Aday Memur Nedir? Süresi Ne Kadar?

aday memur 657

Aday memur; ilk defa Devlet memurluğuna atanacaklar için uygulanacak merkezi sınavı kazanarak temel, hazırlayıcı eğitim ve staja tabi tutulmak üzere herhangi bir kurum veya kuruluşa atananlara denir. Aday Memurların Yetiştirilmelerine İlişkin Genel Yönetmeliğin 3. Maddesinde tanımlanmıştır. Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik” 21.02.1983 tarihli ve 83/6061 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulmuş olup, 27.06.1983 tarihli ve 18090 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Aday memurluk tüm devlet memurları için geçerlidir. Yani üstte sayılan eğitimler tüm devlet memurları tarafından yerine getirilir. Adaylık eğitimi süreci üç aşamalıdır. Bunlar;

  • Temel eğitim,
  • Hazırlayıcı eğitim
  • Stajdır.

Aday memur bu eğitimlerin tümünden başarılı olmak gereklidir. Bu eğitimlerin her hangi birinden başarısız olan aday memurların memuriyetle ilişikleri kesilir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 54. Maddesinden de görüleceği üzere, Devlet memurluğu kadrosuna ilk defa atanacak kişiler, uygulanan merkezi sınavı kazandıktan sonra temel, hazırlayıcı eğitim ve staja tabi tutulmaktadırlar.  Bu süreç için her hangi bir kurum veya kuruluşa atanan kişilere de aday memur denilmektedir. Belirtmek gerekir ki aday memurluk süreci bütün devlet memurları için uygulanan bir süreçtir.  Söz konusu süreçte, 657 Sayılı Kanun’un 158 ve 159’uncu maddeleri uyarınca, aday memurlara, asaletleri onaylanıncaya kadar kademe ilerlemesi uygulanmamaktadır. Asli memurluğa atandıkları zaman, adaylıkta geçirdikleri süreler, kademe ilerlemesinde ve derece yükselmesinde değerlendirilmektedir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda aday memurun ne olduğundan, aday memurluk sürecinin nasıl ilerlediğinden bahsedeceğiz.

aday memur nedir
aday memur nedir

Aday Memur Nedir?

Aday memur; ilk defa Devlet memurluğuna atanacaklar için uygulanacak merkezi sınavı kazanarak temel, hazırlayıcı eğitim ve staja tabi tutulmak üzere herhangi bir kurum veya kuruluşa atananlara denir. Aday Memurların Yetiştirilmelerine İlişkin Genel Yönetmeliğin 3. Maddesinde tanımlanmıştır. Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik” 21.02.1983 tarihli ve 83/6061 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulmuş olup, 27.06.1983 tarihli ve 18090 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Yukarıda da bahsedildiği üzere, Devlet Memurları Kanunu’nun 54. Maddesi, memuriyet sınavını kazananların aday memurluğa kabul edilmesi, aday memurluk sürecinin süresi ve ilgili kişiler hakkında naklen atama yapılıp yapılamayacağına ilişkin bir düzenlemedir. Söz konusu maddenin birinci fıkrasında, sınavda başarılı olan kişilerden kurumlarca ilan edilen kadro sayısı kadar, aday memur ataması yapılacağı belirtilmektedir. İkinci fıkrada ise, aday memurluk süreci süresinin 1 yıldan az ve 2 yıldan çok olamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, maddenin devamında aday memurların nakil hususu hakkında, aday memurun kurumundan başka kurumlara naklinin yapılamayacağı belirtilerek hükme bağlanmıştır.

Farklı bir duruma değinmek gerekirse, aday memurken istifa ederek memurluktan ayrılan birinin yeniden memur olarak atanması mümkündür. Bir kurumda çalışırken asaleti onaylanmadan ayrılan bir aday memurun 657 sayılı Kanunu’n 92. Maddesine göre bir başka kurumda istihdamı mümkün değildir. Bu kişi ancak, aday memurluğu devam ederken ayrıldığı mezkur hüküm çerçevesinde dönebilir. İlgili hususa dair Maliye Bakanlığı’nın 25.02.1983 gün ve 81 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği yayınlanmıştır. Bahsedilen tebliğe göre, sınavla devlet memuru olma adaylığına girenler, asaleti onaylanmadan istifa ederlerse, ayrı kaldıkları süre içerisinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48 inci maddesindeki şartlara aykırı bir hali olmamışsa, yeniden atanabilirler.

Aday Memurluk Süresi

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 54. maddesinin 2 ikinci fıkrasında yer alan “Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz.” hüküm uyarınca aday devlet memurluk süresi 1 yıldan az 2 yıldan çok olamaz.  Bu süre kurum amirinin takdirine bağlıdır.

Mahalli idareler (Belediyeler) dahil olmak üzere sözleşmelilerin kadroya geçişinde 3 yıl bu statüde çalışmış olma şartı aranacaktır. Ayrıca en az 1 yıl en fazla 2 yıl aday memurluk suresi olacaktır. Dolayısıyla sözleşmeliden kadroya geçiş 3 artı 1 veya 2 yıllık bir süre sonunda gerçekleşecektir. Halihazırda 3 yılı dolmuş olan sözleşmeliler hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir. Henüz bu süreyi doldurmamış olanlar ise 3 yılın sonunda aynı hakkı elde edeceklerdir.

Aday Memur Maaşı

Devlet memurları kanunun 54. Maddesinde devlet memurluğuna girmek isteyenlerin adaylığa kabul edilmeleri konusu düzenlenmiştir. Yapılan memuriyet sınavında başarılı olanlar yani sınavı kazanan adaylar arasından Devlet memurluğuna girmek isteyenler başarı listesindeki sıraya ve sınav duyurusunda ilan edilen kadro sayısına göre, kurumlarınca memur adayı olarak atanırlar. İlgili kurum atamada ilan edilen kadro sayısını aşamaz ve keyfi olarak atama yapılmaktan vazgeçemez.

Aday memur olarak göreve başlayanlar, girecekleri derecenin kazanılmış hak aylığını görev aylığı olarak alırlar. Yani aday memur normal memur ile aynı maaşı alır. Herhangi bir görevde aday olarak işe başlayanlar, girecekleri derecenin kazanılmış hak aylığını görev aylığı olarak alırlar. Aday memur maaşı normal asaleti tasdik edilmiş memurla aynıdır. Hiç bir fark yoktur.

Asaleti tasdik olan memurlar asli memurluğa atandıklarında, adaylıkta geçirdikleri süreler, kademe ilerlemesinde ve derece yükselmesinde değerlendirilir. Yani aday memurların asaletleri tasdik edilinceye kadar, bunlara kademe ilerlemesi uygulanmaz. Kanun’un öngördüğü şartları yerine getiren memur için aylık bakımından ilerleme bir haktır. Kademe ilerlemesi yapılmadığı için maaşları normal asalet tasdik olmuş memura göre bir miktar azdır.

aday memur maasi
aday memur maasi

Aday Memur Tayin İsteyebilir Mi?

Aday memurun, asalet tasdik süresince başka kuruma nakli yapılamaz. Bu kural 657 sayılı Kanun’un 54.maddesinde çok net şekilde ifade edilmiş olsa da bunun bir istisnası vardır. Mülga Devlet Personel Başkanlığı’nın 2011/2555 sayılı görüşüne göre; buradaki naklen atama kısıtlaması sınavsız atamalar için geçerlidir. Eğer aday memur merkezi sınav sonucu örneğin KPSS ile B grubu kadroya yerleşmişse ya da A grubu kadroya atanmışsa, artık bu aday memurun atandığı kadrolara naklen gönderilmesi mümkündür. Fakat Ankara’dan İstanbul’a tayin durumu ise mümkün değildir.

Aday memurlar, adaylık süresinde askere giderebilirler. Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmeliğin 23.maddesinde “Aday memurların askerlik hizmeti ile ilgili hususlar,1111 sayılı Askerlik Kanununun 35. maddesi (E) ve (F) fıkraları gözönünde bulundurularak kurumlarınca belirlenir. Aday memurların adaylık süresi içinde silah altına alınmaları durumunda tamamlanamayan eğitimleri terhislerinden sonra müracaatlarını takip eden durumlarına uygun ilk eğitim grubuna dahil edilerek tamamlattırılır.” hükmü ile askerlik haline ilişkin düzenleme yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen Anayasa, Kanun ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde; bir hak ve görev olarak düzenlenen askerlik hizmetinin ifası için muvazzaf askerlik hizmetine alınan aday memurlarda kadroları saklı kalmak suretiyle aylıksız izinli sayılmaktadır. Aday memur iken askere alınanların adaylıkları askerlik dönüşü kaldığı yerden devam etmektedir.

Aday Memurluk Sınavı

Devlet memurluğuna ilk kez atanan kişilerin meslekte geçirecekleri ilk döneme aday memurluk dönemi denir. Aday memurluk bir anlamda devlet memurluğuna bir hazırlanma sürecini ifade etmektedir. Bu süreçte aday memurlar gerek atandıkları görevin gereklerini öğrenmek anlamında pratik yetiştirilme sürecine tabi olurlar gerekse aday memurluk eğitimine tabi tutularak temel memuriyet ilişkin hususları öğrenirler.

657 sayılı Kanun ve Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik hüküm uyarınca aday memurunun tabi tutulacağı eğitimler şu şekildedir:

  • Temel Eğitim: Temel eğitim ile bütün aday memurlara ortak olarak devlet memurunun taşıması gereken nitelikler ve bilmeleri gereken temel bilgiler sunulur. Ayrıca aday memurlar eğitim durumlarına göre sınıflandırılır ve eğitim o şekilde verilir. Temel eğitimin süresi Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik’te belirlenmiş olup en az 10 gün en çok 2 ay şeklinde düzenlenmiştir.
  • Hazırlayıcı Eğitim: Hazırlayıcı eğitime ise aday memur, temel eğitimi aldıktan sonra başlayacaktır. Bu eğitim aday memurun hizmet vereceği alana ilişkindir. Hizmet vereceği alandaki görevleri, bu görevlere ilişkin gereken bilgi ve becerileri hazırlayıcı eğitimde öğrenilir. Hazırlayıcı eğitimin süresi Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik’te en az 1 ay en çok 3 ay şeklinde belirlenmiştir.
  • Staj Eğitimi: Staj eğitimi, tüm kamu ya da özel sektörlerde genel olarak belirlenen staj eğitimi şeklinde gerçekleşmektedir. Temel eğitim ve hazırlayıcı eğitimin bitmesinin ardından öğrenilen teoriye dayalı bilgilerin pratikte uygulanması amaçlanır. Bu nedenle en son staj eğitimi görülür. Staj eğitimi Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik’te en az 2 ay olarak belirlenmiş olup, en fazla süre de adaylık süresiyle eşit şekilde belirlenmiştir. Bu nedenle kamu görevinden görevine değişiklik gösterebilmektedir.

Aday Memur ve Asil Memur Arasındaki Fark

27.06.1983 tarihinde 18090 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Aday Memurların Yetiştirilmelerine İlişkin Genel Yönetmelikte aday memurlar ve asil memurların tanımları yapılmıştır. Yönetmeliğe göre, aday memur ilk defa devlet memurluğuna atanacak kişilere denilmektedir. bunun için merkezi bir sınava girerek temel, ya da hazırlayıcı eğitim aldıktan sonra stajı biten kişilerin kurum ve kuruluşlara atanması gerekmektedir. Asil memur ise bu adaylık süresi içerisinde temel ya da hazırlayıcı eğitimlerle, stajı biten kişinin başarılı sayılması ve adaylığının kaldırılması halinde söz konusu olacaktır.

Adaylık süreci Devlette herhangi bir kamu görevine başlayabilmeleri için en az 1 yıl en fazla 2 yıl süren bir süreçtir. Adaylık süreci içerisinde gerçekleşen temel eğitim bütün aday memurların tabi olduğu, Devlet Memurluğunun ortak niteliklerini taşıyan bir eğitimken, hazırlayıcı eğitim atanılan kurum ve kuruluşun görev ile ilgili eğitimidir. Staj ise uygulamalı eğitimleri kapsar. tüm bu süreçleri bitiren kişinin değerlendirmesinin olumlu olması halinde aday memurluktan asil memurluğa geçişi gerçekleşecektir.

Aday Memurluk Sürecinde Memurluktan Çıkarılanlar Tekrar Memur Olabilir Mi?

Aday memurluk sürecinde belli disiplin cezalarını almaları veya başarısızlık sebebiyle memuriyetten atılmasına karar verilmiş olanlar üç yıl boyunca devlet memurluğu görevlerine tekrar alınmazlar. Üç yıllık süreçten sonra memurluğa atanmalarında ise herhangi bir sorun yoktur. Fakat aynı görevlerine dönemezler. Yeniden sınavlara katılarak başarı elde etmeleri devlet memuru olabilmeleri için şarttır. Yani öncesinde göstermiş oldukları başarı, memuriyetten çıkarıldıkları için kazanılmış hak doğurmamaktadır ve adayların yeniden memurluğa hak kazanmak için başarı göstermesi gerekmektedir.

aday memur
aday memur

Aday Memurların Yetiştirilmesi

Adayların yetiştirilmesi başlıklı kanun maddesi Devlet Memurları Kanunu madde 55’te yer almaktadır. İlgili madde, devlet memurluğuna aday olarak atanan memurların, önce bütün memurların ortak nitelikleriyle olmak üzere, bir temel eğitime, daha sonra, sınıfları ile ilgili hazırlayıcı eğitime ve staja tabi tutulmalarını belirterek, bunların memurluğa asaleten atanabilmesi için başarılı olmasını şart koşmaktadır. Maddenin devamında ise, temel eğitim ve hazırlayıcı eğitimin aynı kurumda yapılacağı belirtilmiştir.

55. maddenin son fıkrasında bahsi geçen, aday memurların yetiştirilmesi için uygulanacak eğitim programları, eğitim süreleri, eğitimlerde uygulanacak sınavlar, sınav değerlendirme esasları ve diğer hususlar, 21.02.1983 tarih ve 83/6061 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ve 27.06.1983 tarih ve 18090 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan “Aday Memurların Yetiştirilmelerine İlişkin Genel Yönetmelikte düzenlenmiştir Söz edilen yönetmelikte, aday memurlara uygulanacak temel eğitim programlarının kapsayacağı konular tespit edilmiş, staj dönemi konularının ise ilgili kurum ve kuruluşlarca belirleneceği belirtilmiştir.

Aday memurlara, uygulanacak temel eğitim programlarının kapsayacağı temel eğitimin konuları, Atatürk İlkeleri, T.C. Anayasası, Genel Olarak Devlet Teşkilatı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, Yazışma-Dosyalama Usulleri, Devlet Mallarını Koruma ve Tasarruf Tedbirleri, Gizlilik ve Gizliliğin Önemi, İnsan Hakları, Milli Güvenlik gibi konular ve bu temel konuların alt başlıkları şeklindedir. İlgili konularda da görüleceği üzere aday memurlara verilecek bu temel eğitim, Devlet Memurlarının sahip olması gereken ortak vasıflarına ilişkin konular olması nedeniyle asil memur olabilmek için bütün aday memurların tabi tutulduğu bir eğitimdir.

En az 10 gün en çok ise 2 ay kadar süren bu eğitimde devlet memurlarının asgari olarak bilmesi gereken hususlara ilişkin bilgilendirmelerde bulunulur.  Temel eğitim konuları dışında, aday memurlara verilecek hazırlayıcı eğitim ise en az 1 ay en çok 3 ay süreyle verilebilecek bir eğitim iken, bu eğitimin amacı da aday memurun asil memur olarak çalışacağı görev ve kuruma ilişkin bilgi vermektir.

Adaylık Süresi İçerisinde Göreve Son Verme

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu,56. Madde de adaylık süresinde göreve son verilmesi nedenlerini düzenlemiştir. İlgili maddede de belirtildiği üzere, aday memurun adaylık süresi içerisinde;

  • Temel, hazırlayıcı eğitim ve staj dönemlerinin herhangi birinde başarısız olması,
  • Hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumların tespit edilmesi,
  • Göreve devamsızlıklarının tespit edilmesi,

hallerinde disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesilir. Bu şekilde ilişikleri kesilenlerin durumu, kurumlarınca derhal Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilecektir.

Aday Memurluk Süresi Sonunda Başarısızlık

Memurların adaylık süreci tıpkı bir çıraklık gibi, deneme ve yetiştirme sürecidir. Bu süreçte adaylar hakkında yapılacak değerlendirme de adayların;

  1. Hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları,
  2. Göreve devamsızlıkları,
  3. Bilgi ve iş yapma yeterliliği,

incelenecek ve değerlendirilecektir.

Yukarıda da belirtildiği üzere 1 yıldan az, 2 yıldan çok olamayacak deneme ve yetişme süreci sonunda aday memurlardan;

  1. Yapılacak sınavlarda veya değerlendirmelerde başarı gösteremeyenlerin,
  2. Bir sebebe dayanmaksızın yapılacak sınava girmeyenlerin,
  3. Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların,

disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesilir. Bu şekilde ilişikleri kesilenlerin durumu, kurumlarınca derhal Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilecektir. Aday memurlardan, temel, hazırlayıcı eğitim ve staj dönemlerinin herhangi birinde başarısız olması, hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumların tespit edilmesi, göreve devamsızlıklarının tespit edilmesi, aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alması, nedeniyle disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişiklerinin kesilenler, 3 yıl süre ile Devlet Memurluğuna alınmazlar. Asaleti tasdik olmayan memurlar 60 gün içinde idari dava açmalıdır. Bu süre tebliğden itibaren başlar ve hak düşürücü süredir. İdare hukuku avukatı tarafından davanız yürütülürse sizlerin  menfaatine olacaktır.

Aday Memur Olarak Göreve Başlayan Bir Kimsenin, Farklı Sınav Sonucuna Göre Yeniden Yerleştirilmesi Mümkün Müdür?

ÖSYM’ce memur olarak yerleştirilen ve aday memur olarak göreve başlayan bir kimsenin farklı sınav sonucuna göre yeniden yerleştirilmesi konusu ile ilgili olarak Devlet Personel Başkanlığı’nın 23.08.2005 tarih ve 15448 sayılı görüşünde; … 657 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde geçen “nakil” ibaresinden memurun başka kurumlarda durumuna uygun bir kadroya sınava tabi tutulmaksızın naklen atanmasının anlaşılması gerektiği, aday memur iken KPSS sonucuna göre gerçekleştirilen merkezi yerleştirme işlemi neticesinde öğrenim durumları ya da kariyerleriyle ilgili bir kadroya yerleştirilenlerin atanmalarının ise 657 sayılı Kanunun “nakil” anlamında değerlendirilemeyeceği 54 üncü maddesinde geçen düşünülmektedir.

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, adayların aynı sınav sonucunu yararlanması birden fazla kullanarak merkezi yerleştirme engellendiğinden, merkezi yerleştirme işlemi dışında özel mevzuatında belirtilen usule ….. Bakanlığı emrindeki görevinizden, KPSS sonucuna göre göre atandığınız gerçekleştirilen merkezi yerleştirme işlemi neticesinde yerleştirildiğiniz ……. Bakanlığı emrine Arkeolog kadrosuna kurumların muvaffakatı ve yerleştirildiğiniz kadronun niteliklerini de taşımanız kaydıyla, genel hükümler ve ilgili mevzuat çerçevesinde atanmanızın mümkün bulunduğu değerlendirilmektedir.” denilerek, aday memur olarak göreve başlayan bir kimsenin farklı sınav sonucuna göre yeniden yerleştirilmesi nakil anlamına gelmeyeceğinden, böyle bir naklin mümkün olduğu belirtilmiştir.

Aday Öğretmenin, Farklı Sınav Sonucuna Göre Naklen Başka Kurumlara Geçmesi Mümkün Müdür?

Aday sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta iken, KPSS sonucu başka bir kuruma atanma hakkını kazananların, adaylıkları devam etmesine karşın, farklı sınav sonucuna göre yeniden yerleştirilmesinin mümkün olduğu kanısındayız. Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 54 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz.” hükmü yer almaktadır.

Memurların bir kurumdan diğer bir kuruma naklinin düzenlendiği mezkur Kanunun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasında da “Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan bir kadroya nakilleri mümkündür. “denilmektedir.

657 sayılı Yasa’nın 54 üncü maddesinde geçen “nakil” ibaresinden memurun başka kurumlarda durumuna uygun bir kadroya sınava tabi tutulmaksızın naklen atanmasının anlaşılması gerektiğinden, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre yapılan atamalar gereğince yapılması gereken nakiller, 54 üncü geçen “nakil” anlamında değerlendirilmemektedir.

Bu bakımdan, aday memur olarak çalışan bir öğretmenin KPSS sonucuna göre atanmayı hak ettiği kadroya kurumunun muvafakatıyla atanabileceği düşünülmektedir. Devlet Personel Başkanlığı’nın konuya ilişkin görüşleri de bu yöndedir.

Aday Memur İken İstifa Suretiyle Ayrılan Bir Kişi, Yeniden Memur Olarak Atanabilir Mi?

Aday memur iken istifa ederek ayrılan bir kişi, yeniden memur olarak atanabilir. Bir kurumda çalışırken asaleti onaylanmadan ayrılan bir aday memurun 657 sayılı Yasa’nın 92 nci maddesine göre bir başka kurumda istihdamı mümkün değildir. Bu kişi ancak aday memurluğu devam ederken ayrıldığı mezkur hüküm çerçevesinde dönebilir. Aday memur iken istifa suretiyle ayrılan bir kişi, yeniden memur olarak atanıp atanamayacağı hususuna Maliye Bakanlığı’nın 25.02.1983 gün ve 81 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nde açıklık getirilmiştir. Anılan Tebliğe göre; Sınavla devlet memuriyetine girip de, asaleti onaylanmadan istifa suretiyle ayrılanlar, ayrı kaldığı süre içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesindeki şartlara aykırı bir hali olmamışsa, yeniden atanabilirler.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 54 üncü maddesine göre, aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz. Bu süre zarfında aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz. Yine, 657 sayılı Kanunun 158 ve 159 uncu maddeleri uyarınca, aday memurlara, asaletleri onanıncaya kadar kademe ilerlemesi uygulanmaz. Asli memurluğa atandıktan sonra adaylıkta geçirdikleri süreler, kademe ilerlemelerinde ve derece yükselmesinde değerlendirilir. Kurumlarca meslekten ihraç edilen, müstafi sayılan ya da haklarında benzeri işlemler yapılan memurlardan idari yargı yoluna başvurarak, bu idari işlemler hakkında iptal kararı alanlara, görevden uzak kaldıkları süre içinde maddi hakların ödenmesi gerekir.

Bu konu ile ilgili olarak Danıştay Birinci Dairesinin E.1982/112, K.1982/130 sayılı istişari kararında ise, haklarında tesis edilen göreve son verme, görevden çekilmiş sayılma ya da benzeri işlemlerin iptali üzerine göreve döndürülenlerin, dava ve dilekçelerinde aylık ve diğer özlük haklarına ilişkin bir istemde bulunup bulunmadıklarına bakılmaksızın, işlemin tesisi tarihinden sonraki bütün maddi hakların ödenmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu nedenle, gerek ihtilafların kısa zamanda çözümlenmesi gerekse kurumların boş yere yargı giderlerini ödememeleri bakımından uygulamanın Danıştay Birinci Dairesinin kararı doğrultusunda yapılması gerekmektedir.

Aday Memurluk Hakkında Danıştay Kararları

  • Danıştay 5. Daire 1980/10147 E. 1983/7253 K. Ve 03/11/1983
  • Yasada En Az 6 Ay Olarak Belirlenen Adaylık Süresi Dolmadan Başarısız ve Sicilinin Olumsuz Olduğundan Bahisle Aday Memurun Görevine Son Verilemeyeceği

Davalı idarede aday memur olarak görev yapan davacının 657 sayılı Yasanın 56.maddesi uyarınca görevine son verilmesine dair 26.8.1980 günlü 2031 sayılı davalı idare işleminin yasaca en az 6 ay olarak belirlenen adaylık süresinin dolumundan önce göreve son verilmesinin yerinde olmadığı öne sürülerek iptali isteminden ibarettir.

657 sayılı Yasanın 54.maddesinde aday memurun altı aydan az, iki yıldan çok olmamak üzere bir adaylık süresi geçireceği hükmü öngörülmüş daha sonra yapılan değişiklikle 6 aylık süre 1 yıla çıkarılmıştır. Aynı yasanın 56.maddesinde “Adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları göreve devamsızlıkları, bilgi ve iş yapma kabiliyeti bakımından yeterli olmadıkları, tesbit olunanların kurumlarının değerlendirme kurulları” kararı ve atamaya yetkili amirin onayı ile adaylık devresi içinde ilişkileri kesilir” esası yer almıştır. 6.3.1980 tarihinde davalı idarede elektrik mühendisi olarak göreve başlıyan davacının, elektrik işletmesi, yeni şebeke yapımı, mevcut şebeke ve elektrik İşletmesiyle ilgili çalışma ve görevlerinde, işe devamsızlığı, alakasızlığı, görevde başarılı olmadığı, bağlı bulunduğu birim müdürlüğünce bildirilmesi ve sicilinin olumsuz düzenlenmesi üzerine 26.8.1980 günlü Belediye Encümeni kararı ile göreve son verildiği, dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

6.3.1980 tarihinde göreve atanan ilgilinin, 26.8.1980 tarihinde görevi ne son verildiğinde 5 ay 20 gün hizmeti bulunduğuna ve bu konuda taraf lar arasında uyuşmazlık olmadığına göre, davacının olay zamanında yürürlükte bulunan 657 sayılı Yasanın 54.maddesinde belirlenen asgari adaylık süresi (6 ay) içinde denendikten sonra, adaylığının kaldırılıp kaldırılmaması konusunda bir karar alınması gerekirken, bu süre dikkate alınmaksızın başarısız ve sicilinin olumsuz olduğundan bahisle görevine son verilmesinde yasaya uyarlık saptanılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verildi.


  • Danıştay 5. Daire 1980/7090 E. 1983/7286 K. Ve 08711/1983
  • İki yıllık adaylık süresini doldurmayan ve sicil amirliğince stajyerliğinin kaldırılmaması yolunda kanaat belirten davacının stajyerliğinin kaldırılmayarak ikinci yıla ertelenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı

29.9.1977 tarihinde köy ortaokuluna Fen bilgisi stajyer öğretmeni olarak atanan davacı 1977-1978 öğretim yılı sonunda stajyerliği kaldırılmayarak ikinci yıla ertelenmesi işleminin iptalini istemektedir.

1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun 4.maddesinde “İlk vazifeye stajyer olarak başlanır. Staj senesi sonunda ehliyet ve tedris kabiliyeti, talim sicili ve teftiş raporu ile sabit olan stajyerler muallim ünvanını alırlar. Meslekte kıdem, muallim ünvanı alındığı tarihten hesap edilir. Muallim ünvanı alınmadıkça terfi edilemez ve iki sene zarfında muallim ünvanını alamayan stajyerlerin vazifelerine nihayet verilir” hükmü yer almış, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 54. maddesinde de, aday olarak atanan Devlet memurunun 6 ay ile 2 sene arasında bir adaylık dönemi geçireceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının mesleğinin birinci yılı sonunda staj belgelerinde sicil amirlerince stajyerliğinin kaldırılmaması yolunda kanaat belirtildiği, okul öğretmenler kurulunun da aynı doğrultuda karar aldığı, bu nedenle ilgilinin stajyerliğinin ikinci yıla ertelendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda staj süresinin iki yıla kadar uzayabileceği yolundaki yasa hükümleri de dikkate alındığında dava konusu işlemde isabetsizlik görülmediğinden hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verildi.


  • Danıştay 5. Daire 1979/1039 E. 1984/964 K ve 29/02/1984
  • Adaylık süresi sonunda adaylığın kaldırılıp kaldırılmaması konusunda idarece bir karar verilmesi gerektiği ve idarenin adaylık süresini uzatmaya yetkisinin bulunmadığı

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 1976 yılında Yabancı Diller Yüksek Okuluna stajyer İngilizce öğretmeni olarak atandığı, bu okulda görevli iken Bakanlık Müfettişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda adı geçenin stajyerliğinin bir yıl daha uzatılarak orta dereceli bir okulda görevlendirilip denenmesinin önerilmesi üzerine 13.6.1977 tarihli onayla stajyerliğinin bir yıl daha devam etmesine karar verilerek Motor Teknik Lisesi stajyer öğretmenliğine atandığı ve yine görevine 7.9.1978 de başladığı, bilahare kararname ile 3.10.1979 tarihinden geçerli olmak üzere adı geçenin adaylığının kaldırıldığı anlaşılmış bulunmaktadır.

Yukarıda sözü edilen hükümler muvacehesinde iki yıl sonunda elde mevcut belgelere göre davacının stajyerliğinin kaldırılıp kaldırılmaması hususunda bir karar verilmesi gerekirken, adı geçenin stajyerliğinin bir yıl daha uzatılması, orta dereceli bir kız okulunda görevlendirilerek denenmesi ve adapte olup olmadığının tespit edilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bahisle adaylık süresini bir yıl daha uzatmaya idarenin takdir yetkisi bulunmamaktadır.


  • Danıştay 5. Daire 1980/10314 E. 1984/4444 ve 14/12/1984
  • Olumlu sicil almasına rağmen olumsuz tutum ve davranışları saptanan davacının, adaylığının kaldırılmayarak bir yıl daha uzatılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı

Ortaokulda yardımcı hizmetli olan davacının kademe terfii onayının iptal edilerek adaylık süresinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle bu dava açılmıştır. Olay tarihinde yürürlükte olan şekliyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 54.maddesine “Aday olarak atanmış olan Devlet Memuru altı aydan az, iki yıldan çok olmamak üzere, bir adaylık süresi geçirir.” hükmünü taşımakta olup; aynı kanunun adayların aylıkları başlıklı 158. maddesinde de “aday memurlara, asaletleri tasdik edilinceye kadar kademe ilerlemesi uygulanmaz. denilmektedir.

İncelenen dosyada, her ne kadar davacı bir yıl çalışma süresi sonunda olumlu sicil almış ise de; gerek bu süre içinde kınama cezası almış olması gerekse Atatürk ilkelerine aykırı düşüncelerini yaymaya çalıştığını ve görevinden devamlı kaçma eğiliminde olduğunu bildiren 27.3.1980 günlü Kaymakamlık yazısı üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır. 1810 Asaletinin onaylanması için sicilin olumlu olması yeterli olmayıp; adayın tüm yetenek ve davranışlarının da yetkili amirlerce değerlendirilmesinin olumlu olması 657 sayılı Kanun 56 ve 57.maddelerinde belirtilen esaslar karşısında zorunludur.

Buna göre, adigeçenin olumlu sicil almasına rağmen hakkında yukarıda açıklanan durumların tespiti üzerine görev yeri değiştirilerek adaylığının bir yıl daha uzatılmasında hukuka aykırılık görülmediği gibi, adayların kademe terfii yapamayacaklarına ilişkin, 158.madde uyarınca kademe terfii onayının iptal edilmesinde de hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verildi.

X
kadim hukuk ve danışmanlık