Yaş tahsisi davası, bir diğer ifadeyle yaş düzeltme, kişinin kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu durumlarda açılan davadır. Nüfus kaydında yer alan bilgilerin gerçek durumu yansıtmaması daha çok doğum tarihi ve buna bağlı olarak da yaş hususlarında söz konusu olmaktadır. Yakın geçmişimize kadar, özellikle kırsal kesimde, çocuklar nüfusa geç veya erken ya da diğer kardeşleriyle birlikte kaydedilme nedeniyle kayıtlar gerçek yaş durumunu yansıtmayabilmekteydi. Yapılan bu yanlışlar, kişilerin yaşamında bazı sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Örneğin, kişi bazı ruhsat işlemlerini yapabilmek adına çocuğunun yaşını erken olarak nüfusa kaydettirmekte, ancak ileri yaşlara gelindiğinde, bazen, bazı sınavlara girmek için yaş üst sınır öngörüldüğünden kişi, sınava girememektedir. Bunun yanında güncel bir konu olarak, bedelli askerlikten yararlanma bakımından da gerçek yaşı nüfusta yazmayan kişiler sorun yaşamış ve bedelli askerlik imkânından yararlanamamıştır. Bu gibi nedenlerle yaş değişikliği davaları son derece önem arz etmektedir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 35’e göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.
Yaş Tahsisi Davası Nedir?
Yaş tahsisi davası, bir diğer ifadeyle yaş düzeltme, kişinin kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu durumlarda açılan davadır. Nüfus kaydında yer alan bilgilerin gerçek durumu yansıtmaması daha çok doğum tarihi ve buna bağlı olarak da yaş hususlarında söz konusu olmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36 ‘ya göre ise, Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir, değiştirilir, boş bırakılır veya silinir. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır.
Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. Ad değişikliği halinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir. Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder. Kişilerin başkasına ait kaydı kullandıklarına ilişkin başvurular Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılır.
Yaş Tahsisi Davası Şartları Nelerdir?
Yaş tahsisi davası, isim değiştirme davası ve soy isim değiştirme davasından ayrı olarak kişinin kendi iradesine bağlı değildir. Yaş Tahsisi Davası sırf kişinin yaşından memnun olmaması sebebine bağlı olarak açılabilecek bir dava türü değildir. Yaş tahsisi davasının açılabilmesi için gereken şartlar:
- Kişinin resmi veya özel hastane, doğumhane veya sağlık ocağı gibi sağlık kuruluşlarında doğmamış olması gerekmektedir.
- Yaş Tahsisi Davası ile yaşının düzeltilmesini isteyen kişinin, dış görünüş itibarı ile kayıtlı bulunan yaşına uygun olmaması gerekmektedir.
- Yaş değiştirme talep eden kişinin, düzeltme istenilen yaşta ikiz olmayan bir kardeşinin bulunmaması, bu hususta iki ayrı doğuma istinaden tıbbi imkânsızlıkların bulunmaması gerekmektedir.
- Yaş düzeltme istemine ilişkin olarak objektif nitelikte haklı bir sebebin bulunması gerekmektedir.
Yaş Tahsisi Davasında Görevli Mahkeme Neresidir?
Görevli mahkeme, dava şartı olup bir davaya bakmakta görevli olan mahkemenin belirtilmesidir. Dava açılacağı zaman dikkat edilmesi gereken iki temel usulü şart vardır. Bunlardan biri uyuşmazlığa hangi mahkemenin bakacağı yani hangi mahkemenin görevli olduğu; diğeri ise hangi yer mahkemesinin bakacağı yani hangi mahkemenin yetkili olduğu hususudur. Mahkeme davanın her aşamasında görevli olup olmadığını inceleyebilir. Taraflarda, davanın her aşamasında da görevsizlik iddiasını ileri sürebilmektedirler. İstinaf ve temyiz aşamasında da, görevsizlik iddiası ileri sürülebilmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesinde çekişmesiz yargı işleri düzenlenmiş, 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; yaş tahsisi davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu kabul edilmektedir.
Yaş Tahsisi Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?
Yetki, bir davaya yer bakımından hangi mahkemenin bakabileceğini belirten kurallardır. Görevli mahkemenin sulh hukuk, asliye hukuk veya özel mahkemelerden biri olarak belirledikten sonra, davanın hangi yerdeki görevli mahkemede açılacağının tespiti yetki kurallarına göre yapılmaktadır. Yetki, bir davaya yer bakımından hangi mahkemenin bakabileceğini gösterirken, görev bir yerdeki mahkemelerden hangisinin davaya bakması gerektiğini göstermektedir.
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle yaşa ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasında mahkeme, istem sahibinin yerleşim yerinde bulunan asliye hukuk mahkemesidir. Bu yetki kamu düzeninden olup hakim tarafından resen dikkate alınmalıdır.
Yaş Tahsisi Davasını Kimler Açabilir?
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Yaş tahsisi davasını,
- Yaşını değiştirmek isteyen kişi açabilir.
- Yaşını düzeltmek isteyen kişinin ergin olmaması durumunda kişinin velisi (anne veya baba) veya vesayet altında bulunuyor olması durumunda vasisi açabilir.
- Kamu düzeni ile ilgili durumlarda Cumhuriyet Savcısı açabilir.
Yasanın hükmünden de anlaşılacağı gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabilmesi için yasada öngörülen koşulların bulunması gerekir. Dolayısıyla ilgili resmi dairenin gösterdiği bir lüzum bulunmaması veya dava konusu olay yürütülmekte olan soruşturmayı değiştirecek nitelikte değilse Savcının kendiliğinden böyle bir dava açması mümkün değildir. Yaşın düzeltilmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılması niteliğinde olduğundan, yaşı düzeltilmek istenen kişi tarafından bizzat kullanılmalıdır. İradi temsil her zaman mümkündür. Ancak vekille dava açıldığında vekâletnamede bu konuda özel yetkinin bulunması gerekecektir. Fiil ehliyeti bulunmayanlar bakımından velayeten anne baba dava açabilecektir.
Yaş Tahsisi Davası Kimlere Karşı Açılabilir?
Medeni yargılama kendi içinde çekişmeli yargı ve çekişmesiz yargı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargı ile “dava” kastedilmektedir. Bir diğer tür olarak uygulamada zaman zaman “hasımsız dava” denilmekte ise de bununla, aslında doğru olmayan biçimde çekişmesiz yargı işi kastedilir. Yaş düzeltme (yaş tahsisi) davaları da çekişmesiz yargı sınıflandırılmasına girmektedir.
Kişisel durum sicillerinin değiştirilmesi, düzeltilmesi HMK 382 anlamında çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığından, dava hasımsız olarak açılacaktır. Ancak Nüfus Müdürlüğünün, maddi ilgili sıfatıyla duruşmada yer alması sağlanmalıdır. Ayrıca menfaati etkilenecek kişilerin de davaya dahil edilmeleri gerekecektir.
Yaş Tahsisi Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
Yaş Tahsisi Davası mahkemelerin iş yüküne bağlı olarak 1-5 ay arasında sonuçlanabildiği gibi, kemik yaşına ilişkin tespitler yapılması gerekmesi durumunda ilgili yerlere müzekkere yazılması ve evrakların tevdi edilmesi gibi usuli işlemler sebebi ile 1-2 yıl da sürebilmektedir. Yaş Tahsisi Davası sürecinin en hızlı ve en verimli şekilde yürütülebilmesi ve istenmeyen sonuçların ortaya çıkması ve zaman kaybı meydana gelmemesi için sürecin uzman bir avukat hizmeti ile sürdürülmesini tavsiye etmekteyiz.
Nüfus Hizmetleri Kanunumuzun 36/1-b. Bendine Göre: “Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.”
Eskiden yaş tahsisi davalarının bir kez açılması mümkündü ancak uygulamada sorunlar çıkması üzerine bu konuda yasal düzenlemede değişikliğe gidilmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanunu hükmüne göre güncel uygulamada yaş tahsisi davalarının birden çok kez açılması mümkündür.
Yaş Tahsisi Davası Yargılama Usulü Nasıldır?
Yaşın düzeltilmesi davaları HMK. 382 anlamında çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığından basit yargılama usulüne tabi bir yargılama olacaktır. Nüfus kaydının değiştirilmesine ilişkin davalar, savcı, nüfus müdürü veya görevlendireceği memur önünde görülüp karara bağlanır (NHK m.36). Nüfus Hizmetleri Kanununa göre açılan kayıt düzeltme davaları, kamu düzeniyle yakından ilgili olduğundan, hakim tarafların veya tanıkların beyanlarına bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp, doğru sicil oluşturmak mecburiyetindedir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36/1-a maddesi hükmüne göre, kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülüp karara bağlanması zorunludur. Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddi hata söz konusu değilse; aile kütüğünün her hangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik, Türk Medeni Kanununun 39. maddesi uyarınca mutlaka kesinleşmiş mahkeme kararı ile yapılacağından, maddi bir hatadan kaynaklanmayan yaş düzeltme hususunda mahkemeden karar alınması zorunludur.
Yaş düzeltilmesine ilişkin davalarda dikkate alınan hususlar genel olarak, doğumun hastanede veya doğrum evinde olup olmadığı, dış görünüşün talep edilen yaşla uyumlu olup olmadığı, aynı yaşta başka kardeşinin olup olmadığı, varsa o kardeşin doğum tarihi gibi hususlar dikkate alınmaktadır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Nüfus kaydının düzeltilmesi davaları, bu kapsamda yaşın düzeltilmesi davası herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı değildir. Bu nedenle her türlü kanıta başvurulabilir. Dolayısıyla zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir. Bunların yanında askerlik, okul vb. kayıtları da araştırılmalıdır.
Kişi hastanede doğmuşsa ve bu durum hastanenin resmi kayıtlarına geçmişse, mahkeme bu hususla bağlı olduğundan davanın reddedilmesi muhtemeldir. Bu nedenle doğrum nerede gerçekleştiği son derece önemlidir. Ayrıca talepte bulunan kişinin dış görünüşü de beyan ettiği yaşa uygun olmalıdır. 1-2 yaş farkı pek sorun doğurmasa da görünenden 10 yaş fazla ya da küçük bir yaşın gerçek olduğunun beyan edilmesi hayatın olağan akışına da aykırılık teşkil edecektir.
Kardeşinin bulunup bulunmadığı, varsa kardeşin yaşının dikkate alınması ise daha çok kardeşler arasındaki yaş farkına bakarak annenin iki kardeşin doğumu arasındaki süreçte tekrar gebe kalıp kalamayacağının tespit edilmesi bakımından önem arz etmektedir. Yaş düzeltilmesine karar verilirken, kardeşlerin yaşıyla uyumlu bir tarihe göre doğrum tarihinin düzeltilmesine karar verilmelidir.
Uygulamada dikkat edilen önemli bir husus, yaşın tespiti konusunda alınacak olan sağlık raporudur. Bu çerçevede Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları doğrultusunda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen küçüğün gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye sevki sağlanıp kemik grafileri de çekilmek suretiyle sağlık kurulu raporu aldırılması gerekir. Adli Tıp Kurumu aracılığıyla şahsın kemik yaşının tespiti gerçekleştirilir ve kemik yaşına göre mahkeme davacının talebi hakkında olumsuz ya da olumlu bir karar verir. Ancak sağlık raporu bakımından olumsuz olan bir konu, kemik yaşı tespitinin daha çok 25 yaşına kadar yapılabiliyor olmasıdır.
Kemik yaşı tespiti için dikkat edilen yaş olan 25 yaştan yukarı olan kişiler bakımından diğer delillerin değerlendirilmesi zorunludur. Ayrıca sağlık kurulu raporu hüküm kurmaya yeterli olmalıdır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesine ait davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Mahkemece, Şube Müdürlüğünce düzenlenen tek uzman doktor raporu ile yetinilip, davanın kabulüne karar verilmez.
Hakim yaş konusunda düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekir. Kayıt düzeltme ve değişikliklere ilişkin mahkeme kararları, kesinleşme tarihinden itibaren 10 gün içerisinde, mahkeme yazı işleri müdürü tarafından o yerin ilçe nüfus müdürlüğüne gönderilecektir. Doğum tarihini, ad ve soyadını değiştiren kişi askerlik çağında ise; yapılan işlemler ilçe nüfus müdürlüğünce askerlik şubesine bildirilir. Doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesinde dikkate alınacak bir diğer husus;
- Ay ve günün baki ya da saklı kalması şeklinde veya ay ve günden bahsedilmeden yalnızca yılın düzeltilmesi şeklinde karar verilmesi halinde, doğum tarihlerinin eski ay ve günün düzeltilmiş yılı ile birlikte tescili yapılır.
- Aile kütüğünde doğum tarihi ay ve günsüz olarak yalnızca yıl şeklinde yazılmış ise, tescil tarihi itibariyle engel bulunmaması ve kişinin talep etmesi halinde Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 39’uncu maddesindeki esaslar çerçevesinde ay ve gün ilavesi yapılır.
Yaş Tahsisi Davasında Neler Delil Olarak İleri Sürülebilir?
Yaş tahsisi davalarında kişinin iddia ettiği yaşta olduğunun ispatı için ileri sürebileceği başlıca deliller;
- Tanık Beyanı,
- Kemik Yaşı Hesaplanması,
- Bilirkişi Raporu,
- Uzman Görüşü,
- Hastane Kayıtları,
- Nüfus Kayıtları,
- Konu ile ilgili kolluk tutanakları,
- Konu ispatına yarar her türlü delil.
Kemik Yaşı Nedir, Ölçümü Nasıl Yapılır?
İnsan vücudu yaş aldıkça gelişmekte ve değişmektedir. Kemikler de belirli yaşlara göre değişmekte ve gelişmektedir. Kişinin kemik yapısı itibariyle ortaya çıkan yaşa kemik yaşı denilmektedir. Kemik yaşının tespit edilmesi yaş tahsisi davasının en önemli delili ve değerlendirme ölçütü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak kemik yaşı ölçümünden en doğru sonucun alınabilmesi için 25 yaş sınırının aşılmamış olması gerekmektedir.
Kişinin kimliğinde yazan yaş her zaman doğru olmayabilmektedir. Böyle zamanda kişinin gerçek yaşının tespiti için kemik yaşına bakılmaktadır. Kemik yaşı esas olarak iskeletin gelişmesi, olgunlaşma derecesi olmaktadır. Kemik yaşı, sol el bileği filmi tetkiki ile belirlenir. Kemik yaşı tespiti ile 1-2 yıl sapma payı olsa da yaş tespitinde kullanılan en güvenilir yöntem olmaktadır.
Kemik Yaşı Testi Kaç Yaşına Kadar Yapılır?
İnsanların kemik gelişimi belli bir süre devam eder ve bir süre sonra durur. Anılan sebeple kemik yaşının tespiti en fazla 25 yaşına kadar yapılabilmektedir. Kemik gelişiminin 22-25 yaşında tamamlanması nedeniyle kemik yaşı tespiti belirtilen yaştan sonra yapılmaz. Yapılması halinde de doğru sonuç alınması mümkün olmayacaktır.
Kemik yaşının tespiti adli tıp kurumu aracılığı ile ya da bir sağlık kurumunda yapılır. Mahkemece adli tıp kurumu veya sağlık kurumundan gelen kemik yaşı tespiti doğrultusunda karar verilmektedir. Kemik yaşının tespiti için 25 yaş sınırına dikkat edilmesi sonucun en doğru şekilde alınması bakımından önemlidir. 25 yaş sınırının aşıldığı hallerde hakim tarafından başkaca deliller ile muhakeme yapılarak karar verilecektir. Yaş tahsisi davası için kanunda herhangi bir süre öngörülmemiştir. Kişi istediği bir zaman diliminde Yaş Tahsisi Davası açarak nüfus kaydını düzeltebilecektir.
Yaş Tahsisi Davası Açılmadan Yaş Düzeltilebilir mi?
Yaş düzeltme işlemi yapılması Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. Maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmünce kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kaydının düzeltilmesi mümkün değildir. Ancak madde hükmüne göre aile kütüklerine tescil esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğü tarafından dayanak belgesine uygun olarak düzeltilebilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus nüfus müdürlüklerince yapılacak düzeltmelerin sadece maddi hatalar olmasıdır.
Yaş düzeltme nüfus müdürlüğü tarafından yapılabilecek bir düzeltme değildir. Yaş düzeltme talepleri sadece mahkeme kararı ile yapılabilecek işlemler arasında olmaktadır.
Yaş Tahsisi Davasının Askerlik Bakımından Etkisi Nasıl Olur?
Yaş tahsisi davalarının askerlik bakımından değerlendirilmesi bakımından 1111 sayılı Askerlik Kanunu ve ilgili mevzuatlar dikkate alınmalıdır. Askerlik Kanunu’nda yaşlarını değiştirenler için yapılan düzenleme ile,
- Askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değişiklikleri askerlik işlemleri yapılırken dikkate alınmayacaktır. Ancak mahkemece resmi hastane doğum kayıtlarının esas alınması ile gerçekleştirilmiş olan değişiklikler dikkate alınır.
- Kişinin, yoklama sırasında aile kütüğünde yazılı yaşı ile fiziki görünümü uyumlu değilse, yaş düzeltilmesine engel bir durum da bulunmaması durumundan askerlik şubesi başkanı tarafından yaş düzeltilmesine istinaden Cumhuriyet savcısına müracaat edilir ve yargılama sonucuna göre askerlik işlemleri söz konusu olur.
- Yaş tahsisi davasına sonucuna göre düzeltilen yaş itibariyle askerlik çağına girmemiş olan kişilerin yoklamaları emsalleri ile birlikte yapılır ve bu kişiler bu şekilde silah altına alınır.
Ceza Yargılamasında Yaş Tahsisi Davası Nasıl Etkili Olur?
Ceza yargılamasında sanığın ve mağdurun yaşı suç tipinin belirlenmesinde önemli bir etken olabilir. Bu hallerde ceza yargılamasını incelemekle görevli ve yetkili ceza mahkemesi tarafından yaş düzeltilmesi davasına ilişkin özel hukuk usullerine göre inceleme yapılıp arar verilebilir. Hatta böyle bir iddianın varlığı halinde ceza mahkemesinin durumun gereklerini yerine getirmemesi istinaf ve temyiz merciileri tarafından bozma sebebidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 218 hükmüne göre,
- “Yüklenen suçun ispatı, ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise; ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak da bu Kanun hükümlerine göre karar verebilir. Ancak, bu sorunla ilgili olarak görevli mahkemede dava açılması veya açılmış davanın sonuçlanması ile ilgili olarak bekletici sorun kararı verebilir.
- Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.” şeklinde belirtilmiştir.
Yaş Tahsisi Davasının ile Evlilik Yaşı Sağlanabilir Mi?
Medeni kanunumuza göre 18 yaşını dolduran kimse, velisinin ya da vasisinin iznini almadan evlilik yapabilir. 17 yaşında ise, anne ve babanın izni ile evlenilebilir. 16 yaşında ise ancak hakim yanı mahkemeden karar alınması suretiyle evlenilebilir. Anılan haller haricinde kişilerin evlenebilmesinin hukuken imkanı olmamaktadır. Uygulamada bazı kişiler Yaş Tahsisi Davası ile evlilik yaşı şartını sağlamak suretiyle evlilik planlaması yapmaktadır. Ancak evlilik için yaş şartı sadece kanunda sayılan hallerde mümkün olabilmektedir.
Evlilik için aranan yaş şartı Yaş Tahsisi Davası ile sağlanamamaktadır. 16 yaşındaki bir kişinin yaşını Yaş Tahsisi Davası ile büyüterek evlenmesi mümkün değildir. Yaş büyütme davası için evlenmek istemek haklı bir neden olmamaktadır. Evlenmek amacıyla yaş düzeltme davasının açılması davanın hukuki yarar yokluğundan reddi sebebidir. 16 yaşında evlenmek isteyen kişilerin yapabileceği tek şey aile mahkemesinden evlenmek için izin istemektir.
Yaş Tahsisi Davaları İstinaf Edilebilir Mi?
Çekişmesiz yargı kararları da diğer yargı kararları gibi yazılır. Çekişmesiz yargıda, kararlara karşı sadece yargılamada yer alan değil, aynı zamanda yargılamada yer almasa dahi hukuki yararı olan “maddi anlamdaki ilgililer” de kanun yoluna başvurabilir (m.387). Kanun yoluna başvuruda süre kararı öğrenmeden itibaren iki haftadır (m.387).Çekişmesiz yargı kararlarına karşı sadece istinaf yoluna başvurulabilir; kural olarak temyiz yolu kapalıdır.
Kanunlarda aksine hüküm olmadıkça, çekişmesiz yargı kararları maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz (m.388). Maddi anlamda kesin hüküm oluşturmadığından yargılamanın yenilenmesi istenemeyecektir. Genel Müdürlük ve nüfus müdürlükleri, mahkemece verilen kararlar hakkında her türlü kanun yoluna başvurmaya yetkilidir.
Yaş Tahsisi Davası Örnek Dilekçe
ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
Davacı : Ad Soyad (TC: ….) – Adres
Vekili: Av. Umur YILDIRIM
Davalı : Nüfus Müdürlüğü
Dava Konusu : Yaş düzeltme talebimizden ibarettir.
Açıklamalar
- Müvekkil …. , nüfus kayıtlarına göre ….. doğumlu olarak görünmekte ancak bu durum gerçek doğum tarihi yansıtmamaktadır. (Bu bölümde değiştirilmek istenen yaş, gerekçeleri ayrıntılı bir şekilde somut olaya uygun olarak anlatılmalıdır. Emsal yargı kararları dilekçeye eklenmeli, ilgili kanun maddelerine de somut olay ile bağdaştırılarak dilekçede yer verilmelidir.)
- Müvekkilin dış görünüşü ve gerekirse kemik yaşının tespiti dikkate alındığı takdirde aslında … doğumlu değil … doğumlu olduğu açık bir şekilde ortaya çıkacaktır. Konuya ilişkin tanık anlatımları da gösterecektir ki müvekkilin gerçek doğum tarihi … ‘dir.
- Müvekkilin nüfus kaydındaki gerçeğe aykırı doğum tarihi dolayısıyla müvekkil ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. ( Bu kısımda değiştirilmek istenen yaş/kimlikte görünen ile ilgili kişinin yaşadığı mağduriyetler açıklanmalıdır.)
Hukuki Nedenler: TMK , Nüfus Kanunu ve sair ilgili mevzuat
Hukuki Deliller: Nüfus kayıtları, doğum tutanağı, bilirkişi, tanık ve diğer deliller
Sonuç ve Talep: Yukarıda izah ettiğimiz ve sayın mahkemenin re’sen dikkate alacağı diğer sebeplerle müvekkilin doğum tarihinin …. olarak düzeltilmesine karar verilmesini vekaleten ve saygılarımla arz ve talep ederiz. ../../2023
Davacı Vekili
Av. Umur YILDIRIM
Yaş Tahsisi Davası Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 18. HD. , 29.04.2010 Tarihli, 2010/2542 Esas, 2010/6595 Karar Sayılı Kararı;
- Yaş Tahsisi Davası
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin 1/a bendinde, her ne kadar nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine, Cumhuriyet Savcıları tarafından görevli Asliye Hukuk mahkemesinde açılabileceği belirtilmiş ise de, Cumhuriyet Savcılarının suçların soruşturulması sırasında şüpheli olarak tespit ettikleri kişilerin, ceza hukuku mevzuatına uygun şekilde yargılanmalarını sağlamak amacı ile düzenleyecekleri iddianamelerin isabetli bir şekilde tanzimi için, soruşturma aşamasında şüpheliler veya suç mağdurları ile ilgili olarak bu tür davaları açmak hak ve yetkisine her zaman sahiptirler. Mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen davaname uyarınca, şüpheli B…….. D……….’ın gerçek yaşının tespiti için gerektiğinde adli tıp kurumunun ilgili ihtisas dairesinden de rapor alınmak sureti ile yaşının tespiti ile nüfus kayıtlarında gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilmesi gerekirken, CMK.nun 218. maddesi gereğince açılacak davada ilgili mahkemece bu konuda düzeltme yapılmasının mümkün olması, talebin şüphelinin 18 yaşını aşar şekilde düzeltme isteği içermemesi, ilgililerce Cumhuriyet Savcılığına herhangi bir talepte bulunulmaması hususları gerekçe yapılarak, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 18. HD. 02.07.2012 Tarihli , 2012/7070 Esas, 2012/8332 Karar Sayılı Kararı
- Yaş Tahsisi Davası
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre açılan doğum tarihinin düzeltilmesi davası olup Kanunun 36.maddesi uyarınca nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmünün dikkate alınmaması,
- Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, yasal hasım olan nüfus müdürlükleri ile doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen küçüğün velayet hakkına dayanılarak anne ve babasına, çocuk vesayet altına alınmışsa vasisine karşı davanın yöneltilerek gösterdikleri deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen kayden 16.12.1997 doğumlu …’nun ana ve babasının davalı olarak davaya dahil edilmemesi,
- Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek zorundadır. Yargıtayın yerleşik uygulamaları doğrultusunda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen küçüğün gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye sevki sağlanıp kemik grafileri de çekilmek suretiyle sağlık kurulu raporu aldırılması gerektiği düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA..
Yargıtay 18. HD. 01.03.2010 tarihli, 2009/13015 Esas, 2010/3119 Karar Sayılı Kararı
- Yaş Tahsisi Davası
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır.
Nüfus kütüğüne 03.08.1994 doğum tarihli olarak kaydedilen …in, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 07.08.2009 günlü sağlık kurulu raporuna göre 16-17 yaşlarında olduğu tespit edilmiştir. Saptanan bu durum karşısında mahkemece adı geçenin doğum tarihinin kardeşleri ile engel oluşturmayacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, sağlık kurulu raporu gözardı edilip davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 18. HD. 03.10.2013 tarihli, 2013/11249 Esas, 2013/12828 Karar Sayılı Kararı
- Yaş Tahsisi Davası
Davacının Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda davacının kemik yaşının 35 yaş ve üzeri ile uyumlu olduğu belirtilmiş olup bu rapor ve tanık beyanları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alınan bu rapor davacı …’in düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamamaktadır. Ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacı …’in yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgeler yeterli sayılamaz. İlgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı olasılığı da bulunmaktadır. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesi yolunda hüküm kurulması,
Kabule göre de; doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen Sibel ile aynı anneden doğduğu anlaşılan 10/04/1973 doğumlu kardeşi Yüksel arasında düzeltilen doğum tarihine göre 3 ay 27 günlük bir zaman farkı bulunmaktadır. Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.