Kısmi dava, alacağın yalnızca bir bölümü için açılan dava olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir tanımla aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağın veya hakkın tamamının değil de, belirli bir kısmının talep edilerek açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi olarak nitelendirilebilmesi için alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denilmektedir.
Bir hukuki ilişkiden kaynaklı olarak birçok dava açılabilir. Bu davalarda alacağın ya da hakkın tamamı istenebileceği gibi belirli bir kısmı da istenebilir. Eğer davada alacak ya da hakkın belirli bir kısmı talep ediliyorsa kısmi davadan söz edilir. Kısmi Dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun İkinci Kısım Dava Çeşitleri, Dava Şartları ve İlk İtirazlar başlığı ve Birinci Bölüm Dava Çeşitleri Başlığı altında 109. Maddesinde düzenlenmiştir. Kısmi dava açılmasındaki amaç, yargılama giderlerinden tasarruftur etmektir. Davacı tarafından alacağın varlığının ispat edilememesi durumunda dava kaybedileceği için alacak hakkının hepsi davaya konu edilir ise yargılama giderleri de buna bağlı olarak yüksek olacaktır. Bunun yerine dava edilen alacak miktarı davacı tarafından “düşük” tutulmakta; böylelikle davanın kaybedilmesi halinde, ödenecek olan yargılama giderleri de düşük olmaktadır
Davacının davasını açarken açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesi zorunlu olmayıp, dava dilekçesindeki açıklamalardan alacağın dava edilenden daha fazla olduğunun ve şimdilik yalnızca bir kısmının dava edildiğinin anlaşılması yeterlidir. Uygulamada da davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak davasını açmış olması kısmi dava olarak kabul edilmektedir. Ayrıca kısmi olarak dava açma imkanı yalnız eda davalarına mahsus olmayıp, kısmi tespit davasının açılabilmesi de mümkündür.
Kısmi Dava Nedir?
Kısmi dava, uygulamada sıklıkla başvurulan bir eda davası türüdür. Bu dava türünde davacı davaya konu alacağın tamamını değil, bir kısmını talep ettiği dava türüne denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olması gerekir. Bu kapsamda örneğin para alacakları niteliği itibariyle bölünebilir alacaklardır. Yani kısmı dava açılabilir. Uygulamada pilot dava da denilmektedir. Bu türde dava açılmasının nedeni yüksek nispi peşin harç ödemek ve dava sonunda haksız çıkma ihtimalinde çok yüksek miktarları bulabilecek olan nispi vekâlet ücretini (yargılama gideri) ödemekten kaçınabilmektir.
Kısmi dava açılabilmesi için açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmemektedir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğunun ve şimdilik bu kadarını dava ettiğinin anlaşılması yeterli kabul edilmektedir. Özellikle “fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak” veya “şimdilik alacağın belirli bir miktarının dava edildiği” belirtilerek açılan dava, kısmi dava niteliğindedir.
HMK 109. Madde – Kısmi Dava
- Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
- (Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.)
- Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.
şeklinde düzenlenmiştir.
Kısmi Dava Şartları
Kısmi dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. Maddesinde düzenlenmiştir. Yasa hükmüne göre, kısmi dava açılması için bazı şartlar gerekmektedir. Bunlardan en önemlisi talebin konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olmasıdır. Ancak yasada miktar hakkında bir durum belirlenmemiştir. Bunun yanı sıra alacak aynı hukuki ilişkiden doğmuş olmalıdır ve muaccel olmalıdır. Çünkü farklı hukuki ilişkilerin var olduğu durumlarda alacak tek bir dava ile istenirse dava yığılması olacaktır. Kısmi dava açmak için gerekli başka şartlar da bulunmaktadır. Bunlardan birisi da davadaki talep konusu haktan feragat edilmemiş olması gerektiğidir.
Davacının davasını açarken açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesi zorunlu olmayıp, dava dilekçesindeki açıklamalardan alacağın dava edilenden daha fazla olduğunun ve şimdilik yalnızca bir kısmının dava edildiğinin anlaşılması yeterlidir. Uygulamada da davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak davasını açmış olması kısmi dava olarak kabul edilmektedir. Ayrıca kısmi olarak dava açma imkanı yalnız eda davalarına mahsus olmayıp, kısmi tespit davasının açılabilmesi de mümkündür. Özetle kısmi dava açılması için gereken şartlar şu şekilde sıralanabilir:
- Dava konusu alacak aynı hukuki ilişkiden doğmalıdır. Farklı hukuki ilişkilerden doğan alacakların aynı davada talep edilmesi HMK m. 110 anlamında kümülatif dava yığılmasıdır.
- Dava konusu alacağın muaccel olması gerekmektedir.
- Dava konusu alacak, niteliği itibariyle bölünebilir olmalıdır.
- Ayrıca kısmi davanın doğası gereği bakiye haktan feragat edilmemiş olması da gerekmektedir. Zira dava açıldığında, dava konusu edilebilecek haktan daha fazlasının varlığı halinde kısmi dava söz konusu olabilir yoksa, açılan dava tam dava olarak kabul edilecektir.
Faiz
Faiz alacağında, faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu yapılabileceğinden, dava dilekçesinde faizin talep edilmemiş olmasının zımni feragat olarak kabul edilmez. Dolayısıyla, asıl alacak davasında faiz istemeyen ve faiz hakkını saklı tutmayan davacı, faiz için sonradan ayrı bir dava açabilir. Ancak TBK m. 131/2 gereğince asıl borç bitince, işlemiş faizler, saklı tutulmamış veya saklı tutulduğu anlaşılmıyorsa artık istenemez.
Faiz alacağı alacaklı tarafından açıkça belirli hale getirilebileceğinden faize ilişkin bu dava kural olarak kısmi dava şeklinde açılmamalıdır. Ancak, faiz alacağı tartışmalı veya açıkça belirli değilse kısmi dava şeklinde açılması mümkündür.
Kısmi dava açılırken talep edilen faiz ise kısmi talep açısından işlemektedir. Bu nedenle kısmide, talep konusunun geri kalan kısmı karşı tarafın muvafakati ile veya ıslah yoluyla artırıldığında, artırılan kısım için faiz istemi halinde, borçlu önceden temerrüde düşürülmemişse talep konusunun artırıldığı tarihten itibaren faiz talep edilebilir. Öte yandan, kısmi davanın konusunu haksız fiil oluşturuyorsa, davacı dava konusunu ıslah ederse, faiz ıslah tarihinden değil, TBK m. 117/2 açık hükmü gereği haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren hesaplanması talep edilebilir.
Zamanaşımı
Kısmi dava, zamanaşımı süresini yalnızca dava konusu yapılan kısımla sınırlı olarak durdurmaktadır. Dava konusu edilmeyen sonradan ayrı bir davayla veya aynı davada ıslah yoluyla dava konusuna dâhil edilmesi mümkün olan kısım bakımından ise zamanaşımı işlemeye devam eder.
Bu nedenle kısmi dava açan davacı, bakiye alacağı için daha sonra ıslah yoluna başvurmak istediğinde, zamanaşımı def’iyle karşılaşmak istemiyorsa ıslah yoluyla arttırmak istediği bakiye talebinin zamanaşımına uğramış olup olmadığını dikkate almalıdır. Aksi takdirde davalı zamanaşımı def’inde bulunarak alacaklının talebini sonuçsuz bırakabilir.
Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Arasındaki Farklar Nelerdir?
Belirsiz alacak davası, alacak miktarının tam olarak belirlenmediği davalardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesinde düzenlenmiştir. Yasa hükmüne göre, davanın açıldığı tarihte alacak miktarı ve değeri tam olarak belirlenmiyorsa ya da belirlenmesi mümkün değilse belirsiz alacak davası açılabilir. Ancak bu davanın açılması için asgari bir değer belirtilmelidir. Belirsiz Alacak Davası ile Kısmi Dava arasında bazı farklar bulunmaktadır. Aradaki farkı ortaya koyan husus da talep sonucu ile ilgili olmaktadır. Çünkü kısmi dava açılırken dava değeri belirlenirken, belirsiz alacak davası açılırken gösterilen değer geçicidir. Ayrıca belirsiz alacak davalarındaki amaç alacağın tamamı için hüküm kurmaktır. Ki karar verildikten sonra da alacağın tamamına ilişkin hüküm ve sonuç doğar. Ancak kısmi davada karar alacağın tamamı için kurulmaz yani sadece dava konusu kısım kadar hüküm ve sonuç doğar. Genel olarak belirsiz alacak davası ve kısmi davası arasındaki farkları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Alacaklının talep edeceği miktar tam ve kesin olarak belirlenebilir nitelikte değilse belirsiz alacak davası açılabilirken, alacaklının, alacak miktarının tamamını bildiği veya belirleyebilecek durumda olduğu durumlarda ise kısmi dava açılabilir.
- Belirsiz alacak davası sadece para alacakları için söz konusu olabilirken; kısmi davada böyle bir şart yoktur. Kısmi dava açılabilmesi için, bütün alacağın aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bölünebilir nitelikte olması yeterlidir.
- Kısmi davada zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yalnızca dava konusu edilen alacak miktarı için kesilmesine rağmen belirsiz alacak davasında zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yalnızca davaya konu geçici talep miktarı için değil, sonradan artırılacak olan alacak da dâhil olmak üzere tüm alacak için kesilmektedir.
- Kısmi davada davanın açılmasından sonra davacı, geriye kalan alacağını karşı tarafın muvafakat etmemesi halinde, daha önceden ıslah yoluna başvurmaması koşuluyla, ıslahla davaya dahil edilebilir. Ancak, belirsiz alacak davalarında, davacı talep miktarını, iddianın genişletilme yasağına tabi olmaksızın (davalının rızası aranmadan ve ıslah yoluna başvurmadan) artırabilir.
- Kısmi davadan sonra ıslahla artırılan miktar için faiz, ıslah tarihinden itibaren işlemeye başlarken belirsiz alacak davasında alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilebilir.
- Bununla birlikte, her iki davanın uygulama alanı bakımından da öğretide farklı görüşler bulunmaktadır. Bir görüş, alacak miktarının tartışmalı olduğu anlarda belirsiz alacak davası veya kısmi dava açılabileceğini ileri sürmekte iken, diğer görüş ise, belirsiz alacak davası, dava açıldığı sırada alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirlenemediği hallerde dava açılabileceği yorumunu yasaya daha uygun bulup; kısmi davada talep konusunun, miktar taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması halinde açılamayacağından kısmi davanın uygulama alanını daha geniş bulmaktadır.
- Son olarak ise, belirsiz alacak davasında amaç alacağın tamamına ilişkin bir hüküm kurdurmaktır. Bu nedenle, karar sonucu da alacağın tamamına ilişkin hüküm ve sonuç doğurmaktadır. Ancak kısmi davadaki karar, alacağın tamamı için değil, yalnızca dava edilen kısmı bakımından hüküm ve sonuçlarını doğurur.
Kısmi Dava Dilekçesi Örneği
NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
Davacı: Mehmet Erdem (TC……)
Vekili: Av. Umur Yıldırım
Davalı: Kardeşler Yapı San. Tic. A.Ş.
Dava: Davacı yedi aydan beri ücretleri ödenmediği için haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmiş olup, 6100 sayılı Yasa’nın 109.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, kıdem tazminatı ile yedi aylık birikmiş ücretlerinin, ödenmeleri gerektiği tarihlerden işletilecek en yüksek mevduat faizleri, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı işverene ödetilmesi dileğidir.
Harca Esas: 2.500 TL. (Kıdem taz. için 2000 TL., ücret alacakları için 500 TL. simgesel değerler)
Açıklamalar
- İşçinin haklı nedenle feshi:
Davacı, yedi aydan beri ücretleri ödenmediği için, noter kanalıyla gönderdiği 12.05.2010 günlü ihtarname ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesine dayanarak iş sözleşmesini feshetmiştir. (İhtarname eklidir.) - Hizmet süresi ve ücreti:
Davacının davalı şirkette fiili hizmet süresi 01.12.1999-12.05.2010 arası (10) yıl (163) gün olup, “kalıpçı ustası” olarak, asgari ücretten düzenlenen ücret bordroları dışında, kendisine ödenen gerçek ücreti aylık net 1.200 TL’dır. (Bu husus tanıklarla ispatlanacaktır.)
Hukuki Nedenler: 4857 sayılı İş Kanunu,.5521 sayılı Yasa, 6100 sayılı HMK.vs.
Hukuki Deliller: Haklı feshe ilişkin işverene noterden gönderilen ihtarname, işyeri ve sigorta kayıtları ücret bordroları, tanıklar, bilirkişi raporu vs. her tür kanıt.
Sonuç ve İstek: Sunulan nedenlerle:
Yedi aydan beri ücretleri ödenmediği için haklı nedenle iş sözleşmesini fesheden davacının, 6100 sayılı Yasa’nın 109.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, kıdem tazminatı ile yedi aylık birikmiş ücretlerinin, ödenmeleri gerektiği
tarihlerden işletilecek en yüksek mevduat faizleri, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı işverene ödetilmesine karar verilmesini, davacı adına ve saygı ile dilerim…/../….
Davacı Vekili
Av. Umur Yıldırım
Ek:
- Haklı feshe ilişkin ihtarname
- İşe giriş bildirgesi
- İşyerinden işçinin özlük dosyası www2) SGK’dan sigortalı hesap döküm cetveli
Islah Dilekçesi Örneği
ANKARA 42. İŞ MAHKEMESİNE
Esas No: 2020/..ESAS
Islah Talebinde Bulunan Davacı: Mehmet Erdem (TC……)
Vekili: Av. Umur Yıldırım
Davalı: Kardeşler Yapı San. Tic. A.Ş.
Konu: Islah talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
1. Davalı aleyhine;
- 20,00.-USD Ücret,
- 20,00.-USD İhbar Tazminatı,
- 20,00.-USD Fazla Mesai Ücreti,
- 20,00.-USD UBGT Ücreti,
- 20,00.-USD Hafta Tatili Ücreti,
talep edilmiştir.
2. 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
- 7.315,00 USD/Net Ücret
- 810,46 USD/Brüt İhbar Tazminatı
- 1.316,70 USD/Net Fazla Çalışma Ücreti
- 115,50 USD/Net UBGT Ücreti
- 0USD Hafta Tatili Ücreti
3. 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, müvekkil alacaklı olduğu davalı işveren şirketten alacaklı olduğu tespit olunun Ücret, İhbar Tazminatı, Fazla Çalışma Ücreti, UBGT Ücreti ve Hafta Tatili Ücreti yönünden dava değerini ıslah ederiz:
- 20,00 USD talep olunun ücret alacağının NET 7.295,00 USD arttırılarak 7.315,00 USD Net ücrete çıkarılmasına,
- 20,00 USD talep olunun ihbar alacağının Brüt 790,46 USD İhbar Tazminatının arttırılarak 810,46 USD Brüt İhbar Tazminatı çıkarılmasına,
- 20,00 USD talep olunun Fazla Çalışma Ücreti alacağının NET 1.296,70 USD arttırılarak 1.316,70 USD/Net Fazla Çalışma Ücreti ücrete çıkarılmasına,
- 20,00 USD talep olunun UBGT Ücreti alacağının NET 95,50 USD arttırılarak 115,50 USD/Net UBGT Ücreti çıkarılmasına,
- 20,00 USD talep olunun Hafta Tatili Ücreti alacağı talebinden vazgeçilmesine,
Dava değerinin toplam: 9.557,66 USD olmasına.
4. Yukarıda belirtilen ıslah kalemleri yönünden;
- 20,00 USD talep olunun ücret alacağının için dava tarihinden, NET 7.295,00 USD için ise ıslah tarihinden itibaren,
- 20,00 USD talep olunun ihbar alacağının için dava tarihinden, Brüt 790,46 USD İhbar Tazminatının ıslah tarihinden itibaren,
- 20,00 USD talep olunun Fazla Çalışma Ücreti alacağının için dava tarihinden, NET 1.296,70 USD ıslah tarihinden itibaren,
- 20,00 USD talep olunun UBGT Ücreti alacağının için dava tarihinden, 95,50 USD/Net UBGT ıslah tarihinden itibaren,
Mevduata uygulanan en yüksek faizle davalıdan tahsiline karar verilmesini isteme zorunluluğu doğmuştur.
5. 9.557,66 – 80 = 9.477,66 USD’nin 19.10.2021 Günü Saat 15:30’da Belirlenen Gösterge Niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kurunda 9.3012 TL üzerinden hesaplanarak (88.153,61) ıslah harcı 1.505,44 TL olarak mahkeme veznesine yatırılmıştır.
6. Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, saygılarımla ve vekaleten arz ve talep ederim. 12.01.2022
DAVACI VEKİLİ
Av. Umur YILDIRIM