Devlet Memurları Kanununun 76.ncı maddesinde memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi konusu düzenlenmiştir. Maddeye göre kurumlar, bünyelerinde çalışan memurları görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.
Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak aylık derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler. Ancak aşağı dereceye atanan memurların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür. Kazanılmış hak aylık derecelerinden aşağı derecelere atanan memurların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilecektir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu makalemizde memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi hukuki çerçevede detaylı olarak ele alınmıştır.
Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi Nedir?
Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi husus DMK 76. maddede düzenlenmiştir. Kurumlar gerekli görmesi halinde memurun görevlerini ve yerlerini değiştirebilir. Bunun için kanunda belirtilen şartlara uyması gerekir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu – Madde 76“Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.
Memurlar istekleri ile kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler.
Aşağı dereceye atananların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür.
Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.” şeklindedir.
Madde de yer alan kazanılmış hak kavramı oldukça önemli bir kavram olmakla birlikte henüz tanımı hususunda bir fikir birliğine varılamamıştır. Ancak, Yargıtay bu kavramı, “Yasalara uygun olarak gerçekleşen hak” olarak tanımlamıştır.
Söz konusu maddeden de görüleceği üzere, devlet memurlarının kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi mümkündür.
Burada bahsedilen görev ve yer değişimi, ilgili memurun isteği üzerine kazanılmış hak derecesinin en çok üç derece altında olmak şartıyla aynı veya başka bir kadroya atanmak şeklinde de olabilecektir. İsteği üzerine daha aşağı dereceli kadroya atanan memurlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68. Maddesinde bulunan yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine atanabilirler.
Memurların istekleri, kazanılmış hak derecelerinin altındaki bir dereceye atama işlemi yapılabilmesi için zorunlu bir şarttır. Aksi takdirde, memurun isteği olmaksızın, kazanılmış hak derecesinin altındaki bir dereceye atamasının yapılması mümkün değildir.
Bahsedilen kazanılmış hak derecelerinin altındaki bir dereceye ataması yapılan memurların, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler, emeklilik yönünden eski derecelerine göre değerlendirilir. Burada kanun tarafından bağlanan koşul ise, memurların kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleridir.
Memurun kazanılmış hak derecesinin altındaki bir dereceye kurum tarafından atamasının yapılması işleminin hukuki bir dayanağı bulunmalıdır. Aksi halde, kurum tarafından yapılan işlem idari yargıda iptal davasına konu olabilecektir. Bu kapsamda verilen kararlardan bir tanesi de Danıştay Beşinci Dairesi’nin 03.04.2006 tarihli ve 2003/3828 E. 2006/1738 K. sayılı kararıdır. İlgili karar, bir kişinin şef kadrosundan alınarak memur kadrosuna atamasının yapılması hakkındadır. Söz konusu atama işlemi, memurun mesnetsiz olarak bir alt göreve atanmasının hukuka uygun olan bir davranış olmaması nedeniyle Danıştay tarafından iptal etmiştir.
Bir başka husus ise, söz konusu 76. madde ile memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi hakkında hükümler belirlenmiş, ilgili halde kurumlara geniş takdir yetkisi tanınmıştır. İdare, kazanılmış hak derecesi eşit olduğu sürece memurun isteğine bakmaksızın memurun yerini değiştirebilecektir.
Ancak, yasal durum bu kadar geniş yetki tanımışsa da uygulamada idari yargı, kurumlara verilen bu takdir yetkisinin keyfi kullanımını önlemektedir. İdari yargı, memurun kurumu olan idarenin gerçekleştirdiği atama işleminin hukuka uygunluğunu yetki, sebep, konu, amaç ve şekil bakımından incelemektedir. Danıştay kararlarından da ulaşılan bir sonuç olarak, gerçekleştirilen atama işleminin kamu hizmetinin daha iyi yürütülmesi amacına yönelik olması gerekmektedir.
Hizmet Gereği Atama Nedir?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” şeklinde düzenlenen 76. maddenin 1. fıkrasıyla idari kuruma ilgili memurların görevlerinin ve görev yerlerinin değiştirilmesi hususunda takdir yetkisi tanınmıştır. Fakat bu doğrultuda belirtmek gerekir ki, aynı kanunun 72. maddesinde düzenlenen yer değiştirmeye ilişkin atama esaslarının Devlet Personel Başkanlığınca düzenlenecek bir yönetmelikle belirleneceği doğrultusundaki hükme dayanarak düzenlenen ve Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik aracılığıyla, devlet memurlarının aynı kurum içerisinde yer değiştirme suretiyle atanmalarına yönelik işlemlerin temel ilkeleri belirlenerek, bu şekilde gerçekleştirilecek atamaların nasıl uygulanacağına ilişkin genel bir çerçeve belirlenmiş; bu şekilde idarelere bu konuda tanınan takdir yetkisinin sınırları çizilmiştir.
Devlet memurlarının, yukarıda bahsedilen şekillerde haksız bir atamayla karşılaşmaları halinde, söz konusu atama işlemini iptal ettirmek amacıyla idari yargıda iptal davası açmaları gerekmektedir. İdari yargıda açılan bu iptal davaları iptal kararıyla sonuçlanırsa, geriye dönük bir şekilde etki doğuracaklardır. İptal kararları atama işlemi ve sonrasında oluşan memurun hukuki durumunu ortadan kaldırır. Başka bir deyişle, iptal edilen atama, nakil veya görevden alma işlemleri hukuken hiç tesis edilmemiş gibi sayılmaktadırlar.
Yukarıda da açık bir şekilde bahsedildiği üzere, memurların kurumlarınca tesis edilen memurların görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi işlemi memurlar hakkında oldukça önemli ve ciddi sonuçlar doğuran bir işlemdir. Bu nedenle, haksız bir atama işlemiyle karşılaşan memurun işinde uzman bir idare avukatıyla söz konusu süreci yönetmesi, kendisi ve hayatı açısından oldukça önemli ve gereklidir. Öyle ki, her meslekte olduğu gibi, bu hususta da yeterli donanım ve bilgiye sahip bir uzman idare avukatı ile söz konusu süreç yönetilmelidir. İdare hukukunda uzman avukat veya avukatlar ile bu süreci yönetmek memur kişinin açacağı iptal davasının lehe sonuçlanma şansını arttıracaktır. Bu sayede ilerde karşılaşılabilecek hukuki sorunlar önlenecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde zaman, emek ve maddi kayıpların olmasının önüne geçilecektir. Yargılama faaliyetlerinin de ücretsiz olmadığı unutulmamalıdır.
Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi Hakkında Danıştay Kararları
- Danıştay İkinci Daire K:2006/3272,E:2006/1053-15/11/2006 ” Davalı idare bünyesindeki iki daire başkanlığının kapatılarak yeniden kurulan daire başkanlığına atama yapma konusunda idarenin takdir yetkisi bulunmakta ise de, bu yetkinin kariyer ve liyakat ilkeleri gözetilerek kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerektiği hk. “
- Danıştay İkinci Daire K:2005/2822,E:2004/1228- 30/09/2005 ” Adli yargıda görülen alacak davasında, kusurlu eylemi sonucu ortaya çıkan zarar nedeniyle aleyhine tazminata hükmedilen davacının, görev ve sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiremediği anlaşıldığından daire başkanlığı görevinden alınarak APK uzmanı olarak atanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hk. “
- Danıştay İkinci Daire K:2005/1657,E:2004/1822-12/05/2005 “Davacının köyün ve ilçenin huzuru için ne gibi sakıncalar yaratacağı hususu somut olarak ortaya konulmadan, hakkında içeriği itibariyle hukuki bir delil olarak kullanılması mümkün olmayan doğruluğu kanıtlanmamış istihbarı bilgilere dayanılarak tesis edilen atama işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı hk. “
- Danıştay İkinci Daire K:2004/930,E:2004/1374-20/10/2004 “5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8. Maddesi ile il memurlarının görev yerlerinin değiştirilmesi konusunda valilere verilen yetkinin devrinin mümkün olmadığı, valiye tanınan bu yetkinin vali yardımcısı tarafından kullanılamayacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı hk. “
- Danıştay İdari Dava Daireleri K:2007/2225,E:2004/2305-25/10/2007 “Yargı kararını uygulamak için genel müdür yardımcılarından birisini görevden almak zorunda olan idarenin, hangi genel müdür yardımcısının görevden alınacağı konusunda takdir yetkisinin bulunduğu hakkında “
- Danıştay İkinci Daire K:2007/329,E:2007/3131-25/01/2008 ” Davacının görevinde başarısız veya verimsiz olduğu yolunda her hangi bir somut belirleme mevcut olmadığı gibi; görevinden istifa ettiğine ilişkin iddiaya da; davacının söz konusu istifa dilekçesini hükümsüz kılmak amacıyla imzasını noter tasdikiyle değiştirerek bu durumu idareye bildirmesi ve dava konusu atama işlemine karşı dava açmış olması hususları göz önüne alındığında bu davranışın baskı altında gösterildiğinin açık olması nedeniyle itibar edilemeyeceği hakkında”