İşçi hakları, işçinin iş hayatında veya iş akdi sona erdikten sonra sahip olduğu birtakım kanuni hakları ifade etmektedir. İş Hukukunda işçi, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişidir. Bu sözleşme kapsamında hem işverenin hem de işçinin birbirlerine karşı hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. İşçi hakları olarak ifade edilen işçiye kanuni olarak tanınan bu haklar iş sözleşmesinin zayıf konumunda olan işçiye güvence ve koruma sağlamaktadır. İşçi haklarını;
- Ücret
- Sosyal Güvenliğin Yapılması ve Primlerin Yatırılması
- İşçinin, İş Sağlığı ve Güvenliği Korumasından Yararlanma ve İşverenden Talep Etme Hakkı
- İşçinin, İşyerinde Çalışan Diğer İşçilerle Eşit Haklara Sahip Olması ve Aynı Muameleye Tabi Olma Hakkı
- Yeni İş Arama İzin Hakkı
- Ara Dinlenme Hakkı
- Hafta Tatil
- Genel Tatillerde Çalışmama Hakkı
- Yıllık Ücretli İzin Hakkı
- Fazla Mesai Ücreti Hakkı
- Ücretsiz İzin Hakkı
- Kıdem ve İhbar Tazminatı Hakkı
İşçi hakları, kapsamlı bir kavram olup işçinin işverenlerin daha güçlü olduğu iş hayatında korunaklı ve huzurlu bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır. Bu sayede iş hayatında daha rahat ve korunaklı olan işçinin iş yerindeki performansı ve verimi de artmaktadır. İşçi hakları sayesinde işverenin keyfi davranışlarda bulunması da engellenmektedir. İşçi hakları çok geniş bir kavram olduğu için tek tek saymak mümkün olmamakla birlikte bu makalemizde İş Hukukunda önemli bir yere sahip olan işçi haklarına değinilecektir.
İşçinin İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Ücret Alma Hakkı
İş sözleşmesi, işçinin bağımlı olarak iş görmeyi, işverenin ise işçinin yaptığı iş karşılığında ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Bu itibarla iş ilişkisinin temelini iş görme ve ücret unsurları oluşturmaktadır. İşçi haklarının en temeli olan ücretin tanımı 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 32. Maddesinde yapılmıştır. Bu madde metnine göre ücret; bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Ücret, işçinin iş sözleşmesi kapsamında yaptığı işin karşılığıdır.
İşveren, işçinin hakketmiş olduğu ücreti tam zamanında ve eksiksiz ödemek zorundadır. İş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde daha erken bir süre kararlaştırılmadıkça işçinin ücreti en geç ayda bir ödenmelidir. Ücretin zamanında ödenmemesi veya eksik ödemesi halinde işçinin işverene karşı ileri sürebileceği işçi hakları doğmaktadır. Bu halde de ücreti zamanında ödemeyen veya eksik ödeyen işveren birtakım hukuki sonuçlara katlanmak durumunda kalacaktır.
Ücretin gününde ödenmemesi başlıklı İş Kanunu md. 34’e göre ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilecektir. Bu nedenle işçilerin kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemeyecektir. Ayrıca işçilerin ücreti ödenmediği için çalışmadığı halde iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. İş Kanunu’nun 24. Maddesinde ise işçinin iş akdini haklı nedenle feshedebileceği haller sayılmıştır. İşçinin ücretinin tam ve zamanında ödenmemesi de işçi hakları kapsamında işçinin haklı sebeple iş akdini feshedebileceği hallerden biridir.
İşçinin, İş Sağlığı ve Güvenliği Korumasından Yararlanma ve İşverenden Talep Etme Hakkı
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. ve 5. maddelerinde işverenin çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. İlgili Kanunu’nun 4. Maddesine göre işveren mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmalıdır. Kanun gereği işverenin bu yükümlülüklere uyması zorunlu olduğu kadar işçi içinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını talep etme hakkı vardır.
Kanunda düzenlenen bu yükümlülüklere işveren uyarak işyerinde iş sağlığı ve güvenliği açısından bütün önlemleri almak zorundadır. İşveren iş sağlığı ve güvenliği kapsamında gerekli önlemleri almaz ise iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmaması sonucunda meydana gelen bütün olaylardan sorumlu olacaktır.
İşçinin, İşyerinde Çalışan Diğer İşçilerle Eşit Haklara Sahip Olması ve Aynı Muameleye Tabi Olma Hakkı
İş ilişkisinde işveren tüm işçilerine eşit davranma yükümlülüğü altındayken işçi de kendisine eşit davranılmasını isteme hakkına sahiptir. Eşit davranma ilkesi İş Kanunu’nun 5. Maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre;
- İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.
- İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.
- Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz.
- İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
- İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.
İş ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki madde hükümlerine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilecektir.
İşçinin Ara Dinlenme Hakkı
İşçi mesai saatleri içerisinde aralıksız çalıştırılmamalı ve işçiye dinlenmesi için belirli süreler verilmelidir. Ara dinlenme süresi olarak adlandırılan bu hak 4857 Sayılı Kanunu’nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereği ayarlanmak suretiyle işçilere;
- Dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika,
- Dört saatten fazla ve yedi buçuk saate kadar (yedi buçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
- Yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat ara dinlenmesi verilmelidir.
Kanunda belirtilen ara dinlenme süreleri, asgari süreyi göstermekte olup bu dinlenme süreleri aralıksız verilmelidir. Ancak ara dinlenme süreleri, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir. Ara dinlenme süreleri bir işyerindeki tüm işçiler için aynı saatte kullandırılmak zorunda değildir. Ara dinlenme süreleri, bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir. Ancak ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
İşçinin Fazla Mesai Ücreti Hakkı
İş Kanunu’nda haftalık çalışma saatleri düzenlenmiş olup kanuna göre haftalık çalışma süresi kırk beş saati geçemez. Ancak bazı hallerde işçiler, kanunda belirlenen bu saatlerden fazla çalıştırmaktadır. Bu halde de işçi, fazla çalışma ücreti adı altında bir işçi hakkına sahip olmaktadır. İşçi hakları içerisinde yer alan fazla mesai ücreti, işveren tarafından işçinin saatlik ücreti üzerinden hesaplanarak işçiye ödenmeli ve bu miktar fazla mesai ücreti olarak işçinin maaş bordrosunda gösterilmelidir.
Fazla çalışma yapan işçiye, fazla çalışması karşılığı ücret ödenmezse denkleştirme yoluna gidilmelidir. Ayrıca işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat on beş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir. Serbest zaman uygulamasında işçiye fazla çalışma yaptığı sürelere karşılık olarak dinlenme verilmektedir.
İşçinin Fesih Bildirim Süresi İçerisinde Yeni İş Arama İzin Hakkı
İş Kanunu’nun yeni iş arama izni başlıklı 27. Maddesine göre iş sözleşmesinin feshi üzerine işçiye tanınan bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Anacak bu halde işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.
İşveren işçiye yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa iş arama izin süresine ilişkin ücret işçiye ödenmek zorundadır. İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, işçiyi çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı ödemelidir.
İşçinin Çalışma Koşullarında Esaslı Değişikliğe Rıza Göstermeme Hakkı
Çalışma koşullarında değişikliği düzenleyen İş Kanunu md. 22’ye göre işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilecektir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır.
İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. Çalışma koşullarında yapılmak istenen değişiklik esaslı değişiklik sayıldığı takdirde İş Kanunu md.22 uygulama alanı bulacaktır.
İşçinin Hafta Tatili Hakkı
Hafta tatili kavramı, bir hafta içerisinde yani yedi günde altı gün çalışmış olan işçinin kesintisiz yirmi dört saat dinlenmesini ifade etmektedir. Hafta tatilini düzenleyen İş Kanunu md. 46’ya göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile işçilere yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat hafta tatili verilir.
İşçi her ne kadar hafta tatili günü çalışmamış olsa da hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir. Ayrıca hafta tatilinde çalıştırılan işçiye, bir günlük tatil ücretine ilaveten yüzde elli zamlı olarak hesaplanan bir günlük ücret daha ödenir.
İşçinin Genel Tatillerde Çalışmama Hakkı
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmamak da işçi hakları içerisinde yer almaktadır. İşçi, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmasa da bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti işverence tam olarak ödenir. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılan işçilerin kanundan doğan birtakım hakları bulunmaktadır. İş Kanunu md. 47’ye göre işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde tatil yapmayarak çalışırsa ayrıca çalışılan her gün için işçiye bir günlük ücreti ödenir.
İşçinin Yıllık Ücretli İzin Hakkı
Yıllık ücretli izin hakkı, işçinin vazgeçemeyeceği işçi haklarından biri olup aynı iş yerinde en az bir yıl çalışmış olan işçiye kanunen tanınan bir haktır. Yıllık ücretli izin hakkı İş Kanunu’nun 53. Maddesinde düzenlenmiş olup ilgili maddeye göre işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
- Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden,
- Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,
- On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden,
Az olamayacaktır. Ayrıca yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.
Alt İşveren-Taşeron İşçi Hakları
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran işverene alt işveren denilmektedir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işveren, alt işverene iş vermesi hâlinde, alt işverenin işçilerinin ücretlerini ödeyip ödemediğini işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri alt işverenin hak edişinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlüdür.
Kadın İşçilerin Hakları
Eşit davranma ilkesi gereği her ne kadar işverenin işçileri arasında cinsiyet, dil, din, ırk gibi konularda ayrım yapmaması öngörülmüş olsa da İş Kanunu gereği bazı hallerde kadın işçilere birtakım haklar tanınmıştır. Bu haklara örnek vermek gerekirse;
- Kadınların yer ve su altında çalıştırılması yasaklanmıştır.
- Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır.
- Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için gün içinde çalışmadan sayılacak şekilde izin verilmesi gerekmektedir.
- Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilmelidir.
Engelli İşçilerin Hakları
İş Kanunu md.30’a göre işveren, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi istihdam etmek zorundadır. Yer altı ve su altı işlerinde engelli işçi çalıştırılamaz. İşverenlerin bu kanun hükmüne aykırı hareket etmesi halinde para cezası yaptırımı uygulanmaktadır.
Askere Giden İşçi Hakları
İş Kanunu md.31’e düzenlenen işçinin askerlik durumunda ise herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işveren işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat ödemesi gerekir.
Sendika Üyesi İşçi Hakları
İşçi sendika üyesi ise sendika üyesi olmayan işçilere göre sahip olduğu işçi hakları farklılık göstermektedir. Sendika üyesi işçi, grev yapılması halinde grev oylamasına ve greve katılma hakkına sahiptir. Ayrıca sendika üyesi işçi sendika kuruluşunda yer alma ve fiilen görev alma hakkına sahiptir. Sendika üyesi işçi istediği zaman sendika üyeliğine son verme hakkına da sahiptir. Sendika üyesi işçilere tanınan en temel hak, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkıdır. Eğer işveren sendika üyesi işçiye karşı sendikal ayrımcılık yaparsa işçiye sendikal tazminat ödemek zorunda kalır.
Sendika Yöneticisi ve İşyeri Sendika Temsilcisi İşçi Hakları
İşçinin sendika yöneticisi veya işyeri sendika temsilcisi olması halinde de durum değişmektedir. Eğer işçi sendika işyeri sendika temsilcisi ise işçinin iş sözleşmesi ancak haklı nedene dayanılarak feshedilebilir. İşçi sendika yöneticisi olarak seçilmişse de işveren tarafından işten çıkarılamaz. İşçinin sendika yöneticiliğinin bitmesi halinde, sendika yöneticisi işçi yöneticiliğin bitme nedenlerine bağlı olarak işe geri dönme hakkına sahiptir. Ayrıca sendika yöneticisi işçi, iş sözleşmesini askıya alarak profesyonel yöneticilik de yapabilmektedir.
İşyerinde Mobbing Uygulanan İşçi Hakları
İş Kanunu md.24’e düzenlenen işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı nedenlerinden biri olarak kabul edilen mobbing, işyerinde kişiler tarafından, diğer kişi ya da kişilere yönelik gerçekleştirilen, belirli bir süre devam eden, karşısındakini yıldırma, işten soğutma ve işten uzaklaştırmayı amaçlayan psikolojik şiddettir. Bu halde işçi, kanun gereği iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme hakkına sahip olacaktır. Bu durumda işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği için kıdem ve ihbar tazminata da hak kazanacaktır ve diğer işçilik alacakları da işverenden talep edebilecektir.
İşten Çıkarılan İşçi Hakları
İşçi ile işveren arasında kurulan iş sözleşmesinin fesih nedenine göre işçinin işverenden talep edebileceği işçilik alacakları değişmektedir. Bu nedenle iş sözleşmesinin işveren tarafından mı işçi tarafından mı feshedildiği ve haklı nedenle mi ya da haksız nedenle mi iş sözleşmesinin feshedildiği hususları önem arz etmektedir.
İstifa Eden İşçi Hakları
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan işveren ile arasındaki iş sözleşmesini feshetmesi halinde işçi, kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilik alacaklarını işverenden talep edemeyecektir. Bu nedenle istifa eden işçinin, istifa dilekçesinde istifa nedenini açıkça belirtmesi önem taşımaktadır. İşçilik alacaklarından olan tazminatlara hak kazanabilmesi için işçinin istifa dilekçesinde haklı bir neden sunması gerekmektedir.
İşsizlik Sigortası ve İşsizlik Ödeneği
İşsizlik ödeneği, sigortalı işsizlere yasada belirtilen şartları taşımaları halinde işsiz kaldıkları dönem için belirli süre ve miktarda yapılan ödemedir. İşçinin, işsizlik ödeneğinden faydalanabilmesi için;
- Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmış olması,
- Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olması,
- Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olması,
- Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurması, gerekmektedir.
İşçinin Ölümü Halinde Yakınlarının Sahip Olduğu Haklar
İşçinin ölümü halinde işveren ile işçi arasındaki iş sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Ancak Türk Borçlar Kanunu md. 440 uyarınca işçinin ölümü halinde işveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu ödeme de ölüm tazminatı olarak ifade edilmektedir. Ayrıca işçi kıdem tazminatına hak kazanmak için gereken şartları sağlamışsa mirasçıları, işverenden işçinin kıdem tazminatının ödenmesini de talep edebilir.
İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk ile Görevli ve Yetkili Mahkeme ve Zamanaşımı Süreleri
İşçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan işçilik alacakları davalarında ve işe iade davalarında taraflar dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Bu arabuluculuğa başvuru dava şartı olup arabulucuya başvurmadan dava açılması halinde dava şartı yokluğu sebebiyle dava usulden reddedilir.
İşçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklarda görevli mahkemeler İş Mahkemeleri olup İş Mahkemelerinin bulunmadığı yargı yerlerinden görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir. İş davalarında yetkili mahkeme ise davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.
İş Hukukunda Zamanaşımı Süreleri: İş Kanunu md.32’e göre işçilik alacakları içerisinde yer alan ücret, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatili ücreti, hafta tatili ücreti, prim ve ikramiye gibi ücret ve ücret ekleri için öngörülen zamanaşımı süresi 5 yıldır. Ücret ve ücret ekleri olan bu işçilik alacakları, hak edildikleri tarihten itibaren beş yıl içinde talep edilmezse zamanaşımı geçtiği için işçinin talep etme hakkı kalmayacaktır.
iş veren kişi bahsedilen işçi haklarını uygulamadığında sigortasız yada asgari ücretin altında çalıştırıldığında işçi nerden şikayet edebilir