Cinsel iftira mağdurları hangi hukuki haklara sahiptirler? Cinsel suçlarda iftiraya maruz kalan kişiler bu soruyu tarafımıza çok fazla sormaktadır. Cinsel suçların toplum nezdinde yarattığı etki bakımından iftira hususu iyi irdelenmelidir. Cinsel iftira suçunda failin asıl amacı tamamıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir cinsel suç isnadı ile kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamaktır. Kişilerin böyle bir iftiraya maruz kalmaları sonucu savcılığa şikayette bulunmaları gerekmektedir. Şikayet başvurusunun akabinde savcılık makamı tarafında soruşturma başlatılacak ve iddianame ile birlikte bu süreç kamu davasına dönüşecektir. Yani cinsel iftira suçuna maruz kalan kişi zaman kaybetmeden savcılığa şikayetçi olmalıdır. Cinsel iftira mağdurlarının hakları;
- Maddi tazminat
- Manevi tazminat
- Cinsel iftira suçundan savcılığa şikayet.
Cinsel suçların ispatı zordur. Delilleri çok fazla olmaz. Ortaya çıktığında fail ve mağdur arasında herhangi bir tanıklık olmadan gerçekleşme ihtimali yüksek olur. Bu sebeplerle de cinsel suçlara yönelik mağdur beyanlarında bazı koşulların sağlanması durumunda beyanına itibar edilir. Bazı durumlarda ise bu durum bir silah olarak kullanılabilir. Nadirde olsa ceza hukukunda bu durumla karşılaşılmaktadır.
Cinsel iftira mağdurları uğramış oldukları haksız suç isnatlarından dolayı görmüş oldukları maddi ve manevi kayıplar karşısında tazminat davaları açabileceklerdir. Tazminat davalarında mağdurların, yaşamış oldukları maddi hak kayıplarının ve manevi anlamda zorlu süreçlerin, cinsel iftiraya maruz kalmalarının bir sonucu olduğunu başvurularında nedensellik bağı çerçevesinde ilişkilendirmeleri gerekmektedir. Bu konuda eksik başvurular yapılması sonucu hükmedilen tazminat miktarlarının kişilerin hak kayıplarını tam olarak karşılamaması sonucunu doğuracaktır. Bu makalemizde Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak Cinsel İftira Suçunu ele alacağız.
Cinsel İftira Suçu
Cinsel iftira suçunun oluşabilmesi için kendisine cinsel suç isnad edilen kişinin bu suçu işlemediğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu bakımdan cinsel iftira suçu sadece olası kast ile işlenebilmektedir. Başka bir değişle cinsel iftira suçu muhtemel kast ile işlenemez. Cinsel iftira suçunun oluşması için isnadın bir soruşturma ile neticelenmesi veya bir zararın doğması aranmamıştır. Suç sonucunda mağdurun hürriyetinin kısıtlanması veya hakkında tedbir uygulanması gibi zararlı neticelerin meydana gelmesi, cezayı artıran nitelikli hal olarak öngörülmektedir.
Bu suçun temel niteliği tehlike suçudur. Kanun koyucu, cinsel iftira halinde adliyeye ve mağdura yönel korunan yaranı oluşturan hakların tehlikeye düştüğünü kabul etmiştir. Mahkemenin ayrıca bu tehlikenin gerçekleşmiş olduğunu araştırması gerekmemektedir. Bu bakımdan suçun soyut tehlike suçu olduğu söylenilmelidir. Ancak 2. fıkrada nitelikli halin somut tehlike suçu niteliğinde olduğunu, sonraki fıkralardaki nitelikli hallerin ise soruşturma, kovuşturma veya hak kısıtlamasına yol açan sonuçları itibarıyla zarar suçu niteliğinde olduğunu kadim hukuk ve danışmanlık olarak değerlendirmekteyiz. Cinsel iftira suçunun basit hali ile nitelikli hali oluşması için bir neticenin varlığı aranmamıştır. Gerçeğe aykırı suç isnadının ihbar veya şikâyet edilmesi ya da yayın yoluyla yetkili mercie duyurulması biçimindeki icra hareketlerinin tamamlanmasıyla suç oluşmaktadır. Bu nedenle cinsel iftira suçu sırf hareket suçu niteliğindedir. Cinsel iftira suçunda failin isnat ettiği fiil hiç vücud bulmamış olabileceği gibi suç isnadında bulunulan kişi tarafından da işlenmemiştir.
Cinsel İftira Suçunda Şikayet
Cinsel iftira suçunda şikâyet zorunlu değildir. Bu suç cumhuriyet başsavcılığınca re’sen soruşturulan bir suçtur. Bu suç bakımından kişi şikâyet hakkını kullanırken somut maddi bir olayın varlığı gerekmektedir. Örneğin cinsel iftira suçunun failinin kişiyi adli makamlara cinsel suçu işlemiş gibi ihbar etmesi örnek verilebilir. Cinsel iftira suçunun oluştuğundan haberdar olan savcılık makamının derhal harekete geçmesi gerekmektedir.
Cinsel iftira suçunu adli makamlara şikâyet yolu ile işleyen fail bu konuda şikâyetinden vazgeçmesi durumunda suça yönelik soruşturma sonlanmayacaktır. Yani savcılık cinsel iftira suçunu işleyen faile dair soruşturma evresine devam edecek ve kovuşturma aşamasında da iddia makamı olarak yer alacaktır. Savcılık makamı tarafından açılacak dava kamu davası niteliğine haizdir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi aynı şekilde burada da cinsel iftira suçunun failinin şikâyetinden vazgeçmiş olması kamu davasını düşürmeyecektir.
Cinsel İftira Davası Nasıl Açılır?
Cinsel iftira davalarını incelemek ve karara bağlamakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Cinsel iftira mağduru kişi bahse konu suç hakkında bir dava dilekçesi hazırlayıp beyanlarını destekleyici deliller göstererek mahkemeye müracaat etmelidir. Kişinin bu zorlu dava sürecinde hak ve menfaat kaybı yaşamaması için bu konuda uzman bir avukat ile dava açılışı yapması tavsiye edilir.
Cinsel iftira suçu için dava açılırken, cinsel iftira suçunun unsurlarından en az bir tanesinin varlığı dava açılması için yeterli olacaktır. Kişi mahkemeye başvururken iftiraya uğradığını ve iftiralarla hedef gösterildiğini kanıtlayacak deliller sunmalıdır. Asliye ceza mahkemesine dilekçe ile başvurulması sırasında başvuru sebebi dilekçede açıkça bulunmalıdır. Cinsel iftira davalarında tanık dinletilebilir.
Cinsel İftira Atmanın Cezası
TCK’nın 267. maddesinden yola çıkarak, yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye cinsel iftira suçu isnad eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Buna göre bir kişi cinsel iftira suçunun basit halini işlemesi halinde yapılacak yargılama sonucu hakkında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
Cinsel iftira suçunun nitelikli hali bakımından ise fiilin sanık tarafından maddi eser ve delil yaratmak suretiyle işlenilmesi halinde hükmedilecek cezanın yarı oranında arttırılacağı belirtilmiştir. Bunun sonuncuda 1 yıl olan alt sınır 1,5 yıla, 4 yıl olan üst sınır 6 yıla çıkmaktadır. Bununla birlikte 267. Maddenin 3. fıkrasında mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır denilmiştir. Yani mağdur mahkeme süreci boyunca herhangi bir tedbirle karşı karşıya kalmış ise fail hakkındaki ceza tekrardan yarı oranında arttırılacaktır. Bununla birlikte cinsel iftira suçuna uğrayan mağdurun müebbet hapis ile cezalandırılması durumunda, cinsel iftira suçunu işleyen fail 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecektir. Müebbet dışında diğer süreli hapis cezalarında ise fail bu mağdur hakkında verilen cezanın 2/3’ü kadar hapis cezası ile karşılaşacaktır.
Cinsel İftira Suçu Mağdurlarının Tazminat Hakları
Cinsel iftira suçu mağdurlarının, bu suç karşısında en temel haklarından biri tazminat hakkıdır. Kişi kendisine karşı işlenen cinsel iftira suçuna suç duyurusu yapmakla beraber maddi ve manevi tazminat talebi ile dava açabilmektedir. Cinsel iftira suçu nedeni ile tazminat talepleri sebebi ile açılan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Kişi işlenen bu suç nedeni ile maddi olarak kayba uğrayabilir. Şöyle ki bir kişinin bu suçun mağduru olması sebebi ile belli bir süre iş yapamaz hale gelebilir, işten atılabilir veyahut farklı maddi kayıplarla karşılaşabilir. Bununla beraber kişinin manevi olarak kayıplar yaşaması da pek tabi mümkündür. Örnek olarak mağdur kendisine isnad edilen suç sebebi ile toplumdan dışlanabilir, ailevi zorluklar yaşayabilir ve hatta evli ise boşanabilir. Bunların neticesinde kişinin psikolojik ve mental olarak manevi zararlar görmesi mümkündür.
Yukarıda örneklendirdiğimiz gibi durumlarla karşı karşıya kalan mağdurların, maddi ve manevi zararlarını gidermek için başvurabilecekleri en temel yol tazminat davalarıdır. Mahkemeler açılan tazminat davalarında temelde olayı inceleyerek bir miktar tazminat ödenmesine karar verirler. Bunun yanında mahkeme kişinin maddi durumu, olay tarihi ve dava günündeki parasal değer gibi çeşitli kriterleri değerlendirerek bir sonuca varmaktadır. Mahkeme bedeli belirlerken hakkaniyete uygun davranmalıdır. Genel olarak dosyalarda maddi tazminat talepleri bakımından istenen sonuçlar elde edilse de manevi tazminat nedenlerinin gerekçeleri kişiler tarafından somut hale getirilemediği için beklenen sonuçlar elde edilememektedir. Kişilerin bu tür tazminat davalarında hukuki yardım almaları mali kayıplarını tazmin edebilmeleri konusunda önem arz etmektedir.
Maddi Tazminat Hakkı
Cinsel iftira suçundan dolayı açılan tazminat davalarında failin özel kastının varlığı önem arz etmektedir. TCK ‘nun 267. Maddesi gereği cinsel iftira suçunun özel kast dışında işlenmesi mümkün değildir. Çünkü hükümde de açıkça belirtildiği üzere “Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için..“ denilerek bu suçun bilerek ve isteyerek işlenebileceğine değinilmiştir. Bu sebeple ihmali davranışla veya kusurla işlenebilecek bir suç değildir. Bu suç bakımından failin kötü niyetinden bahsedilmesi mümkündür. Hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hallerin bu suç bakımından gündeme gelmesi mümkün değildir.
Bu suç yetkili makamlara kötü niyetli ve haksız olarak yapılan şikâyetler ile gündeme geleceğinden, suçun varlığının ispatı kolaydır. Örneğin mağdura isnad edilen cinsel suç ile alakalı dosyada verilen kovuşturmaya veyahut soruşturmaya yer olmadığı kararları ile birlikte kişi fail hakkında kendisine karşı cinsel iftira suçunu işlediğinden bahisle suç duyurusunda bulunabilir ve pek tabi gördüğü zararların tazmini için maddi tazminat davası açabilir. Kısaca özetlemek gerekirse failin kasıtlı ve kötü niyetli olarak verdiği zararlardan dolayı Maddi tazminat talebinde bulunmak mümkündür.
Manevi Tazminat Hakkı
Cinsel iftira suçuna maruz kalınması sonucu meydana gelen acı, elem ve ızdırap duyan kişi bu durumun giderilmesi için manevi tazminat talebinde bulunabilir. Manevi tazminat talebi için birçok nedenin ileri sürülmesi mümkündür. Cinsel iftira suçlarında mağdurların yaşamış olduğu toplumsal ve ailevi baskılar gibi çeşitli sebeplerle psikolojik tahribatlar almaktadırlar. Manevi tazminat talebinde bulunurken kişinin görmüş olduğu manevi tahribat ile cinsel iftira suçu arasındaki nedensellik bağını iyi açıklaması gerekmektedir. Mahkeme tarafından manevi tazminata hükmedilirken değerlendirilen en önemli husus bu manevi zararlar ile cinsel iftira suçu arasındaki nedensellik bağıdır.
Hukukumuzda 5271 sayılı CMK’nın “uzlaşma ve Müsadere” kısmındaki 253. Madde kapsamında uzlaşma hükümleri düzenlenmiştir. Bu maddede uzlaşma kapsamdaki suçlar tahdidi olarak sayılmıştır. Burada sayılan suçlar bakımından suçun faili ve mağduru uzlaşma hükümleri çerçevesinde bir anlaşmaya varmakla birlikte ceza yargılamasını sona erdirirler.
Uzlaştırma kapsamındaki suçlar ilgili maddede tahdidi olarak sayılırken iftira suçu bu maddede yer almamıştır. Bu sebeple cinsel iftira suçu mağdurunun şikayetinden vazgeçmesi durumunda bile soruşturmasına ve kovuşturmasına re’sen devam olunan ve CMK 253. Madde kapsamında yer almayan cinsel iftira suçu uzlaşma kapsamında yer almamaktadır.
Cinsel İftira Suçu Bakımından Zamanaşımı Süresi
Ceza hukukunda zamanaşımı, suçun tamamlanması anından başlamaktadır. Fakat iftira suçlarında eylemin kanıtlanması veya ceza tayini bakımından mağdura yüklenen fiile ilişkin kovuşturmanın sonuçlanması beklenmesi gerektiğinden, bu sürede iftiranın zamanaşımına uğraması söz konusu olmaktaydı. Kanun koyucu bu durumu öngörmek suretiyle 267. maddenin 8. fıkrasında zamanaşımının, mağdurun fili işlemediğinin sabit olduğu tarihte başlayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle örneğin, mağdur hakkındaki soruşturma kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanmışsa, bu kararı kesinleştiği tarihten, açılan dava beraat karan ile sonuçlanmışsa, beraat kararının kesinleştiği tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlamaktadır.
Basın yoluyla işlenen suçlar bakımından 5187 sayılı Basın Kanunun 26. maddesinde özel olarak hak düşünü süresi öngörülmüştür. Anılan hüküm uyarınca dava açma süresi günlük süreli yayınlar için 2 ay, diğer basılmış eserler yönünden 4 aydır. Bu süreler, basılmış eserin C. Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Fakat teslim edilmemişse, ceza kanunundaki zamanaşımı süresini aşmamak kaydıyla, fiilin C. Savcılığınca öğrenildiği (örneğin ihbar veya şikâyet tarihinde öğrenilmiş sayılır) tarihten itibaren başlar.
Cinsel İftira Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri Uygulanır mı?
Etkin pişmanlık hükümleri cinsel iftira suçu bakımından uygulanabilmesi mümkündür. İftiradan dönmek, failin gerçeği açıklaması, başka deyişle mağdura yüklediği hukuka aykırı fiilin gerçekte olmadığını itiraf etmesidir. Ancak, şüpheye dayalı olarak şikâyetçi olmak istediği halde, isnat ettiği fiilin gerçekten olmuş gibi ihbar veya şikayetçi olan failin gerçeğe dönmesi; “böyle bir olay hiç olmadığı gibi bir açıklamayla gerçekleşmeyecektir. Başka deyişle örneğin failin “bazı şüphe gerektiren olaylar dolayısıyla suçu onun işlediğini zannederek şikayetçi olmuştum, yoksa onun işlediğini biliyor değildim” biçimindeki açıklamaların da iftiradan dönmek olarak değerlendirilmesi gerekir.” İftiradan dönme olgusunun varlığı için, failin ifadesinin bu anlama gelecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerekir. Bu nedenle failin meramını iyi anlatamadığı veya tutanağa kaydedilen sözlerin açık olmaması durumunda, ifadesinin hâkim tarafından açıklattırılması ve failin gerçek iradesinin açık biçimde kaydedilmesi uygun olacaktır.
Türk Ceza Kanununun 269.maddesi uyarınca etkin pişmanlığın zamanı, soruşturma, kovuşturma, hüküm ve infaz esas alınmak üzere farklı evrelere göre ayrıca düzenlenmiştir. Yine bu maddede, etkin pişmanlığın suç ve idari yaptırımlar bakımından farklı değerlendirildiği görülmektedir. Bu maddede etkin pişmanlığın gerçekleşmesi için esas alınan soruşturma, kovuşturma, hüküm veya mahkûmiyet kararları, iftiraya uğrayan mağdur hakkında yürütülen işlemleri ifade etmektedir. Bir anlamda da etkin pişmanlığın yapılabileceği ve yapılamayacağı zamanı belirlemektedir. Bu bakımdan, örneğin mağdur hakkında verilen mahkûmiyet kararının infazının bitmesinden veya beraat kararının kesinleşmesinden sonraki iftiradan dönme, etkin pişmanlık olarak kabul edilemeyecektir.
TCK- 269:
- İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
- Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
- Etkin pişmanlığın;
- Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
- Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,
- Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri, İndirilebilir.
- İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
- İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,
- İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri, indirilebilir.
Cinsel İftira Suçları ile Alakalı Yargıtay Kararları
16. Ceza Dairesi 2015/6984 E., 2016/729 K.
- Cinsel İftira Mağdurları Hangi Haklara Sahiptirler
- Gerekçeli kararın iddianamenin özetlendiği kısmında, dava ile ilgisi olmayan başka bir olayın anlatılması suretiyle hükmün karıştırılması,
- İddia, oluş, sanık …’nun katılan ile aralarında herhangi bir cinsel birliktelik ve cinsel taciz olmadığını belirten savunması ve tanıklar …, …, … ile …’nin, katılanın para vermek istememesi üzerine sanık Mehmet’e cinsel istismarda bulunduğu şeklinde iftira attıklarını belirten beyanları ile katılan hakkında verilen 25.06.2010 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların suçsuz olduğunu bildiği katılanın sanık …’e karşı basit cinsel istismarda bulunduğunu iddia etmek suretiyle, katılanın işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamak için hukuka aykırı fiil isnat ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılan sanıkların, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan iftira suçundan mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA,12.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Ceza Dairesi 2021/90 E., 2021/17878 K.
- Cinsel İftira Mağdurları Hangi Haklara Sahiptirler
I- Sanıklar hakkında suç uydurma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Cumhuriyet Savcısının atılı suçun unsurlarının oluştuğuna, sanığın suç usul ve yasaya aykırı karar verildiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanıklar … ve … hakkında iftira suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Cumhuriyet Savcısının atılı suçun unsurlarının oluştuğuna, sanığın suç usul ve yasaya aykırı karar verildiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
III- Sanık … hakkında iftira suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; somut olayda, sanığın, rızaen evlenmek için birlikte kaçtığı … kendisinin zorla kaçırıldığını ve 09.10.2013 tarihine kadar zorla alıkonulduğunu, yakınları olan diğer müştekilerin de ona yardımcı olduklarını iddiası ile kişiyi hürriyetinden alıkoyma ve cinsel saldırı suçlarından; müştekiler … ve … hakkında zorla kaçırıldığını söylediği halde …’a teslim ettiklerini belirterek şikayette bulunduğu ve bu suçlardan yürütülen soruşturmalar sonucu Gündoğmuş Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 2013/391, 2013/401 sayılı soruşturmalarda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın iftira suçundan mahkumiyeti yerine beraatine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.