Ceza Muhakemesi Kanunu 53. Madde
Tanığa Görevinin Önemini Anlatma
1) Tanığa;
a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi,
b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı,
c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği,
d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği, anlatılır.
Ceza Muhakemesi Kanunu 53. Madde Gerekçesi
Tanık içtenlikle beyanda bulunmak yasal yükümü altındadır. Bununla birlikte Tasarı bu hususu açıklayan bir hüküm getirmek yerine, gerçekçi davranarak, tanığın doğruyu söylemesini sağlayacak tedbirlerin alınmasının daha uygun olacağını belirtmiştir. Bu madde söz konusu tedbirlerden birisini içermektedir. Madde, tanıkların doğruyu söylemeleri için yetkili tarafından uyarılmalarını, gerektiğinde kendilerine yemin verileceğinin hatırlatılmasını ve mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceğinin bildirilmesini emretmektedir. Yetkili, uyarmanın içeriğini belirler ve bu arada yalan tanıklığın cezalandırılacağını belirtebilir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 53. Madde Tanığa Görevinin Önemini Anlatma Emsal Kararlar
Yargıtay 4. Ceza Dairesi E:2008/18293, K:2009/3752
- Ceza Muhakemesi Kanunu 53. Madde
- Tanığa Görevinin Önemini Anlatma
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
Tanıklara, dinlenmeden önce gereği söylemesinin önemi, gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacakları hatırlatılmayarak CMK’nın 53. maddesine aykırılık oluşturulması,
Yeniden suç işleyen sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, Yasaya aykırı ve sanık K. M.’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün bozulmasına, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMK’nın 326/son. maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu E:2019/178, K:2019/711
- Ceza Muhakemesi Kanunu 53. Madde
- Tanığa Görevinin Önemini Anlatma
Tatvan İlçe Emniyet Müdürlüğü KOM Grup Amirliğince, yapılan istihbari çalışmalar neticesinde sanık …’e ait … Kuruyemiş isimli iş yerinde yüklü miktarda gümrük kaçağı sigara bulunduğu ve bu sigaraların elden çıkarılmaya çalışıldığı yönünde bilgiler elde edildiğinin, bu itibarla Cumhuriyet Caddesi No: 174/A adresinde faaliyet gösteren iş yerinde gecikmesinde sakınca bulunan hâl kapsamında arama yapılmasına, aramada suç unsuru elde edilmesi durumunda el konulmasına karar verilmesinin talep edilmesi üzerine Cumhuriyet savcısınca 13.05.2013 tarihli yazılı arama ve el koyma emri verildiği,
Olay ve iş yeri arama tutanağına göre ise; 13.05.2013 tarihinde saat 19.40 sıralarında … Kuruyemiş isimli iş yerine gidildiği, haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen … ve …’ın, iş yerinin yetkilisi olan sanık …’ün annesini rahatsızlığı sebebiyle İstanbul iline götürdüğünü, kendilerinin iş yerine emaneten baktıklarını söyledikleri, yapılan aramada, iş yerinin giriş kapısının yanında tezgâh üzerinde, su kolilerinin arkasında, dolap şeklindeki başka bir tezgâhın altında, merdiven altı boşluğunda olmak üzere kartonlar ve paketler hâlinde farklı markalarda toplam 1.512 paket gümrük kaçağı sigaranın ele geçirildiği,
Tatvan Sulh Ceza Mahkemesinin 14.05.2013 tarihli ve 234 sayılı kararı ile sigaralara yönelik el koyma işleminin onaylandığı, 16.05.2013 tarihli bilirkişi inceleme tutanağında, sigaralarda TAPDK bandrolünün bulunmadığının ve ülkemize yasa dışı yollarla girmiş gümrük kaçağı olduklarının belirtildiği, 27.05.2013 tarihli iddianame ile hakkında kaçakçılık suçundan kamu davası açılan sanığın gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık hükmünden yararlanma amacıyla herhangi bir başvurusunun bulunmadığı, anlaşılmaktadır.
Sanık … kollukta; kardeşi …adına kayıtlı olan kuruyemiş dükkanını kendisinin açtığını ve işlettiğini, hastalanan annesini İstanbul iline tedavi ettirmek için götürdükten bir gün sonra iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen gümrük kaçağı sigaraların kendisine ait olduğunu, kaçak sigaraları çantacı diye tabir edilen kişilerden alıp iş yerinde sattığını, mahkemede ise ek olarak; kaçak sigara satmanın suç olduğunu bildiğini, pişmanlığını yineleyerek hakkında lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ettiğini, savunmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda kanun koyucu hâkime belirli durumlarda yargılama süjelerini aydınlatma görevi yüklemiştir. Kanun’un uzlaştırma kurumunu düzenleyen 253. maddesinin 5. fıkrasında “Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.”; “Kararların açıklanması ve tebliği” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında “İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır…”; “Tanığa görevinin önemini anlatma” başlıklı 53. maddesinin 1. fıkrasında “Tanığa; a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği, Anlatılır.”; “İfade ve sorgunun tarzı” başlıklı 147. maddesinde “…b) Kendisine yüklenen suç anlatılır. c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir.”; “Duruşmanın başlaması” başlıklı 191. maddesinde “(1)…Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. (2)…b) İddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır, c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir,”; “Sorgu sırasında sanığın mahkeme salonundan çıkarılabilmesi” başlıklı 200. maddesinin 2. fıkrasında “(2) Sanık tekrar getirildiğinde, tutanaklar okunur ve gerektiğinde içeriği anlatılır.”; “Tercüman bulundurulacak hâller” başlıklı 202. maddesinin 2. fıkrasında; “Engelli olan sanığa veya mağdura, duruşmadaki iddia ve savunmaya ilişkin esaslı noktalar, anlayabilecekleri biçimde anlatılır.”; “Duruşmada anlatılması zorunlu belge ve tutanaklar” başlıklı 209. maddesinde; “Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adlî sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada anlatılır.”; “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinde “(1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. 2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir. (3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.”; “Mağdur ile şikâyetçinin hakları” başlıklı 234. maddesinin 3. fıkrasında, “(3) Bu haklar, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanır ve bu husus tutanağa yazılır.” şeklindeki düzenlemeler ile Kanun koyucu açıkça hâkime veya mahkeme başkanına ilgisine göre sanık, şikâyetçi, tanık gibi yargılama süjelerini aydınlatma görevi yüklemiştir.
Dosya kapsamından; ihbar üzerine Cumhuriyet savcısından alınan yazılı emirle, sanık …’ün işlettiği …Kuruyemiş isimli iş yerinde 13.05.2013 tarihinde saat 19.40 sıralarında yapılan aramada, giriş kapısının yanında tezgâh üzerinde, su kolilerinin arkasında, dolap şeklindeki başka bir tezgâhın altında, merdiven altı boşluğunda olmak üzere kartonlar ve paketler hâlinde farklı markalarda toplam 1.512 paket gümrük kaçağı sigaranın ele geçirildiği, sanığın gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık hükmünden yararlanma amacıyla herhangi bir başvurusunun bulunmadığı anlaşılan olayda;
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünden yararlanılabilmesi için soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinin gerekmesi, etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatı gereken sanığın, lehine olan bu Kanun maddesinden yararlanmasını sağlamak üzere herhangi bir uyarı görevi verilmeyen Cumhuriyet savcısı tarafından sanığa etkin pişmanlığın ihtar yoluyla bildirilmesi ve ödenmesi gereken miktar belirtilerek ödeme yapıp yapmayacağının sorulması zorunluluğunun bulunmaması, soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla talebi ve müracaatı olmayan sanık hakkında kovuşturma aşamasında 5607 sayılı Kanun’un 5. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanamayacağı hususları birlikte gözetildiğinde; etkin pişmanlık hükmünün uygulanması bakımından eksik soruşturma ile hüküm kurulmadığı ve sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu E:2018/554, K:2018/685
- Ceza Muhakemesi Kanunu 53. Madde
- Tanığa Görevinin Önemini Anlatma
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda kanun koyucu hâkime belirli durumlarda yargılama süjelerini aydınlatma görevi yüklemiştir. Kanun’un uzlaştırma kurumunu düzenleyen 253. maddesinin 5. fıkrasında “Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.”; “Kararların açıklanması ve tebliği” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında “İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır… ”; “Tanığa görevinin önemini anlatma” başlıklı 53. maddesinin 1. fıkrasında “Tanığa; a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği, Anlatılır.”; “İfade ve sorgunun tarzı” başlıklı 147. maddesinde “…b) Kendisine yüklenen suç anlatılır. c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir.”; “Duruşmanın başlaması” başlıklı 191. maddesinde “(1)…Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. (2)…b) İddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır, c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir,”; “Sorgu sırasında sanığın mahkeme salonundan çıkarılabilmesi” başlıklı 200. maddesinin 2. fıkrasında “(2) Sanık tekrar getirildiğinde, tutanaklar okunur ve gerektiğinde içeriği anlatılır.”; “Tercüman bulundurulacak hâller” başlıklı 202. maddesinin 2. fıkrasında; “Engelli olan sanığa veya mağdura, duruşmadaki iddia ve savunmaya ilişkin esaslı noktalar, anlayabilecekleri biçimde anlatılır.”; “Duruşmada anlatılması zorunlu belge ve tutanaklar” başlıklı 209. maddesinde; “Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adlî sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada anlatılır.”; “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinde “(1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. 2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir. (3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.”; “Mağdur ile şikâyetçinin hakları” başlıklı 234. maddesinin 3. fıkrasında, “(3) Bu haklar, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanır ve bu husus tutanağa yazılır.” şeklindeki düzenlemeler ile Kanun koyucu açıkça hâkime veya mahkeme başkanına ilgisine göre sanık, şikâyetçi, tanık gibi yargılama süjelerini aydınlatma görevi yüklemiştir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Kanun’un 231. maddesinde ise hâkime veya mahkeme başkanına hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun mahiyeti ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçlarının anlatılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanun koyucunun kullanmış olduğu her sözcük ve yapmış olduğu düzenlemenin özel bir anlam ve amacı olduğunun kabulü ve kanun hükmünün buna göre yorumlanması gerekmektedir. Öte yandan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda, kamu hizmeti ve serbest bir meslek olarak tanımlanan yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden avukatlığın amacı aynı Kanun’un 2. maddesinde “Hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Türkiye’de yükseköğrenim görmüş bir mimar olan sanık … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca kardeşi …’i kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı, yargılamanın yapıldığı İzmir (Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesinde 02.05.2013 tarihli oturumda sanık …’e CMK’nın 147. maddesinde sayılan haklarının hatırlatılarak savunması sırasında müdafi yardımından faydalanmak isteyip istemediğinin açıkça sorulduğu, müdafi istemediğini ve savunmasını kendisinin yapacağını ifade eden sanığa aynı Kanun’un 231. maddesine 22.07.2010 kabul tarihli 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile eklenen “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” düzenlemesi uyarınca; yargılandığı suçtan dolayı mahkûmiyet hükmü kurulduğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanmasını talep edip etmediğinin sorulduğu, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanmasına rıza göstermediğini beyan ettiği, yargılamanın sonunda sanığa hakkında mahkûmiyet hükmü kurulduğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını talep edip etmediğinin yeniden sorulması üzerine, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinin olmadığını ikinci kez ifade ettiğinin anlaşılması karşısında; Türkiye’de yükseköğrenim görmüş bir mimar olan sanığın eğitim seviyesi, sanığın, vazifesi hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis etmek olan avukatlık mesleği mensuplarının yardımından faydalanmak istemediğine ve yine hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair talebi bulunmadığına ilişkin 02.05.2013 tarihli oturumdaki beyanları, aksi Kanunda düzenlenmedikçe yargılamaya ilişkin bir kurumla ilgili olarak sanığa hukuki açıklamalarda bulunma ödevinin hâkime yüklenemeyecek oluşu ve 5271 sayılı CMK’nın 231 maddesinin 6. fıkrasına 22.07.2010 kabul tarihli 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile eklenen “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” hükmü birlikte değerlendirildiğinde, Yerel Mahkemece sanığın kabul etmemesi nedeniyle, karar tarihi itibarıyla kesin nitelikte olan 1.500 TL adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.