Hukuk Davalarında Olağanüstü Kanun Yolları

hukuk davalarinda olaganustu kanun yollari

Hukuk davalarında olağanüstü kanun yolları ile kararların kesinleşmiş olmaları durumunda dahi gerekli olan ek başvuruları yaparak bu kararı bozulmasına yaralan kanun yoludur. Kanun yolları, davaların görüldüğü ilk derece mahkemelerince verilen kararların, hatalı olabilme ihtimallerine karşılık hukuka aykırılığın giderilmesi amacıyla, kararın kural olarak başka bir yargı makamı tarafından denetlenmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada amaç, ilk derece mahkemesince verilen kararın başka üst yargı mercileri tarafından denetlenerek hukuka uygun hale getirilmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve bu sayede adaletin sağlanmaya çalışılmasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı gidilebilecek olağanüstü kanun yolu ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. Bunlar şu şekildedir:

  • Kanun yararına temyiz,
  • Yargılamanın iadesi (yenilenmesi) dir.

Hukuk davalarında olağanüstü kanun yolları ile kararların kesinleşmiş olmaları durumunda dahi gerekli olan ek başvuruları yaparak bu kararı bozma gibi bir imkanınız da yer alıyor. Olağanüstü kanun yolları aracılığı ile gerekli olan başvuruların yapılması için bu alanda profesyonel bir destek alınması gerekiyor. Kadim Hukuk ve Danışmanlık uzman tecrübeli ekipleri ile size gerekli olan desteği verecektir. Gerekli olan tüm hukuki yolların aranması ve hakkınızın korunması için uygun başvurular kesintisiz olarak yapılacaktır.

hukuk davalarinda olaganustu kanun yollari nelerdir
hukuk davalarinda olaganustu kanun yollari nelerdir

Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi) Nedir?

Mahkemece verilen hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu uyuşmazlık artık çözümlenmiş kabul edilir. Bir diğer ifadeyle aynı uyuşmazlık tekrar mahkeme önüne getirilemez. Aksi takdirde kesin hüküm itirazı ikinci davanın görülmesine engel olur. Ancak, uyuşmazlık hakkında karar veren hakimin de hatalı karar verme ihtimali her zaman bulunmaktadır. Bu hata yahut noksanlığa karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulamamış yahut başvurulsa dahi başarılı olunamamış olabilir. Bu tür durumlarda, kesin olarak verilen yahut kesinleşmiş hükümlere karşı olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi yolu kabul edilmiştir. Olağanüstü kanun yolları;

  • Olağanüstü kanun yolları, kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı gidilen bir yoldur.
  • Hukuk yargılamasında Olağanüstü Kanun Yolları; Yargılamanın yenilenmesi (Kanun yararına temyiz).
  • Ceza yargılamasında Olağanüstü Kanun Yolları; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz, Kanun yararına bozma.

Kanun yolları, kanunların ülke içerisinde yeknesak olarak uygulanması bakımından büyük önem teşkil etmektedir. Bu sayede farklı yerel mahkeme kararları incelenerek, içtihat birliği sağlanmaya çalışılmaktadır. Böylelikle esasında kanun yolları sadece davanın taraflarının menfaati bakımından değil, aynı zamanda genel olarak yargı bakımından da büyük önem arz etmektedir. Kanun yolları olağan kanun yolu ve olağanüstü kanun yolu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Verilen karar henüz kesinleşmemiş ise başvurulacak yol olağan kanun yoludur. Buna karşılık, verilen karar kesinleşmiş ise başvurulacak yol olağanüstü kanun yoludur.

Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi) Sebepleri Nelerdir?

Yargılamanın iadesi sebepleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. ve 376. maddelerinde açık bir şekilde belirlenmiştir. Bu maddeye göre kabul edilen yargılamanın iadesi (yenilenmesi) sebepleri şu şekildedir:

  • Mahkemenin kanuna uygun olarak kurulmamış olması,
  • Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması,
  • Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması,
  • Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
  • Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması,
  • İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması,
  • Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması,
  • Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması,
  • Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması,
  • Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması,
  • Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması,
  • Verilmiş kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesidir.

Yukarıda yer verilen maddelerde, yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı biçimde sayıldığından, bu maddeler dışında yargılama hatası ne kadar ağır olursa olsun yargılamanın iadesi sebebi sayılması mümkün değildir.

Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi) Yoluna Kimler Başvurabilir?

Yargılamanın iadesi yoluna kural olarak davanın tarafları başvurabilmektedir. Ancak istisnai durumlarda davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerce de hükmün iptali talep edilebilmektedir. HMK m.376’ya göre; davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, böyle bir durum, yukarıda sayılan yargılamanın iadesi (yenilenmesi) sebeplerinden farklı olarak davanın taraflarınca değil; onların alacaklıları yahut halefleri tarafından istenebilmesidir. Bir diğer ifadeyle, burada esasında davanın tarafı dışındaki kişiler, tarafların davada muvazaalı hareket ettiklerini ileri sürerek kesin hükmün iptalini istemektedir.

Yargılamanın Yenilenmesi  Kim Başvurabilir?Talep Etme SüresiTalebin İncelenmesi
Yargılamanın iadesi yoluna kural olarak davanın tarafları başvurabilmektedir. Ancak istisnai durumlarda davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerce de hükmün iptali talep edilebilmektedir.Kanun’da yargılamanın iadesi kural olarak üç ay ve har halükarda yenileme talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.Yargılamanın yenilenmesi talebi, kararı vermiş olan mahkemeye yapılır. Yargılamanın yenilenmesi talebini inceleyen mahkeme, tarafları davet ederek dinler ve bir ön inceleme yapar

Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi) Talep Etme Süresi Ne Kadardır?

Yargılamanın iadesi, farklı hak düşürücü sürelere ve başlangıç tarihlerine tabi tutulmuştur. Kanun’da yargılamanın iadesi kural olarak üç ay ve har halükarda yenileme talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.

Esasında kanunda sınırlı olarak sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin hemen hemen hepsinde öngörülen hak düşürücü süreler aynı olmakla birlikte, bu sürelerin başlangıç tarihleri farklılık gösterebilmektedir. Bu husus HMK m.377’de ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. Bu hükme göre yargılamanın iadesi süreleri:

  • Mahkemenin kanuna uygun olarak kurulmamış olduğunun öğrenildiği,
  • Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması yahut vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması hallerinde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu,
  • Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı,
  • HMK m.375/1’nin (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı,
  • Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu,
  • HMK m.375/1-i’de sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği tarihlerden itibaren başladığı kabul edilmektedir.

Öte yandan, yargılamanın iadesi sebeplerinden, bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması halinde öngörülen yargılamanın iadesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.

Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi) Talebinin İncelenmesi

Yargılamanın yenilenmesi talebi, kararı vermiş olan mahkemeye yapılır. Burada karar veren mahkeme esas alınmıştır. Bu nedenle Yargıtay’ın onama yahut bozma kararına karşı, o kararı veren Yargıtay Dairesine karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Zira, yargılamanın yenilenmesinde amaç hükmün doğruluğunun denetiminin sağlanması değil; ağır hata nedeniyle verilmiş hükmün kaldırılmasıdır.

Mahkeme, dayanılan sebebin niteliğine göre yargılamanın iadesi talebinde bulunandan karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak uygun bir miktar teminat göstermesini isteyebilir. (HMK m. 378/2) Yargılamanın yenilenmesi talebini inceleyen mahkeme, tarafları davet ederek dinler ve bir ön inceleme yapar. Bu ön incelemede;

  • Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
  • Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
  • İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceler.

Bunlardan birinin eksikliği halinde talep ve dava esasa girmeden usulden reddedilir. Eğer yargılamanın yenilenmesinin dinlenile bilirlik koşulları varsa mahkeme, sebebin incelemesine geçecektir. Eğer bu sebeplerin varlığını davacı ispat edemezse dava reddedilir. İnceleme sonunda, dayanılan yargılamanın iadesi sebebi sabit görülürse, yeniden yargılama yapılarak ortaya çıkacak duruma göre verilmiş olan karar onanır veya kısmen yahut tamamen değiştirilir. Ancak, davacının açık veya zımni muvafakati olmaksızın vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması yahut kesin hükme rağmen ikinci dava açılmış ve o karar da kesinleşmişse, bu iki durumda başka bir inceleme yapılmaksızın hüküm iptal edilir.

Yargılamanın iadesi davası, hükmün icrasını durdurmaz. Ancak dava veya hükmün niteliğine ve diğer hâllere göre talep üzerine icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa, yargılamanın iadesi talebinde bulunan kimseden teminat alınmak şartıyla iade talebini inceleyen mahkemece icranın durdurulması kararı verilebilir. Yargılamanın iadesi sebebi bir mahkeme kararına dayanıyorsa bu takdirde teminat istenmez. (HMK m.381) Yargılanmanın iadesi talebi bir dava olarak açılıp görüldüğünden, dava hakkında mahkemenin verdiği karara karşı süresi içerisinde yukarıda sayılan diğer koşulların da varlığı halinde olağan kanun yollarına başvurulabilir.

hukuk davalarinda olaganustu kanun yollarina nasil basvurulur
hukuk davalarinda olaganustu kanun yollarina nasil basvurulur

Kanun Yararına Temyiz Nedir?

Olağanüstü kanun yollarından bir diğeri ise kanun yararına temyizdir. Bu müessese Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.363’te ayrıntılı bir şekilde düzenlenmektedir. Bu hükme göre, ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, kanun yararına temyiz yolu öngörülmektedir. Bir kararın kanun yolu denetiminde geçmeksizin kesinleşmesi iki şekilde mümkündür:

  • Bunlardan birincisi, verilen nihai karara karşı kanun yoluna mümkün olmaması ve kararın verildiği andan itibaren kesin olmasıdır.
  • İkincisi ise, karara karşı temyiz yolu açık olmasına rağmen taraflar bu yola başvurmamış olmalarıdır.

Her iki halde de, Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşmiş olan kararlara karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilmektedir. Her ne kadar kanun yararına temyiz HMK’da kanun yolları içerisinde düzenlenmiş olsa da, kanun yararına temyiz olağan ve normal bir kanun yolu değildir. Bu yola kesinleşmiş hükümlere karşı başvurulduğundan olağanüstü kanun yoludur.

Kanun Yararına Temyize Kimler Başvurabilir?

Kanun yararına temyize kimlerin başvurabileceği HMK m.363’te düzenlenmektedir. Bu hükme göre yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek;

  • Adalet Bakanlığı veya
  • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilir.

Adalet Bakanlığı yahut Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kanun yararına temyiz yoluna kendiliğinden başvurabileceği gibi, ilgililerin talebi üzerine de başvurulabilir.

Kanun Yararına Temyizin Dava Dosyasına Etkisi Nedir?

Kanun yararına temyiz yolu ile Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşmiş kararların yargı ve hukuka güven adına bozulması sağlanmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, verilen hükmün taraflar bakımından değişmemesidir. Kanun yoluna temyizde asıl amaç kesinleşmiş olmasına rağmen yürürlükteki hukuka ve mantığa aykırı kararların bozularak Resmi Gazete ’de yayınlanması ve bu sayede bu tür kararların verilmesinin önüne geçilmesidir.

Kanun yararına temyiz, sadece örnek niteliği taşımakta ve hukuki bir yanlışlığı tespit etmektedir. Ancak, bu yol verilen kararın hukuki sonuçlarını değiştirmemekte, tarafların lehine yahut aleyhine hiçbir sonuç doğurmamaktadır. Hukuk davalarında olağanüstü kanun yolları hususunda profesyonel bir destek alınması gerekiyor. Kadim Hukuk ve Danışmanlık uzman tecrübeli ekipleri ile size gerekli olan desteği verecektir. Gerekli olan tüm hukuki yolların aranması ve hakkınızın korunması için uygun başvurular kesintisiz olarak yapılacaktır.

Yorum Gönderin

haline munasip evin haczedilmezligi

Haline Münasip Evin (Mesken) Haczedilmezliği

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

kirayi elden verme cezasi

Kirayı Elden Verme Cezası ve İspatı

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

kilometresi dusurulmus arac davasi

Kilometresi Düşürülmüş Araç Davası ve Tazminat Hakkı

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık