Nafaka hesaplamasını hakim takdir eder. Hakim nafaka hesaplaması yaparken gerektiği takdirde bir bilirkişiye rapor alınması için dosyayı gönderebilir. Hakim nafakaya hükmederken çeşitli kriterleri bakar. Bu kriterler hakime nafaka miktarı tayini konusunda yol göstermektedir. Şöyle ki hakim nafaka miktarına hükmederken; eşlerin ekonomik durumu, kaç müşterek çocuk olduğu, eşin/çocukların yeme içme giyim masrafları, çocukların eğitim giderleri, eşin/çocukların varsa kira masrafları, faturalar, eşlerin meslekleri, gelirleri, ulaşım giderleri ve yakıt masraflarına bakılır. Nafakanın miktarı, kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarına, boşanmadaki kusur durumlarına, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumlarına bakılarak hakim tarafından hesaplanır. Nafakanın bir matematiği ya da oranı yoktur. Her somut olaya göre hakim özel olarak hesaplama yapar.
Nafaka; kamu düzenine ilişkin olan, devredilmeyen ve haczedilmeyen, feragat edilmeyen ve takas edilmeyen bir alacak türüdür. Nafaka aile üyelerinin birbirlerine yaptığı geçim yardımıdır ve boşanan eşlerin de birbirine nafaka ödemeleri mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nda 4 çeşit nafaka düzenlenmiştir. Bunlar iştirak, yardım, yoksulluk ve tedbir nafakasıdır. Bunlardan üçü boşanma davasında talep edilebilirken yardım nafakası boşanma ile talep edilemez. Boşanma davası ile talep edilebilen nafaka türleri şöyledir:
- Tedbir nafakası
- İştirak nafakası
- Yoksulluk nafakası
Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesine göre boşanma sebebiyle eşlerden birinin yoksulluğa düşmesi halinde kusuru daha ağır değilse geçimini sağlamak için diğer eşten süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu nafaka, nafaka borçlusu eşin mali gücü oranında belirlenir. Nafaka alacaklısı kişinin kusursuz olması gerekirken, nafaka yükümlüsünün kusuruna bakılmamaktadır. Boşanma ile hükmedilecek nafakada cinsiyet ayrımı yapılmamıştır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda, boşanma davasında nafakanın nasıl belirlendiğini ve nafaka hesaplanmasını ele alacağız.
Nafaka Hesaplama Nasıl Yapılır?
Nafaka hesaplama, boşanma aşamasında verilen nafaka türüne göre değişiklik gösterir. Eğer taraflar nafaka miktarını kendi aralarında kararlaştırırsa hakim bunu göz önünde bulundurur. Nafakanın miktarı, kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarına, boşanmadaki kusur durumlarına, boşanma sonrasında yoksulluğa düşme durumlarına bakılarak hakim tarafından hesaplanır. Nafakanın bir matematiği ya da oranı yoktur. Her somut olaya göre hakim özel olarak hesaplama yapar. Bu anlaşmayı nafaka miktarı, nafakanın arttırılma oranı, nafakanın ne kadar süre ile verileceği, nafakanın hangi para cinsi ile ödeneceği hususlarında yapabilirler. Ancak taraflar aralarında anlaşamazsa boşanma davasına bakan görevli Aile Mahkemesi hakimi nafaka için de hüküm kurar. Görevli hakim nafakaya hükmederken şu durumları göz önünde bulundurur.
- Nafaka borçlusunun mali durumu
- Nafaka yükümlüsünün mali durumu
- Varsa ortak çocuk sayısı
- Her iki eşin de yiyecek-içecek gibi market alışverişi
- Her iki eşin de barınma (kira, ısınma, elektrik vs.) gideri
- Her iki eşin de sağlık durumu
- Ortak çocuğun/çocukların eğitim durumu
- Ortak çocuğun/çocukların yaşları
- İki tarafın da sosyal hayatları (Yol, tatil vs.)
Nafakanın standart olarak hükmedildiği bir miktar bulunmamaktadır. Görevli hakim nafakaya hükmederken taraflardan ekonomik ve sosyal durumlarını belirten bir rapor isteyebilir. Açıklanan bu mali durumlar ve sosyal hayatlar eğitim masrafları, yeme-içme ve giyim masrafları, kira, ulaşım giderleri, yakıt masrafları, sağlık giderleri dikkate alınarak karar verilir. Nafakanın süresi de boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek kişinin daha ağır kusurlu olmaması şartı ile mali gücü oranında süresiz olarak istenebilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Hesaplama
Özel boşanma sebepleri; zina, hayata kast-pek kötü muamele-onur kırıcı davranış, terk, akıl hastalığı ve küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz yaşam sürmedir. Genel boşanma sebepleri ise bunlardan farklı olarak evlilik birliğinin temelden sarsılması (Şiddetli geçimsizlik) ve fiili ayrılıktır. Çekişmeli boşanma davası bu sebeplerden biriyle açılan ve tarafların çoğu konuda anlaşma sağlayamadığı dava türüdür. Nafaka hesaplama yaparken davanın çekişmeli mi yoksa anlaşmalı mı olduğu önemlidir. Çünkü anlaşmalıda taraflar kendi nafakayı belirler.
Çekişmeli boşanma davasında çoğu konuda uzlaşma sağlanamaz. Hakim kişilerin ekonomik durumlarını, sosyal durumlarını dikkate alarak tarafların ihtiyaçlarına göre bir nafaka miktarı belirler. Taraflar nafakanın arttırılmasını talep ederse TÜİK’in yayınladığı ÜFE ve TÜFE oranları ele alınır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre ÜFE oranları (https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=Enflasyon-ve-Fiyat-106) dikkate alınır. Ayrıca nafaka miktarı belirlenirken, bir üst sınır kararlaştırılmamıştır.
Tedbir Nafakası Hesaplama
Tedbir nafakası; boşanma sürecinde eşlerin maddi olarak zorda kalmasını önlemek için hükmedilen geçici nitelikte bir tedbirdir. Tedbir nafakası yalnızca eş için değil ortak çocuklar için de verilir. Tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için iki tarafında mali ve sosyal durumları incelenir. Karar vermek için tapu sicil müdürlüklerinden ve bankalardan bilgiler istenebilir. Tarafların belirlenen gelirlerine göre de nafaka miktarı belirlenir. Belirlenen nafaka miktarına nafaka yükümlüsünün itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
Tedbir nafakası her iki eş tarafından da istenebilir. Geçici nitelikte bir nafaka türü olduğundan boşanma davası sonuçlanana kadar hükmedilir. Davada kesin karar verilince nafaka kendiliğinden ortadan kalkar. Dava sonuçlandıktan sonra tedbir nafakası yoksulluk ya da iştirak nafakası olarak devam edecektir.
Yoksulluk Nafakası Hesaplama
Yoksulluk nafakası; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş için boşanmada kusuru daha ağır değilse diğer tarafın ödediği nafakadır. Burada önemli olan taraflardan birinin ağır kusuru yoksa ve yoksulluğa düşecek mali durumdaysa nafaka alacaklısı olacağıdır. Hakim yoksulluk nafakasına hükmederken önce eşler arasında bir anlaşma olup olmadığını inceler. Eşlerin gelir düzeylerini araştırır ve nafakaya hükmedecekse mali durumu daha yüksek olan eş nafaka yükümlüsü olur. Her iki eşin de düzenli ve yeterli geliri bulunuyorsa nafakaya hükmedilmez. Nafaka hesaplama yoksulluk nafakasında tarafların ekonomik durumuna göre genelde karar verilir. Bu durum maaşın ortalama 1/5’i civarıdır.
Nafakaya hükmederken eşlerden birinin mesleği varsa ve keyfi olarak çalışmıyorsa nafakaya hükmedilmez. Yoksulluk nafakasını belirlerken hakim tarafların ekonomik etmenlerden etkilenmesine göre nafaka miktarını arttırıp azaltabilir. Yani nafaka miktarının arttırılıp azaltılması değişen koşullara göre farklılık gösterir. Nafakanın arttırılıp azaltılması nafakaya ilişkin kararların kesin hüküm teşkil etmemesidir.
İştirak Nafakası Hesaplama
İştirak nafakası boşanma davasının kesin olarak karara bağlanmasından sonra çocuğa bakmakla yükümlü kılınan eşe çocuğun masrafları için verilen nafaka türüdür. Yani iştirak nafakası velayet hakkına sahip olan eşe ödenir. Çocuğun eğitim giderleri, bakım giderleri ve velayet hakkına sahip olan ebeveynin ekonomik gücü dikkate alınarak nafaka miktarı hesaplanır. Ayrıca bu nafakanın talep edilmesine gerek olmadan hakim resen hükmedebilir.
İştirak nafakası belirlenirken çocuğun temel ihtiyaçları ve tatil gibi özel ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Nafaka miktarı belirlenirken aynı zamanda çocuğun kaç yaşında olduğu da göz önünde bulundurulur. Bunun dışında eğitim ve sağlık durumu, bir geliri varsa bunun ne kadar olduğu ele alınır. Kural olarak nafaka her ay peşin olarak ödenir. Sosyo-ekonomik durumlarda herhangi bir değişiklik olursa nafaka miktarı arttırılabilir ya da azaltılabilir.
Nafaka Ödenmezse Ne Olur?
Kişi hakkında nafakaya hükmedilmişse her ay düzenli olarak nafakanın ödenmesi gerekir. Ancak kişi gerek kendi isteğiyle gerek zorda kaldığı durumlarda nafakayı ödeyemiyor olabilir. Kişinin nafakayı ödememesi halinde icra yoluyla bu nafakanın tahsili yapılabilir. Bunun dışında nafaka ödemeyen kişiye 3 aylık tazyik hapsi verilebilir. Tazyik hapsi; kişilerin borçlarını yerine getirmeleri için zorla hükmedilen hapis cezası türüdür. Kişinin tazyik hapsinden kurtulması için nafaka borcunu ödemesi gerekmektedir. Kişi eğer ekonomik durumu kötüleştiği için ödeme yapamıyorsa, nafakanın azaltılması için dava açacaktır.
Nafakanın ödenmemesi hususunda nafaka türleri arasında bir ayrım bulunmaktadır. Tedbir nafakasının icra takibi ilamsız icra takibi ile yapılır. Yani herhangi bir mahkeme kararına gerek yoktur. Bunun sebebi de mahkemenin tedbir nafakası hakkında vereceği kararın nihai bir karar olmamasıdır. Ancak tedbir nafakası dışındaki diğer nafaka türleri için ilamlı icra yoluyla takip yapılabilir. İcra ve İflas Kanunu m. 344’e göre nafaka borcunu yerine getirmeyen kişi üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılır. Söz konusu madde şöyledir:
‘’Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.”
Nafaka Hesaplama Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2019/4888 K. 2019/5251 ve 02.04.2019 Tarihli Kararı
- Nafaka Hesaplama
- Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?
Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir.
TMK’nın 328. maddesine göre de, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2022/12280 K. 2023/4024 ve 06.06.2023 Tarihli Kararı
- Nafakanın Hesaplama
- Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?
Borçlu vekili temyiz dilekçesinde; dayanak ilamda 1981 doğumlu müşterek çocuk için 500 TL, davalı için 500TL nafakaya hükmedildiğini, ilamda emekli maaşının davalıya aidiyetine dair hüküm olmadığını, icra takibinde sadece eş… Ekiz’in alacaklı olduğunu, şikayete konu takibi ilkin nafaka alacağının tahsili olarak düşündüklerini, dava sırasında davalının nafaka alacağı için Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2005/5857 E. sayılı dosyasında ayrı bir takip başlattığını öğrendiklerini, dava dilekçesinde eş ve çocuk için toplam 1000TL nafaka hükmedildiğine vurgu yaptıklarını, 1.000 TL diye bir kabul olmadığını, davalıya ödenmesine hükmedilen nafakanın aylık 500TL olduğunu, mahkeme kararında haczin çocuğa ödenecek nafakayı da katacak şekilde 1.000 TL ile sınırlı tutmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sosyal güvenlik hakkının devredilemeyeceğini, bu haktan vazgeçilemeyeceğini iddia ederek kararın bozulmasını talep etti.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2014/9692 K. 2015/12262 ve 02.06.2015 Tarihli Kararı
- Nafaka Hesaplama
- Boşanma Davasında Nafaka Nasıl Belirlenir?
Dayanak ilamda aylık nafakanın altı ayda bir TÜFE artış oranında artırılması hükmüne yer verilmiş olup, bu halde hesaplamalarda, şikayete konu takip dosyasında bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada olduğu gibi, nafaka artışının isabet ettiği aylarda TÜFE değeri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken; tüfe katsayılarını, hesaplanacak ay endeksi/önceki dönem endeksi oranlaması sonucu çıkan yüzde oranlarına göre belirleyen ve bu belirlemeye göre TÜFE artış oranlarını hesaplayan; ayrıca, zamanaşımı defi taraflarca ileri sürülebilecek bir husus olmasına rağmen ve borçlu tarafça bu yönde bir talep bulunmamasına rağmen, yaptığı hesaplamada zamanaşımını dikkate alan hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi isabetsiz olup, alacaklı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü gerekir.
Bu halde, Mahkeme’ce yapılacak iş, açıklanan esaslar doğrultusunda Yargıtay denetimine elverişli yeni bir bilirkişi incelemesi ile şikayettin esası hakkında karar vermektir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.