilmesiyle hükmün hukuki sonuç doğurmaması ya da doğurmasının belli bir süreye ve bazı ek koşullara bağlı tutulması amaçlanmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi, iki yıl veya daha az hapis cezaları açısından mümkündür. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilmesi için kişinin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede kanaat oluşması, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iadesi veya tazmin suretiyle giderilmesi koşulları aranır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, beş yıllık denetim süresine tabidir. İşbu karar verilirken kişi hakkında bir yıldan fazla olmamak üzere denetimli serbestlik önlemine de hükmedilebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen kişi tarafından, denetim süreci içerisinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı, itiraz kanun yolu açık olup bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamamaktadır.
Hapis Cezasının Ertelenmesinin Memurluğa Etkisi Nelerdir?
Hapis cezasının ertelenmesinin memuriyete etkisi açısından DMK’nın 48. Maddesine bakılmalıdır. Bu maddeye göre;
“Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.
A) Genel şartlar:
- Türk Vatandaşı olmak,
- Bu Kanunun 40 ncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak,
- Bu Kanunun 41 nci maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak,
- Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
- Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…)(1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak. …”
Şeklinde kanun hükümlerine yer verilmiştir. Hapis cezasının ertelenmesini düzenleyen TCK’nın 51. maddesi ile DMK’nın 48. maddesinin A alt bendinde yer alan hüküm birlikte değerlendirildiğinde;
- Kasten işlenen bir suçtan dolayı, bir yıl veya daha fazla süre ile hapis cezasıyla ya da alt bentte sayılan suçlardan biriyle mahkum olan kimse, bu mahkumiyeti ertelense bile, memuriyete ya da kamu görevine alınamaz, memur ya da kamu görevlisi ise memuriyete son verilir.
- Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan kişi hakkında TCK’nın 53/1-e maddesi gereği hak yoksunluğuna hükmedilmemekle birlikte 3. fıkranın son cümlesinde 5. fıkrada belirtilen ek hak yoksunluğunun uygulanmayacağına karar verilebileceğine dair bir hükme yer verilmediğinden, 5. fıkra gereğince ek hak yoksunluğu süresi geçtikten sonra memuriyete alınması olanaklıdır. Bu kimse memur ise, görevine son verilmez ancak ek hak yoksunluğu süresinin tamamlanmasına kadar memuriyeti askıya alınır.
Memur olan kişiye 1 yıl ve daha fazla hapis cezası verilmesi halinde, memurun kamu haklarından yasaklılık hali, ertelenen mahkumiyet süresinin sonuna kadar devam eder. Hükmolunan hapis cezasının infazının bitiminden itibaren de ek hak yoksunluğu başlayıp mahkemece tespit edilen sürede sona erer. Bu halde, verilen hapis cezası ertelenmiş olsa bile, 48/A-5 hükmünde öngörülen; 1 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olmamak koşulunu kaybettiğinden 657/98. maddeye göre memurun görevine son verilir.
Memura bir yıldan az verilen kısa süreli hapis cezası ertelendiği takdirde; hapis cezası 1 yıldan az olduğundan ve TCK m. 53/3 hükmü gereğince de hakkında hak yoksunluğu uygulanmayacağından, memuriyet görevine son verilmez. Ancak ek hak yoksunluğu süresi sonuna kadar memuriyeti askıya alınır ve bu süre tamamlanınca da memuriyete devam edilebilir.
657 Sayılı Kanunun 48. maddesinin A bendinin 5. alt bendinde geçen “Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile” ifadesi; bu alt bentte süre olarak öngörülen bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası veya suç türü olarak sayılan zimmet, hırsızlık gibi suçlardan dolayı mahkumiyet halinde, cezanın infaz süresi veya ek süre tamamlanarak hak ve yetki yoksunluğu kalksa bile, mahkumiyet kararı kalkmadığı için devlet memurluğuna atama hakkını kazandırmamakta ve nitelik kaybı nedeniyle memuriyete son verilmesini gerektirmektedir.
Bir Kişi Hakkında Birden Fazla Kez Hapis Cezasının Ertelenmesi Kararı Verilebilir mi?
Hapis cezasının ertelenmesi kararı verilirken kişi hakkında objektif şart olarak failin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması, takdiri, subjektif şart olarak ise suçu işledikten sonra yargılama süresinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla, kişinin tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Bu hallerin varlığı ve kişinin durumu mahkemece değerlendirilerek işbu karar verilebilmektedir. Kişinin adli sicil kaydı olmaması halinde aleyhine cezası kesinleşmeyen birden fazla davası olsa bile yukarıda sayılan koşulları sağlamak kaydıyla kişinin tüm dosyaları hakkında hapis cezasının ertelemesi kararı verilebilir. Hapis cezasının ertelenmesi kararı, kişinin adli sicil kaydı olmaması ve şartları sağlaması halinde birden fazla kez verilebilir. Bu durumda önemli olan kişinin şartları sağlamasıdır.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi “Birden fazla suçun aynı zamanda hükme bağlanması halinde, ertelemenin söz konusu olabilmesi için, özgürlüğü bağlayıcı cezaların toplamının iki yılı aşmaması gerektiği ve sanığa hükmolunan özgürlüğü bağlayıcı cezaların toplamının bu sınırı aştığı gözetilmeden, dolandırıcılık suçları nedeniyle verilen cezaların ertelenmesinin bozmayı gerektirdiği” seklinde bir karar vermiştir. Güncel mevzuat gereğince birden fazla suç bakımından, birden fazla hapis cezasına hükmedilme durumunda, erteleme için toplam cezanın miktarının değil, mevcut cezaların ayrı ayrı değerlendirilmesi yapılır (CGTİK m.99). İşlenmiş olan birden fazla suç, ayrı ayrı ertelemenin kapsamında kaldığında, failin bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaatin her bir suç için ayrı ayrı değerlendirilmesi yapılamayacağından ya hepsi ertelenir ya da hepsinin infazına karar verilir.
Adli Para Cezasına Hükmedilmesi Halinde Hapis Cezasının Ertelenmesi Kararı Verilebilir mi?
Hapis cezasının ertelenmesi kararı, sadece hapis cezasına hükmedilmesi halinde mümkündür. Hapis cezası dışında hükmedilen, adli para cezası ve seçenek diğer tedbirler hakkında ertelenme kararı verilemez. Adli para cezası, ceza kanunumuzda düzenlenen yaptırımlardan biridir. Bir suçun karşılığı olarak doğrudan adli para cezasına hükmedilebileceği gibi adli para cezası, hapis cezasından çevrilen seçenek bir yaptırım şeklinde de olabilir.
Doğrudan adli para cezasına hükmedilmesi halinde de hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırım olması halinde de adli para cezasına ne şekilde hükmedilmiş olursa olsun, adli para cezası hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilemez. Hapis cezasının ertelenmesi kurumu sadece hapis cezasına hükmedilmesi halinde mümkündür.
Hapis Cezasının Ertelenmesine Karar Verilen Ceza Sicile İşler mi?
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, kişi hakkında hükmedilen bir ceza mevcuttur. Hapis cezasının ertelenmesi kararı ile kişinin işlediği suç sebebiyle hakkında verilen hapis cezasının belirli şartlar altında cezaevi dışında infaz edilmesi sağlanır. Hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği takdirde, denetim süresi de belirlenir.
Denetim süresi hakim tarafından belirlenen yükümlülüklere uygun olarak geçilir, bu denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmezse hükümlü tarafından ceza infaz edilmiş sayılacaktır. İnfaz edilmiş sayılan bu ceza hapis cezasına hükmolunmasının tüm sonuçlarını doğurur. Bu nedenle de kişi hakkında hapis cezasının ertelenmesi kararı verilmiş olsa dahi adli sicil kaydına işleyecektir.
Hapis Cezasının Ertelenmesi Hakkında Yargıtay Kararları
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 30.05.2017 tarih, 2014/12-387E. 2017/304K. Sayılı kararı
…Adli sicil kaydı bulunmayan, katılanın zararının bir bölümünü gideren ve yargılama boyunca yapılan dört oturumun ikisine katılıp, keşifte kendisini vekili aracılığıyla temsil ettiren sanığın, pişman olmadığına dair bir söz ya da davranışının ve olumsuz bir tavrının tutanaklara yansımadığı, bununla birlikte kusurunun bulunmadığına yönelik savunmasının pişman olmadığı anlamına da gelmeyeceği gözetilmeden, yerel mahkemece savunmaları olumlu değerlendirilerek takdiri indirim uygulanan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmemesine yönelik; “sanığın sabıka durumu, katılanın zararının giderilmemiş olması ve yargılama aşamasında edindirdiği kanaat itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması ya da hapis cezasının ertelenmesi halinde sanığın ileride bir daha suç işlemek ten çekineceğine dair mahkememizde kanaat oluşmadığı” şeklinde gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmadığı gibi dosya kapsamı ile de örtüşmediği kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.04.2017 tarih, 2015/7-713E. 2017/228K. Sayılı kararı
…Hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine ya da hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel sabıkası olmayan sanığın, adli sicil kaydındaki Kaçakçılık Kanununa muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı yargılamaya konu suç tarihi itibarıyla hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği de gözetilerek, istinabe yoluyla sorgusu yapılan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep eden ancak kamu zararından haberdar edilmeyen sanığa, kaçak eşyaya mahsus tespit varakası ve bilirkişi raporu ile tespit edilen kamu zararı miktarını bildirilip bu zararı giderip gidermeyeceğinin sorulması, gidermek istediğini beyan etmesi halinde ödeme yapması için makul bir süre verilmesi, kamu zararını giderdiği takdirde, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınıp yeniden suç işleyip işlemeyeceği değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nun 231 maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün, yine suçu işledikten sonra pişmanlık göstermediğine ilişkin bir beyanı ya da dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı bulunmayan sanığın, yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınmak suretiyle pişmanlık duyup duymadığı değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nun 51. maddesindeki erteleme hükmünün uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, duruşmadaki hâli olumlu değerlendirilip hakkında TCK’nun 62. maddesi uyarınca takdiri indirim hükmü uygulanan sanıkla ilgili hapis cezasının ertelenmemesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin olarak “sabıkalı geçmişi, zararın giderilmemiş olması, yeniden suç işlemeyeceğine kanaat gelmeyişi nazara alınarak yasal koşulları oluşmadığından” şeklinde gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmadığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 14.01.2014 tarih, 2013/12-68E. 2014/3K. Sayılı kararı
Geçmişte sabıkası olmayan, pişmanlık göstermediğine ilişkin bir beyanı ya da başka bir olumsuz tavrı yargılama dosyasına yansımayan sanık hakkında, yerel mahkemece sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgeler isabetle değerlendirilmeden, gerek para cezasına çevrilme, gerekse erteleme hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin olarak yalnızca kanun maddelerinde yer alan ifadelerin tekrarlanmasının, kanun koyucunun aradığı anlamda yeterli bir gerekçe olmadığı gibi, dosya kapsamı ile örtüşmediği de kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 14.01.2014 tarih, 2012/12-1590E. 2014/7K. Sayılı kararı
Uyuşmazlık; yerel mahkemece sanık hakkında hapis cezalarının ertelenmemesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin olarak gösterilen gerekçenin yasal, yeterli ve dosya içeriğiyle uyumlu olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Somut olayda sanığın sabıkasız hükmolunan hapis cezalarını iki yıldan az ve her iki suç bakımından karşılanması gereken herhangi bir zararın bulunmaması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesinin sübjektif şartı olan; “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, ileride yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu bir kanaate ulaşılması” ile ertelemede; “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması” şartının üzerinde durulmalıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 29.1.2013 tarih, 2012/1375E. 2013/28K. Sayılı kararı
5237 sayılı TCK’nun 51. maddesinde ‘Hapis Cezasının Ertelenmesi’ başlığı altında, 51/1. fıkrasında ‘İşlediği suçtan dolayı 2 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından 3 yıldır’ hükmü ile belirli sürelerin altında hükmedilen hapis cezalarının ertelenmesi konusunda hakime taktir hakkı tanınmıştır. Madde metninde bu taktir hakkının kullanılabilmesi için ayrıca objektif ve sübjektif iki şart konulmuştur. Bunlar ise, kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suç işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir’ şeklindedir.
Dosyanın incelenmesinde, sanığın sabıka kaydına göre daha önce sonuç olarak üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmediği anlaşılmaktadır. Hapis cezasının ertelenebilmesi için objektif şartın gerçekleştiği görülmektedir.
Erteleme bakımından asıl önemli olan ise, maddenin 1. fıkrasından da anlaşılacağı gibi, hapis cezasının ertelenmesi hususunda ilk derece yargılamasında yüz yüzelik ilkesi gereği sanığı bizzat gören ve duruşmadaki hal ve tavırları, sanığın sorgusu sırasındaki davranışları, sanığın yargılamaya yaptığı olumlu ya da olumsuz katkıları, dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında değerlendirecek hakimin sanık hakkında edindiği olumlu ya da olumsuz kanaattir. Elbette bu kanaat sübjektif bir değerlendirmeden ibarettir. Kanun bu şartı, ‘Suç işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir’ şeklinde formüle etmektedir.
İtiraz konusu ise, hakimin sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığı ve bu nedenle bir daha suç işlemeyeceğine dair sübjektif durumu karara nasıl yansıtacağı ve yaptığı olumlu ya da olumsuz değerlendirmeyi nasıl gerekçelendireceği, dahası hakimin bu noktada sübjektif görüş ve düşüncesini karara yansıtırken kanunda yazan metne tıpatıp sadık kalıp kalmayacağı noktasında toplanmaktadır.
5271 sayılı CMK’nun 34. maddesinin 1. fıkrasına göre ‘Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230 uncu madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir’.
CMK’nun 230. maddesi ise;
‘(1) Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.
b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi,
c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanunun 61 ve 62 nci maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkumiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi,
d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.
(2) Beraat hükmünün gerekçesinde, 223 nücü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
(3) Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, 223 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerin dışında başka bir karar veya hükmün verilmesi hâlinde bunun nedenleri gerekçede gösterilir’ hükmünü içermektedir.
Yukarıda sıralanan kanun metinlerinden de anlaşılmaktadır ki, cezanın ertelenmesine ya da ertelenmemesine ilişkin kanuni dayanakların gerekçede gösterilmesi yeterli olup, bu gerekçenin kanunda gösterilen şekilde aynen yazılması şart değildir.
Diğer taraftan, Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesinin ertelememe gerekçesi olarak gösterdiği, ‘sanığın kişiliği, fiilin işlenmesindeki şekil ve özellikle, sanığın suç işleme eğilimi, cezasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizce olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCK’nun 51. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına’ şeklindeki cümle ve değerlendirmenin, sanığın yargılama aşamasında duyduğu pişmanlığı ve bundan dolayı bir daha suç işlemeyeceğine dair değerlendirmeyi içermediği söylenemez, bu gerekçe ile; hakimin sanığın duruşma sırasındaki davranışlarını gözlemlediği, sanığın kişiliğini olumsuz değerlendirerek işlediği suçtan dolayı pişmanlık duymadığını ve bu nedenle bir daha suç işlemekten çekineceği konusunda olumlu bir düşünceye ulaşamadığını değerlendirmektedir.
Bu şekilde, mahkeme kararlarının gerekçeli olması kuralı da hakkaniyete uygun yargılanma hakkının zımnî unsurlarından biri olarak adil yargılanma hakkına dahil edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, gerekçenin mahkeme kararının saydamlığını ve anlaşılırlığını sağlaması nedeniyle adil yargılanma hakkının içinde saymıştır. (Akıllıoğlu, Tekin, Temel Belgelerde İnsan Hakları, Kavram, Kaynaklar ve Koruma Sistemleri, AÜSBF İHM Yayınları, No: 17, 1996, s.316) Somut mahkeme kararında da ertelememe gerekçesi kanunda tanımlanan sübjektif nedenleri yeterince karşıladığı gibi sanık bakımdan da anlaşılır ve açıktır” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
… Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 15 gün hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin olarak; “Sanığın kişiliği, fiilin işlenmesindeki şekil ve özellikler, sanığın suç işleme eğilimi, cezasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizce olumlu kanaat oluşmadığı…” şeklinde gösterilen gerekçede, pişmanlık olgusuna açıkça yer verilmemiş ise de; sanığın yargılama sürecinde pişmanlığını gösteren söz ve davranışının bulunmadığı göz önüne alındığında, sanığı yargılama sürecinde bizzat gözlemleyen ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaate ulaşmayan yerel mahkemenin hapis cezasının ertelenmemesi yönünde gösterdiği gerekçenin yasal, yeterli ve dosya içeriğiyle de uyumlu olduğu kabul edilmelidir.
Öte yandan, yerel mahkeme hükmünde TCK’nun 53. maddesinin (1). fıkrası uygulanırken, sanığın bu hakları kullanmaktan yoksunluğunun; (3). fıkra gereğince kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, (2). fıkra gereğince ise diğer haklar ve yetkiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi kanuna aykırıdır. Ancak bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması mümkündür.
Bu itibarla; itirazın kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.”