İhalenin feshi davası, icra müdürlüğünde yapılan ihalenin yasaya aykırı olarak yapılması halinde, ihalenin kaldırılması adına yapılan şikayet yoludur. Diğer bir tanımla ihalenin feshi davası, bir malın icra veya satış memurluğunca yapılacak ihale ile satışının usulüne uygun olup olmadığının icra mahkemesi tarafından denetlenmesini sağlayan hukuki yoldur. İcra ve İflas Kanunu’nun 134. maddesinde hüküm altına alınmıştır. İhalenin feshi davasına sebebiyet veren usulsüzlükler genel olarak şu şekildedir:
- Satış ilanının tebliğ edilmemesi, usulsüz tebliğ edilmesi veya vekil yerine asile tebliği edilmesi.
- Taşınmaz satışlarında satış tarihi ile satış ilanı arasında 1 aydan daha az süre bulunması.
- Satışa esas alınan kıymet takdiri üzerinden 2 yıldan uzun bir sürenin geçmesi.
- Kıymet takdiri itirazlarının inceleme yapılmadan reddedilmesi.
- Süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin veya takibin düşmüş olması.
- İhalenin ilanda belirtilen takvime ve prosedürüne uyulmadan yapılması.
- İhalenin ilanda belirtilen yerden başka bir yerde yapılması.
- İhalede tellal bulunmaması.
- İhalenin ilanda gösterilen başlangıç ve bitiş süreleri içerisinde gerçekleştirilmemesi.
- Satış bedelinin muhammen bedelin %50’si ile paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması veya rüçhanlı alacağın üzerinde olması.
- İhaleye katılımın engellenmesi.
- Malın gerçek değerinde satılmaması.
- İhalenin normal şartlarda yapılmasını engelleyen davranışlar oluşması.
İhalenin feshi davası, bir ihale sürecinin iptal edilmesi talebiyle açılan hukuki dava türüdür. İhalenin feshi davasının açılabilmesi için ihalenin feshi sebeplerinden birinin olması, davanın dava açma hakkı olan bir kişi tarafından süresi içinde açılması gerekmektedir. İhalenin feshi davası kesinleşmeden icra edilemeyecek olup mal ihale alıcısına devredilemez. İhalenin feshi davası sonucunda, mahkeme ihale sürecinin iptaline karar verebilir. Bu durumda, ihale süreci yeniden başlatılabilir ve tüm adımların usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
İhalenin Feshi Nedir?
İhalenin feshi, ihalenin usul ve yasaya aykırı yapılması nedeniyle ilgililerin şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurmaları üzerine, ihalenin iptalini sağlayan bir hukuksal başvuru yoludur. İhalenin feshi istemi, medeni usul hukuku anlamında “dava” olmayıp, şikayet niteliğindedir (İİK m. 134/2). Bu nedenle başvuru dilekçesinin HMK m.119’da düzenlenen dava dilekçesinin içeriğinde yer alması gereken koşulları taşıması zorunlu değildir.
İhalenin feshi davası için genel mahkemelerde dava açılamaz. İhalenin feshi yalnızca şikayet yolu ile icra mahkemesinden istenebilir. İhalenin feshi istemi, icra hakiminin mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuksal bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan bir husus olup, bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulamayacağından, bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesi gerekmektedir.
İhalenin Feshi Sebepleri Nelerdir?
İcra ve İflas Kanunu’nda ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilmemiştir. Ancak uygulamada şunlar ihalenin feshi nedenleri olarak kabul edilmektedir:
- İhaleye fesat karıştırılmış olması: İhalenin, yasal hükümlere uygun olarak yürütülmesini engelleyen usulsüz bazı davranışlara girişilmesi, ihalenin fesih nedenidir. Örneğin, ihaleye katılacakların değişik yöntemlerle ihaleye katılmalarının engellenmesi ya da malın ucuza alınması için öteki isteklilerle muvazaalı anlaşmalar yapılması ihalenin feshini gerektirir.
- İhaleye hazırlık dönemindeki hatalı işlemler: Örneğin, taşınmaz ihalelerinde satış ilanının bir suretinin, borçlu ve alacaklı ve tapu sicilindeki ilgililere tebliği zorunludur. (İİK m.127) Zira bu kişilerin satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliği gerekir.
- İhalenin yapılması sırasındaki usulsüz işlemler: Yasada ihalenin nasıl yapılacağını gösteren kurallara aykırı olan veya yasada belirtilmeyen ancak ihalenin doğru bir biçimde yapılmasını engelleyen durumlar ihalenin feshi nedenini oluşturur. Örneğin, tellal tarafından üç kez bağırılmadan ihale yapılmışsa ya da ihale bedeli yasanın aradığı koşulları sağlamıyorsa ihalenin feshi gerekir.
- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmesi: Alıcının özellikle aldığı malın esaslı niteliklerinde yanıltılmış olması ihalenin feshi nedenidir. Örneğin, taşınmazın metrekaresinin yanlış gösterilmesi veya şartnamede verilen bilgilerle taşınmazın gerçek durumunun birbirine uygun olması (tarla olarak gösterilen yerin mezarlık olması) ihalenin feshini gerektirir.
Nitekim, Yargıtay da; satışı yapan icra dairesinin satışın yapılmasını düzenleyen mevzuat hükümlerine aykırı hareket etmiş olması durumunda icra mahkemesinden ihalenin feshinin istenebileceğini kabul etmektedir. Ancak takibin kesinleşmesinden sonra, borca itiraz nedenleri, ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemez. Aynı şekilde, ihaleden önce kesinleşen olaylara dayanarak ihalenin feshi istenemez. İhalenin feshi sebepleri, tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir.
İhalenin feshi isteminde, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen hususlar kamu düzenine ilişkin olmadıkça icra mahkemesinde re’ sen gözetilemez. Kamu düzenine aykırılık dışında hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen olgularla bağlı olup, şikayetçinin bildirmediği olguları kendiliğinden gözetemez.
Satışa Hazırlık İşlemleri Öncesinde, Hazırlık İşlemleri ile Artırma ve İhale Sırasında Yapılan Usulsüzlük
Hacizli taşınmazın satışı, taşınmazın bulunduğu yer icra dairesi tarafından yapılır. Haczedilen taşınmaz, icra takibini yürüten icra dairesinin yetki çevresi dışında ise, satış taşınmazın bulunduğu yerdeki icra dairesi tarafından istinabe yolu ile yapılır. Açık artırmaya hazırlık aşamasında, satış için gerekli bütün hazırlık işlemleri yapılır. Bu işlemler artırmanın ilanı, artırma şartnamesinin düzenlenmesi ve taşınmaz üzerindeki mükellefiyetlerin tespiti ile kıymet takdiridir. Söz konusu bu işlemlerden kanuna aykırı veya olaya uygun olmadan yapılanlar olabilir. Örneğin, satış istemi süresine uyulmamasına veya takip kesinleşmemiş olmasına yani süresiz şikayet konusu usulsüzlük olmasına rağmen satışa hazırlık aşamasına geçilmesi, artırma ilanının kanuna aykırı olarak yapılması, ilanın bir örneğinin veya mükellefiyetler listesinin haciz ve ipotek alacaklılarına tebliğ edilmemiş olması hallerinde usulsüzlük yapıldığı kabul edilmektedir.
Artırma ve İhalenin Yapılmasında Usulsüzlük
Artırmanın yapılmasına ilişkin kanun hükümlerine uyulmamış olması halinde usulsüzlük yapıldığı kabul edilir. Örneğin, ihale bedelinin kanunda öngörülen miktarda olmamasına rağmen ihale kararı verilmiş olması halinde usulsüzlük mevcuttur. Ekonomik bir zorunluluk olmadığı halde birden fazla taşınmazın birlikte satılmış olması da ihalenin feshi sebebidir. Borçlu vekili olan avukatın ihaleye alıcı olarak katılmış ve ihalenin avukat üzerine yapılmış olması hali de ihalenin feshi sebebidir.
Kanuna veya Ahlaka Aykırı Bir Şekilde Artırmaya Fesat Karıştırılmış Olması
Artırmanın ve ihalenin düzen içinde ve kurallara uygun olarak yapılmaması ihalenin feshi sebeplerindendir. Örneğin, satılacak taşınmaz hakkında belediyece kamulaştırılacak, meydan veya park yapılacak şekilde propaganda yapılması, satılan taşınmazın niteliği hakkında yanıltıcı beyanlarda bulunulması, pey sürenlere para verilerek veya menfaat sağlanarak pey sürenlerin artırmadan çekilmelerinin sağlanmış olması hallerinde ihaleye fesat karıştırıldığı nedeniyle ihalenin feshi davası açılabilmektedir.
Alıcının Malın Esaslı Niteliklerinde Yanıltılmış Olması
İhale sonucu taşınmaz mal kendisine ihale edilen kişinin malın önemli nitelikleri hakkında yanıltılmış olması, ihale feshi sebebidir. Örneğin, satılan taşınmazın yüzölçümünün olduğundan fazla gösterilmiş olması, taşınmazın ihaleden önce kamulaştırılmasına karar verilmiş olması, imar durumunun yanlış gösterilmiş bulunması, taşınmaz mal üç odalı olmasına rağmen satış şartnamesinde ve ilanda iki odalı olarak belirtilmiş olması hallerinde ihalenin feshi davası açılabilecektir. Alıcının malın esaslı niteliklerinde yanıltılmış olması satış şartlarını etkileyecek olup ihaleye rağbeti azaltacak nitelikte olduğundan dolayı ihalenin feshi sebebidir.
Kimler İhalenin Feshini Talep Edebilir?
İhalenin feshini, TBK’nun 281. Maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, yalnız aşağıdaki kişiler;
- Satış isteyen alacaklı,
- Borçlu,
- Tapu sicilindeki ilgililer,
- Pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler,
Yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile isteyebilirler. İhalenin feshini isteyen ilgilinin, fesih sebebi olarak ileri sürdüğü usulsüzlük sonucunda kendi menfaatlerinin ihlal edilmiş olduğunu, zarar gördüğünü ispatlaması gerekmektedir.
Örneğin, satışa daha fazla isteklinin katılması için konulmuş olan bir kanun hükmünün yanlış uygulanmış, gazete ile ilan yapılmamış olması halinde, borçlunun ihalenin feshini istemekte yararı vardır. Çünkü ihale gazetede ilan edilmiş olsaydı daha fazla istekli çıkar ve taşınmaz daha yüksek bir bedelle satılabilirdi. Buna karşılık, aynı örnekte alıcının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmayacaktır. Çünkü ilanın gazete ile yapılmamış olması, daha az isteklinin katılmasına neden olduğu ve satış bedeli daha düşük olduğu için yararına olmaktadır.
İhaleye fesat karıştırmış olan kişi, kendi kusuruna dayanamayacağından dolayı ihalenin feshini isteyemez. İhalenin feshi şikayet yolu ile istendiğinden ve şikayet bir dava olmadığından, ihalenin feshinde davacı ve davalı tarafı bulunmaz. İhale ile ilgili olanların tümüne ilgililer denir. Bu nedenle, ihalenin feshini isteyenin, ihalenin feshi davasında, bütün ilgilileri özellikle borçlu, alacaklı ve alıcıyı karşı taraf olarak göstermesi gerekir. Ancak, ihalenin feshi davasında diğer ilgililerin hepsinin karşı taraf olarak gösterilmemiş olması, ihalenin feshi talebinin reddini gerektirmez. İcra mahkemesi, diğer ilgilileri de duruşmaya davet ederek onlara savunma ve görüşlerini bildirme imkanını verir.
Şikayet Süresi
İhalenin feshi davası, yedi gün içerisine istenebilir. Süre ihale tarihinden itibaren başlar. İlgililer, ihalenin feshi nedenini en geç ihale günü öğrenmiş sayılırlar. (İİK m.134/2) Ancak bazı durumlarda, süre ihale tarihinde değil, fesih nedenini öğrendiği tarihten itibaren başlar. Buna göre;
- Tebliğ edilmesi gereken ilgiliye satış ilanının tebliğ edilmemiş olması,
- Satılan malın esaslı niteliklerinde hatanın sonradan öğrenilmiş olması,
- Artırmaya fesat karıştırıldığının sonradan öğrenilmiş olması durumlarında süre fesih
Nedeninin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. (İİK m.134/7) Şikayet süresi öğrenme tarihinden başlamakla birlikte, ihale tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra artık ihalenin feshi istenemez. Yargıtay’a göre; satış ilanı şikayet edene tebliğ edilmiş ise ihale yapıldığı zamana kadar yolsuzluğu öğrenen kişinin şikayetini ihale gününden itibaren yedi gün gün içerisinde yapması gerekir.
İhalenin Feshi Yargılama Usulü
İcra mahkemesi açılan ihalenin feshi şikayetini basit yargılama usulüne göre (HMK. m. 316-322) incelemektedir. İhalenin feshi şikayetine bakan icra mahkemesinin talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde incelemeyi duruşma açarak yapması gerekmektedir (İİK. m. 134/2). Duruşma açılmadan dosya üzerinden verilen kararlar istinaf kanun yolunda geri çevrilir. Taraf teşkili sağlandıktan sonra taraflar duruşmaya gelmeseler bile dosya işlemden kaldırılmaz, hakim iddia ve savunmaları değerlendirir ve şikayetin esası hakkında gereken kararı verir. Hakimin verebileceği kararlar şu şekildedir:
- İhalenin feshi isteminin kabulü,
- İhalenin feshi isteminin reddi.
İhalenin feshini şikayet yolu ile isteyen ilgili yapılan yolsuzluk sonucunda kendi menfaatlerinin zarar gördüğünü ispat etmek zorundadır. (İİK m.134/8)
İhalenin Feshi İsteminin Kabulü Kararı
İcra mahkemesi, fesih nedenini yerinde görürse şikayeti kabul ederek ihalenin feshine karar verir. İcra mahkemesinin ihalenin feshi kararı kesinleşirse, alıcının kazandığı mülkiyet hakkı geçmişe etkili olarak son bulur. Tapuya herhangi bir biçimde tescil yapılmışsa tescil iptal ettirilir ve taşınmaz tekrar borçlunun mülkiyetine geri döner.
Bu durumda, alıcının ödediği ve bankada nemalandırılan para alıcıya geri verilir; ihalenin feshi kararının kesinleşmesiyle birlikte yeniden satış istenirse mal satışa yeniden çıkarılır. İhalenin feshi kararından önce o mal üzerinde üçüncü kişiler iyi niyetle hak iddia etmişlerse bu hakları korunur. (TMK m.1023)
İhalenin feshi davası kararı, yalnız ihalenin feshini istemiş olan için değil, diğer bütün ilgililer için de hüküm ifade etmektedir. Bununla birlikte, ihalenin feshi kararı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
İhalenin Feshi İsteminin Reddi Kararı
İcra mahkemesi, fesih nedenini yerinde görmezse ihalenin feshi şikayetinin reddine karar verir. İhalenin feshi talebinin reddi kararının kesinleşmesinin sonuçları şunlardır:
- Alıcı, artırma şartnamesinde kendisine (alıcıya) ait olacağı gösterilmiş olan dellaliye resmi, ihale damga pulu bedeli, tapu alım harcı ve katma değer vergisini ihale kesinleştikten sonra öder.
- İhale bedeli nemaları ile birlikte alacaklıya ödenir.
- Satılan taşınmaz mal alıcıya teslim edilir ve taşınmazın alıcı adına tescili için tapu müdürlüğüne yazı gönderilir.
- Satılan taşınmazı işgal etmekte olan borçlu yahut üçüncü bir kimse vardsa taşınmazdan çıkarılır.
İcra mahkemesinin ihalenin feshi talebinin reddi kararı aynı taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bu nedenle bu karar karşı ancak yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. İcra mahkemesi fesih isteminin reddine karar verirse istemde bulunan, ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına mahkum edilir. (İİK m.134/2)
Para cezası alacaklıya ödenen, dolayısıyla borca mahsup edilen bir para olmayıp, devlet hazinesine gelir olarak kaydedilmektir. Buradaki amaç, ihale sürecini gereksiz ve haksız bir şekilde uzatılmasının önüne geçmektir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
İhalenin feshi davası talebi, ihaleyi gerçekleştiren icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine şikayet yolu ile yapılır. Artırmaya çıkarılan mallar esas icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetki çevresinde bulunuyorsa, artırmayı ve ihaleyi esas icra müdürlüğü yapacağından, ihalenin feshi şikayeti de esas icra takibini yürüten icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine yapılacaktır.
Artırmaya çıkarılan mallar esas icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetki çevresi dışında bulunuyorsa, artırmayı ve ihaleyi malların bulunduğu yerdeki icra müdürlüğü istinabe veya uygulamadaki adıyla talimat yoluyla yapacağından, ihalenin feshi şikayeti de talimat icra takibini yürüten icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine yapılacaktır (İİK. m. 79/2 ve 360).
İİK. m. 360’da düzenlenen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralıdır. Bu nedenle icra mahkemesinin yetkili olup olmadığı şikayetin yapıldığı icra mahkemesince re’ sen incelenecektir.
İhalenin feshi şikayeti için görevli mahkeme icra mahkemesidir. Genel mahkemeler bu şikayet için görevli mahkemeler değildir. İcra mahkemesi yerine genel mahkemeye veya yetkisiz icra mahkemesine başvurulursa, mahkeme dosya üzerinden inceleme yapacak ve başvuru tarihinden itibaren on gün içinde, genel mahkeme görevsizlik, yetkisiz icra mahkemesi de yetkisizlik kararı verecektir. Görevsizlik ve yetkisizlik yönündeki kararlar kesindir, istinaf yolu kapalıdır (İİK. m. 134/4).
İhalenin Feshi Davasında Yargılama Süreci
İcra mahkemesi, ihalenin feshi talebini duruşmalı olarak inceler ve taraflar gelmeseler bile mahkeme karar verir. İİK md.134 uyarınca, icra mahkemesinin fesih talebinden itibaren yirmi gün içinde ihalenin feshi davasında karar vermesi gerekir. İcra mahkemesinin, ihalenin feshi davasındaki inceleme yetkisi itirazın kaldırılmasında olduğu gibi sınırlı değildir. İcra mahkemesi, her türlü delile dayanarak ihalenin feshinin gerekip gerekmediğini inceler. İhalenin feshi davasında, mahkeme tanık dinleyebileceği gibi tarafların ikrarı ile de bağlı olmayıp ikrara rağmen fesih sebebinin mevcut olup olmadığını araştırması gerekmektedir. Bu nedenlerle, icra mahkemesinin ihalenin feshi talebinin reddi hakkındaki kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi ve Hukuk Genel Kurulu’nun yeni tarihli kararlarında, “İhalenin feshi isteğinin reddedilmiş olması temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmaz” denmek suretiyle tapu iptali ve tescil davasının her zaman açılabileceği kabul edilmektedir. Bu durumda, ihale sırasında yapıldığı ileri sürülen usulsüzlüklere dayalı olarak İİK md. 134’te öngörülen bir yıllık süreden sonra da dava açılabilecektir. Ancak ihalenin feshi için öngörülen azami bir yıllık süre sonunda ihale kesinleşecektir ve ihale kesinleştikten sonra, ihalenin feshini isteme sonucunu da meydana getirecek bir tapu iptali ve tescil davası açılmasına olanak tanınması, ihaleye duyulan güveni azaltabilecektir. Öte yandan, tapu iptali ve tescil davası bakımından da, bir yolsuz tescilin varlığından söz edilemeyecektir. Çünkü ihale alıcısı adına yapılan tescil, geçerli ve hukuken ortadan kaldırılmamış cebri bir işleme dayanmaktadır. İhalenin feshi talebinden önce taşınmaz alıcı adına tescil edilirse, icra mahkemesi taşınmazın alıcı tarafından elden çıkarılmasını engellemek için ihtiyati tedbir kararı da verebilir.
İhalenin Feshi Davasında Teminat
Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken, ilgili kişilerin muhtemel zararına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır. İhalenin feshi talebinin husumet yokluğu, süre aşımı gibi işin esasına girilmesini gerektirmeyen bir nedenle reddedilmesi halleri dışından reddedilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.
Talebin reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde genel hükümlere göre tazminat davasının açılmaması hâlinde hükmedilen para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tahsili için durum mahkemece tahsil dairesine bildirilir. Tahsil dairesi alınan teminattan, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde para cezasını tahsil etmezse talep hâlinde teminat ilgilisine iade edilir.
İhale Feshi Davasının Açılması Durumunda İhale Bedeli
Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhâl veya 130 uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İcra müdürü, ihalenin feshi davası sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar bu ihale bedelini bankalarda nemalandırır. İhalenin feshi davasında verilen şikayetin kabulüne veya reddine ilişkin verilen kararın kesinleşmesi sonucunda, ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir.
İhale kesinleşmedikçe ve ihale konusu mal alıcıya teslim edilmedikçe veya teslime hazır hâle getirilmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez. İhale konusu malın teslim edilemeyeceği veya teslime hazır hale getirilemeyeceği durumlarda ise ihale icra müdürü tarafından iptal olunarak ihale bedeli alıcısına ödenir.
İhalenin kesinleşmesinden kasıt, ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde şikayette bulunulmamış, ihalenin feshi davası açılmamış olması veya ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde ihalenin feshi davası açılmış ancak fesih talebinin reddine karar verilmiş olması ve bu kararın kesinleşmesidir. Bu itibarla, ihaleyi kesinleşmiş kabul etmek için İİK md.134’de öngörülen bir yıllık sürenin geçmiş olması aranmamaktadır. İcra mahkemesi, ihalenin feshi talebini yerinde bulmazsa ihalenin feshi davasını reddedecektir. Bu ret kararı kesinleştikten sonra ihale bedeli alacaklılara ödenebilir ve taşınmazın alıcı adına tescili için tapu idaresine yazı yazılabilir.
İhalenin Feshi Davasında Harç ve Masrafları
İhalenin feshi talebinde ödenecek tutar ihalenin değerine göre değişmez. Bu bakımdan, İhalenin feshi talebinde bulunandan başvurma harcı, maktu karar harcı ve maktu ilam harcı alınır. Ancak yargılamanın ilerleyen safhalarında yapılacak tebligat giderleri vs. de ayrıca avans ödenmesi gerekebilir. Bu masraflar ihalenin feshi talebinde bulunan kişi tarafından ödenir.
İhalenin Feshi Davası Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 07.12.2020 Tarih, 2020/6546E. 2020/10223K. Sayılı Kararı
- İhalenin Feshi Davası
- İİK 134. Madde
2004 sayılı İİK’nun 134/2. maddesinde; “İhalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, ihalenin feshini isteme süresi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 281. maddesindeki (mülga 818 sayılı BK.’nun 226.maddesi) yazılı sebepler de dahil olmak üzere yedi gündür. Anılan süre hak düşürücü nitelikte olup, icra mahkemesi tarafından re’sen nazara alınmalıdır.
Somut olayda; şikayet dilekçesinin, 31/12/2018 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesine sunulduğu, 2018/510 Muhabere kaydı aldığı harç ve giderlerin yine 31/12/2018 tarihinde … Mahkemeler Veznesine ödendiği, dolayısıyla 25/12/2018 tarihinde yapılan ihalenin feshi isteminin (31/12/2018 tarihinde) yasal süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki; istinaf başvuru dilekçesi ekindeki … Asliye Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü tarafından tutulan 24/04/2019 tarihli tutanakta da; … vekili Av. K.B.’in mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesinin, dava açılış dilekçesi olarak 31/12/2018 tarihinde UYAP sistemine kaydedildiği belirtilmiştir.
O halde ilk derece mahkemesince; ihalenin feshi isteminin yasal süresinde yapıldığı gözetilerek işin esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması, ilk derece mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28.12.2016 Tarih, 2016/21042E. 2016/26276K. Sayılı Kararı
- İhalenin Feshi Davası
- İİK 134. Madde
İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece işin esası incelenerek, istemi esastan reddedilen davacının para cezasına mahkum edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırı bulunmuştur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27.01.2015 Tarih, 2014/34835E. 2015/1927K. Sayılı Kararı
- İhalenin Feshi Davası
- İİK 134. Madde
İİK’nun 134/8. maddesinde; “İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, ihale konusu menkulüne 20.000,00 TL muhammen bedel ile satışa çıkarıldığı ve 37.000,00 TL üzerinden ihale edildiği görülmektedir. Dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçi, İİK’nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, ihalenin feshi isteminin, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle esasa girilmeden reddine karar verilmesi ve para cezasına hükmedilmemesi gerekirken, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06.05.2013 Tarih, 2013/12151E. 2013/17301K. Sayılı Kararı
- İhalenin Feshi Davası
- İİK 134. Madde
İİK.nun 134/2. maddesinde; “…ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, ihalenin feshi şikayetinin taraflarca takip edilmemesi nedeniyle mahkemece 02.11.2012 tarihli celsede HMK.nun 150/ı maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına ve yenilemeden sonra davanın takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile de 25.01.2013 tarihinde HMK’nın 150/6. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir. Bu uygulama İİK.nun 134/2. maddesinin yukarıda açıklanan hükmüne aykırı olup, mahkemece tarafların yargılamaya katılmaması halinde veya şikayetçinin katılmayıp, davalının yargılamaya devam etmediğini bildirmesi üzerine şikayetin esası ile ilgili mevcut deliller değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, olayda uygulanma şartları bulunmayan HMK’nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2004 Tarih, 2004/22528E. 2004/26985K. Sayılı Kararı
- İhalenin Feshi Davası
- İİK 134. Madde
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda kat mülkiyetine geçilmesi nedeniyle taşınmazın değerini arttırıcı unsur olduğu ve bu nedenle ihalenin feshine karar verildiği görülmüştür. Kıymet takdirine itiraz üzerine icra mahkemesince 3.10.2001 tarihli mahkeme kararıyla taşınmazın 180.000.000.000.-TL. olarak tespit edilen kıymetinin yeterli olduğu ve bu kıymetle 21.5.2002 tarihinde ihaleye çıktığı görülmektedir. Anılan ihalede mahcuz taşınmaz 176.610.000.000.-TL. bedelle alıcı bulmuş, ihaleye birden fazla kişi katılmıştır. İhalenin feshi davasının ön koşulu zarar unsurunun feshi istenen ihalede gerçekleşmiş olmasıdır. Nitekim 180.000.000.000.-TL. değerindeki taşınmaz birden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen ihalede 176.610.000.000.-TL.’ye ihale edildiğinden tapudaki değişikliği taşınmazın satışını olumsuz yönde etkilediğinden bahsedilemez. Öte yandan, zarar unsurunun da gerçekleşmediği nazara alınarak ihalenin feshi isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
İhalenin Feshi Davası Dilekçe Örneği
ANKARA (…) İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
İhalenin Feshini
İsteyen (Şikayetçi) : xxx (T.C: xxx)
Vekili : Av. Umur YILDIRIM
Karşı Taraf : xxx (T.C: xxx)
Konusu : İhalenin Feshi taleplerimizi havi dilekçemizdir.
İcra Dosyası : …/… E.
Açıklamalarımız
- Borçlu aleyhine yapılan icra takibi sonucunda borçluya ait taşınmaz, satış talebimiz sonucu yukarıda ismi belirtilen alıcı üçüncü kişiye …/ …/ … tarihinde yapılan ikinci ihaleyle … TL bedelle ihale edilmiştir.
- Taşınmaz ilk ihalede … TL bedelle alıcı … …’ye ihale edilmiş fakat alıcının tellaliye ve damga resmini süresinde yatırmaması üzerine kendisinden sonra en yüksek teklif veren dava dışı … …’ye teklif edilmiş, bu şahsın teklifi reddetmesi nedeniyle taşınmaz yeniden satışa çıkarılmıştır. Alıcı … … ikinci ihalede ilk ihaledekinden çok daha düşük bir bedel teklif ederek taşınmazı … TL değerle satın almıştır. Alıcının her iki ihalede yaptığı teklifler arasındaki fark ihalenin geçerliliğine etkili esaslı bir unsurdur.
- Alıcının ilk ihalede daha fazla pey sürüp taşınmazın kendisine ihale edilmesine rağmen, bu defa daha az değerde talip olması iyi niyet kuralları ile bağdaşmayıp tek başına fesih nedeni oluşturur. Açıkladığımız bu nedenlerle taşınmazın satımına ilişkin söz konusu ihalenin feshini sağlamak amacıyla mahkemenize başvurma zorunluluğu doğmuştur.
Hukuki Nedenler : 2004 S. K. m. 134, 818 S. K. m. 226 ve ilgili mevzuat.
Hukuki Deliller : İcra dosyası ve diğer deliller.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle usulsüz olan ihalenin feshine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. …/…/…
Şikayetçi Vekili
Av. Umur YILDIRIM