Haline münasip ev: yerel örf ve adete göre bir kimsenin yaşamını sürdürebilmesi için barınma ve gereksinimlerini karşılaması için gerekli görülen yerdir. Haline münasip evin tespitinde borçlunun ekonomik durumu ve sosyal statüsü göz önünde tutulmaktadır. İcra ve İflas İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 82’nci maddesinde borçluya ait bazı hak ve alacaklarının haczinin mümkün olmadığı düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemenin birinci fıkrasının 12’nci bendine göre borçlunun haline münasip evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Bir evin borçlunun haline münasip olup olmadığı, somut olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Özellikle borçlunun kendisi ve onunla yaşayanların durumu göz önüne alınarak bir değerlendirmenin yapılması uygun olur: “Bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir ” Yargıtay 8. HD., E. 2014/20570 K. 2016/253 T. 18.01.2016.
Borçlunun evinin haline münasipliği olup olmadığının tespiti hususunda icra müdürünün takdir yetkisi vardır. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 82’nci maddesinin son fıkrasında bu husus açıkça ifade edilmiştir. İcra müdürünün takdir yetkisini duruma uygun olarak kullanması gerekir. İcra müdürünün takdir yetkisini duruma uygun kullanmaması halinde, icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulabilir. İcra müdürü tarafından borçlunun haline münasip evi haczedilirse, borçlu, haczedilmezlik iddiasıyla şikayet yoluna başvurabilir. Uygulamada bu durum “meskeniyet şikayeti (itirazı)” denir. Yargı kararlarına göre borçlunun haline münasip evin haczedilmezliğine ilişkin kural kamu düzeniyle ilgili kabul edilmediği için, şikayetin yedi günlük süre içinde, icra mahkemesine yapılması gerekir. Haciz, borçluya ait mal hak ve alacaklara icra dairesi tarafından hukuken el konulması olduğu için, haline münasip evin haczedilemezliği kural olarak borçlu tarafından ileri sürülmelidir. Ancak borçlu dışında o evde yaşayanların meskeniyet şikayetinde bulunup bulunamayacağının tespiti önem arz eder.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi Caiz Olmayan Mallar ve Haklar” başlığı altında 12. Fıkrada “Borçlunun haline münasip evi” olarak borçlunun haczedilmeyen mallarından birisinin de haline münasip ev olduğu belirtilmiştir. Yasa koyucunun bu maddeyi koymasının sebebi, Anayasa’da yer alan herkesin yaşama ve kendisini geliştirme hakkına sahip olduğu 17. Maddedir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda haline münasip evin (meskenin) haczedilmezliğinden bahsedeceğiz.
Haline Münasip Ev Nedir?
Haline münasip ev, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi Caiz Olmayan Mallar ve Haklar” başlığı altında 12. Fıkrasında düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre borçlu hakkında icra takibinden sonra borcunu ödemediği halde haciz talebi gönderilirse, haline münasip evinin haczinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ev ile kast edilen kişinin barınma ihtiyacını yerine getirmesini sağlayan meskendir. Bu meskenin barınak olması mümkün olduğu gibi yalı olması da mümkündür.
Yargıtay’ın genel içtihatlarına göre haline münasip ev belirlenirken borçlunun gelir durumu, aile yapısı ve ailesinin de ihtiyaçları göz önünde bulundurulacaktır. Aile ise kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerdir. Meskenin tespit edilemediği bir durumda ise hakim tarafından dosya bilirkişi incelemesine gönderilecek ya da keşif incelemesi yapılacaktır. Haline münasip evlere örnek vermek gerekirse;
- Villa,
- Kulübe,
- Ağaç ev,
- Malikane,
- Baraka,
- Çadır,
- Müstakil ev,
- Yüzen ev,
- Betonarme bina,
- Apartman dairesi,
- Taş ev,
- Bağ evi,
- Dubleks ya da tripleks evler, vs.
Kanunda geçen “hâline münasip ev”in ne olduğu borçlunun aylık geliri, sosyal statüsü, aile fertlerinin sayısı itibarıyla küçük veya büyük bir eve ihtiyacı olup olmadığı gibi veriler dikkate alınıp incelenerek tespit edilmelidir. Örneğin borçlu ve ailesi bakımından makul ölçüleri aşan oda ve salona sahip olan ve ikamet için zorunlu öğeleri aşan yerler maddede belirtilen “hâline münasip ev” kriterinin dışında kalır. Borçlunun görev ve sıfatı da tek başına az önce belirtilen nitelikleri aşan görkemli bir evde ikamet etmesini gerektirmez. Bu konuda Yargıtay farklı yönde kararlar vermiştir. Yargıtay eski bir kararında borcunu ödemekle yükümlü olan borçlunun mütevazi bir hayat sürmesinin, meskenini bu şartlar dahilinde seçmesinin gerekeceğini; mahcuz üzerindeki haczedilmezlik iddiasının bu açıdan incelenmesi gerektiğini ifade etmiştir18.
Yargıtay daha sonra vermiş olduğu kararlarında ise borçlunun mevcut sosyal statüsünden daha kötü bir hâle gelmesine neden olunamayacağını, dolayısıyla örneğin şehir merkezinden uzak bir yerde ya da gecekondu bölgesinde oturmaya zorlanamayacağını dile getirmiştir. Kanımızca da Yargıtay’ın yeni tarihli kararları daha doğrudur. Nitekim Kanun’da da borçlunun “hâline münasip” evinin haczedilemeyeceği ifade edilmiştir. Bununla birlikte bu konuda abartıya da kaçılmamalıdır. Bu anlamada olmak üzere borcunu ödemeyerek icra takibine maruz kalan ve alacaklının hakkına kavuşmasını engelleyen borçlunun borcundan önceki lüks ve görkemli yaşantısını devam ettirmesi de kabul edilemez.
Kural olarak bir icra takibinin kesinleşmesine rağmen borcun ödenmemesi halinde borçluya karşı haciz talebinde bulunulur. Borçlu kendisine yöneltilen haciz nedeniyle tüm mal varlığı ile sorumlu olacaktır. Ancak bazı mallar açısından bu sorumluluk azalmaktadır. Bu durum kamu düzeninin bir gereği olup borçlunun düşmüş duruma gelmesinin önüne geçmek amacıyla getirilmiştir.

Haline Münasip Evin Haczine İtiraz
İcra İflas Kanunu’nun 82. Maddesine göre, icra memuru haczi talep edilen mal ya da hak üzerinde haczin caiz olup olmadığı hususunda değerlendirme yapar ve talebin kabulüne karar verebileceği gibi reddine de karar verebilir. Bu karara karşı borçlunun haline münasip evi üzerine haciz konulabilir. Ancak haline münasip bir ev üzerinde haciz konulmasına karşı itiraz yoluna başvurulmalıdır. Aynı kanunun devamı maddelerine göre, itiraz süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür.
Uygulamada buna meskeniyet şikayeti adı da verilmektedir. Nitekim bu şikayet İcra İflas Kanunu’nun 16. Maddesi kapsamında bir şikayettir. Borçlu 7 gün içinde şikayet yoluna başvurmazsa şikayet hakkından da vazgeçmiş sayılacaktır. Şikayet İcra Hukuk Mahkemesi’ne yapılır ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı dava açılır.
Borçlunun Haline Münasip Evinin Haczedilmezliği
Haline münasip bir evin haczedilmezliği ilkesi 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 12. fıkrasında düzenlenmiştir. Maddede yer alan haline münasip evin tespiti kişinin sosyo-ekonomik durumuna ve ailesine bakılarak belirlenir. Dolayısıyla kişinin ailesinin de bu hususta önemi bulunmaktadır. Haline münasip ev ile kastedilen kişinin yaşamasını sürdürebilmesi yani barınabilmesi için ihtiyaçlarını karşılayacak meskendir.
Kişinin ailesi ile kast edilen yalnızca eşi ve çocukları değildir. Aralarında akrabalık ilişkisi bulunmasa dahi kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler aile kavramı içerisinde sayılmaktadır. Kişinin meskeninin haczedilmemesinin nedeni borçlunun düşkün duruma düşmesinin önüne geçmektir. Nitekim kişi borçlarını ödeyebilmek için evinden dahi olursa ailesi ile birlikte sokağa düşecek bu da aile bütünlüğünün korunmasını engelleyecektir. Nitekim sosyal hukuk düzeninde kişinin bütün mal varlığının elinden alınması çalışma kabiliyetini de etkileyeceğinden borcunun tamamını ödeyemeyecek hale dahi düşebilecektir. Bu nedenle borçlunun haczedilmeyen malları bulunmaktadır ve haline münasip evi de bunlardan birisidir.
Haline Münasip Evde İpotek
Haline münasip bir ev üzerinde ipotek tesis edilmiş olması mümkündür. Yargıtay’ın bu hususta çeşitli emsal kararları bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi ise, borçlu olan kişinin ipotek ettirdiği taşınmazının sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şart ipoteğin 3 tür zorunlu krediden birisi olması gerektiğidir. Nitekim aksi takdirde borçlu olan kişi haczedilmezlik şikayetinden feragat etmiş sayılacaktır. Bu 3 zorunlu kredi ise şu şekilde sıralanabilir:
- Mesken kredisi,
- Esnaf kredisi,
- Zirai kredi.
Haline Münasip Evin Haczedilmezliği Dilekçe Örneği
(…) Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi’ne
Davacı: Ad-Soyad (T.C.: ) (Adres)
Davalı: Sosyal Güvenlik Kurumu
Konu: Meskeniyet şikayeti talebimiz ve haczedilmez mala uygulanan haczin kaldırılması talebimizi havidir.
Açıklamalar
- Davalı kurum tarafından, müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmaksızın e-haciz talebi ile müvekkilin haline münasip konutuna İcra İflas Kanunu’nun 82/12. Maddesine aykırı olarak haciz şerhi işlenmiştir. Daha öncesinde müvekkile herhangi bir ödeme emri ya da haciz ihbarnamesi tebliğ edilmemiş olup müvekkilimiz haricen söz konusu hacizlerden (…) tarihinde haberdar olmuştur.
- Müvekkilimizin haline münasip evi dışında adına kayıtlı başkaca bir taşınmazı bulunmamaktadır.
- Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, müvekkilimizin meskeniyet iddiasında bulunduğu yer haline münasip bir evdir. (Evin durumundan, aile fertleri için zaruri olduğundan bahsedilir.) Müvekkilin haline münasip evi dışında barınma ihtiyacını karşılayabileceği bir yer yoktur. (Buna ilişkin ek açıklamalar.)
- (Yargıtay kararları ile söz konusu açıklamalar desteklenir.)
Hal böyleyken müvekkilin (…) ili (…) ilçesi (…) mahallesi (…) ada (…) parselde yer alan haline münasip taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması için işbu davanın açılma zarureti hasıl olmuştur.
Hukuki Nedenler: İİK, TBK, HMK ve sair mevzuat.
Hukuki Deliller: Tapu kayıtları, MERNİS kayıtları, keşif, bilirkişi, tanık ve sair her türlü yasal delil.
Netice ve Talep: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, sayın Mahkemenizce de resen göz önünde bulundurulacak hususlar dikkate alındığında;
- Müvekkilin meskeniyet iddiasının kabulüne,
- Söz konusu taşınmaz ev üzerindeki haczin kaldırılmasına,
- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına,
Karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. (Tarih)
Davacı Vekili
Av. Umur YILDIRIM