Nafaka İndirim Davası (Azaltılması ve Kaldırılması)

nafaka indirim davasi

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. Boşanma davası sırasında veya boşanmanın kesinleşmesinden sonra mahkeme boşanma kararı ile birlikte maddi anlamda sıkıntıya düşecek eşe ya da varsa müşterek çocuklara sosyo-ekonomik durumlarına göre nafaka bağlayabilir. Hakim bağlanacak nafaka miktarını belirlerken eşlerin maddi durumunu, çocukların giderlerini, zamanın ekonomik ve sosyal koşullarını göz önüne alır. Kişilerin sosyal ve ekonomik durumları her zaman sabit kalmayıp değişkenlik gösterdiği için hükmedilen nafaka çeşidine göre lehine nafaka hükmedilen kişinin o nafakaya olan ihtiyacının azalması söz konusu olabilir. Bu durumda nafaka indirim davası gündeme gelir. Mahkeme kararları kapsamında nafaka indirim davasına örnek vermek gerekirse;

  • Ekonomik durumdaki kötüleşme
  • Nafaka alacaklısı kadının işe başlaması
  • Erkeğin gelirinin azalması
  • Tarafların eşit gelire sahip olması
  • Davalının evlenmesidir.

Nafakaya hükmedilebilmesi için bir mahkeme kararı gerektiği gibi nafakanın indirilmesi veya nafaka arttırılması için de muhakkak bir mahkeme kararı gerekmektedir. Bu sebeple nafaka ödeyen taraf değişen koşulların olduğunu ileri sürerek nafaka miktarının düşürülmesini talep ediyorsa nafaka indirimi davası açmalıdır. Nafaka indirim davasının kanuni dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 176.maddesinin 4’üncü fıkrasıdır. Anılan hüküm şu şekildedir: “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Buna göre nafaka ödeyen tarafın yani nafaka borçlusunun sosyo-ekonomik durumu kötüleşirken nafaka alacaklısının ekonomik durumunun iyileşmesi, nafakaya olan ihtiyacının azalması hallerinde nafaka indirimi talebinde bulunabilir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak makalemizde nafakanın kaldırılması davası konusunda detaylı bilgilendirmelerde bulunacağız.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama
nafaka indirim davasi nedir
nafaka indirim davasi nedir

Nafaka İndirim Davası Nedir?

Boşanma davasıyla birlikte veya daha sonra açılan bir dava ile nafakaya hükmedilmiş olması durumunda değişen koşullar gereği nafaka borçlusu, nafakanın azaltılması (indirilmesi) gerektiği düşüncesi ile nafaka indirim davası açabilecektir. Mahkeme tarafından hükmedilen nafaka miktarı kesin hüküm teşkil etmemektedir. Yani nafaka miktarının değişen koşullara göre indirilebilmesi mümkündür. Nafaka miktarının indirilmesi açılacak nafaka indirim davası ile talep edilir. Nafaka indirim davası açılabilmesi için ortada önceden hükmedilmiş bir nafaka olmalıdır. Sonrasında ise nafaka indirimini talep eden tarafın bu talebini haklı gösterecek gerekçeler ileri sürmesi gerekir. Örneğin:

  • Nafaka borçlusu tarafından, zamanın ekonomik koşulların değiştiğinin öne sürülmesi,
  • Nafaka borçlusunun  sosyal ve ekonomik durumu kötüleşirken, nafaka alacaklısının ekonomik durumunun iyileşmesi, nafakaya olan ihtiyacının azalması,
  • İştirak nafakası söz konusuysa müşterek çocukların giderlerinin azalması,
  • Nafaka yükümlüsünün maaşında düşme ya da nafaka yükümlüsünün emekli olması,
  • Nafaka yükümlüsünün bir başkası ile yeniden evlenmesi ve çocuk sahibi olması,
  • Hakkaniyet gereği nafakanın azaltılmasını gerekmesi,
  • Nafaka alacaklısının nafaka hakkını kötüye kullanarak ihtiyacından fazla nafaka alıyor olması

gibi davacı tarafından gösterilecek haklı gerekçeler ve bu gerekçelerin davacı-nafaka borçlusu tarafından ispatlanması ile nafaka indirimi davası açılabilmektedir.

Hakim tarafından yapılacak değerlendirme ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurularak ileri sürülen gerekçelerin nafaka miktarının düşürülmesini gerekli kılıp kılmayacağına karar verilecek, nafaka azaltılması gerekçeleri haklı görülüyorsa, nafaka borçlusunun ve alacaklısının mali durumuna bakılarak hakkaniyetin gerekli gördüğü ölçüde nafaka indirimine karar verilecektir. İştirak nafakasında, nafaka alacaklısının maddi durumunda gerçekleşen olumlu yöndeki gelişme nafaka borçlusuna nafaka indirim davası açma hakkı tanımaz. İştirak nafakasında önemli olan müşterek çocukların ihtiyaçlarıdır. Nafaka borçlusu iştirak nafakasının indirilmesini talep etmek istiyorsa gelirinde olumsuz yönde bir değişim olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.

Nafaka İndirim Davası Nasıl Açılır?

İştirak nafakasına ilişkin durumda, nafaka alacaklısının maddi durumunun iyileşmesi nafakanın azaltılması için hukuki yarar oluşturmayacaktır. Çünkü iştirak nafakasında amaç çocukların üstün yararı ve çocukların giderlerine ekonomik gücü doğrultusunda katılmaktır. Dolayısıyla nafaka alacaklısının ekonomik durumunun iyileşmesi, nafaka borçlusunun nafakanın azaltılması davasını açmasında hukuki yarar şartını sağlamasında yeterli olmayacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki nafaka indirim davaları nispi harca tabi ve basit yargılama usulü uygulanmaktadır. Dolayısıyla kesinlikle hata kabul etmeyen davalardandır. Dava açarken, davaya cevap verirken veya karşı dava açarken bir boşanma avukat desteği alınması önem arz etmektedir.

Örnek vermek gerekirse; yoksulluk nafakasına hükmedilen tarihte, lehine nafakaya hükmedilen taraf çalışmamaktadır. Nafaka borçlusu taraf ise asgari ücret gelirine sahiptir. Mahkemenin 1.000 TL yoksulluk nafakasına hükmetmesi ve hükmün kesinleşmesinin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra nafaka alacaklısı, asgari ücret düzeyinde maaş aldığı bir işe girmiştir. Bu durumu öğrenen nafaka borçlusu, nafaka alacaklısının nafakaya hükmedilen tarihe oranla ekonomik durumunda iyileşme olduğundan, 1.000 TL yoksulluk nafakasının hakkaniyet çerçevesinde fazla olacağını düşünerek nafaka indirim davası açabilecektir.

Boşanmanın önemli mali suçlarından biri, eşlerin nafaka ödeme yükümlülüğüdür. Nafaka’nın, yoksulluk, tedbir, iştirak ve yardım olmak üzere dört tip türü mevcuttur. Tedbir nafakası mahkeme süreci boyunca hükmedilen bir nafaka türü iken boşanma ile birlikte iştirak nafakasına dönüşmektedir. Yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak takdir edilen bir nafakadır. Yoksulluk nafakasına hükmedilirken nafaka yükümlüsünün kusuruna bakılmamaktadır.  Nafakanın süresiz olması demek kaldırılamayacağı anlamına gelmemektedir. Kişi şartların varlığı halinde nafaka kaldırma davası açarak, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep edebilir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması şartları Türk Medeni Kanunumuzun 176/3 hükmünde düzenleme alanı bulmuştur. İlgili madde hükümlerinde yer alan düzenlemelere göre yoksulluk nafakası bazı durumlarda kendiliğinden bazı durumlarda ise hakim kararı ile ortadan kaldırılmaktadır.

nafaka indirim davasi sartlari
nafaka indirim davasi sartlari

Nafakanın Kendiliğinden Ortadan Kalkması Durumu

Türk Medeni Kanunu madde 176/3 hükmüne göre” irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.” Bu hükümde, nafakanın kaldırılması sebepleri düzenlenmiştir. madde metninde sadece “irat biçiminde” ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması hususu düzenlenmiştir. irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası bazı hallerde “kendiliğinden” bazı hallerde ise “hakim kararıyla “ kaldırılır.  Buna göre aşağıdaki hallerde irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkar:

  • Alacaklı tarafın yeniden evlenmesi: alacaklı tarafın yeniden evlenmesi durumunda nafaka kendiliğinden sona ermektedir. Alacaklının evlendiğini öğrenen eş nafaka ödemeyi sonlandırabilir. Böyle bir durumda nafaka alacaklısı ödeme talebinde bulunamaz.
  • Taraflardan birinin ölümü halinde: Nafakanın taraflarından herhangi birinin ölümü halinde de nafaka kendiliğinden sona ermektedir. Nafaka borçlusunun mirasçıları nafaka ödemekle yükümlü olmazken, nafaka alacaklısının mirasçıları da nafaka borçlusundan nafaka talebinde bulunamazlar.
  • İştirak nafakasında çocuğun 18 yaşına gelmesi
  • İştirak nafakasında çocuğun ölümü

Kendiliğinden kalkar. Bu hallerde yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkacağı için, hakim kararına gerek yoktur. Nafaka yükümlüsü, söz konusu durumu belgeleyen evrakları icra müdürlüğüne vererek nafaka yükümlülüğünden kurtulur.

Nafakanın Hakim Kararıyla Ortadan Kalkması

Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Buna göre;

  • Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması: nafaka alacaklısının evlilik birliği kurmadan 3. Bir kişi ile evliymiş gibi yaşaması durumunda nafaka borçlusu mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilmektedir. Yeniden evlenme durumunda kendiliğinden ortadan kalkan nafaka yükümlülüğü burada mahkeme kararı ile ortadan kalkmaktadır. Genellikle kişiler nafaka haklarını kaybetmemek için bu yola başvursalar da bu durum hakkın kötüye kullanılması anlamına gelmekte olup kişiler nafakanın kaldırılmasını talep etmeleri durumunda mahkeme yapacağı araştırma neticesinde nafakanın kaldırılmasına karar verebilecektir.
  • Yoksulluğunun ortadan kalkması: Nafakanın kaldırılması davasının yoksulluk nafakasına ilişkin olarak açılması durumunda mahkeme tarafından kaldırılmaya gerekçe olarak gösterilebilecek bir diğer durum ise yoksulluğun ortadan kalkması durumudur. Kişilerin boşanmaları ile birlikte maddi olarak sarsıldıkları düşüncesi ile birlikte kararlaştırılan yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun ortadan kalkması ile birlikte mahkemeden talep edilmesi durumunda ortadan kaldırılabilir.
  • Haysiyetsiz hayat sürmesi: Nafakanın kaldırılması davasında ileri sürülebilecek bir diğer gerekçe ise haysiyetsiz hayat sürmedir. Haysiyetsiz hayat sürme olarak mahkemelerce dikkate alınabilecek durumlar kişinin alkol ve kumar bağımlılığı olması ile birlikte uyuşturucu kullanması ve ahlaka aykırı bir meslek sahibi olması olarak sayılabilir.
  • Nafaka alacaklısının işe girmesi:

Hallerinde mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını isteyebilir. Kötü niyetle yapılması hakkın kötüye kullanılması anlamına gelir. Nafaka yükümlüsü böyle bir durumda mahkemeden talep etmek suretiyle nafakayı sona erdirebilir. Ancak nafakanın, alacaklısının evli olmayıp evliymiş gibi yaşaması durumundan ötürü kaldırılabilmesi için bu evliymiş gibi yaşamanın sürekli olması gerekmektedir. Kısa süreli olan birliktelikler evliymiş gibi yaşamanın kapsamına girmez. Nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması da nafakanın kaldırılmasının talep edilebilmesi sebeplerinden biridir. Zaman içinde tarafların ekonomik durumları değişebilir.

Nafaka alacaklısı zaman içerisinde daha da yoksullaşabileceği gibi yoksulluktan kurtulabilir. Yoksulluktan kurtulması ve gelirinin artması durumunda nafaka yükümlüsü nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Nafakanın talep üzerine kaldırılması sebeplerinden biride nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesidir. Toplumun değer yargılarına ve genel ahlak kurallarına uygun olmayan hal ve hareketlerde bulunmak bu doğrultuda bir yaşantı sürmek haysiyetsiz hayat sürme kapsamında değerlendirilir. Örneğin nafaka alacaklısının hayat kadını olması, uyuşturucu kullanması veya kumar bağımlısı olması gibi durumlar haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilebilir. Böyle bir durumda nafakanın talep üzerine kaldırılması mümkündür.

Nafaka İndirim Davası Şartları Nelerdir?

Nafakanın ortadan kaldırılması davası açılması için yukarıda saydığımız üzere alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürme durumlarının mevcut bulunması gerekmektedir. bu durumlardan herhangi birinin varlığı halinde kişi aile mahkemesine başvurarak nafakanın kaldırılması davası açabilmektedir. Nafakanın kaldırılması davasının açılmasında kanunlarımızda herhangi bir süre koşulu öngörülmemiştir. Kaldırılma sebeplerinin ortaya çıkmasından itibaren her zaman nafakanın kaldırılması davası açılabilmektedir.

Nafakanın kaldırılması davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin mevcut olmadığı yerlerde asliye ceza mahkemesi aile mahkemesi sıfatı ile davayı görecektir. Yetkili mahkeme olarak ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri yetkilidir. Bu davada önemli olan nafakanın kaldırılmasını gerektiren hususların var olduğunun mahkeme huzurunda delillendirilebilmesidir. Bu sebeple açılacak davalarda hazırlanacak dava dilekçesinde bu durumların özenle ve ayrıntılı bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Bu sebeple alanında uzman bir avukat ile çalışmanızda fayda vardır. Nafakanın açılması davası için ortalama bir süre verilememekte mahkemelerin yoğunluğu ve dava sürecinde belgelerin dosyaya kazandırılması süresi ile değişkenlik göstermektedir.

Nafakanın Kaldırılması Davasına İtiraz ve Karşı Dava: Nafakanın kaldırılması davasında verilen karara karşı itiraz edilebilmesi mümkündür. Ancak çoğu zaman karara karşı yapılan itirazlar reddedilmektedir. İtirazın reddi durumunda ise kişinin bir üst mahkemeye yani istinafa ve gerekmesi durumunda ardında temyiz yoluna başvurması gerekmektedir. nafakanın kaldırılması davasının açılması durumunda, karşı talep olarak nafaka alacaklısının nafakanın artırılmasını talep etmesi mümkündür. Bu durum boşanma davalarındaki karşı dava müessesesi ile benzer niteliktedir. Dosyayı inceleyen mahkeme neticede nafakanın kaldırılmasına da artırılmasına da karar verebilmektedir.

Evlilik süresince eşler birbirlerinin ve müşterek çocuklarının bakım yükümlülüklerini birlikte üstlenirler. Evliliğin sona ermesiyle beraber eşlerden birinin yoksulluğa düşmesi veya hayat kalitesinin ciddi şekilde azalması vb. gibi durumlar söz konusu olabilir. Böyle bir durumda hukukumuzda nafaka devreye girer. Nafaka boşanmanın mali sonuçlarındandır. Boşanma ve ayrılık sonrasında taraflardan birinin diğerine belli bir süre boyunca maddi destek sağlaması anlamına gelir. Boşanma sonrasında veya boşanma süresince taraflardan birinin diğerine ödediği aylık yardım payı olarak da adlandırılabilir. Bu maddi destek, eşlerin boşanmasıyla birlikte maddi açıdan taraflardan birine haksızlık oluşmasını engelleyici niteliktedir. Nafaka taraflar arasında ekonomik dengeyi sağlamayı amaçlar. Nafaka, ülkeden ülkeye ve durumdan duruma farklılık gösterebilir.

Nafaka, nafakayı verecek taraf ve alacak tarafın sosyo-ekonomik düzeyine göre belirlenen bir aylıktır. Nafakayı ödemekle yükümlü taraf gerekli şartların oluşmasıyla beraber nafakanın kaldırılmasını talep edebilecektir. Tarafların ekonomik durumlarında meydana gelen değişim neticesinde nafaka ödemekle yükümlü taraf nafakanın azaltılması ya da kaldırılması için dava açabilecektir. Nafaka ödemekle yükümlü tarafın nafakanın kaldırılması veya indirimine ilişkin hakkı saklıyken nafaka alacaklısının da nafakanın artırımını talep etme hakkı elbette ki mevcuttur. Nafaka alacaklısı tarafların gelir düzeylerinde meydana gelen değişiklik ile beraber nafakanın arttırılması için dava açabilir.

nafaka indirim davasi kaldirilmasi
nafaka indirim davasi kaldirilmasi

Nafakanın Kaldırılmasında İncelenecek Hususlar

Nafakanın kaldırılmasının talep edilmesi durumunda mahkeme, nafakanın kaldırılmasını gerektirecek bir durumunun var olup olmadığını incelemek için bir takım konularda araştırma yapacaktır. Mahkeme tarafından nafakanın kaldırılması talebine ilişkin olarak incelenecek hususlar şunlardır;

  • Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı olarak araştırılır.
  • Tarafların mevcut aylık gelirleri belirlenir.
  • Nafakanın kaldırılmasını talep eden davacının sosyal ve ekonomik durumunun değişip değişmediği incelenir.
  • Davalının nafaka takdir edilmesi sırasında çalıp çalışmadığı ve ek gelirinin bulunup bulunmadığı belirlenir.
  • Davalı nafaka takdiri sırasında çalışıyor ise bu durum gözetilerek nafaka takdir edilmiş olduğu dikkate alınarak, asgari ücret düzeyindeki gelirin nafakasını tamamen ortadan kaldıran bir durum olup olmadığı göz önünde bulundurulur.

Bu hususlar gözetilerek mahkeme tarafından bir karar verilir.

Yoksulluk Nafakasının Hukuki Niteliği

Yoksulluk nafakasının hukuki niteliği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli, 2018/1033 E, 2020/103 K sayılı Kararında şu şekilde açıklanmaktadır:

  1. Öncelikle belirtilmelidir ki, yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş için verilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davasında verilen ‘’boşanma hükmü’’ kesinleştikten sonra işlemeye başlayacaktır.
  2. Yoksulluk nafakası boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı TMK’nin 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
  3. TMK’nin 175. maddesinde geçen “yoksulluğa düşecek” kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda yasal bir tanımlama olmaması karşısında bu husus yargısal uygulamada kurallara bağlanmıştır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.11.2019 tarihli ve 2017/3-2118 E., 2019/1138 K.; 14.11.2019 tarihli ve 2018/3-904 E., 2019/1181 K. sayılı kararlarında; “yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim” gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların “yoksul” kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir.
  4. Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür.
  5. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlaki düşünceler yer almaktadır. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D., Aile Hukuku, C. 2, İstanbul 2019, s. 302).
  6. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir.”

Nafaka İndirim Davasında Görevli, Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü

Dava açılması aşamasında dikkat edilmesi gereken iki önemli usuli şart vardır. Bunlardan bir tanesi; uyuşmazlığa hangi mahkemenin bakacağı yani görevli mahkemenin hangisi olduğudur. Diğeri ise davaya hangi yer mahkemesinin bakacağı yani davanın hangi mahkemenin yetkisi kapsamında olduğudur. Görevli mahkeme; dava şartı olup bir davaya bakmakta görevli olan mahkemeye verilen isimdir. Yetkili mahkeme ise bir davaya yer bakımından hangi mahkemenin bakabileceğini gösteren kuraldır.

Nafakanın kaldırılması veya nafakanın indirimi davasında görevli ve yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesidir. Gerekli şartların gerçekleşmesinde nafakanın kaldırılması ve indirilmesi, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesinden talep edilebilecektir. Aile mahkemeleri her ilçede bulunmaz. Bu yüzden aile mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde nafakanın kaldırılması talebinde bulunulabilir. Asliye hukuk mahkemeleri nafakanın kaldırılması davalarına aile mahkemeleri yerine bakar. Ancak tarafların ölümü ve nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi durumunda herhangi bir mahkemeden talep etmeye gerek kalmadan nafaka kendi kendine ortadan kalkar.

Bu tür davalarda, mahkeme delilleri ve beyanları yeterli görür ise duruşma yapmadan dosya üzerinden de karar verebilmektedir. Dosya üzerinden karar verilemiyor ise mahkeme duruşma yapacaktır. Basit yargılama usulünde mahkeme, en fazla iki duruşma yaparak yargılamayı tamamlamak zorundadır. Yapılacak olan duruşmalar arası ise en fazla bir ay olmalıdır. Görüldüğü üzere nafakanın indirilmesi davası, boşanma davasından farklı bir usul ile görülmekte olup hızlı ve daha çabuk karara verilen bir yargılama usulüne tabidir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Kararlaştırılan Nafakanın Kaldırılması

Evli çiftler aralarında cereyan eden bazı anlaşmazlıklar yüzünden anlaşmalı veya çekişmeli olarak boşanmak isteyebilirler. Anlaşmalı boşanma eşlerin boşanmaya ilişkin hususlarda anlaşarak hür iradeleriyle evliliklerine son vermek demektir. Taraflar arasındaki geçimsizlik ya da aldatma gibi bir durumda taraflar bir an önce boşanmak için en kısa yol olan anlaşmalı boşanma yolunu tercih ederler. Taraflar anlaşmalı boşanmak istediklerinde aralarında bir boşanma protokolü imzalarlar. Anlaşmalı boşanma protokolü, boşanma davasında tarafların bağlı kaldığı hususları içeren tutanaktır.

Bu protokol sesli veya yazılı olabilecektir. Anlaşmalı boşanmak isteyen taraflardan birisi bir an evvel boşanmak için anlaşmalı boşanma protokolünde diğer eşin nafaka ya da mal paylaşımı gibi maddi konulardaki taleplerini kabul edip imzalayabilir. Bazen de sırf bir an evvel boşanmak maksadıyla imzaladıkları protokolde, mali gücünün çok üstünde bir nafaka miktarını bilerek ve isteyerek kabul etmektedirler. Yargıtay içtihatlarına göre nafaka, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolüne istinaden belirlenmiş olsa da indirilebilir veya tamamen kaldırılabilir. Ancak anlaşmalı boşanma protokolü ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan nafakanın hiçbir sebep yokken indirilmesini veya tamamen kaldırılmasını talep etmek hakkın kötüye kullanılması olarak yorumlanmaktadır.

Nafaka Kaldırılabilir mi?

Nafaka boşanma davası sonucunda velayet hakkı kendisinde bulunan eşe diğer eşin ödediği ya da eşlerden birisinin boşanma davası süresince ve boşanma davası neticelendikten sonra boşanmadan kaynaklı olarak ekonomik anlamda kayba uğrayacak eşin diğer eşe ödemesi yönünde mahkemenin hükmüdür. Hukukumuza göre nafakanın iki farklı biçimde ödenmesi mümkündür. Bunlar;

  • Sermaye biçiminde ödeme
  • İrat biçiminde ödemedir.

Nafakanın sermaye biçiminde ödenmesinde mahkemenin hükmettiği nafakanın tek seferde ve topluca ödenmesi söz konusudur. İrat biçiminde ödeme ise kararlaştırılan nafakanın aylık şekilde düzenli olarak ödenmesidir.

Sermaye şeklinde yapılan ödemenin azaltılması veya kaldırılması yoluna gidilemez. Fakat irat şeklinde yapılacak ödemede gerekli şartların oluşmasıyla birlikte nafakanın kaldırılması veya indirimi yoluna gidilebilir. Boşanmada taraflardan birinin talebiyle diğer eş nafaka ödeme yükümlülüğü altına girebilir. Tam tersi de olabilir. Nafakanın sona ermesi için geçerli sebepler mevcut olduğunda talep üzerine veya kendiliğinden nafakanın kaldırılması da mümkün olabilecektir.

Nafaka İndirim Davasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre

Nafaka yükümlüsü gerekli şartlar oluştuğunda nafakanın indirimini talep edebileceği gibi kaldırılmasını da mahkemeden talep edebilecektir. Nafakanın kaldırılması davası nafaka yükümlüsü veya nafaka yükümlüsünün avukatı tarafından açılabilir. Nafakanın kaldırılması davası; nafakanın kaldırılması talebi, dava dilekçesi ve delillerle birlikte açılabilir. Davanın açılmasından sonra dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilip edilmediği takip edilmelidir. Nafakanın kaldırılması davasında zamanaşımı söz konusu değildir.

Nafakanın kaldırılması davası herhangi bir süreye tabi tutulmaz. Nafakanın kaldırılması için gereken tüm şartlar gerçekleştiğinde ne kadar süre geçerse geçsin zamana bağlı olmaksızın dava açılabilir. Nafakanın kaldırılması davasına karşı dava açılabilir. Karşı dava aynı mahkeme içerisinde kendisine dava açılan davalının hak ve hukuki menfaatini ileri sürerek dava açmasıdır. Davacının açmış olduğu nafakanın kaldırılması davasına karşılık davalı, nafakanın kaldırılması talebinin reddine ve nafaka miktarının arttırılmasına yönelik talepte bulunabilir.

Nafaka indirim talebinde bulunabilmek için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Nafaka devam ettiği sürece nafaka indirimini talep eden taraf değişen koşullar ve haklı gerekçelerin varlığı halinde her zaman nafaka indirim davasını açabilir. Nafaka borçlusu ya da alacaklısının ekonomik durumundaki olumlu ya da olumsuz değişikliğin bir dönem için geçerli olmaması, değişikliğin süreklilik arz etmesi halinde nafaka indirim talebi ile dava açılabilecektir.

Anlaşmalı Boşanmaya Rağmen Nafaka İndirim Davası Açılabilir Mi?

Anlaşmalı boşanma protokolünde taraflar nafaka miktarını kendileri belirlerler. Anlaşmalı boşanmış olmak nafaka indirim davası açmaya engel değildir. Çünkü anlaşmalı boşanma protokolü halin ve günün şartlarına göre hazırlanır ve dolayısıyla koşulların gelecekte değişmesi ve hakkaniyetin gerektirmesi gibi durumlarda anlaşmalı boşanmış olan eşler de nafaka indirim talebinde bulunabilirler. Nafaka alacaklısının maddi durumunun olumlu yönde değişmesi, ekonomik düzeyinde artış olması, kendisine miras kalması gibi durumlarda anlaşmalı boşanmaya rağmen nafaka borçlusu tarafından nafaka indirimi talep edilebilir.

Anlaşmalı boşanma davası tarafların karşılıklı olarak boşanma ve boşanmanın doğuracağı sonuçlar konusunda anlaşma sağlamaları sonucunda açılabilmektedir. Nafaka da boşanmanın mali sonuçlarından biridir ve anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için tarafların bu konuda da anlaşma sağlamaları gerekmektedir. Taraflar anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka talep edip etmediklerini, talep ediyorlarsa nafaka borçlusu ve alacaklısının hangi taraf olacağını, nafaka miktarını, hangi zamanlarda nafaka borcunun ödeneceğini açıkça beyan etmelidirler. Hakim tarafların bu husustaki anlaşmaları neticesinde nafakaya hükmedecektir.

Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka talep etmediğini beyan eden tarafların davanın kesinleşmesinin ardından ayrı bir dava ile bu konudaki beyanlarını değiştirerek nafaka talep etme haklarını kaybedecekleridir. Bu gibi ekonomik ve hukuki kayıplar yaşanmaması adına anlaşmalı boşanma davalarında avukat yardımından faydalanmak tarafların yararına olacaktır.

Her ne kadar hakim anlaşmalı boşanma davalarında tarafların beyanları üzerinden hüküm kurmaktaysa ve tarafların beyanları boşanma davası neticesinde sahip olacakları hakların akıbetinde önem arz etmekteyse de nafakanın indirilmesini, arttırılmasını yahut kaldırılmasını talep etme hakları halen mevcut olacaktır. Hayatın olağan akışı gereği zamanla insanların yaşayışlarında birtakım değişiklikler meydana gelebilir. Ekonomik ve sosyal durum değişikliği sonrası çekişmeli boşanmalarda olduğu gibi anlaşmalı boşanma sonucu hükmedilen nafakada da tarafların değişiklik yapılmasını talep etme hakkı vardır.

nafaka indirim davasi dava dilekcesi
nafaka indirim davasi dava dilekcesi

Nafaka  Kaldırma Davası Dilekçesi

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesi Sayın Hakimliği’ne,

DAVACI: Ad Soyad (T.C. Kimlik No) – Adres

DAVALI: Ad Soyad(T.C. Kimlik No) – Adres

KONU: Nafaka artırım dilekçesidir.

Açıklamalar

Müvekkilim ile davalı … tarihinde evlenmiş olup, Aile Mahkemesinin 2009/… Esas, 2011/… karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Karar kesinleşmiş olup müşterek çocuk M.Ö.’in velayeti müvekkilime verilmiştir. Boşanma ile birlikte davalı… lehine yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Ancak gelinen noktada ilgili yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;

İddiamızın Dayanağı Olan Vakıalar:

Müvekkilim ile davalı evli iken Aile Mahkemesinin … Tarih, … Esas ve …. Karar sayılı kararı ile boşanmış davalı lehine  aylık 5000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Ancak işbu nafakanın davacının;

Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı sebebi ile,,,,( burada hastane raporları fotoğraflar eklenerek sunulabilir) kaldırılması gerekmektedir.

Ve yine davacı tarafından haysiyetsiz yaşam sürdürülmekle birlikte, …. İsimli şahıs ile birlikte fiilen evliymiş gibi yaşamaktadır. ( olayın özeline göre açıklamalar detaylandırılmalı ve belgelendirilmelidir. Bu nedenler ile sayın mahkemenizce ilgili nafakanın kaldırılması gerekmektedir.

Yukarıda ayrıntılı olarak ifade ettiğimiz üzere davacı lehine hükmedilen …-TL yoksulluk nafkasının kaldırılması gerekmektedir. kaldı ki müvekkilimiz yeniden evlenmiş ve evlilik birliği neticesinde yeni giderleri ortaya çıkmıştır. Bu sebeplerle de müvekkilimizin hali hazırda nafaka ödemeye devam etmesi hayatını zora sokmaktadır. Bu sebeplerle nafakanın kaldırılmasını sayın mahkemenizden vekaleten arz ve talep etmekteyiz.

Deliller:

  1. …. Aile Mahkemesinin …. Tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı,
  2. Tanık beyanları, mali durum araştırması.
  3. Nüfus kayıtları, Ekonomik ve sosyal durumuna dair araştırmalar, müşterek çocuğun giderlerine ilişkin deliller, banka kayıtları, belgeler, whatsapp konuşma kayıtları, mesajlar, bilirkişi ve
  4. kanunen ikamesi mümkün her türlü hukuki delil.

Hukuki Sebepler: 4721 sayılı TMK m. 176. ve 6100 sayılı HMK’ nın ilgili hükümleri

Sonuç ve Talep: Yukarıda açıklanan nedenler ile Mahkemenizce re ’sen dikkate alınacak nedenlerle

  1. Davamızın ve taleplerimizin KABULÜNE,
  2. Müvekkil …’nın ödediği yoksulluk nafakasının KALDIRILMASINA,
  3. Davalı lehine hükmedilen nafakanın dava tarihinden itibaren kaldırılmasına vekalet ücreti ile yargılama harç ve giderlerinin davalıya YÜKLETİLMESİNİ talep ederiz.

Davacı Vekili

                    Av. Umur Yıldırım


Nafakanın Kaldırılması Yargıtay Kararları

  • Yargıtay 3.Hukuk Dairesi, 20/09/2017 T., 2017/14390 E., 2017/12295 Κ.
  • Nafaka İndirim Davası

TMK.nun 176/4. maddesine göre; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Aynı şekilde 176/3. maddesi uyarınca, “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da ta raflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. “Davacı; yoksulluk nafakasının takdir edildiği tarihten sonra kendi sosyal ekonomik durumunda nafakanın kaldırılmasını gerektirecek değişiklikler olduğunu, buna karşılık davalının yoksulluk durumunun olmadığını iddia ederek nafakanın kaldırılması talep etmiş, mahkemece, davalının işe girdiği, 1.200,00 TL maaş aldığı, 300,00 TL ek geliri bulunduğu, ailesine ait evde oturduğu ve davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir. Somut olayda dava dosyasının incelenmesinde; davacının sosyal ekonomik durumunun tespit edilmediği, kaybettiğini iddia ettiği iş ve işyerinin araştırılmadığı, bunun yanında davalının boşanma öncesindeki sosyal ekonomik durumunun belirlenmediği, davalının mevcut gelir ve ek gelirinin boşanma öncesinde de var olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı olarak araştırılıp, tarafların mevcut aylık gelirlerinin belirlenmesi, davacının sosyal ve ekonomik durumunun değişip değişmediği, davalı kadının yoksulluk nafakası takdir edilmesi sırasında çalışıp çalışmadığı ve ek gelirinin bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi, davalı nafaka takdiri sırasında çalışıyor ise bu olgu gözetilerek yoksulluk nafakası takdir edilmiş olduğu nazara alınıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakasını tamamen kaldıran bir husus olmadığı da göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.


  • Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 13/02/2018 T., 2018/330 Ε., 2018/993 Κ.
  • Nafaka İndirim Davası

Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunun 176/3. maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı, davalının malvarlığında ve yaşam standartlarında artış olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlarımsını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2-656 E, 1998/688 Κ. 26.12.2001 gün 2001/2-1158- 1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda, tarafların 2. Aile Mahkemesinin 2009/4 E. 2009/724 K. sayılı kararı ile boşandıkları ve davalı lehine 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmektedir. Davalının 01/05/2010 tarihinden itibaren vefat eden babasından dolayı yetim ay- lığı aldığı ve Eylül 2011 dönemi itibariyle davalıya yapılan ödeme miktarının 239,86 TL maaş ile 11,99 Ti ek ödemeden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Nafaka alacaklısı kadının, elde ettiği gelirin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının maaş gelirinin bulunması, hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu durum yoksulluk nafakasının indirilmesi nedenidir Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır O halde, mahkemece yapılacak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasının kaldırılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.


  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 09/10/2017 T, 2017/11957 E. 2017/13613 Κ.
  • Nafaka İndirim Davası

Somut olayda, davalının asgari ücret düzeyinde maaş aldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemi azaltılması istemini de kapsadığından, maaş almasının ekonomik durumunda olumlu yönde değişiklik sayılarak yoksulluğu tamamen ortadan kalkmamış olan davalının yoksulluk nafakasının indirilmesinin düşünülmemesi isabetli bulunmamıştır. Öyle ise mahkemece, anılan ilke ve esaslar gözetilerek çoğun içinde azda bulunur” kuralı gereğince yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması yerine davacının gelir ve malvarlığı durumu ile davalının önceki ve şimdiki gelir ve malvarlığı durumu nazara alınarak, davalının asgari ücret düzeyinde gelire sahip olmasının, onun yoksulluk durumunu ortadan kaldırmadığı bu haliyle yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmesi de olanaklı iken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.


  • Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 08/06/2017 T., 2016/20405 E, 2017/9349 Κ.
  • Nafaka İndirim Davası

Davalının aylık gelir durumuna göre değerlendirildiğinde, çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulu gerekir. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, davacının dava dilekçesindeki kaldırma talebi içinde indirme talebinin de olduğu (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) gözetilerek, davacının ekonomik durumunun tam ve sağlıklı olarak araştırılmasından sonra, hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın tamamen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

apostil

Apostil ve E-Apostil Nedir? Nasıl Yaptırılır?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

nafaka hesaplama motoru

Nafaka Hesaplama Motoru

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

terk nedeniyle bosanma davasi dilekce ornegi

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık