İlamsız İcra Takibi Nedir? Nasıl Yapılır ve İtiraz Edilir?

ilamsiz icra takibi

İlamsız icra takibi, para ve teminat alacakları ile kiralanan taşınmazların tahliyesi için başvurulabilen ve takibin başlaması için herhangi bir mahkeme kararına veya rehin hakkına gereksinim duymayan icra takip yoludur. Diğer bir tanımla ilamsız icra takibi, herhangi bir mahkeme kararı veya belgeye dayanmayan, para borcu, teminat ya da diğer alacaklar için icra müdürlüğünde yapılan icra takibine denir. Kanun koyucu, ilamlı icradan başka, sadece para ve teminat alacakları için başvurulabilecek ilamsız icra takibini düzenlemiştir. Bu takip yoluna başvuran alacaklının, alacağının mahkeme ilamı ile tespit edilip hüküm altına alınmış olması gerekmez. Alacaklı doğrudan icra dairesine başvurarak, borçluya karşı takip yapabilir.

İlamsız icra takibinde daha önce bir yargılama yapılmamış olduğundan; borçluya, kendisine karşı yürütülen takibe itiraz ederek, takibin sonuçlanmasına engel olma imkanı tanınmıştır. İlamsız icra takibi, para ve teminat alacakları yanında, kira alacağının ödenmemesi veya kira süresinin sona ermesi durumunda taşınmazın tahliyesi için de kabul edilmiştir. Alacaklının elinde kambiyo senedi bulunması halinde ilamsız icra takibi özel olarak düzenlenmiştir. İlamsız icra takibi kendi içinde çeşitlere ayrılmaktadır. Bunlar;

  • Genel Haciz Yolu ile Takip: Genel haciz yoluyla takip, para ve teminat alacakları için başvurulabilen ve takibin başlaması için herhangi bir belgeye ya da ispat aracına gereksinim olmayan ilamsız takip yoludur.
  • Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Takip: Elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının başvurabileceği özel bir ilamsız icra yoludur.
  • Kiralanan Taşınmazların Tahliyesi Yolu ile Takip: Kira bedelinin ödenmemesi veya süresinin sona ermesi durumunda başvurulabilen bir ilamsız takip türüdür.
  • Abonelik Sözleşmesine Özgü Haciz Yoluyla Takip: 2018 yılında 7155 sayılı kanun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar için özel bir ilamsız icra takip türü olarak hukukumuza girmiştir.
ilamsiz icra takibi nedir
ilamsiz icra takibi nedir

İlamsız İcra Takibi Nedir?

İlamsız icra takibi, herhangi bir mahkeme kararı veya belgeye dayanmayan, para borcu, teminat ya da diğer alacaklar için icra müdürlüğünde yapılan icra takibine denir. Bu icra yolunda alacaklının elinde bir belgenin, ilamın veya bir alacağı gösterir ve ispat eder nitelikte herhangi bir belgenin olması şart değildir. Eğer itiraz edilirse delil için belge göstermek söz konusu olur. Bu icra yolunda alacaklının elinde bir belgenin, ilamın veya bir alacağı gösterir ve ispat eder nitelikte herhangi bir belgenin olması şart değildir. İtiraz edilirse bu durumda ispat için belge gereklidir. Borçlunun ödeme emrine itirazı ile icra takibi durmuş ise takip alacaklısının da bazı hakları vardır. Alacaklı 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurup itirazın kaldırılmasını isteyebilir ya da 1 yıl içerisinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir.

Genel haciz yoluyla takip, alacaklının takip talebi ile başlar; bu takip talebi üzerine icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmez veya itiraz edip de itirazı bertaraf edilirse, takip kesinleşir. Borçlunun itirazı haklı bulunursa, takip bu aşamada sona erer. Takip kesinleşir, borçlu buna rağmen borcunu ödemezse, borcunu ödemeye yetecek malları alacaklının talebi ile haczedilir ve yine alacaklının talebi ile satılır ve takip konusu alacak ödenir. Genel haciz yoluyla takipte, alacaklının elinde herhangi bir belge bulunması da şart değildir. Borçludan herhangi bir şekilde alacağı olmayan bir kişi dahi bu yola başvurabilir.

Cebri icranın sözlük anlamı zorla yerine getirmek demektir. Hukuktaki manası ise borçlunun borcunu ödememesi ve mahkemenin belirlemiş olduğu hükme uyulmaması nedenleriyle devletin borcu zorla almasıdır. Kanunlara dayanır. Yasal bir şekilde yerine getirilir. İlamsız icra takibi, para ve teminat alacakları için kararlaştırılan bir cebri icra yoludur. Hukuk insanlara belli haklar verir. Bu haklar beraberinde bazı sorumluluklar getirir. Ama bu sorumlulukları herkesin yerine getirmesi beklenemez. Bu yüzdende müeyyidelere başvurulur. Cebri icrada bir borç ilişkisinde borcunu kendi rızasıyla yerine getirmeyen borçlunun, devlet gücüyle borcunu zorla yerine getirilmesini sağlayan bir müeyyide çeşididir.

İlamsız İcranın Çeşitleri Nelerdir?

Şirketler veya şahıslar bazı durumlarda borç verdikleri kişilerden verdikleri borcu geri alamayabilirler. Böyle durumlarda alacaklarını alamayan şahıs veya şirketler ilamsız icra seçeneğine başvurabilir. İlamsız icrada alacaklının alacağını mahkeme kararına dayandırma zorunluluğu yoktur. Bu yüzden daha sık tercih edilir. Ayrıca daha işlevsel görülür. İlamsız icra takibi kendi içinde çeşitlere ayrılmaktadır. Bunlar;

  • Genel Haciz Yolu ile Takip: Genel haciz yoluyla takip, para ve teminat alacakları için başvurulabilen ve takibin başlaması için herhangi bir belgeye ya da ispat aracına gereksinim olmayan ilamsız takip yoludur.
  • Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Takip: Elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının başvurabileceği özel bir ilamsız icra yoludur.
  • Kiralanan Taşınmazların Tahliyesi Yolu ile Takip: Kira bedelinin ödenmemesi veya süresinin sona ermesi durumunda başvurulabilen bir ilamsız takip türüdür.
  • Abonelik Sözleşmesine Özgü Haciz Yoluyla Takip: 2018 yılında 7155 sayılı kanun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar için özel bir ilamsız icra takip türü olarak hukukumuza girmiştir.

İlamsız İcra Takibinde Görev

Görev bir davanın konusu itibariyle hangi mahkeme tarafından görüleceğinin belirlenmesine ilişkindir. İlamsız icrada görev ve göreve ilişkin problemlerin belirlenmesi noktasında sorunlarla pek karşılaşılmaz. Bunun nedeni icra iflas işlerinin görüldüğü asıl kurum icra daireleridir. İcra mahkemeleri ise icra iflas işleri için ikinci derecededir. Aralarında bu yüzden işlevsel sorunların çıkması pek muhtemel değildir. Ancak bu duruma dair bazı istisnalar olabilir. Belli başlı uyuşmazlıklar çıkabilir. Asli icra organları 4 tanedir. Bunlar;

  • İcra Dairesi
  • İcra Mahkemesi
  • Bölge Adliye Mahkemesi
  • Yargıtay

İlamsız icra takibi icra dairesinde başlatılır. Yani görevli yer icra daireleridir. İcra işlemlerinde icra dairesi birinci dereceden görev alır. Alacağın miktar veya değeri bakımından icra daireleri arasında bir görev ayrımı yoktur. Alacağın miktarı ne olursa olsun tüm ilamsız takiplerde icra dairesi görevlidir.

İcra mahkemeleri ise icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikâyet ile itirazların incelenmesiyle görevli, sınırlı yetkili, özel bir mahkemedir. Ancak ilamsız icrada tek görevli mahkeme icra mahkemesi değildir. Bazı davalarda görevli mahkeme olarak genel veya özel yetkili mahkemeler yer alabilir. Genel ve özel mahkemelerin görevli olduğu bu tarz bazı davalar icra mahkemesinde açılırsa derhal görevsizlik kararının verilmesi gerekir. İlamsız icrada görev ile alakalı uyuşmazlıklar daha çok bu noktayla ilişkili olarak çıkmaktadır.

Nafakaya bağlı borçlarda Türkiye’nin her yerinde bulunan icra müdürlüğünden icra takibi yapılabilir.

ilamsiz icra takibine itiraz
ilamsiz icra takibine itiraz

İlamsız İcra Takibinde Yetki

Yetki bir davanın coğrafi bakımdan hangi yerdeki mahkeme tarafından görüleceğinin belirlenmesine ilişkindir. İlamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi genellikle, kesin hüküm bulunmayan hallerde, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. Borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinden kasıt, borçlunun takip tarihindeki ikametgâhının bulunduğu yer icra dairesidir. Birden fazla borçlu varsa birinin yerleşim yerinde takip başlatılabilir. Bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamaz.

Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayan kişilerin yetkili icra daireleri Türkiye’de bulunan mutad meskeninin bulunduğu yer icra mahkemesidir. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. Bu sebeple icra dairesi yetkisiz olduğunu kendiliğinden gözetmez. Borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendisine gönderilen ödeme emri üzerine itiraz yolu ile ileri sürmesi gerekmektedir. Süresi içerisinde yetki itirazı ileri sürülmez ise, icra dairesi tüm takip için yetkili hale gelir.

Yetki itirazında bulunan tarafın, itirazında yetkili icra dairesini doğru olarak göstermesi gerekir. Aksi halde yetki itirazı reddedilir. İcra dairesinin yetkisi hakkındaki kurallar kesin yetki kuralları olmadığından, icra dairesinin yetkisi hakkında da yetki sözleşmesi yapılabilir. Yetki sözleşmesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17. Maddesinde düzenlenmiştir. Tacirler ve kamu tüzel kişileri aralarındaki uyuşmazlıklar hakkında yetki sözleşmesi vesilesiyle bir veya birden fazla icra dairesini yetkili kılabilirler.

İlamsız İcra Takibine İtiraz

İlamsız icra takibi hiçbir belgeye gerek duyulmadan alacaklı olduğu iddiasını taşıyan tarafın borçlu aleyhine başlatmış olduğu icra takibidir. İlamsız icra takibinin bir kişi hakkında başlatılmış olması o kişiyi kesin bir şekilde borçlu yapmaz. Bu yüzden borçlu konumunda olan kişinin ilamsız icra takibine itiraz etme hakkı vardır. Bu hak İcra İflas Kanunu’nun 62. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye itiraz etmek isteyen kişi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde takibi yapan icra dairesine itirazını yapmalıdır.

Bu itiraz bazen yetkiye bazen faize bazen borcun kendisine yönelik olabilir. Nasıl ki ilamsız icra takibinde alacaklı olduğunu iddia eden şahıs hiçbir belgeye ihtiyaç duymadan icra takibi başlatıyorsa karşı tarafta belgeye ihtiyacı olmadan bu takibe itirazda bulunabilir. Ayrıca ilamsız icra takibine kısmi itirazda mümkündür. Bu noktada bilinmesi gereken borcun itiraz edilen kısmı için icra takibi durur. Geri kalan kısmı içinse icra takibi devam eder.

İlamsız İcra Takibi Yetki İtirazı

Borçlunun ödeme emrine itirazı ile icra takibi durmuş ise takip alacaklısının da bazı hakları vardır. Alacaklı 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurup itirazın kaldırılmasını isteyebilir ya da 1 yıl içerisinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir. Genel haciz yoluyla takip, alacaklının takip talebi ile başlar. Bu takip talebi üzerine icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmez veya itiraz edip de itirazı bertaraf edilirse, takip kesinleşir.

Borçlunun itirazı haklı bulunursa, takip bu aşamada sona erer. Takip kesinleşir. Borçlu buna rağmen borcunu ödemezse, borcunu ödemeye yetecek malları alacaklının talebi ile haczedilir ve yine alacaklının talebi ile satılır. Takip konusu alacak ödenir. Genel haciz yoluyla takipte, alacaklının elinde herhangi bir belge bulunması da şart değildir. Borçludan herhangi bir şekilde alacağı olmayan bir kişi dahi bu yola başvurabilir.

İlamsız icra takibinde yetki kamu düzenine ilişkin olmadığı için icra dairesi kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. Bu nedenle tarafların yetki itirazında bulunması gereklidir. Yetki itirazı icra dairesine yapılır. Yetki itirazı, ödeme emrine itiraz süresi olan 7 gün içinde yapılmalıdır. Son olarak borçlu yetki itirazında bulunurken yetkili icra dairesini göstermelidir. Aksi takdirde yetki itirazı geçersiz olur. (HMK 19/2. Madde)

  • İcra Mahkemesinde yetki itirazı kabul edilirse: İcra mahkemesi yetki itirazını inceler. İcra Mahkemesi borçlunun yetki itirazını kabul ederse icra dosyasının borçlunun yetki itirazında gösterdiği icra dairesine gönderilmesini ister. Yetkisiz icra dairesi, bu istem üzerine dosyayı yetkili icra dairesine gönderir. Yetkili icra dairesi borçluya yeni bir ödeme emri gönderir.
  • İcra Mahkemesinde yetki itirazı kabul edilmezse: İcra mahkemesi, yetki itirazını haksız bulursa (yani icra dairesini yetkili bulursa) ikili bir ayrım yapmak gerekir. Borçlu salt (yalnızca) yetki itirazında bulunmuş ve icra mahkemesi itirazı haksız bulmuşsa yetki itirazının kaldırılmasına (reddine) karar verir. Bu kararla itiraz ortadan kalkar; icra takibi kesinleşir ve alacaklı haciz isteyebilir (İİY m. 78). Borçlu hem yetkiye hem de esasa (imzaya ve/veya borca) itiraz etmiş icra mahkemesi yetki itirazını haksız bulmuşsa yetki itirazının reddine karar verir ve esasa yönelik itirazların incelenmesine geçer.

İlamsız İcra Takibinde Borca İtiraz

Borçlu olduğu düşünülen kişinin kendisi adına başlatılan icra takibine itirazı borca itirazı oluşturur. Borçlu olduğu iddia edile bu kişinin itirazında herhangi bir belgeye dayanması gerekmemektedir. Böylece alacaklı olduğunu iddia eden kişiye karşı tanınan kolaylık borçluya da tanınmıştır. Kendisine ödeme emri tebliğ edildiğinden itibaren 7 gün içerisinde borçlu konumundaki kişi icra dairesine itirazını yapmalıdır. Böylece ilamsız icra takibi başka hiçbir şeye ihtiyaç olmadan durdurulur.

Borçlu bu borca kısmi itirazda da bulunabilme hakkına sahiptir. Borcun tamamının muaccel olmadığı ya da borcun bir kısmının daha önce ödendiği gibi gerekçelerle borca kısmi itirazda bulunulabilir. Borca kısmi itiraz halinde itiraz edilen kısım için takip durur. Borca itirazdan farklı olarak kısmi itirazın açık ve anlaşılır bir şekilde belirtilmesi gerekir. Borçlu borcun ne kadarlık kısmına itiraz ettiğini açıkça belirtmelidir.

İlamsız İcra Takibinde Faize İtiraz

Alacaklı olduğunu iddia eden şahıs karşı tarafa hiçbir belgeye ihtiyaç duymaksızın ilamlı icra takibi başlatabilir. Bu ilamlı icra takibiyle beraber borçlu olduğunu iddia ettiği kişiye ödeme emri gönderebilir. Bu ödeme emrinin içerisinde faizde olabilir. Faiz bu noktada borcun feri niteliğindedir. Borca itiraz edebilen borçlu konumuna düşmüş kişi aynı zamanda borcun fer-i niteliğinde olan faize de itiraz edebilir.

Hem borca hem de faize karşı itiraz gerçekleştirilebileceği gibi sadece faize itirazda olabilir. Faizin doğru hesaplanmadığı ya da faiz uygulanılmaması gerektiği gerekçeleriyle faize itiraz edilebilir. Borca itiraz edilmesi ödeme emrindeki faize de itiraz edildiği manasına gelmez. Borçlu olduğu iddia edilen kişinin borçla beraber faize de itiraz etmesi gerekir. İtiraz edilmediği durumda asıl borca itiraz edilip borca karşı takip durdurulsa da ödeme emrindeki faiz miktarı kesinleşecektir.

Genel Haciz Yoluyla Takip Nedir?

Genel haciz yoluyla takip, para ve teminat alacakları için başvurulabilen ve takibin başlaması için herhangi bir belgeye ya da ispat aracına gereksinim olmayan ilamsız takip yoludur. Genel haciz yoluyla takibe başvurabilmek için alacağın mutlaka belgeye bağlı olmasına gerek yoktur. Elinde hiçbir belge olmayan kişi de bu yol ile icra takibi yapabilir. Özel hukuk ilişkisinden doğan para alacakları genel haciz yoluyla takip konusunu oluştururken kamu hukuku ilişkisinden doğan para alacakları oluşturmaz. Alacağın yabancı para ile ödenmesi kararlaştırılmışsa ve borçluya Türkiye’de icra takibi yapılmak isteniyorsa döviz olarak ilamsız icra takibi yapılamaz.

Aynı zamanda konusu altın (altın para) olan alacaklar içinde yine ilamsız icra takibi yapılamaz. Rehinle güvence altına alınmamış alacaklar için ilamsız icra takibi yapılabilir. Alacak rehinle güvence altına alınmışsa ilamsız icra takibinin söz konusu olabilmesi için önce rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip zorunludur. Teminat alacağı ise mevcut veya gelecekte doğacak bir alacak için teminat verilmesine ilişkin taleplerdir. Konusuna göre teminat alacağı üçe ayrılır;

  1. Para teminatı
  2. Taşınır veya taşınmaz bir malın rehini
  3. Borç için kefil gösterilmesi

Teminat gösterme yükümlülüğü olan kişi bu sorumluluğundan kaçınırsa alacaklı borçluyu teminat göstermeye zorlamak için genel haciz yoluyla takip yapılabilir. Yabancı devlet aleyhine ilamsız icra takibi yapılmaz. Alacaklının takip talebi ile başlar. Paraların paylaştırılması ile son bulur. Genel haciz yoluyla takip aşamaları şu şekildedir;

  1. Aşama: Takip talebi
  2. Aşama: Ödeme emri
  3. Aşama: Takibin kesinleşmesi
  4. Aşama: Haciz
  5. Aşama: Satış
  6. Aşama: Paraların paylaştırılması
  • Genel Takip Talebi

Genel haciz yolu ile takip yapmak isteyen alacaklının, yetkili icra dairesine takip talebinde bulunması gerekir. Alacaklı, takip talebini yetkili icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapabilir. Tüm takip yolları için takip talebi aynıdır. Takip talebinde bulunan alacaklıdan maktu başvurma harcı, nispi peşin harç ve ödeme emrinin tebliği masrafları talep edilir. Takip talebinde bulunan alacaklıdan,

  • Maktu başvuru harcı,
  • Binde beş nispi harç,
  • Gider avansı alını

Alacaklı birden fazla borçlu için takip yapıyorsa, bunların hepsi için tek takip talebi yapabilir, ancak hepsinin ayrı ayrı belirtilmesi gerekmektedir. Bir borçludan birden fazla alacağı olan alacaklı da, aynı şekilde bu alacaklarını tek bir takip talebinde isteyebilir. İlamsız icra takibinde, takip talebinde nelerin yer alacağı İcra İflas Kanunu madde 58’ de sayılmıştır.

  • Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin adı soyadı,
  • Borçlunun kimliği ve adresi,
  • Borcun nedeni
  • Alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri,
  • Varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası,
  • Şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri belirtilmelidir. Alacaklı yabancı ülkede oturuyorsa, Türkiye’ de yerleşim yeri göstermelidir. Aksi durumda icra dairesinin bulunduğu yer, yerleşim yeri sayılır.
  • Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ve işlemeye başladığı gün,
  • Alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarifteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi takip talebinde yer almalıdır.

Takip talebinde alacaklı sadece faiz istemiş ve fakat faiz oranını belirtmemişse, icra memuru taraflar arasında sözleşme ile faiz kararlaştırılmış olsa bile, kanuni faizi hesaplar. Alacaklı faiz talep etmemişse, faiz talebini ayrı bir takiple isteyebilir. Bunun saklı tutulmasına gerek yoktur. Ancak asıl alacağını tahsil ettikten sonra faiz için ayrı bir takip yapamaz. Çünkü alacak tamamen tahsil edildikten sonra, borç sona ereceğinden, daha sonra faiz istenmesi de kural olarak mümkün olmaz.

Alacaklı faiz talep etmiş, fakat işlemeye başladığı günü göstermemişse, icra memuru faizi takip talebinden itibaren hesaplayacaktır. Alacaklının yaptığı takipte dayandığı senette vade bulunsa bile, eğer açıkça vade tarihinden itibaren faiz talep etmemişse, icra memuru takip talebinden itibaren faizi hesaplar. Alacaklı takip talebinde belirtiği alacağı daha sonra takip içinde arttıramaz. Alacağının bir kısmını talep eden alacaklı, alacağının saklı tuttuğu kısmını daha sonra aynı takip içinde isteyemez. Karşı tarafın onayı ile de bu durum mümkün değildir.

Takip konusu alacak bir senede dayanmıyorsa, sadece borcun sebebi gösterilir. Alacak bir belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı veya mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğin takip talebi anında icra dairesine verilmesi zorunludur. Senedin bir örneği borçluya gönderilecek ve bununla borçlunun savunma hakkını kullanması sağlanacaktır. Alacaklı hangi takip yolunu seçtiğini de takip talebinde göstermelidir. Borçlu iflasa tabi kişilerdense, alacaklı borçluya karşı haciz veya iflas yollarından birisini seçebileceğinden, takip talebinde haciz veya iflas yollarından hangisinin seçildiği gösterilmelidir.

  • Ödeme Emri

Ödeme emrini, icra dairesi takip talebinde borçlu olarak gözüken kişiye gönderir. Eğer borçluysa borcunu ödemesini, borçlu değilse itiraz etmesini ihtar eden bir icra takip işlemidir. Başka bir deyişle ödeme emri “borcun varsa öde, yoksa itiraz et” biçiminde özetlenebilecek bir ihtarın yapıldığı bir işlemdir. Çünkü ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde borca ve faize itiraz edilmezse borçlunun bir daha itiraz etme hakkı bulunmaz. Takip talebini alan icra müdürü, takip talebinin bu Kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenler. Talebin kabul edilmemesi halinde verilen karar tutanağa yazılır.

Ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Ödeme emri ile takip talebi farklı ise, bu durum bir hakkın yerine getirilmemesi sebebiyle süresiz şikâyet nedeni kabul edilmektedir. Ödeme emri tebliği, icra takibinde borçluya yönelik olarak yapılan ilk icra takip işlemidir. Ödeme emri ile alacaklının borçludan talep ettiği alacak miktarı ile bu alacağın dayanağı gösterilir ve böylelikle borçlunun aleyhine başlatılan takibe karşı koyabilmesi amaçlanır. Ödeme emrinin hukuki sonuçlarını doğurabilmesi için borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir.

Ödeme emrinden sonra yapılması gereken icra takip işlemlerinin geçerliliği, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına bağlıdır. Borçluya usulüne uygun olarak bir ödeme emri tebliğ edilmeden icra takibine devam edilemez. Aksi takdirde ödeme emri ve ardından yapılan bütün işlemler geçersizdir, hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Ödeme emrinde nelerin bulunacağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 60’ da belirtilmiştir. Buna göre ödeme emri;

  • Alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58’ inci maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtları,
  • Borcun ve masrafların yedi gün içinde icra dairesine ait ödeme emrinde yazılı olan banka hesabına ödenmesi, borç, teminat verilmesi mükellefiyeti ise teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
  • Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yedi gün içinde bu durumun ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi takdirde icra takibinde senedin kendisinden sadır sayılacağı, senet altındaki imzayı reddettiği takdirde icra mahkemesi önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması; buna uymazsa, itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
  • Borcun tamamına veya bir kısmına yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi ihtarını,
  • Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yedi günlük süre içinde 74. Maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği; mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarını,
  • Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebri icraya devam edileceği ihtarını içerir.

Ödeme emrinde alacaklı veya vekilinin banka hesap numarası yer almaz. Borçlu borcunu ödemek isterse, icra dairesi adına açılmış olan banka hesabına borcunu yatırır. Alacaklının bildirdiği banka hesap numarası, borçlu tarafından icra dairesi adına yatırılan paranın, bu hesaba aktarılması amacıyladır. İcra memuru bankaya yatırılan parayı alacaklının banka hesabına havale ederek kendisi doğrudan bir ödeme yapmayacaktır. Ödeme emrinde borcun ve masrafların yedi gün içinde icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise, teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarı yer alacaktır.

Ödeme emrinin amacı borçluya kendisini savunması için imkân sağlanmasıdır. Ödeme emri göndermeksizin borçluya karşı takip yapılması mümkün değildir. Eğer borçluya ikinci kez ödeme emri gönderilir ise de, borçlunun tekrardan itiraz hakkı doğacaktır. İcra müdürü borçlu sayısından bir fazla nüsha olacak şekilde ödeme emri düzenler. Bir nüshası borçluya verilir, diğer nüsha ise icra dosyasına konulur. Nüshalar arasında fark olursa, borçludaki ödeme emri esas alınır. Borçlu isterse ödeme emrine yasal süreler içinde itiraz edebilir, ya da süresi içinde itiraz etmeyerek takibin işlemesini sağlar.

  • Ödeme Emrine İtiraz Edilmemesi

Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden yedi gün içinde itiraz etmezse, takip kesinleşir. Borçlu açıkça borcu olduğunu icra dairesine bildirir veya süresinde itiraz etmezse, her iki durumda da takip kesinleşir.

Süresi içinde itiraz edilmeyen ödeme emri, takip hukuku bakımından alacağın varlığı konusunda bir karine teşkil eder. Alacaklı ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine kesinleşen takip üzerine borçlunun malvarlığına el koyarak alacağına kavuşma imkanını bulur. Yedi gün içinde takibe itiraz etmeyen borçlunun, aynı yedi gün içinde borcunu ödemesi veya mal beyanında bulunması gerekir. Şayet borçlu borcunu bu sürede öderse, artık kendisine karşı takibe devam edilmez.

  • Ödeme Emrine İtiraz Edilmesi

Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden yedi gün içinde itiraz etmezse, takip kesinleşir. Borçlu açıkça borcu olduğunu icra dairesine bildirir veya süresinde itiraz etmezse, her iki durumda da takip kesinleşir. Süresi içinde itiraz edilmeyen ödeme emri, takip hukuku bakımından alacağın varlığı konusunda bir karine teşkil eder. Alacaklı ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine kesinleşen takip üzerine borçlunun malvarlığına el koyarak alacağına kavuşma imkânını bulur. Yedi gün içinde takibe itiraz etmeyen borçlunun, aynı yedi gün içinde borcunu ödemesi veya mal beyanında bulunması gerekir. Şayet borçlu borcunu bu sürede öderse, artık kendisine karşı takibe devam edilmez.

Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emri üzerine, borcun doğmadığı, borcun sona erdiği, zamanaşımına uğradığı, vadesinin gelmediği, şarta bağlı borç olduğu veya senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı, borcunun ödeme emrinde belirtildiği kadar olmadığı gibi sebeplerle itiraz edebilir. Borçlu, ödeme emrine sadece itiraz edip, sebep göstermemeyi de tercih edebilir. Fakat akabinde alacaklı borca itirazın kaldırılması talepli dava açtığında eğer ödeme emrinde belirtilen borç gerçek anlamda varsa, bu sefer mahkeme ödeme emrine itirazı kaldırarak, borçlu tarafa bir de tazminat ödemesi adına bir külfet yükleyebilecektir. Borçlu ödeme emrine itirazı, takip talebinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirmelidir. Ödeme emrine itiraz üzerine takip itiraz bertaraf edilene kadar durur. Süresi içinde itiraz bertaraf edilirse takibe kaldığı yerden devam edilir.

  • İtirazın İleri Sürülmesi

Borçlunun itiraz edebilmesi için, kendisine ödeme emri gönderilmiş olması gerekir. Henüz ödeme emri gönderilmeden yapılan itiraz geçerli değildir. Ancak borçlu, takip talebinden sonra ve fakat kendisine ödeme emri gönderilmeden önce, takip dosyasının numarasını da bildirerek itiraz etmişse, bu itiraz geçerli olarak kabul edilmektedir. Bunun gibi, icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan itiraz da geçerli değildir.

Borçlu, ödeme emrine itirazını doğrudan icra dairesine yapar. İtiraz kural olarak ödeme emrini gönderen icra dairesine yapılır. Borçlu, bulunduğu yer icra dairesine de, takibin yapıldığı icra dairesine gönderilmek üzere itirazda bulunabilir. İtiraz dilekçe ile veya sözlü olarak yapılabilir. Her iki durumda da itiraz tutanağa geçirilir. İtiraz ettiğine dair borçludan herhangi bir gider alınmaz ve borçluya itiraz ettiğine dair bir belge verilir. Borçlu borcun bir kısmına itiraz etmek istiyorsa, itirazında itiraz ettiği borç miktarını ayrıca ve açıkça bildirmelidir. Aksi takdirde hiç itiraz yapılmamış sayılır ve takip kesinleşir. Fakat, itirazdan, itiraz edilen kesim anlaşılabiliyorsa, bu durumda borca kısmi itiraz yapıldığı kabul edilebilir.

Takip talebine itiraz eden borçlu veya vekili, borçluya ait yurt içinde bir adresi itirazla göstermek zorundadır. İtiraz eden borçlu veya vekili, eğer yurt içinde adres göstermez ise, kendilerine icra memuru tarafından süre verilerek yurt içinde adres göstermeleri istenir. Süresi içinde yurt içinde adres bildirmezlerse, borçlunun itirazı kabul edilmez. Takip talebi borçluya yurt içinde tebliğ edilmiş ise itiraz kabul edilir fakat yeni tebligatların bu adrese yapılması gerekir. Borçlunun daha sonra adresini değiştirmesi halinde yurt içinde adres göstermesi yükümlülüğü vardır. Yurt içindeki adresi tespit edilemezse, takip talebinde gösterilen adrese çıkarılacak tebligat, borçlunun kendisine yapılmış sayılır. Borçlu itirazından her zaman vazgeçebilir veya borcunu ödeyebilir fakat bunu yaparken vazgeçmenin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

  • İtiraz Süresi ve Gecikmiş İtiraz

Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmelidir. Bu süre kesin süredir. İcra memuru yapılan itirazın süresinde olup olmadığını re’ sen inceler. Borçlu, yedi gün dolmadan itirazı olmadığını bildirirse, takip kesinleşir, bundan sonra itiraz süresi dolmasa bile itiraz edemez. Ancak, yedi günlük süre dolmadan itiraz eden borçlu, yine yedi günlük süre dolmadan itiraz ettiği alacak miktarını arttırabilir veya imzaya itiraz etmemişse, imzaya da itiraz edebilir.

Borçlu birden fazla ise, her borçluya ayrı ayrı ödeme emri gönderileceğinden, ödeme emrine itiraz süresi her bir borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Borçlu ödeme emrine itiraz ettikten sonra, bu ödeme emri iptal edilir ve kendisine yeni bir ödeme emri gönderilirse, ilk ödeme emrine yaptığı itirazı geçerli olmalıdır.

İtiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası gecikmiş itirazdır. Borçlu, kusuru olmaksızın ödeme emrine itiraz edemez ise, gecikmiş itirazda bulunabilir. Borçlunun ödeme emri tebliği sırasında ağır hasta olması, doğal bir afetle karşılaşması, tebligatı alamayacak uzun bir seyahate çıkması durumu böyle bir engel sayılır. Borçlunun kanuni temsilcisi de bu imkanlardan yararlanabilmektedir fakat borçlunun vekili bu durumdan yararlanamaz.

Gecikmiş itiraz, icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine, borçlunun haczedilmiş malları paraya çevrilinceye kadar, engelin ortadan kalktığı günden itibaren üç gün içinde yapılmalıdır. Borçlu, hem süresinde itiraz etmesine engel halini, hem de itirazını icra mahkemesine bildirir. Borçlunun itirazı haklı görülmez ise, gecikmiş itiraz reddedilir ve takibe devam edilir.

Mahkeme mazereti kabul ederse, icra takibi durur. Borçlunun malları haczedilmişse, mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeli veya genel mahkemede itirazın iptali davası açılmalıdır. Aksi durumda haciz kalkar. Alacaklı haczin durdurulması akabinde itirazın kaldırılması istemini duruşmada sözlü olarak iletir ve mahkeme itirazın kaldırılması talebini inceler. Duruşmada bunun bildirilmemesi, itirazın bertaraf edilmesi hakkının kaybolması anlamına gelmez. Alacaklı altı aylık süre içinde itirazın kaldırılması veya bir yıllık süre içinde itirazın iptali yoluna başvurabilir. İlamsız icra takibinde gecikmiş itirazı, usulsüz tebligatla karıştırmamak gerekir. Gecikmiş itirazda itiraz süresi geçmiştir oysa usulsüz tebligatta süre hiç başlamamıştır. Bu sebeple, usulsüz tebligat durumunda, gecikmiş itiraz yoluna başvurulamaz.

  • İtirazın Sonuçları

Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan bir itiraz, takibi kendiliğinden durdurur. Gecikmiş itirazda, daha önceden bu konu hakkında karar verilmemiş ise, borçlunun mazeretinin kabulüne karar verilmesiyle takip durur. Kanunun 60. Maddesine göre ödeme emrine itiraz eden borçlu, mal beyanında bulunmak zorunda değildir. Borçlu, kısmi itirazda bulunursa, borcun kabul ettiği kısmı için takip kesinleşir ve durmaz; itiraz edilen kısmı için takip durur. İtiraz üzerine duran takibe, itiraz giderilinceye kadar devam edilemez. İtiraz üzerine, alacaklı elindeki belgelerin niteliğine göre, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna başvurabilir. Kanunun 66. Maddesine göre itiraz üzerine takip duracak ve takibe devam edilmesi için bu itirazın giderilmesi gerekecektir. Bunu sağlamak için kanun, iki farklı yol öngörmüştür, bunlar;

  • İtirazın iptali davası,
  • İtirazın kaldırılması.

İcra takibi İcra ve İflas Kanunu madde 68’ deki belgelere dayanıyor ve alacaklının elinde de bu belgelerden birisi bulunuyorsa, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir. Takip konusu alacak, İİK madde 68’ deki belgelerden birine bağlı değilse, bu durumda alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez; itirazın iptali talebiyle genel mahkemede dava açmalıdır.

İtirazın iptali davası, takip hukukuna özgü, ancak genel hükümlere göre açılan ve genel mahkemelerde görülen bir davadır. İtirazın kaldırılması ise, takip hukuku içinde düzenlenmiş, hüküm ve sonuçlarını sadece takip içinde doğuran, ancak alacaklının elinde belirli belgelerin bulunması durumunda başvurulabilen, itirazın iptali davasına göre daha kısa ve basit bir yoldur. Elinde kanunun aradığı belgeler (İİK m.68) bulunmayan alacaklı, itirazın ortadan kalkması için ve takibin devamının sağlanması adına sadece itirazın iptalini isteyebilir. İtirazın iptali davası ile, itirazla birlikte duran takip durmaya devam eder, dava veya itirazın kaldırılması yargılaması devam ettikçe bir yıllık haciz isteme süresi İİK madde 78’ e göre işlemeyecektir.

İlamsız İcra Takibi Takibin Konusu

Genel haciz yolu ile takip, sadece para ve teminat alacakları için öngörülmüştür. Ancak para alacağı, bir kambiyo senedine bağlanmışsa, bu durumda alacaklı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapabilir. Ayrıca genel haciz yoluyla takip yapabilmek için alacağın rehinle de temin edilmemiş olması gerekir. Çünkü rehinle temin edilmiş alacaklar için önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Fakat, rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse, yetmeyen kısım için alacaklı genel haciz yoluyla takibe başvurabilir.

Genel haciz yoluyla takibe başvurmak için alacaklının elinde belirli belgelerin bulunması aranmaz. Alacaklının elinde hiçbir belge bulunmasa veya kişi gerçekte alacaklı olmasa bile bu yola başvurması mümkündür. Alacaklının alacaklı olup olmadığını, borçlunun borçlu olup olmadığını, bir borcun var olup olmadığını icra memuru araştırmaz. Alacağı için elinde bir belge bulunmayan alacaklının yaptığı takibin başarıya ulaşabilmesi için, borçlunun icra takibine itiraz etmemesi ve takibin kesinleşmesi gerekir.

  • Teminat Borçları

Bir hukuki ilişkiden dolayı teminat gösterme borcu altına giren teminat borçlusu, bu teminatı göstermezse, alacaklı, borçluyu teminat göstermeye zorlamak için genel haciz yoluyla takip yapabilir. Burada asıl borçlunun borcunu ödememesi sonucu şahsi veya ayni teminata başvurulması ile borçlandığı bir teminatı henüz göstermemiş olan teminat borçlusunu teminat göstermeye zorlamak için takip yapılmasını birbirine karıştırmamak gerekir.

  • Para Borçları

Özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan para alacakları için genel haciz yoluyla takip yapılabilir. Para alacağı ile kastedilen Türk parasıdır. Altın para, herhangi bir kıymetli mal hükmünde olduğundan, bu alacaklar için genel haciz yoluyla takip yapılamaz, ilamlı icra yoluna başvurmak gerekir.

Yabancı para alacakları, İİK madde 58’ e göre ancak Türk lirası olarak talep edilebilir. Yabancı para alacakları, Türk lirasına çevrilmesi, takip talebinin verildiği tarihteki kur üzerinden alacaklı tarafından yapılır. Yabancı para üzerinden takip talebi doldurulursa, icra memuru takip talebini alacaklıya iade ederek, Türk parasına çevirmesini ister. Buna uyulmaz ve yabancı para alacağı üzerinden ödeme emri gönderilirse, süresiz şikayet yoluna başvurulabilir.

Tüm para alacakları için genel haciz yoluyla takip yapılabilir. Bu alacağın sözleşmeden, sebepsiz zenginleşmeden veya haksız fiilden kaynaklanması, maddi veya manevi tazminat talebine ilişkin olması önemli değildir. Yapılan takibe itiraz edilmesi durumunda, para alacağının kaynağı veya belgeye bağlanıp bağlanmaması önem taşıyacaktır. Zira bu durum, itirazın kaldırılması için başvurulacak yol bakımından önem arz edecektir.

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık