Tekzip kelime anlamı olarak yalanlama demektir. Hukuki olarak tekzip ise; gazete, dergi, radyo, televizyon ve benzeri medya kuruluşlarında yer alan bir haberin aslında gerçeği yansıtmadığının, haberi yapan kuruluş tarafından duyurulması olarak da ifade edilebilir. Herkesin kişilik hakları mevcuttur ve bu haklar kanun tarafından korunur. Kişilerin bu hakları içerisinde şerefi, onuru, itibarı, namusu, özel hayatın gizliliği gibi tüm değerler ve buna benzer tüm unsurlar yer alır. Günümüzde birçok basılı ve dijital platformlar üzerinden insanların kişilik haklarını zedeleyen yayınlar ile çok sıklıkla karşılaşılır duruma gelinmiştir. Özellikle günümüzde çok yaygın olan sosyal medya, gazete dergi internet gibi yollarla kişi hakkında yayınların yapılması kişilik haklarına saldırıların yollarıdır. Kişinin en temel haklarından olan kişilik haklarına bu denli müdahale edilir duruma gelinmesi hali pek tabi kişinin korunması için bir takım hukuki önlemlerin alınması gerekliliğini doğurmuştur. Bunlardan biri de tekziptir. Basın Kanununda tekzip, 5187 sayılı Basın Kanunu 14. maddesinde düzenlenmiş olup temeli Anayasamızın düzeltme ve cevap hakkı başlıklı 32. maddesine dayanmaktadır. Anayasamızda düzeltme ve cevap hakkının ancak;
- Kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması
- Veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması,
hallerinde tanınacağı ve kanunla düzenleneceği açıklanmıştır. Hukuki olarak tekzip, gazete, dergi ve bunlar gibi yayınlarda yer alan haber, eleştiri, karikatür ve resim benzeri yayımlara karşı Anayasanın 32. Maddesi ve Basın Kanunun 14. Maddesinde ‘’düzeltme ve cevap hakkı’’ başlığı altında tanımlanmış ve tekzip hakkının nasıl kullanılacağına dair yasal koşullar belirtilmiştir. Tekzip hakkının kullanılması ile beraber mahkeme tarafından verilen ilam sonucuna rağmen hala tekzipte bulunmayan yayınlara karşı Basın Kanunu’nun 18. Maddesinde yaptırımlar öngörülmüştür.
Tekzip Nedir?
Tekzip, sözlük anlamıyla, bir haberi yalanlamadır.4 Yalanlama ise, doğal olarak bir cevap vermeyle veya düzeltmeyle yapılabilir. Diğer bir deyişle, hakkında şeref ve haysiyetini ihlal edici veya gerçek dışı yayın yapılan bir kişi, bu yayına karşı, ancak cevap vererek veya düzeltme yazarak kendisini savunabilir. Düzeltme ve cevap hakkının kullanılması, ilgili kişiye, yayın konusu saldırıda yer alan bilgilerin gerçeğinin ne olduğunu kamuoyuna açıklama fırsatı verir. O halde tekzip, yöneltilen suçlamaların cevabının verilmesini amaçlayan bir açıklama davranışıdır.
Tekzip kelime anlamı olarak yalanlama demektir. Hukuki olarak tekzip ise; gazete, dergi, radyo, televizyon ve benzeri medya kuruluşlarında yer alan bir haberin aslında gerçeği yansıtmadığının, haberi yapan kuruluş tarafından duyurulması olarak da ifade edilebilir. Herkesin kişilik hakları mevcuttur ve bu haklar kanun tarafından korunur. Kişilerin bu hakları içerisinde şerefi, onuru, itibarı, namusu, özel hayatın gizliliği gibi tüm değerler ve buna benzer tüm unsurlar yer alır. Günümüzde birçok basılı ve dijital platformlar üzerinden insanların kişilik haklarını zedeleyen yayınlar ile çok sıklıkla karşılaşılır duruma gelinmiştir. Özellikle günümüzde çok yaygın olan sosyal medya, gazete dergi internet gibi yollarla kişi hakkında yayınların yapılması kişilik haklarına saldırıların yollarıdır. Dilimize Arapçadan geçen tekzip kelimesi “yalanlama” anlamına gelmektedir. Birçoğumuz bu kelime ile gazetelerin alt taraflarında küçük bir başlık olarak karşılaşmışızdır. Bu bağlık altında tekzip hakkının hukuki incelemesini ayrıntıları ile yapacağız.
Tekzip Başvurusu Yapabilecek Kişiler
Şeref ve haysiyeti ihlal edici olan veyahut gerçeğe aykırı içerik barındıran yayımlardan dolayı kişilik hakları zarar gören kişiler tekzip hakkına başvurabilirler. İllaki bu iki durumun bir arada olması gerekmemektedir. Düzeltme veya cevap hakkına sahip kişinin merhum bir kişi olması veya yayından sonra vefat etmesi durumunda, mirasçılardan biri tarafından tekzip hakkının kullanılması mümkün olacaktır. Hem gerçek hem de tüzel kişilerin tekzip talebinde bulunabilmesi mümkündür.
Tekzip talebinin tüzel kişilik tarafından istenmesi durumunda tüzel kişiliği temsile yetkili organın veya kişinin tekzip metnini göndermesi gerekecektir. Bunların yanında yabancı ülke vatandaşlarının da mütekabiliyet ilkeleri çerçevesinde yurtiçinde gerçekleşen bir yayıma karşı tekzip talebinde bulunmalarına bir engel bulunmamaktadır.
Tekzip Başvurusu Hangi Durumlarda Yapılır?
Kişilerin şeref ve haysiyetine karşı ihlal unsuru oluşturan ve kişilerle alakalı gerçeği yansıtmayan yayım yapılması durumunda başvuruda bulunulabilir. Yasada ‘’süreli yayınlar’’ ibaresi kullanılması ile sadece bu tür yayınlara karşı tekzip başvurusu yapılabileceği belirtilmiştir. Yani belli aralıklar ile yayınlanıp dağıtılan gazete, dergi ve bu türevde basılmış eserler ile haber ajansları yayınlarına karşı tekzip hakkına başvurulabilecektir. Yayının türü bir önem arz etmemektedir. Haber, köşe yazısı, eleştiri, resim, karikatür, bilimsel değerlendirme, yorum gibi her türlü yayını kapsamaktadır.
Bu sebeple süreli yayın, yaygın süreli yayın ve bölgesel süreli yayın ve yerel süreli yayınlara karşı gidilebilir. Bununla beraber belli aralıklarla yayımlanmayan kitap, armağan gibi basılmış eserlere yani süresiz yayınlara karşı yasal olarak başvurma imkanı bulunmamaktadır. Bu yayınlarla alakalı tekzip talebinde bulunulamazsa da tazminat davası açılması ve unsurları oluşmuş ise ilgili suçla alakalı soruşturma ve kovuşturma yapılması mümkündür.
Tekzip Talebi İçin Başvuru Süresi
Kişinin kişilik haklarını zedeleyen veya gerçeğe aykırı içeriklerin yayımından yani kamuya dağıtımından sonra iki ay içerisinde başvuru yapılması gerekmektedir. İlgilinin vefatı sebebiyle mirasçılardan biri tarafından bu hakkın kullanılması gerektiği takdirde bir aylık ilave süre verilecektir. Diğer bir değişle, mirasçılar yönünden yayım tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde başvuru yapılabilir. Bu sürelerin kaçırılması sonucu düzeltme ve cevap hakkının kullanılması mümkün olmayacaktır. Çünkü belirttiğimiz süreler hak düşürücü sürelerdir.
Başvurunun noterlik aracılığıyla yapılması durumunda başvurunun gazeteye ulaştığı tarih değil, noterliğe yapılmış olan başvurunun tarihinin dikkate alınması gerekmektedir. Kanun maddesinde düzenleme olmamakla birlikte başvuru yapılması gereken son gün resmi bir tatile denk gelirse başvurunun resmi tatilin bitiminin ertesi günü yapılması mümkündür. Eski hale getirmede de benzer süreçlerin ilerletilmesi gerekmektedir. Bakıldığında 5187 sayılı Kanunda bunun önünde bir engel oluşturacak hüküm bulunmamaktadır.
Tekzip Başvurusu Nereye Yapılır?
İlk olarak gazete veya derginin sorumlu müdürüne müracaatta bulunulması gerekmektedir. Tebligatın ilgili yazının künye kısmında bulunan sorumlu müdür adına, yani sorumlu müdür muhatap alınarak, süreli yayının yönetim yerine yapılır. “ alındı” belgesi karşılığında elden de verilmesi mümkündür. Noter aracılığıyla veya taahhütlü postayla gönderilmesi de mümkündür.
İspat kuvvetinin etkisini artırdığı için genel olarak en çok noterler aracılığıyla gönderme tercih edilmektedir. Sorumlu müdüre yapılan müracaattan netice alınamazsa ya da tekzip metni yasa maddesinin öngördüğü kurallara aykırı yayımlanırsa sulh ceza hakimine başvuru yapılabilir. Sorumlu müdüre başvuru olmaksızın hakimliğe müracaatta bulunulamaz. Hakim bu istemi duruşmasız bir şekilde 3 gün süre zarfında karara bağlar.
Görevli ve Yetkili Mahkeme ve İtiraz
Tekzip hakkı için verilmesi gereken hakimlik kararı sulh ceza hakimliğince verilmektedir. Yetkili hakimlik, başvurma hakkına sahip ilgilinin bulunduğu yer sulh ceza hakimliğidir. (5187 sayılı Basın Kanunu m.14/2). Bu yönde talepler için yayının ayrıca suç teşkil etmesi gerekmemektedir. Başka bir söylemle yayın suç unsuru içermese de kişilik haklarını ihlal ediyorsa düzeltme ve cevap hakkının yani tekzibin konusu olabilir. Eğer yayın, aynı zamanda suç teşkil ediyorsa tekziple alakalı taleplerde, suçun şikayete bağlı olup olmadığına göre CMK m.12 genel yetki kuralı da dikkate alınabilir.
Yani özetle görevli ve yetkili mahkeme, talep edenin bulunduğu yer sulh ceza mahkemesidir. Yani, zarar gören kişi nerede bulunuyorsa, o yer sulh ceza mahkemesine başvurusunu yapacaktır. Sulh Ceza Hakimliği incelemesini yaparken yayının içinden bir bölüme değil, bütününe bakar. İncelemede yorum ve eleştirilerin kaynağı, yapılma nedeni, yazıyı yazanın toplumdaki konumu ve tüm yazının içeriği dikkate alınır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında,26 konuşmanın bütününe bakarak, “mazoist” ve “sadist” sözlerinin, davranıştaki çelişkiyi dile getirmek kastıyla kullanılmış olması nedeniyle, kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını kabul etmiştir.
İlgililerin, yayım dolayısıyla zarar görenlerin, bulundukları yer sulh ceza hakimliğine yaptıkları tekzip talebinin reddedilmesi sonucunda kanunda belirtilen prosedür işletilerek sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir. Buna göre itiraz ilk olarak talebin reddine karar veren hakime yapılır. Kararın düzeltmediği takdirde o yerde birden fazla sulh ceza hakimliği varsa, numara olarak kendisini izleyen hakimliğe, son numaralı hakimlik için bir numaralı hakimliğe itirazı değerlendirmek üzere gönderir. Eğer ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hakimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliği, ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerde tek sulh ceza hakimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliği itirazı kesin olarak karara bağlar.
Tekzip Talebinin İçeriği ve Tebliğat
Talepte buna neden olan eser belirtilir. Talep yazısı suç unsuru içermeyecek, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı ve ilgili yazıdan uzun olmayacaktır. Eğer, tekzibe neden olan eser, yirmi satırdan az yazı veya resim yada karikatür ise düzeltme ve cevap yazısı otuz satırı geçemez. Buna göre, her halde en az otuz satıra kadar düzeltme ve cevap hakkı kullanılabilir. Tekzip hakkının kullanılmasına ilişkin olarak düzenlenen ve aynen yayınlanmasına karar verilen tekzip metninde yer alan ifadelerin yayımlanan ilgili metinde olmaması Yargıtay’ın bazı kararında bozma nedeni olarak görülmüştür.
Pratikte yargılamanın her safhasında gerek ilk derece mahkemelerinde gerek istinaf ve hatta Yargıtay aşamalarında tebligat usulsüzlüğü nedeniyle, diğer yasal koşullar oluştuğu halde, düzeltme ve cevabın yayımlanmaması suçundan çok sayıda beraat kararı çıkmaktadır. Bunun yanında sulh ceza hakimliğine başvurmadan önce, zorunlu olarak gazetenin sorumlu müdürüne yapılan tebligatlarda da bu açıdan tebligat usulsüzlükleri gündeme gelebilmektedir. Bu sebeple usulsüz tebligat tekzip talebinin sulh ceza hakimliğince reddine neden olabilmektedir.
Tebligat mutlaka künyedeki sorumlu müdür muhatap alınarak süreli yayının yönetim yerine yapılır. Tebligat sorumlu müdür adına çıkarılacak ve tebligatın doğrudan sorumlu müdüre yapılmasına çalışılacak. Geçici olarak sorumlu müdür veya sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili iş yerinde yoksa bu durum belirtilecek, yani geçici olarak işyerinden ayrılması nedenine dair yazılı şerhle onun adına sürekli çalışan memur veya müstahdeme tebliğ yapılabilecektir. Yargıtay kararları ile gündeme gelen bu uygulama bazen işeri zorlaştırarak sorumlu müdüre ulaşmayı güç hale getirir. Bir kısım Yargıtay kararlarında tebligatın sorumlu müdür adına, gazete tüzel kişiliğine çıkarılması veya sorumlu müdür adına yazılsa da gazete avukatına yapılan tebligatın da usulsüz olduğu vurgulanmıştır.
Tekzibin Yayımlanması Usulü
- Sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmadan, yazıyı aldığı tarihten itibaren, günlük süreli yayınlarda en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda en geç üç günden sonraki ilk nüshada yayımlamak zorundadır.
- Tekzip metninin, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlanması zorunludur.
- Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, tekzip hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.
- Tekzip metni yukarıda belirtildiği şekilde yayımlanırsa sorun kalmaz. Buna karşılık tebligata rağmen yayımlanmazsa ya da yasanın öngördüğü şekil dışında veya eksik yayımlanırsa ilgililer oturdukları sulh ceza hakimine müracaat ederek yayımlanmasını isteyebilirler. Tebligata rağmen yasal süresinde yayımlanmazsa, yani maddenin birinci fıkrasında öngörülen süre bitiminden, tekzip metni yasaya aykırı yayımlanmış ise aykırı yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde hakimden yayımlanmamasını isteyebilirler. Sulh ceza hakimi istemi üç gün içerisinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu durumda, günlük süreli yayınlarda, yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren (yani tekzip metninin alındığı tarihten üç günden sonraki) onbeş içinde yayımlanmasını isteyebilirler. Günlük süreli yayınlar için bu da tekzip metninin alındığı tarihten itibaren 18 günlük süreye denk gelir.
- Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hakim tarafından karar verilmesi halinde, yukarıda belirtilen üç günlük süreler, sulh ceza hakiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar. Başka bir deyişle, hakim, talebi kabul ettiğinde, bu karar ilgili yayın kuruluşuna tebliğ edilir. Yayın kuruluşu, sulh ceza hakiminin kararına itiraz etmezse, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde karar kesinleşir. Kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç gün içinde yayımlamak zorundadır. Yayın kuruluşu, talebin kabulüne dair karara itiraz etmişse yetkili makamın buna ilişkin verdiği kararın tebliği tarihinden itibaren üç gün içinde yayımlamak zorundadır.
Tekzip Yayınlamama Suçu
Süreli yayınlarda şeref ve haysiyetlerinin ihlal edildiğini veya kendileriyle alakalı gerçeğe aykırı yayım yapıldığını iddia ederek bundan zarar gördüğünü söyleyen kişi, yayının sorumlu müdürüne, yasal süresinde, düzeltme ve cevap yayınlanmasına dair talepte bulunduğu halde bu isteği yerine gelmezse bulunduğu yerin sulh ceza hakimine başvurabilir. Hakim tarafından bu talep yerinde görülür ve karar kesinleşmesine rağmen buna uymayan süreli yayın yetkilileri 5187 sayılı kanunun 18. Maddesi uyarınca suçu işlemiş olacaktır.
Yargıtay kararında düzeltme ve cevabın yayınlanmaması suçunun basit yargılama usulünün uygulanma şartları yönünden sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tekzip metninin yayımlanmasına ilişkin tebligat parçasının dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla, belirtilen eksikliğin giderilmesinden sonra dosyanın incelenmek üzere mahalline tevdi edilir. Gerekçeli kararda suç tarihinin, sulh ceza mahkemesinin tekzip metninin yayımlanmasına ilişkin kararının kesinleştiğinin tebliğinden itibaren üçüncü günden sonraki gündür.
Cezai Yaptırım Gerektiren Durumlar
Tekzibin yayınlanmasına ilişkin kesinleşmiş hakim kararlarına süresinde uyulmamış veya yasaya aykırı eksik uyulması durumunda olur. Talebin ilk başta sorumu müdür tarafından reddedilmesi ya da yasaya aykırı yayımlanması durumunda suç oluşturmaz. Bu aşamadan sonra ve hakimin, talebin kabulüne dair kararı kesinleştiği halde süresinde yayımlanmamış veya yasaya aykırı olarak yayımlanması durumunda suç teşkil edecektir. Yargıtay kararına göre tekzip yayınlanmaması cezai sorumluluk doğurur ancak hukuki sorumluluğa sebep vermez.
Düzeltme ve cevabın yayınlanmaması suçu, seçimlik hareketli bir suç olmakla, suçun maddi unsurunu oluşturan fiil, düzeltme ve cevap metninin yayınlanmasına dair kesinleşmiş kararın, usulüne uygun şekilde sorumlu müdüre tebliğine rağmen günlük süreli yayınlarda ise tebliğden itibaren üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda ise tebliğden sonraki ilk nüshada “hiç” yayımlanmaması veya “gereği gibi” yayınlanmamasıdır. Suçun failleri ise; kanun metninde açıkça yazılı olduğu üzere sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilidir.
Tekzibin Yayınlamaması Sebebiyle Verilen Adli Para Cezası ve Diğer Yaptırımlar
Kural olarak sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili sorumludur. Bununla birlikte sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen adli para cezasının ödenmesinden yayın sahibi de bunlarla birlikte müteselsilen sorumludur. Adli para cezasına karar verilir. Sadece adli para cezası olduğundan ön ödemeye tabidir. 5187 sayılı Kanununun 18/1,2 ve 5237 sayılı TCK’nın 75. maddeleri uyarınca 10 (on) gün içinde maliyeye ödeme yapılır ve alındı makbuzu ilgili cumhuriyet başsavcılığına ibraz edildiği takdirde ilgililer hakkında kamu davası açılmaz. Buna aykırılık halinde ve belirtilen adli para cezası süresi içinde ödenmezse kamu davası açılabileceği hususu ön ödeme bildiriminde ihtar edilir.
Hakim kararına rağmen, düzeltme ve cevap (tekzip) yazısı yayımlanmaz veya yukarıda yazılı usul ve esaslara uyulmadan yayımlanırsa hakim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere, tekzip yazının, tirajı yüz binin üzerinde olan iki gazetede, ilan şeklinde yayımlanmasına da karar verir. Bu takdiri bir durum olarak verilebilen bir karar değildir. Eğer düzeltme ve cevabın yayımlanmaması suçunun işlendiğine hükmedilirse bunun zorunlu sonucu olarak da tirajı yüz binin üzerinde iki gazetede ilan şeklinde tekzibin de yayımlanmasına karar verilir.” Yasa maddesinde tekzibin yayınlanacağı iki gazetenin nasıl belirleneceğine dair hüküm yoktur. Hakimin, ihlale neden olan gazetenin okuyucu kitlesini ve tekzipten beklenen faydayı dikkate alarak bunu belirtmesinin yerinde olup olmayacağı tartışılabilir.
Tekzip Yayınlanmaması Suçunda Dava Süreleri
Tekzibin hakimin kararına rağmen yayınlanmaması suçu da dahil olmak üzere, basılmış yayımlar yoluyla işlenen suçlarda dava açma süreleri; günlük yayımlanan basımlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden ise 6 ay içerisinde açılır. Sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak davalarda süre, sorumlu müdür veya sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilecek beraat kararının kesinleşmesi ile başlamaktadır.
Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden itibaren başlar. Kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zaman aşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi durur. Durma süresi dört ayı geçemez.