Savcılığın İcra Takibini Durdurması

savci tarafindan icra takibinin durdurulmasi

Savcılığın icra takibini durdurması konusu son zamanlarda çok fazla tarafımıza sorulmaktadır. Savcılık makamı tarafından, kambiyo sentlerine mahsus haciz yolu ile takibe konulan senedin, sahtecilik iddiasına konu olduğu durumlarda sahtecilik nedeniyle icra takibinin durdurulup, durdurulmayacağı tartışmalı bir konudur. Fakat uygulamada savcı tarafından icra takibinin durdurulması kararı verilmektedir. Bu husus aslında İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olup birden çok görüş ayrılığı ortaya çıkmıştır. Yargıtay içtihatlarına bakıldığında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK’nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HMK’nun 209. maddesi uygulanamayacağı ifade edilmiştir

Yasal düzenlemeler ve içtihatlar İİK doğrultusunda olmasına rağmen uygulamada senede karşı imza itirazı halinde icra hukuk mahkemesine itiraz davası açılsa da takibin durdurulması kararı çoğu zaman mahkeme tarafından hükmedilmemektedir. Bu aşamada borçlunun devam eden icra takibine karşı cebri icra tehlikesinden malvarlığını korumak için icra hukuk mahkemesine alacağın karşılığı olarak teminat yatırması durumunda takibi geçici olarak durdurabilmektedir. Borçlu tarafından icra hukuk mahkemesine teminat sunulamadığı durumlarda gündeme savcılık nezdinde bahse konu senet için açılan suç duyurusunu dikkat alınarak savcılığın icra takibini durdurması ihtimali gelmektedir. Bu makalemizde Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak detaylı bir şekilde “Savcılığın icra takibini durdurmasıkonusu kaleme alınmıştır.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibi Nedir?

İİK’nın 167-170/b maddeleri arasında düzenlenen kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip, genel haciz yoluyla takibe göre özel bir takip yoludur. Bu takip yoluna başvurulabilmesi için alacağın bir kambiyo senedine dayanması gerekmektedir. Kambiyo senetleri Türk Ticaret Kanunu’na göre poliçe, bono ve çek olup unsurlarının tam olması gerekir. Aksi halde senet, kambiyo niteliğinde olmadığından bu takip yoluna başvurulamaz. Ayrıca kambiyo senetlerine benzeyen senetlere (TTK’nın 824 ve devamı maddeleri) bu hak tanınmamıştır.

Takip talepnamesinin içeriği genel haciz yolundaki gibi olup İİK’nın 58.maddesindeki unsurları içerir, yalnız burada takibe konu kambiyo senedinin yazılması gerekir. Ayrıca alacaklı takibe konu senedi de eklemek zorundadır. İİK’nın 168/1 maddesine göre takip konusu senedin kambiyo senedi olup olmadığını icra müdürü takdir eder. İcra müdürü, senedin kambiyo senedi niteliğinde karar verirse borçluya ödeme emri gönderir. Ödeme emrinde neler bulanacağı kanunun 168.maddesinde düzenlenmiştir. Burada genel haciz yolundan farklı olarak borcun on gün içinde ödenmesi kaydı ile birlikte senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı iddiasında ise borçlunun beş günlük sürede icra mahkemesine şikâyette bulunabileceği ve borca ve imzaya itirazını da aynı sürede yani beş gün içinde icra mahkemesine yapması gerektiğinin bildirilmesi hususu düzenlenmiştir.

savci tarafindan icra takibinin durdurulmasi mumkun mu
savci tarafindan icra takibinin durdurulmasi mumkun mu

Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibinde İmzaya İtiraz Halinde Takibin Geçici Durdurulmasına Karar Verilebilir mi?

Borçlunun, kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı itirazı imzaya itiraz olarak tanımlanabilir. Bu itiraz İİK’nın 168/1-4.maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Bu itiraz da maddeye göre bir dilekçeyle yani yazılı olarak bildirilmek zorundadır. Bu itirazını açıkça yazmalıdır. Yoksa imzanın kendisinden sadır olduğunu kabul etmiş sayılır. İmzaya itiraz da borca itiraz gibi harca tabidir. İmzaya itiraz, borca itiraz gibi satıştan başka takip işlemlerini durdurmaz. İİK’nın 170. maddesine göre icra mahkemesi hakimi duruşmadan önce yapacağı incelemede talebi ciddi görürse takibin geçici durdurulmasına karar verebilir. İcra mahkemesi dosya üzerinde yaptığı incelemede, borçlunun itiraz dilekçesi kapsamından veya eklediği belgelerden itirazı ciddi olduğu kanısına varırsa alacaklıya tebliğe gerek görmeden itirazla ilgili kararına kadar icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar verilebilir. Geçici durdurma kararı verilmesi için duruma göre teminat isteyebilir. Bu teminat hakimin takdirinde olmakla birlikte uygulamada %10 ile 20 arasındadır.

Borçlu, kambiyo senedindeki sadece kendi imzasına itiraz edebilir. Senette diğer imzası olanların imzasına itiraz hakkı yoktur. Mesela, ciranta bonodaki kendi ciro imzasının kendisine ait olmadığını iddia edebilir, keşidecinin imzasının keşideciye ait olmadığı iddiasında bulunamaz. Bu itiraz mutlak def’i olup bütün alacaklılara karşı (iyiniyetli olsalar dahi) ileri sürülebilir. İmzaya itirazla birlikte yetkiye de itiraz edilebilir. Bu durumda, mahkeme önce yetkiye itirazı inceler. Ayrıca bu taleple çelişmeyen başka itirazlarını ve şikâyetlerini de ileri sürülebilir. İşlemiş ve işleyecek faize, diğer fer’i alacaklara da itiraz edebilir.

İmzaya İtiraz Nasıl İncelenir?

İcra mahkemesince bu itiraz da borca itirazda olduğu gibi mutlaka duruşma açılarak incelenir. Dosya üzerinden karar verilemez. İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise de borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır.

Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Bilirkişinin de grafolog olması gerekir. Fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılamaz, incelemenin senedin aslı üzerinde yapılması gerekir. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (Hukuk Genel Kurulu’nun 26/04/2006 tarih 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı). Bu nedenle borçluya bilirkişi incelemesinin masraflarını yatırması için kesin süre verilemez. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan imzanın borçluya ait olduğuna ya da olmadığına karar verilemez. Raporun denetime elverişli olması gerektir.

Mahkemece yaptırılan inceleme sonunda, imzanın borçluya ait olduğuna kanaat edilirse istemin reddine karar verilir. İmzanın borçluya ait olmadığı kabul edilirse istemin kabulüne karar verilir. Bu durumda mahkemece takibin iptaline değil, takibin durdurulmasına ilişkin hüküm kurulmalıdır. Yaptırılan inceleme sonunda imzanın borçluya ait olup olmadığı belirlenemezse ve alacaklının yeni bir rapor alınması talebi de yoksa istemin kabulüne karar vermek gerekir. Kanun koyucu, borca itirazda olduğu gibi imzaya itirazda da itirazın sonucuna göre tazminat durumunu düzenlemiştir. Ancak burada borca itirazdan farklı olarak talep şartı bulunmamaktadır. Ayrıca imzaya itirazda tazminatla birlikte yüzde on para cezasına da hükmedilir.

Mahkemece, imzaya itirazın kabulünde alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olması halinde asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 para cezasına hükmedilir. Tazminat verilebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılması şarttır. Bilirkişinin açıkça imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirmesi ve bu raporun icra mahkemesince alınmış olması gerekir. İmzaya itirazın aidiyeti tespit edilemediği halde de alacaklının tazminatla mâhkum edilmesi doğru değildir.(İmzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilemediğine dair raporlar takibin durdurulması kararı için yeterli ise de alacaklı aleyhine tazminat için yeterli değildir. Diğer bir anlatımla, alacaklının kötüniyeti veya ağır kusuru olmaması halinde aleyhine tazminata da hükmedilemez.

CMK 128. Madde Kapsamında Savcılığın İcra Takibini Durdurması

Soruşturma ve kovuşturmaya konu olan suçun işlenişinde veya suçun sonucunda elde ettiği düşünülen bir takım hak ve alacaklara el konulması Ceza Muhakemesi Kanunu’muzun 128.maddesinde düzenleme alanı bulmaktadır. İlgili maddede yer alan düzenlemeye göre kıymetli evraklara da el konulması mümkündür. İşte burada icra takibine konu bir kıymetli evrak’ın savcılık makamınca el konulmasına karar verilmesi durumunda icra takibinin durdurulması gerekmektedir. Kıymetli evraka el konulması ile muhafaza altına alınan kıymetli evrak icra dosyasının takibine engel olacaktır.

CMK 128. Madde: “ Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait; a) Taşınmazlara, b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına, c) Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba, d) Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, e) Kıymetli evraka, f) Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, g) Kiralık kasa mevcutlarına, h) Diğer malvarlığı değerlerine, Elkonulabilir.”

Örneğin, TCK kapsamında senette sahtecilik, hırsızlık, dolandırıcılık ve benzeri suçlarda kıymetli evrakın suç unsurlarından biri olması durumunda savcılık makamınca CMK 123. Madde ve 128. Madde hükümleri dikkate alınarak işlemde bulunulacaktır. Gecikmesinde sakınca bulunulan durumlarda savcılık makamınca alınan kararın sulh ceza hakimliğine onaylatılması veya böyle bir durum olmaması halinde doğrudan talepte bulunması ile kararın alınması mümkündür.

Savcılığın icra takibini durdurması veya kıymetli evraka el koyulabilmesi için olayın muhteviyatı önem arz etmektedir. Örneğin senedin içeriği bakımından bir takım asli unsurlarının eksik olması sebebi ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. Ancak senetin şeklen sahteliği konusunda bir durum söz konusuysa savcılık tarafından elkoyma kararının uygulanması noktasında karar almak olağan bir hale gelecektir. Burada önemli olan husus iddiaların kapsamı ve doğabilecek zararların boyutudur. Savcılık makamınca iddia olunan hususlar için elkoyma kararı verilmesi ağır bir yaptırım olarak değerlendirilmesi durumunda icra takibinin durdurulması mümkün olmayacaktır. Bu kapsamda savcılık makamınca kıymetli evrakların suç unsuru olduğuna dair kuvvetli delillerin mevcut olması gereklidir.

savci tarafindan icra takibinin durdurulmasi nasil olur
savciligin icra takibini durdurmasi nasil olur

Senedin Sahtecilik İddiası İle Suç Duyurusuna Konu Olması Halinde Cumhuriyet Savcısı Tarafından İcra Takibi Durdurulabilir mi?

Savcılığın icra takibini durdurması kararı vermesi mümkündür. CMK kapsamında savcılık soruşturmanın durumuna göre bu kararı verebilir. Senedin ilgisiz kişilerce veya şirket yetkilisi olmayan bir kişi tarafından imzalandığı gerekçesiyle kıymetli evrak üzerinde, hem sahtecilik ve hem de dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunması halinde, icra takibi ve soruşturma dosyalarının eş zamanlı derdestliği gündeme gelecektir. Çek veya bononun şekil şartlarının usule uygun olduğu, ancak düzenlendiği aşamada şirket yetkilisi olmadığı iddia edilen bir kişi tarafından imzalandığından bahisle sahte olduğu gerekçesiyle soruşturmaya konu edilmesi halinde, aynı senette bulunan borçla ilgili olarak derdest icra dosyası ile ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı CMK m.123 ve devamı maddelerinde “elkoyma” adlı koruma tedbirini uygulayabilir.

İddianın ve savunmanın soruşturma aşamasında değerlendirilmesi, sonuçta iddiaya konu suç veya suçların şüpheli veya şüpheliler tarafından işlendiğine dair yeterli şüpheyi gösteren somut delil veya delillerin varlığı yapılacak soruşturma ile anlaşılabilecektir. İspat aracı olarak yararlı görülen icra dosyasına ve dolayısıyla sahteliği iddia edilen senet veya senetlere elkoyulabilmesi mümkündür. Bununla birlikte; kıymetli evrak niteliği taşıyan senede veya bir hak ve alacağa temsil eden belgeye elkoyulmasında CMK m.128’de öngörülen prosedürün tatbikinin gerektiği, soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde şüpheliye veya sanığa ait hak ve alacağa temsil eden belgeye veya kıymetli evraka veya diğer malvarlığı değerlerine, CMK m.128’de gösterilen rapor alınarak ve bu maddenin ikinci fıkrasında sayılan katalog suçlardan en az birisinin işlendiği iddiasına dair bir soruşturmanın veya kovuşturmanın varlığı ile mümkündür.

Bu tedbirin icrası CMK m.128’in 4 ila 7. fıkralarına göre yapılmalıdır. Somut olaya döndüğümüzde; her ne kadar icra takibi dosyasının bir hak ve alacağı temsil ettiği ileri sürülse de, esasen icra veya iflas dosyası bir kamu kurumu olan icra ve iflas müdürlüğü vasıtasıyla başlatılan işlemlerin yürütülmesi ile ilgili olup, bizatihi hak ve alacağı veya kıymetli evrakı veya sair malvarlığı değerini temsil etmez. Bu nedenle, CMK m.123 ve m.127’nin icra ve iflas dosyaları hakkında tatbikinin mümkün olduğunu kabul etmek gerekir. Savcılığın icra takibini durdurması kararından sonra imza incelemesi yapmak zorundadır. Bu şekilde imzanın sahte olup olmadığı tespit edilir.

Bu maddeye dayanarak soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı; şikayete konu senette yetkili olmayan bir kişinin imzasını tespit ederek, senette sahtecilik ve bu yolla nitelikli dolandırıcılık suçlarının işlendiği kanaatine varması durumunda, elkoyma yetkisini kullanarak icra dosyasına müdahale edebilecektir. Cumhuriyet savcısı yaptığı ve yaptırdığı incelemeler yoluyla sahteciliği belirlediğinde; elkoyma yetkisini icra dosyası üzerinde kullanarak, icra dosyasına elkoymak suretiyle icra takip işlemlerini durdurabilir. Cumhuriyet savcısının senette sahtecilik iddiasını gösteren makul şüphenin varlığı halinde; “Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma” başlıklı CMK m.128/1-e’den hareketle kıymetli evraka değil, CMK m.123/1 ve m.127/1 hükümlerinden kaynaklanan elkoyma yetkisini kullanmak suretiyle icra dosyasına elkoyabilir. Ancak bu elkoymanın hakim kararı üzerine değil de, gecikmede sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması halinde, hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin 24 saat içinde hakim onayına sunulması ve elkoyma kararının onaylanmasına ilişkin kararın da 48 saat içinde verilmesi gerekir, aksi halde elkoyma tedbiri kalkar.

İcra hukuk mahkemesine yapılan imzaya itiraz sonucunda mahkeme tarafından itirazın ciddi görülmemesi halinde takibin geçici durdurulmasına karar verilmemektedir. Bu kararın verilmemesinin sonucunda borçlu tarafından da ödeme yapılmadığında takip kesinleşerek borçluya cebri icra işlemleri uygulanacaktır. Borçlunun senedin icrasını durdurması için bir başka seçenek, senedin sahte olduğunda dair suç duyurusu yapılarak savcılık veya ceza mahkemesi tarafından tebdir kararı alınmasıdır. Senedin sahte olduğunun borçlu tarafından iddia edilmesi halinde savcılık makamı tarafından icra durdurma tedbiri verilip verilemeyeceği tartışmalı bir konudur. Uygulamada borçlunun, sahtelik iddiasına ilişkin husus kamu düzenine ilişkin olmadığından icra mahkemesince, hükümle birlikte kendiliğinden sahtecilik iddiasıyla ilgili Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulamaz ve bu arada icra takibinin durdurulmasına karar verilemez.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK’nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HMK’nun 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK’nun 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK m. 170/2) İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremez. Sadece İİK’nun 169/a-2. maddesi uyarınca itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir.

İcra mahkemesince takibe konu alacakla ilgili bir karar verilmiş olması, aynı alacak hakkında genel mahkemelerde dava açılmasına engel oluşturmaz. Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK’nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası gibi, cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. Ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabilir. Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar ışığında, takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi bulunmamaktadır.

Savcılığın İcra Takibini Durdurması Konusunda Yargıtay’ın Görüşü Nedir?

Yargıtay’a göre, İcra ve İflas Yasası’nda hüküm bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Yasası hükümlerinin uygulanabilmesi için bu Yasa’nın uygulanacağı yönünde açıkça yollama yapılması veya bu Yasa’nın İcra ve İflas Yasası’nın genel ve özel hükümlerine aykırı olmaması (zorunlu dava arkadaşlığı gibi) gerekir. Bu bakımdan Hukuk Muhakemeleri Yasası’nın “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz.” şeklindeki sahteciliğe yönelik hüküm (HMY m. 209/1), genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla kanıt olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup bu hükmün icra takiplerine bir etkisi yoktur.

Zira İcra ve İflas Yasası’nda, bu hükmün icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin açık bir hüküm olmadığı gibi, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte imzaya itiraz İcra ve İflas Yasası’nda özel olarak düzenlendiği için imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Yasası hükmü uygulanamaz; İcra ve İflas Yasası hükümleri uygulanır. Buna göre, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu takipte takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMY’nin 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. İmzaya itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz (IIY m. 170/1). Daha açık bir anlatımla takibe konu senedin imza inkârı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi durumunda satış durur, ancak diğer takip işlemleri durmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİY m. 170/2).

CMK’da düzenlenen elkoyma yetkisini soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının derdest bir icra veya iflas dosyası için kullanabileceğini, yazımıza konu ettiğimiz olayın veya bir benzerinin gerçekleşmesi halinde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının CMK m.123 ve devamı hükümlerinde düzenlenen elkoyma yetkisine dayanarak gecikmesinde sakınca bulunan bir halin varlığı halinde kendisinin bu yetkiyi kullanmasının, sonrasında bu kararını CMK m.127 uyarınca sulh ceza hakimine onaylatmasının veya gecikmesinde sakınca bulunan bir hal yoksa kararı sulh ceza hakiminden talep ederek, icra dosyasına elkoymanın ve dolayısıyla icra işlemlerinin durdurulmasının, hak ve alacağa elkoymanın amaçlanması halinde ise CMK m.128 hükümlerinin dikkate alınmasının, bu maddede öngörülen kurumlardan rapor alınmak suretiyle hak ve alacakla ilgili kaydi elkoymanın, yani bulunduğu yerde tutulması veya tedbirle kayıtlanmasının mümkün olduğunu ifade etmek isteriz.

kesinlesmis hapis cezasi bozdurma

Kesinleşmiş Hapis Cezası Bozulur Mu? Nasıl Bozulur?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

darp raporu

Darp Raporu Nedir? Nasıl Alınır?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

papara suclari nedir

Elektronik Para Üzerinden İşlenen Suçlar ve Cezaları

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık