İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde
Temyiz
Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
k) 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
l) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar. m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.
İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde Açıklaması
Madde metninde görüleceği üzere, İYUK madde 46.maddede temyize konu olacak kararlar sınırlı bir şekilde sayılmıştır. Böylelikle, dava konusu uyuşmazlığın üç göz tarafından incelenmesi ilkesi önemli ölçüde zayıflatılmıştır. Uygulamada pek çok karar istinaf aşamasında kesinleşmekte ve bu durum ciddi hukuki tartışmalara neden olmaktadır. Halbuki HMK’ya bakıldığında temyize konu olma yan hususlar sayılmış, bunlar dışında kalan bütün kararlara karşı temyiz yolu açık tutulmuştur. Başka bir ifade ile, medeni yargılamada temyize giden konular idari yargılamaya göre çok daha geniş tutulmuştur.
Temyiz incelemesi, hukuk düzenini meydana getiren kuralların ülke çapında yeknesak bir biçimde yorumlanıp uygulanması suretiyle içtihat birliğinin sağlanması amacını güder. Bunun sonucu olarak da temyiz usulü “eşitlik” ilke sinin gerçekleştirilmesini sağlar. Bu açıdan temyiz incelemesinde uyuşmazlığın maddi yönü değil hukuki yönü değerlendirilir ve uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının doğru tespit edilip edilmediği, doğru yorumlanıp yorumlanmadığı ve eksiksiz uygulanıp uygulanmadığının denetimi yapılır.
Nitekim Danıştay’ın görevlerini hüküm altına alan Danıştay Kanunu madde 23/a “Danıştay’ın temyiz mercii olarak görevi, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların dene timini yapmakla sınırlı” olduğunu ortaya koymaktadır. Temyiz incelemesinden önceki aşamada incelemesi yapılan uyuşmazlığın maddi olguları temyiz merci tarafından yeniden ele alınmaz. Temyiz aşamasında uyuşmazlığın maddi değil hukuki yönüyle ilgilenilir. Bu kapsamda temyiz aşamasında, resen araştırma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülüp düşülmediği, kararın usulüne uygun alınıp alınmadığı gibi hususlar çerçevesinde denetim yapılır. Dolayısıyla, temyiz aşamasında önceki aşamada yapılan yargılama yeniden yapılmaz. Ancak, karar sonrasında hükmü etkileyecek nitelikte olguların ortaya çıkması halinde söz konusu olguların temyiz aşamasında ileri sürülebileceği kabul edilmektedir.
Temyiz yoluna kural olarak davanın tarafları başvurabilir. Davanın taraflarından biri ya da her iki taraf da temyiz yoluna başvurabilir. Ancak temyiz yoluna başvurmak için başvuranın davayı temyiz etmek bakımından bir yaranı olması gerekir. Önceki yargılama aşamalarında talepleri karşılanmış ve karara bağlanmış olan taraf temyiz yoluna başvuramaz.
Öte yandan vergi dairelerinin ve vergi dairesi başkanlıklarının, temyiz yoluna başvurabilmeleri için Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın onayını almaları şarttır (VUK m. 377). Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, onay verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf olduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara devredebilir. Bu hadleri aşmayan davalarda vergi dairesi başkanlıkları ve/veya defterdarlıklar Danıştay nezdinde doğrudan temyiz başvurusunda bulunabilirler. Temyiz başvurusu yapmak temyize konu olan kararların uygulanması zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.
- İlgili Makale:
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Tam Metin:
İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde Temyiz Emsal Kararlar
Danıştay 5.Dairesi E:2022/2709, K:2022/678
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde
- Temyiz
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunun 20.maddesiyle değiştirilen Temyiz başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir. hükmüne yer verilmiş, devamında Bölge İdare Mahkemelerinin temyiz edilebilecek nihai kararları sayma suretiyle belirtilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanlığında 1. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapmakta iken, 17/04/2015 onay tarihli işlemle resen emekliye sevk edilen davacının, olağanüstü hal kapsamında 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki liste ile rütbesinin geri alınması üzerine rütbesinin ve buna bağlı haklarının iadesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine dair anılan Komisyonun … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada verilen kararın, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan temyiz edilebilecek konular arasında yer almadığı ve istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği açıktır. Bu durumda, istinaf incelemesi sonucunda kesinleşen kararın temyizen incelenmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesinin kararı kesin olduğundan, bu karara yönelik temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Danıştay 5.Dairesi E:2022/2523, K:2022/650
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde
- Temyiz
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Temyiz başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede bentler halinde sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar başka Kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili mercinin bu kararına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin 7.fıkrasında ise, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususunun dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması halinde de 6.fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyasının incelenmesinden; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesinin kararının davacı vekilinin E-Tebligat adresine tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda 16/11/2021 tarihinde otomatik olarak okundu sayıldığı görülmüştür. Bu durumda kararın davacı vekiline 16/11/2021 tarihinde tebliğinin gerçekleştiği, bu tarihi izleyen günden itibaren başlayan 30 günlük temyiz süresinin son gününün 16/12/2021 tarihi olduğu, ancak davacı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin 20/12/2021 tarihinde Bölge İdare Mahkemesi kayıtlarına girdiği görülmüş ve temyiz isteminin süresinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; Davacının temyiz isteminin süreaşımı nedeniyle reddine, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Danıştay 11.Dairesi E:2012/621, K:2013/13369
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde
- Temyiz
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. Maddesinin 2.fıkrasında; özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği, 48. maddesinin 3.fıkrasında; temyiz dilekçelerinin ilgilisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştay’a veya 4. maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştay’ca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde bu dilekçelerin temyiz dilekçesi yerine geçeceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, temyize konu Mahkeme kararının davalı idarelerden Ankara Valiliğine 18.11.2011 tarihinde tebliğ edildiği, Ankara Valiliğince 22.12.2011 tarihinde kayda giren dilekçeyle kararın temyiz edildiği anlaşıldığından, Ankara Valiliği temyiz isteminin süre aşımı sebebiyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarelerden Sağlık Bakanlığının temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanmasına; Ankara Valiliği temyiz isteminin ise süre aşımı nedeniyle reddine, temyiz giderinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 2.Dairesi E:2021/18923, K:2022/370
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde
- Temyiz
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde; Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği, 49.maddesinin 5. fıkrasında ise; kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısmın Danıştay kararında belirtileceği kurala bağlanmış olup, temyiz yoluna, aleyhine karar verilen taraflarca başvurulabileceği açıktır.
İdari işlemler hakkında iptal davası açılabilmesi için öncelikle idari işlemin ilgilinin hukuki menfaatini ihlal etmesi koşulunun varlığı arandığı gibi, kanun yoluna başvurmada da hukuki yarar bulunması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulması veya değiştirilmesinde korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunması şarttır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı maaş farklarının yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi yolunda İdare Mahkemesinin kararının Danıştay Beşinci Dairesinin 08/01/2019 günlü, E:2016/21529, K:2019/93 sayılı kararıyla iptale ilişkin kısmının gerekçeli onanmasına, kabule ilişkin kısmının ise bozulmasına hükmedildiği; davalı idare tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 05/10/2021 günlü, E:2021/2872, K:2021/3123 sayılı kararıyla karar düzeltme isteminin reddedildiği; sonuç itibarıyla Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının kesinleştiği, daha sonra Mahkemece bozma kararına uyularak, yoksun kalınan maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı idare tarafından dosyaya sunulan temyiz dilekçesinde ise; Mahkeme kararının, onanarak kesinleşen iptale ilişkin kısmına yönelik hukuka aykırılık iddialarına yer verilerek bozulması istenilmektedir. Bu durumda; davalı idarenin bozma kararı sonrasında hakkında hüküm kurulmayan ve kesinleşen kısma yönelik olan temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 15. Dairesi E:2016/3772 K:2016/3323
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 46. Madde
- Temyiz
2577 Sayılı Kanun’un 46. maddesinin 2.fıkrasında özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48. maddesinin altıncı fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde kararı veren mahkemenin, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin yedinci fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususlarının, dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hallerinde de altıncı fıkrasında sözü edilen kararın daire ve kurulca verileceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; temyiz edilen mahkeme kararının davalıya 04.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği; davalı idare tarafından yukarıda anılan maddede belirtilen 7 günlük süre içerisinde, en geç 11.03.2016 tarihine kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 14.03.2016 tarihinde kayda giren dilekçeyle temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin süre aşımı sebebiyle reddine, 09.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.