Güvence bedeli, adli kontrol tedbiri kapsamında şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak miktarı ve ödeme şekli cumhuriyet savcısının isteği üzerine hakimce belirlenecek bir güvence miktarının yatırılması karşılığında serbest bırakılmasıdır. Güvence bedelinin halk arasında ismi kefaletle serbest kalmadır. Adli kontrol tedbiri ceza muhakemesinin sağlıklı yürümesini ve yargılama sonucu verilen hükmün infaz edilebilmesini sağlayan tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri türüdür. Adli kontrol bir koruma tedbiri olarak ceza muhakemesi hukukumuza ilk defa 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile girmiş ve Ceza Muhakemesi Kanunun 109-115. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Adli kontrol” başlıklı 109. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilir.” Aynı maddenin 3. fıkrasının (f) bendinde ise, “Adli kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir: … f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hakimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.” hükmüne yer verilmiştir.
Bir koruma tedbiri olan adli kontrol uygulaması da ceza yargılamasının düzgün bir şekilde ilerlemesini hedeflemektedir. Adli kontrol tedbiri, getirdiği yükümlülük çeşitleriyle şüpheli veya sanığın kaçmasını ve delilleri karartmasını önleyerek yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürümesini sağladığı gibi tedavi yükümlülükleri ile şüpheli veya sanığın suç işlemesini önleyecek şekilde topluma beden ve ruh sağlığına tekrar kavuşmuş bireyler kazandırmakta ve ceza yargılamasının ıslah işlevini en etkili şekilde yerine getirmektedir. Bu makalemizde de Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak adli kontrol uygulamalarından olan güvence bedeli hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulunacağız.
Adli Kontrol Tedbiri Olarak Güvence Nedir?
Güvence, şüpheli veya sanığın yargılama faaliyetleri kapsamında yapılacak usul işlemlerinde hazır bulunmasını sağlamak ve mağdurun zararlarını karşılamak amaçlarına hizmet eder.105 Güvence yatırma tedbiri genel olarak yargılama sonucu verilecek kararın infazının sağlanması amacına da hizmet eder. Tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın, belirli bir bedel karşılığında serbest kalması veya güvence karşılığında tutuklanmaması, AY m. 19/7 ve AİHS m. 5/3. fıkralarına uygun olarak CMK m. 109/3 (f), (h) ve (i) bentlerinde düzenlenmiştir. Teminatla salıverme, hem uluslararası sözleşmelerde hem de mukayeseli hukukta pek çok ülkede kabul edilmiştir. Güvence gösterilmesi, ceza muhakemesinde tutuklama kararına alternatif olarak düzenlenen bir adli kontrol tedbiridir.
CMK’da yer alan güvence yatırma tedbirinde ise; söz konusu tedbir tutuklama koruma tedbirine alternatif olarak düzenlenmiş bir tedbirdir. Güvence yükümlülüğü, CMUK’daki kefaletle serbest kalmayı da içine kapsayan ve bunun yanında mağdur haklarını koruyucu düzenlemeleri de içine alan daha geniş nitelikte bir düzenlemedir. Güvencenin temel amacı şüpheli veya sanığın tüm ceza muhakemesi usul işlemlerinde, hükmün infazında ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesinde hazır bulunmasını sağlamaktır. Bununla beraber bazı ödemelerin yapılmasını sağlamak da amaçlanmıştır. Bu ödemeler; suç mağdurunun yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hale getirme, nafaka borçları, kamusal giderler ve para cezalarıdır.
CMK’da Güvence Bedeli Yükümlülükleri
Güvence yükümlülükleri, koruma altına aldıkları haklar bakımından ayrı ayrı CMK m. 109/3 (f), (h) ve (i) bentlerinde düzenlenmiştir. Buna göre güvence bedelini düzenleyen hükümler şöyle belirtilmiştir;
Madde 109/3: Adli kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.
h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.
i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
Görüldüğü üzere bu haklar kamunun, mağdurun ve aile hukukundan doğan haklar olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Bu güvence türlerini ayrı ayrı incelemekte fayda vardır.
- Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak
CMK’nın 109/3-f maddesi; “şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre bir adli kontrol tedbiri olarak şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine ekonomik gücü dikkate alınarak belirlenecek bir güvence bedeli yatırmasına karar verilebilir. Bu güvence yükümlülüğünün amacı; şüpheli veya sanığın, bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya üzerine yüklenen diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunmasını sağlamaktır. Esasen bu yükümlülüğün amacı kamunun haklarını korumaya yöneliktir ve CMK’nın 113. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilmiştir.
CMK 113/1-b maddesinde düzenlenen güvence bedelinin sanığın kaçmasını önleme amacı taşıdığı göz önüne alındığında, diğer tutuklama nedenlerinin söz konusu olduğu hallerde bu yükümlülüğün uygulanması adli kontrolün amacıyla ters düşecektir. Örneğin; şüpheli veya sanığın, mağdur veya tanık ile irtibata geçerek veyahut beyanlarını etkileyerek delillerin karartılması ihtimalini oluşturması durumunda adli kontrol kapsamında güvenceye hükmedilmesi, koruma tedbirlerinin nihai hedefi olan ceza yargılamasının sağlıklı yürümesi amacına zarar verecektir.
Güvence yükümlülüğü, halk arasında kefaletle salıverilme olarak adlandırılmaktadır. Hatta mülga CMUK’da düzenlenen “kefalet ile salıverme” tedbiri ile benzerlikler taşımaktadır. Ancak her iki kurum arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Öncelikle kefalet ile salıverme, tutuklama kararına bağlı bir tedbir olup tutuklama kararının infazını geri bırakan bir tedbir olarak düzenlenmiştir. Teminatla salıverme, tutuklama tedbirinden beklenen amaca teminat ile varmanın mümkün olduğu hallerde, tutuklama kararının infazını şarta bağlı olarak geri bırakılmasını sağladığından tutuklama kararına bağımlı niteliktedir. Yani tutuklama kararı verildikten sonra yasal şatları oluştuğunda şüpheli veya sanığın hükmedilen teminatı yatırması şartıyla söz konusu kişi hakkında verilen tutuklama kararı geriye bırakılacaktır. CMK’da yer alan güvence yatırma yükümlülüğü ise henüz tutuklama kararı verilmeden adli kontrol kapsamında doğrudan tutuklamaya alternatif olarak uygulanabilecek bir tedbir olduğundan tutuklama yerine uygulanan bir tedbir mahiyetindedir. Ayrıca, mülga CMUK’da kefaletle salıverilme tedbirinin “delil karartma şüphesi” olan durumlarda uygulanmayacağı açıkça düzenlenmişti. Ancak, CMK’da düzenlenen güvence yükümlülüğünde ise böyle bir kısıtlama bulunmamaktadır. “Kaçma şüphesi” veya “delil karartma şüphesi” olan her iki durumda da bu tedbire başvurmak mümkündür. Bir diğer fark ise; CMUK m.118’de güvencenin konusunun neler olabileceği açıkça hükme bağlanmasına karşın CMK‟da bu konuda açık bir düzenleme mevcut değildir. Diğer bir farklılık da, teminatla salıverilme için CMUK’da Cumhuriyet savcısının talebi aranmazken; CMK’da güvence için Cumhuriyet savcısının talebi soruşturma evresi için zorunlu görülmüştür.
- Suç mağdurunun haklarını güvence altına almak
CMK‟nın 109/3-h maddesi; “Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yükümlülük, mahkemece miktarı ve ödeme süresi belirlenecek paranın suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlanmasını ifade eder. Adli kontrol tedbiri kapsamında Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, suç mağdurunun suç nedeniyle uğradığı zararları, yaptığı masrafları ve diğer haklarını güvence altına almak üzere, hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı, ayni veya kişisel güvenceye bağlanmasına karar verilebilir. Bu yükümlülüğün esas amacı, şüpheli veya sanığın kaçması durumunda suç mağdurunun yaptığı masrafların, suç nedeniyle uğradığı zararların giderilmesi için gereken bedelin ve eski hale getirme maliyetinin mahkemenin kararı sonrasında karşılanmasının garanti altına alınmasıdır. Bu tedbirle ağırlıklı olarak malvarlığına ve kişilere yönelik suçlarda mağdurun söz konusu suçtan doğacak zararının önlenmesi hedeflenmiştir.
Bu güvence tedbiri kapsamında yatırılan değerler, CMK 109/1-f maddesindeki diğer güvence tedbirinden farklı olarak, CMK m. 114/1‟e göre mağdurun talebi üzerine hâkim tarafından veya mahkemece, yargılama henüz bitmeden, şüpheli veya sanığın rızası ile mağdura ödenebilir. Bu konuda karar verme yetkisi, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı ve sulh ceza hâkimine, kovuşturma evresinde ise mahkemeye aittir.
- Aile yükümlülüklerinin yerine getirilmesine ve nafakanın ödenmesine dair güvence yatırmak
CMK’nın 109/3-i maddesi; “ aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yükümlülük, şüpheli veya sanığın aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermesini ifade eder.
Bu tedbirin amacı; 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndan doğan aile yükümlülükleri ile nafaka ödeme yükümlülüğü bulunan hallerde, şüpheli veya sanığın bu yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamaktır. Bu yükümlülüğün amacı ile bağlantılı olarak, söz konusu tedbir sınırlı sayıda suç nedeniyle yapılacak soruşturma ve kovuşturmada uygulanabilecektir. Örneğin TCK’nın 232. maddesinde sayılan kötü muamele ve 233. maddesinde sayılan aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçlarında, adli kontrol kapsamında bu yükümlülüğe karar verilebilir. Bu suçların dışında ayrıca, eşe ve alt veya üst soya karsı işlenen suçlarda, genel olarak mağdur eşin veya çocuğun bakıma ihtiyacı olması nedeniyle, nafakalarını temin amacıyla güvence tedbirine hükmedilebilecektir. Bu yükümlülük kapsamında verilen değerler nafaka alacaklısının talebi ve şüpheli ve sanığın rızası ile nafaka alacaklısına ödenebilir. Ancak, CMK m. 114/2 uyarınca şüpheli veya sanık aleyhine, nafaka alacaklısı lehine bir nafaka ödenmesine ilişkin hukuk mahkemelerinden alınmış bir karar olması halinde şüpheli veya sanığın rızasına gerek kalmayacaktır.
Hangi Suçlarda Güvence Bedeli Yatırılması Kararı Verilebilir?
Güvence bedeli, tüm suçlar açısından uygulanabilecek bir tedbirdir. Tutuklama yasağı olan hallerde de şüpheli veya sanık hakkında kefalet (güvence) bedeli yatırılması şeklindeki adli kontrol tedbirine başvurulabilir (CMK madde 109/2). Tüm suçlarda şartları varsa kefalet (güvence) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı verilebilse de, en kolay güvence bedeli kararı verilebilecek suçlar, tutuklamanın katalog suçları olan aşağıdaki suçlardır:
- Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (TCK md.76, 77, 78),
- Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80)
- Kasten adam öldürme suçu (TCK md.81, 82, 83),
- Kasten yaralama ((madde 86, fıkra 3, bent b, e ve f)),
- Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (TCK md.87),
- Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu.
- Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu
- İşkence suçu (TCK md.94, 95),
- Cinsel saldırı suçu (TCK md.102 -birinci fıkra hariç-),
- Çocukların cinsel istismarı(TCK md.103),
- Hırsızlık Suçu (TCK m.141, 142),
- Gasp Suçu (TCK m.148,149),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK md. 188),
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK md.220 -iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç-),
- Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (TCK md. 302, 303, 304, 307, 308),
- Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (TCK md.309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
- 6136 s. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’da silah kaçakçılığı (m.12) suçları,
- 4389 s. Bankalar Kanunu’nda zimmet (m.22/3-4) suçu,
- 4926 s. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar,
- 2863 s. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda (m.68, 74) suçları,
- 6831 s. Orman Kanunu’nda kasten orman yakma (m.110/4-5) suçları,
- 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33. maddesinde sayılan suçlar,
- 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun md. 7/3’te belirtilen suçlar.
Güvencenin Miktarı Nasıl Belirlenir?
Adli kontrol kararında; güvencenin türü, miktarı, para olarak belirlenmesi halinde taksitle ödenip ödenmeyeceği, taksitle ödenmesine hükmedilmesi halinde taksit sayısı ve ödeme zamanlarının gösterilmesi gerekir. Ayrıca kararda tutuklu şüpheli veya sanıkların serbest bırakılmaları güvence miktarının tamamının veya ilk taksitinin yatırılması koşuluna bağlanması hâlinde bu durumun açıkça gösterilmesi gerekir.
Adli kontrol kararında hükmedilecek güvencenin miktarı konusunda yasal bir düzenleme bulunmayıp, bu konuda takdir yetkisi, tedbire karar verecek hâkimdedir. Hâkim, adli tedbire konu güvence miktarını belirlerken; şüpheli veya sanığın kişisel ve ekonomik durumunu, usul işlemlerinde hazır bulunup bulunamayacağını ve suça ilişkin diğer hususları birlikte değerlendirerek karar verir. Güvence miktarı tespit edilmeden önce şüpheli veya sanığın mali gücünün dikkate alınması, CMK m. 109/3-f‟ye göre kanuni bir zorunluluktur. Güvencenin amacı, suçtan doğan zararları karşılamak olmadığı için güvence miktarı mağdurun zararına göre hesap edilmemelidir. Güvencenin miktarı belirlenirken esas alınması gereken ölçüt, belirlenecek miktarın şüpheli veya sanığı kaçmaktan alıkoyacak düzeyde olmasıdır. Şüpheli veya sanığın ödeyemeyeceği miktarda yüksek güvence bedeli belirlenmesi ise güvence ile salıverilme hakkının ihlali olarak kabul edilebilecektir. Güvence miktarına hükmedilirken şüpheli veya sanığın mali durumu ve suça ilişkin özellikler göz önünde bulundurularak güvence tedbirinin peşin bir tazminat veya para cezası niteliğine dönüşmemesine dikkat edilmelidir.
Güvence Bedelinin İadesi
Şüpheli ve sanık tarafından yatırılmış olan güvence, muhakemenin sonuna kadar muhafaza edilip muhakeme sonunda verilmiş olan karara göre yatırılmış olan güvencenin iadesine ve yatırılma amacına uygun olarak gider ve harcamalara ayrılmasına karar verilecektir. Kovuşturma sonucunda, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi durumunda, eğer sanık bütün usulü işlemleri esnasında yükümlülükleri yerine getirmek amacıyla hazır olarak bulunmuşsa güvencenin bu yükümlülükleri karşılayan kısmı kendisine geri ödenir. Ancak yükümlülükleri yerine getirmez ise güvencenin bu kısmı hazineye gelir olarak kaydedilir.
Bunun dışında güvence parası katılanın yaptığı masraflar, şüpheli ve sanık nafaka borcunu ödemiyorsa nafaka borçları, suçun neden olduğu zararın giderilmesi gibi hususlarda kanundaki sıraya göre kullanılır. Artan kısım sanığa iade edilir. Kovuşturmanın gerekmediği veya beraat kararı verildiğinde adli kontrol kararında güvencenin bir kısmının nafaka borcuna ya da mağdura verilmesine karar verilmiş ise ve bu durumda belirtilen kişilere ödeme yapılmış olsa bile bu kısma karşılık gelen güvence parası şüpheli veya sanığa iade edilir. Ancak şüpheli ve sanık güvence karşılığın kendisine verilmiş olan yükümlülükleri isteyerek yerine getirmemesi halinde bu kısım Devlet hazinesine gelir olarak kaydedilecektir. Eğer mazereti bulunuyorsa yükümlülüklere uymasa bile güvencenin bu kısmı şüpheli veya sanığa iade edilir.
Ceza Hukukunda Güvence Türleri
- CMK madde 109/3-f’de düzenlenen genel güvence,
- CMK madde 109/3-h’de düzenlenen mağdurun haklarını teminat altına alan güvence(belli suçlarda uygulanabilir),
- CMK madde 109/3-i ‘de düzenlenen aile düzenini hedef alan suçlarda güvence(şüpheli/sanık veya müdafi talep edebilecektir),
- CMK madde 113’de düzenlenen kamu giderleri ve para cezaları için güvencedir.
Ceza yargılaması sistemimizde çokça sorulan güvence bedeli kurumu hem soruşturma evresi hem de kovuşturma evresinde geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.