Devlet Memurları Kanunu 108. Madde (DMK)
Aylıksız İzin
A) Memura, 105. maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine on sekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.
B) Doğum yapan memura, 104. madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin veya aynı maddenin (F) fıkrası uyarınca verilen izin süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmi dört aya kadar aylıksız izin verilir.
C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, 104. maddenin (A) fıkrası uyarınca verilen sekiz haftalık iznin veya aynı maddenin (F) fıkrası uyarınca izin kullanılması hâlinde bu iznin bitiminden itibaren, istekleri üzerine yirmi dört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmi dört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.
D) Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşleri ile 77. maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.
E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72. madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.
F) Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.
G) Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 108. Madde Açıklaması
108. maddenin 1. fıkrasına göre; Devlet memurlarının bakmaya mecbur olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması hallerinde, bu hallerin yurt içinde sağlık raporu ile belgelendirilmesi şartıyla, yurt dışında ise Misyon Şefleri tarafından tespit edilerek Dışişleri Bakanlığına bildirilmiş olan Hekim ve Hastanelerce mahalli mevzuata göre düzenlenip Misyon Şefince onaylanan raporlara ve ilgililerin de istekleri üzerine en çok on sekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.
108. maddede yapılan değişikliklerden en önemlisi, beş hizmet yılını tamamlamış Devlet memurlarına istekleri halinde memuriyet süreleri boyunca ve iki defada kullanılmak üzere bir yıla kadar aylıksız izin verilmesi hususudur. Bu iznin verilebilmesi için memurun beş hizmet yılını tamamlamış olması yeterli olup, ayrıca bir mazeret belirtmesine gerek bulunmamaktadır.
108. maddenin değiştirilen 3. fıkrasında yer alan hükme göre, doğum yapan memurlara istekleri halinde 104’üncü maddenin (A) bendinde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren yirmi dört aya kadar aylıksız izin verilir. Bu iznin verilmesi takdire bağlı olmayıp, istek halinde iznin verilmesi zorunludur.
Bilindiği üzere doğum izni, 104. madde içinde mazeret izni kapsamında düzenlenmiştir. Anılan maddede yer alan hükme dayanarak kadın memura doğum yaptığı tarihten itibaren 8 hafta müddetle izin verilmektedir. Bu izin, aylıklı izindir. 108. maddeye göre verilen iki yıllık süre ise, 8 haftanın bitiminden itibaren başlar ve bu süre zarfında memura aylık ödenmez.
Yetiştirilmek üzere (burslu gidenler dahil) Devlet tarafından yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurlarla, yurt içine ve dışına sürekli görevle atanan memurların memur olan eşlerine, her defasında altı aydan az olmamak ve eşlerinin öğrenim süresini geçmemek üzere memuriyeti ve öğrenimi boyunca aylıksız izin verilebilecektir.
Devlet Memurları Kanunu 108. Madde Aylıksız İzin Emsal Kararlar
Danıştay Beşinci Dairesi E:1987/2265, K:1988/1282
- Devlet Memurları Kanunu 108. Madde
- Aylıksız İzin
İlkokul öğretmeni olan davacının, eşinin hasta olduğunu bildiren bir telgrafı aldıktan sonra 21.9.1984 tarihinde görevini bırakarak ailesinin bulunduğu Sivas-İmranlı İlçesine gittiği, 27.9.1984 tarihinde Erzurum Merkez İlçe Eğitim Müdürlüğüne telgraf çekerek eşinin hasta olduğunu, refakatine ihtiyacı bulunduğunu bildirerek izin istediği, bu arada eşini tedavi için götürdüğü İmranlı Sağlık Ocağının 1.10.1984 tarihli hasta sevk kağıdı ile refakatçi eşliğinde Sivas-Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevki yapıldığı, bu hastanenin ise hastayı Hacettepe Üniversitesi Hastanesine sevk ettiği, Hacettepe Üniversitesinin 3.10.1984 tarihli raporda hastaya depresif reaksiyon teşhisi konularak refakatçi eşliğinde muayenesinin yapıldığı ve 1 ay sonra refakatçi eşliğinde kontrolünün uygun olduğunun bildirildiği, davacının kurumuna 4.10.1984 tarihli dilekçeyi göndererek durumunu açıkladığı ve ne gibi bir yol izlemesi gerektiğinin tarafına bildirilmesini istediği, 24.10.1984 tarihinde aynı konuda bir dilekçe daha göndererek ücret siz izin isteminde bulunduğu, idarenin 11.10.1984 tarihli yazıyla davacıyı göreve başlamaya çağırdığı, başlamadığı takdirde görevden çekilmiş sayılacağını bildirdiği, bu yazıyı 26.10.1984 tarihinde tebellüğ eden davacının 30.10.1984 tarihinde görevine başlamak üzere Erzurum’a gittiği ancak göreve başlatılmadığı, ertesi gün 31.10.1984 tarihli dilekçe ile ücretsiz izin talebinde bulunan davacının bu isteğinin de kabul edilmeyerek dava konusu işlemle görevden çekilmiş sayıldığı, dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
657 sayılı Yasanın yukarıda sözü edilen 108. maddesinde, memurun eşinin veya diğer yakınlarının önemli bir hastalığa tutulması halinde refakat etmesi gerektiği raporla ispat edildiği takdirde ücretsiz izin verilebileceğine işaret edilmekte olup, maddede refakat durumunun mutlaka hastanede olacağı, evde refakat olmayacağı yolunda bir kayıtlamaya yer verilmediğine göre, hastalığın niteliğinin gerekli kılması halinde refakatin evde de olabileceğini kabul zorunludur.
Bu durum karşısında çeşitli sağlık kuruluşlarınca düzenlenen hasta sevk kağıtlarında ve en son Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümünün verdiği 3.10.1984 tarihli raporda davacının eşinin refakatçiye ihtiyacının bulunduğu, belirtilmiş olup, davacının durumunun 657 sayılı Kanunun 108. maddesi hükmü uyarınca değerlendirilmesi ve bu konudaki muhtelif başvurularının da dikkate alınarak kendisine ücretsiz izin verilmesi gerekirken, hakkında 657 sayılı kanunun 94. maddesinin ikinci fıkrası uygulanarak görevden çekilmiş sayılmasında hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Danıştay On Birinci Dairesi E:2000/7085, K:2003/3714
- Devlet Memurları Kanunu 108. Madde
- Aylıksız İzin
657 sayılı Yasanın 108. maddesinin 4. fıkrasında yurt içine ve yurt dışına sürekli görevle atanan memurların eşlerine memuriyetleri süresince her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin verilebileceği hükmü yer almıştır. 5434 sayılı Yasanın ek 72. maddesinde de personel kanunlara göre aylıksız izinli sayılanlardan aylıksız izinli olarak geçen sürelere ilişkin kesenek ve karşılıklarını istekleri halinde her ay veya aylıksız izin süresinin bitim tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları ve başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile kesenek ve karşılık oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirileceği hükmüne yer verilmiştir.
Olayda uyuşmazlık konusu olan ve davacının 9.12.1998 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılan aylıksız izin onayı, davalı … Üniversitesince 15.12.1998 tarih ve 11977 sayılı işlemle iptal edilmiş olup, bu işleme karşıda açılan işbu davada söz konusu işlem mahkemece iptal edilerek, kararın bu kısmı davalı idarece ( … Üniversitesi Rektörlüğü ) temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Dolayısıyla davacının 657 sayılı Yasanın 108. maddesi uyarınca aylıksız izinli sayılması hususu yargı kararı ile kesinlik kazanmıştır.
Bu durumda, 5434 sayılı Yasanın ek 72. maddesi uyarınca davacının aylıksız izinli sayıldığı sürelerin hizmetinde değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk olduğundan aksi yönde tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Danıştay On İkinci Dairesi E:2001/1256, K:2003/706
- Devlet Memurları Kanunu 108. Madde
- Aylıksız İzin
Konya İdare Mahkemesinin 23.11.2000 günlü, E: 2000/786, K: 2000/1545 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; … Emniyet Müdürlüğü kadrosunda polis memuru olarak görev yapan davacının 21.5.1998 tarihinde askere gitmek üzere kurumundan ayrıldığı askerlik görevini 13.10.1999 tarihinde iznini de kullanarak terhis mahiyetinde tamamladığı, terhis tarihinin 25.11.1999 olduğu, davacının terhis mahiyetinde izne ayrıldığı 13.10.1999 tarihi itibariyle terhis belgesinin düzenlenmediği, terhis belgesinin 27.12.1999 tarihinde Askerlik Şubesi Başkanlığına gönderilmek üzere postaya verildiği, davacının 20.12.1999 tarihinde sıtma olduğu nedeniyle 14 gün süreyle raporlu olduğu, 4.1.2000 tarihinde … Emniyet Müdürlüğüne müracaat ederek görevine başladığı ancak, daha sonra terhis edildiği 25.11.1999 tarihinden itibaren 30 günlük sürenin bitimi olan 25.12.1999 tarihinde görevine başlamadığı nedeniyle bu tarihten itibaren görevinden çekilmiş sayıldığının anlaşıldığı, 657 sayılı Kanunun 83. ve 108. maddelerinde yer alan sürelerin yasal bir mazereti olmayanlara ait süreler olduğu ve yasal mazeret bulunması durumunda, bu mazeret sürelerin belirtilen sürenin de uzayacağının açık olduğu, bu durumda, 25.11.1999 tarihinde terhis olan davacının Sağlık Bakanlığı … Sıtma Bölge Başkanlığının 20.12.1999 gün ve 596 sayılı raporuyla 20.12.1999 tarihinden itibaren 14 gün rapor almış olduğu ve kurumuna başvurma süresi bu rapor süresince uzamış sayılacağından, bu rapor dikkate alındığında kurumuna süresinde başvurduğu anlaşılan davacı hakkında 25.12.1999 tarihine kadar kurumuna başvurup görevine başlamadığı nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının açıkta geçirdiği sürelere ilişkin davalı idarece hesaplanacak maaş ve maddi haklarının dava açma tarihi olan 2.6.2000 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmiştir.
Davalı idare, davacının 657 sayılı Kanununun 83. ve 108. maddelerinde sözü edilen yasal süreyi geçirdikten sonra müracaat ettiğini, ayrıca sağlık raporunu aldıktan sonra kurumuna bilgi vermediğini, zamanında bu raporu ibraz etmemesinin, dava konusu işlemden sonra geçmişe yönelik olarak bir rapor almış olabileceğini düşündürdüğünü öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Konya İdare Mahkemesince verilen 23.11.2000 günlü, E: 2000/786, K: 2000/1545 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından; Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına 25.3.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay Onuncu Dairesi E:1997/6983, K:1999/3358
- Devlet Memurları Kanunu 108. Madde
- Aylıksız İzin
Ankara 1. İdare Mahkemesince; 657 sayılı Yasanın 2670 sayılı Yasayla değişik 108. maddesine 2771 sayılı Yasanın 2. maddesiyle eklenen fıkrada kesenek ve karşılıkların her ay ödenmesi kuralının getirildiği, ücretsiz izne ayrılanların hemen başvurmaları, kesenek ve karşılıklarını da her ay ödemelerinin öngörüldüğü, davacının ücretsiz izin kullandığı dönemde 2771 sayılı Yasanın 2. maddesinin yürürlükte olmadığı o tarihte kesenek ve karşılıklarının yatırılmamasın doğal olduğu, en geç yasanın yürürlüğe girdiği 30.12.1982 tarihinde veya davalı idarece 30.6.1983 tarihine kadar tanınan ek süre içerisinde başvuruda bulunması gerekirken bu süreler içerisinde başvurmayan davacının isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, 1995 yılında 562 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen değişiklikle ücretsiz izin süresinin borçlanma olanağı getirilmiş iken davacı idarenin hatalı işlemini devam ettirmesinin hukuka uygun olmadığı iddiasıyla kararın temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Davacının, doğum nedeniyle kullandığı 6 ay ücretsiz izin süresinin sonu olan 30.12.1982 tarihinde 657 sayılı Yasanın 108. maddesi ne 2771 sayılı Yasanın 2. maddesiyle eklenen 5. fıkra 31.12.1982 tarihinde yürürlüğe girdiğinden uyuşmazlığın 657 sayılı Yasanın 108. maddesinin 5. fıkrasına göre çözümlenmesi gerekmektedir.
657 sayılı Yasanın 108. maddesi 2. fıkrasında, doğum yapan devlet memurlarına en çok altı aya kadar aylıksız izin verilebileceği belirtilmiştir. Aynı maddeye 2771 sayılı Yasanın 2. maddesiyle eklenen 5. fıkrada ise aylıksız izin verilenlerin bu sürelerinin keseneklerinin ve karşılıklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyla emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirileceği kuralına yer verilmiştir.
108. maddenin 5. fıkrasında, ücretsiz izne ayrılan devlet memurlarının bu sürelerinin emeklilikte değerlendirilmesi için her aya ait kesenek ve karşılıkların ayı içinde Emekli Sandığına ödenmesinin şart olduğu yolunda açık bir düzenlemeye yer verilmemiş, yalnızca kesenek ve karşılıklarının kendileri tarafından her ay Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri koşulu öngörülmüştür. Yasanın bu maddesiyle devlet memurlarının ücretsiz izin sürelerinin emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca 108. Maddeye 5. fıkranın eklenmesine ilişkin 2771 sayıl Yasa tasarısının gerekçesinde de sadece kesenek ve karşılıkların tamamının ödenmesi koşulundan söz edilmiş olup; ödeme süresinden söz edilmemiştir.
Dava konusu olayda ise 7.7.1982 – 30.12.1982 tarihleri arasında doğum nedeniyle 6 ay ücretsiz izne ayrılan davacı 29.7.1992 tarihinde davalı idareye başvurarak ücretsiz izinli olduğu her aya ait emekli keseneklerini ve kurum karşılıklarını ödemeyi kabul ettiğini bildirmekle üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiştir. Dolayısıyla davacının isteminin ücretsiz izne ayrıldığı tarihten itibaren bir ay içinde başvurulmadığı sebebiyle reddi yerinde değildir. Bu itibarla idare mahkemesince dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Danıştay Onuncu Dairesi E:1995/2652, K:1996/8751
- Devlet Memurları Kanunu 108. Madde
- Aylıksız İzin
Ankara 10.İdare Mahkemesi 657 sayılı Yasanın 108.maddesinde ücretsiz izne ayrılan devlet memurlarının bu sürelerinin emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilebilmesi için her aya ait kesenek ve karşılıklarının ilgili ay içinde Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartının öngörüldüğü uyuşmazlık konusu olayda davacının 17.2.1992 tarihinden itibaren 5 ay ücretsiz doğum izni kullandığı 27.3.1992 ve 24.6.1992 tarihli dilekçeleriyle ücretsiz izin kullandığı sürelerini fiili hizmetten saydırmak istediğini Emekli Sandığına bildirdiği bu arada…..ya naklen atanması nedeniyle cevabi yazının eline geçmediği bunun üzerine aynı istemle idareye yaptığı başvuruya dava konusu işlemle doğum iznine ait keseneklerin yapılan tebligata karşın yatırılmadığından bahisle istemin reddedildiğinin bildirildiği yukarıda belirtildiği gibi devlet memurlarının ücretsiz izinli sayıldıkları her aya ait kesenek ve karşılıklarının kendileri tarafından Emekli Sandığına ödenmesini kabul etmelerinin yeterli olduğu yasada ödeme süresi konusunda bir hükme yer verilmediği bu durumda davacının doğum izni kullandığı sürelerin fiili hizmetten sayılamayacağı yolundaki dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare davacının başvurusu üzerine hazırlanan ödeme planının mutemet olarak belirtilen kişiye tebligata çıkarıldığı bu yazıda belirtilen süre içinde keseneklerin yatırılmadığı İddialarıyla anılan kararın temyizen incelenip bozulmasını istemektedir. İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen Ankara 10. İdare Mahkemesinin 27.1.1995 tarih E:1993/1463 K:1995/99 sayılı kararı usul ve hukuka uygun olup bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına 26.12.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.