Evlilik sözleşmesi, aile içi işleyişi, eşlerin birbirlerine karşı konumunu, malların paylaşımını ve gelir ve giderlerin nasıl olacağını belirleyen, eşlerin iradelerine dayalı kurulan sözleşmedir. Evlilik sözleşmelerinin asıl önemi boşanma sonrası mal paylaşımının nasıl yapılacağını belirlemesidir. Evlilik sözleşmesi, eşlerin birbirlerine olan davranışlarının bir taahhüdü değil, sadece malvarlıklarını düzenlemek için yapılan bir sözleşmedir. Evlilik sözleşmesinin kanundaki karşılığı mal rejimi sözleşmesi olup halk arasında çoğunlukla evlilik sözleşmesi tabiri kullanıldığından biz de evlilik sözleşmesi ifadesine de yer vermiş bulunuyoruz. Kanun koyucu dört çeşit mal rejimine yer vermiştir. Bunlar şu şekildedir:
- Edinilmiş mallara katılma rejimi: TMK’da kabul edilen yasal mal rejimidir. Yani eşler, evlilik sözleşmesi yaparak aralarındaki mal rejimini belirlemedikleri takdirde kanunen aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi olduğu kabul edilmektedir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin evlilik süresince edinmiş oldukları mallar kimin üzerine alınmış olursa olsun, eşlerin ortak malı olarak kabul edilmektedir.
- Mal ayrılığı rejimi: Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Bir diğer ifadeyle hangi mal kime aitse boşanma sonrasında da o malın maliki olmaya devam etmektedir.
- Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi: Paylaşmalı mal ayrılığı, mal ayrılığının özel bir türü olup bu rejim türünde de eşler boşanmadan sonra kendilerine ait mallara sahip olmaya devam etmektedirler. Ancak burada diğer mal rejimlerinden farklı olarak kısmi bir tasfiye süreci söz konusudur. Yani bu rejim türünde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır. Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi sona erdiğinde, üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer önlemler yanında, eşine payının ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteyebilir.
- Mal ortaklığı rejimi: Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar. Bu rejim türünde eşler, ister ortak mal ister kişisel mal bütün mallara ortak olurlar.
Evlilik sözleşmesi; eşlerin kanunun izin verdiği sınırlar içerisinde mal rejimine ilişkin hükümler hakkında düzenlemeler getiren, resmi şekil şartına bağlı iki taraflı hukuki işleme denir. Mal rejimi sözleşmesi kural olarak resmi şekilde yapılmalıdır. Evlilik sözleşmesi, halk arasında mal rejimi sözleşmesi olarak bilir. Diğer bir anlatımla; tarafların evlilik birliğini kurmadan önce aralarında anlaşarak, boşanmanın sonuçlarını belirledikleri sözleşme olarak bilinir.
Evlilik Sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi) Nedir?
Evlilik sözleşmesi, evli veya yeni evlenecek çiftlerin evlilik aşamasında ve gelecekte evliliklerinin sona ermesi durumunda malların nasıl paylaşılacağını düzenlendikleri bir sözleşmedir. Esasen çiftlerin sahip oldukları malların paylaştırılması konusunda anlaşmaya varılmasına dayanır. Evlilik sözleşmesi Türk Medeni Hukuku’nda mal rejimi sözleşmesi şeklinde geçer. Bu sözleşme çokça karşılaşılan ve gelecekte yaşanabilecek mal paylaşımı problemlerini çözmeye yarar.
Günümüz toplumunda evlilikler ne yazık ki uzun ömürlü olamamaktadır. Bu nedenle, ülkemizde önemli bir sosyolojik olgu hâline gelen boşanma, yaşanan hukukî süreçte bazı ihtilâfları da beraberinde getirmiştir. Boşanma sonrası maddî – manevî tazminat talebi, nafakalar, velâyet gibi sorunların yanı sıra evlilik birliği süresince edinilen malların ne şekilde paylaşılacağı daha açık anlatımla mal rejiminin tasfiyesi, hukuk uygulamasının önemli meselelerinden bir haline gelmiştir.
Evlilik birliği kurulmadan önce yahut evlilik devam ederken eşlerin, sahip oldukları malvarlığı üzerindeki hak ve yükümlülükleri ile evlilik son bulduğunda bu değerler üzerindeki tasarrufları düzenleyen kurallar bütünü mal rejimi olarak adlandırılır. Bununla birlikte, mal rejimi sözleşmeleri (evlilik sözleşmeleri) ise, uygulanacak mal rejiminin seçimi ve/veya değiştirilmesi amacına yönelik hukukî işlem olarak tanımlanmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, evlilik sözleşmelerinin, eşlerin birbirlerine olan davranışlarının bir taahhüdü değil, sadece malvarlıklarını düzenlemek için yapılan bir sözleşme olduğudur.
Türkiye’de Evlilik Sözleşmeleri
22 Kasım 2001 kabul tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 1 Ocak 2002’de yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren bu kanunun 202-282’nci maddeleri arasında mal rejimi tipleri ve bunların ayrıntıları düzenlenmiştir. Kanun koyucu bu hükümlerde dört çeşit mal rejimine yer vermiştir. Bunlar şu şekildedir:
- Edinilmiş mallara katılma rejimi: TMK’da kabul edilen yasal mal rejimidir. Yani eşler, evlilik sözleşmesi yaparak aralarındaki mal rejimini belirlemedikleri takdirde kanunen aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi olduğu kabul edilmektedir.
- Mal ayrılığı rejimi: Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Bir diğer ifadeyle hangi mal kime aitse boşanma sonrasında da o malın maliki olmaya devam etmektedir.
- Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi: Paylaşmalı mal ayrılığı, mal ayrılığının özel bir türü olup bu rejim türünde de eşler boşanmadan sonra kendilerine ait mallara sahip olmaya devam etmektedirler. Ancak burada diğer mal rejimlerinden farklı olarak kısmi bir tasfiye süreci söz konusudur. Yani bu rejim türünde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır. Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi sona erdiğinde, üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer önlemler yanında, eşine payının ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteyebilir.
- Mal ortaklığı rejimi: Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar. Bu rejim türünde eşler, ister ortak mal ister kişisel mal bütün mallara ortak olurlar.
Eşlerin farklı ailevi ve ekonomik ihtiyaçlarının olması sebebiyle kanun koyucu, eşlere, ihtiyaçlarına uygun olabilecek seçimlik bir mal rejimini seçme ve gerektiğinde içeriğini sınırlı da olsa değiştirme imkanını tanımıştır. Eşler mal rejimi sözleşmesi yaparak mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimlerinden birini seçebilirler. Ancak bunu yapmadıkları müddetçe yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar. Mal rejimi sözleşmesinde bilinenin aksine eşler yeni bir rejim ortaya çıkarmamaktadır. Kanunda düzenlenen mal rejimlerinden birini tercih etmektedirler. Bununla beraber kanunda çizilen sınırlarla söz konusu rejimler üzerinde değişiklik yapma imkanı tanınmıştır. Ancak bu değişiklik kanunda çizilen sınırlara tabiidir. Taraflar bu sınırlar içerisinde değişiklik yapabilmektedir.
Evlilik Sözleşmesi Pratik Bilgi
Evlilik sözleşmesi, evli veya evlenecek çiftlerin evlilik aşamasında ve gelecekte evliliklerinin bitmesi durumuna karşılık sıklıkla imzaladıkları bir sözleşmedir. Esasen çiftlerin sahip oldukları malların paylaştırılması konusunda anlaşmaya varılmasına dayanır. Evlilik sözleşmesi Türk Medeni Hukuku’nda mal rejimi sözleşmesi şeklinde geçer. Bu sözleşme çokça karşılaşılan ve gelecekte yaşanabilecek mal paylaşımı problemlerini çözmeye yarar. Aşağıda detaylıca açıklayacak olsa da kısaca evlilik sözleşmesini bir tablo ile konuyu kısaca özetlemek isteriz. Tablonun ayrıntıları ise yazının devamında yer alıyor.
Evlilik Sözleşmesi – Mal Rejimi Sözleşmesi | |
Evlilik sözleşmesi çeşitleri | Mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimlerinden biri seçilebilir. |
Yapmak zorunlu mudur? | Zorunlu değildir. |
Yapılmazsa ne olur? | Yapılmazsa edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olunur. |
Nasıl yapılır? | Evlenirken nikah dairesine bildirimle veya sonradan evlilik sözleşmesi ile noterde yapılır. |
Ne zaman yapılır? | Zaman sınırlaması yoktur. |
Nafaka belirlenebilir mi? | Evlilik sözleşmesine nafaka ile ilgili hüküm konulamaz. |
Şarta bağlı yapılabilir mi? | Şarta bağlı yapılamaz. |
Kimler yapabilir? | Ayırt etme gücüne sahip eşler bu sözleşmeyi yapabilir. |
Ölüm halinde geçerli midir? | Ölüm halinde geçerliliğini korur ve paylaşım sözleşmeye göre yapılır. |
Mirası etkiler mi? | Miras paylaşımını dolaylı olarak etkiler. |
Masrafları nelerdir? | Noter ücreti ve kırtasiye giderleri vardır. Avukat yardımı alınırsa avukat ücreti ödenir. |
Sonradan değiştirilebilir mi? | Eşler tekrar aynı prosedürü izleyerek yeni bir sözleşme yapabilir ve seçtikleri mal rejimini değiştirebilir. |
Eşlerden biri tek başına değiştirebilir mi? | Haklı nedenlerin varlığı halinde hakimden bu değişimi eşlerden biri kendi başına talep edebilir. |
Evlilik Sözleşmesini Kimler Yapabilir?
Evlilik sözleşmesi TMK m.204/1 uyarınca, ayırt etme gücüne sahip herkes tarafından yapılabilmektedir. Evlenecek olan kişinin küçük veya kısıtlı olması halinde, küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin izni ve gerektiğinde yasal temsilcisinin imzasıyla mal rejimi sözleşmesini yapabilir. Eşlerden birinin ayırt etme gücüne sahip olmaması halinde, mal rejimi sözleşmesi yapılamaz. Eş, daha sonradan ayırt etme gücünü kaybetmişse, ayırt etme gücü olmayan eşin yasal temsilcisi, mahkemeden mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesini talep edebilir (TMK m. 206/2). Bu durumda diğer eş de mal ayrılığına karar verilmesi için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
Öte yandan, mal rejimi sözleşmesi yapmak kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan yasal temsilci doğrudan doğruya mal rejimi sözleşmesinin tarafı olamaz. Aynı şekilde, iradi temsilci de mal rejimi sözleşmesini eşlerden biri adına yapamaz. Ancak gerektiğinde yasal temsilcilere de imzalatılması zorunludur. Evlenme esnasında hangi mal rejimini seçildiğinin beyan edilmemesi evlenmeye engel değildir. Taraflar evlendikleri esnada mal rejimi tercihi yapmasalar da evlenebilirler. Çünkü tercih yapılmadığında edinilmiş mallara katılım rejimine tabii olacakları kanunda karine olarak düzenlenmiştir.
Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yapılabilir?
Mal rejimi sözleşmeleri evlilik içerisinde yapılabileceği gibi evlenmeden önce yani nişanlılık döneminde de yapılabilmektedir. Nişanlılar, evlenme başvurusu sırasında da hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler. Bu halde nişanlılar sadece aralarında geçerli olacak mal rejimini belirleyebilirler, yoksa içeriğine ilişkin düzenlemeyi evlendirme memuru huzurunda yapamazlar. Nişanlılar arasında yapılan mal rejimi sözleşmesi, evlenme geciktirici koşuluna bağlı hukukî işlem olarak vasıflandırılır. Yani yapılacak evlilik sözleşmesi nişanlıların evlenmesi halinde geçerli hale gelir. Öte yandan, nişan evlilik dışında başka bir sebepten ötürü bozulursa, nişanlılık döneminde yapılan evlilik sözleşmesinin herhangi bir geçerliliği olmayacaktır.
Mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi), ileriye dönük olarak etki göstermektedir. Evlilik birliğinin kurulmasından önce yahut evlenme başvurusu sırasında yazılı bir bildirim yapılarak seçilen mal rejimi evlilik birliğinin başlangıcından itibaren etki gösterecektir. Kural olarak mal rejimi eşlerden birinin ölümü veya boşanma ile sona ermektedir. Bu kural mal rejimi sözleşmesi için de geçerli olacaktır. Bunun yanında eşler evlilik birliği içerisinde de daha önce imzalamış oldukları evlilik sözleşmesinde değişiklik yapma imkanına sahiptirler. Bu durumda eski evlilik sözleşmesi, yeni evlilik sözleşmesinin kurulmasıyla beraber sona erecektir. Böylesi bir durumda da yeni evlilik sözleşmesi, sözleşmenin kurulmasından sonra edinilmiş olan malları kapsayacak, daha önce edinilmiş mallar içinse önceki evlilik sözleşmesi koşulları geçerli olacaktır.
Evlilik Sözleşmesinde Şekil Şartı
Eşlerin çıkarlarının korunması, mal rejimi konusundaki ihtilaflarda ispat kolaylığı ve açıklığı sağlanması açısından, mal rejimi sözleşmesi şekil şartına bağlanmıştır. Buna göre, mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama biçiminde yapılması gerekmektedir. (TMK m.205/1). Başka bir makam, mal rejimi sözleşmesini onaylayamaz veya tescil edemez. Bununla beraber Türk Konsolosluklarının noter yetkisi bulunduğundan bu sözleşmelerin konsolosluklarda da yapılabileceği kabul görmektedir.
TMK m. 205’te şekil şartı olarak mal rejimi sözleşmelerinin noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılacağı öngörülmüş olmakla birlikte, maddenin ikinci cümlesinde tarafların evlenme esnasında evlenme memuruna hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Aynı şekilde, Evlendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Ek Madde 1,3 ve 4. fıkralarında evlenecek kişilerin hangi mal rejimini seçtiklerini evlendirme memuruna yazılı olarak verebilecekleri öngörülmüştür; ancak evlendirme memurunun seçilen rejimi onaylaması veya düzenlemesi söz konusu değildir. Evlendirme memuru, daha önce düzenlenmiş veya onaylanmış belgeyi evlenme kütüğünde ilgili alana yazacak ve ilgili Nüfus Müdürlüğü’ne gönderecektir.
Evlilik Sözleşmesi Yapılması Zorunlu Mudur?
Her sözleşmede olduğu gibi evlilik sözleşmelerinde de irade serbestisi söz konusudur. Dolayısıyla kanun koyucu evlilik sözleşmesi yapılmasını zorunlu görmemektedir. Eşler zorunlu olmamakla birlikte evlilikten önce yahut evlilik süresince evlilik sözleşmesi yaparak aralarında uygulanacak mal rejimini kanunda hüküm altına alınan, mal ortaklığı, mal ayrılığı ve paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden biri olarak belirleyebilirler. Böyle bir sözleşme yapılmadığı takdirde eşlerin yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” ne tabi olduğu kabul edilmektedir. Hakimin evlilik birliğinin korunması için alacağı tedbirler arasında mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesi için haklı nedenin varlığı halinde re ’sen mal ayrılığına geçişe karar verme imkanı da vardır. (TMK m. 197/2, 195/3, 180)
Evlilik Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi?
Evlilik sözleşmesi, sözleşmeye uyulmadığı takdirde iptal edilebilmektedir. Aynı zamanda iki tarafın da muvafakatiyle sözleşme iptal edilebilir. Ancak uyuşmazlık çıktığında sözleşmenin iptali için mahkeme kararı gerekmektedir. Sözleşmeye aykırılık, taraflardan birinin sözleşme hükümlerine uygun davranmamasıyla ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak evliliğin sona ermesiyle birlikte mal rejimi sözleşmesi de hükümsüz hale gelecektir.
Taraflardan biri evlilik sözleşmesinde öngörülen mal rejimine aykırı davrandığı takdirde evlilik sözleşmesi iptal edilebilmektedir. Örneğin mal ayrılığı rejimi üzerine sözleşme hazırlandığında eşlerden biri diğer eşin malı üzerinde hak iddia ediyorsa bu sözleşme hükümlerine aykırılık anlamına gelmektedir. Yine edinilmiş mallara katılım rejimi benimsendiyse, eşlerden birinin evlilik sırasında alınan mal üzerindeki diğer eşin mülkiyetini tanımadığı takdirde aykırılık söz konusu olacaktır.
Evlilik sözleşmesinin iptal edilmesi için dava açılması gerekmektedir. Açılacak davada görevli mahkeme ise aile mahkemesidir. Evlilik sözleşmesini iptal ettirmek isteyen tarafın, eşlerin son yerleşim yerindeki aile mahkemesine dilekçe vermesi gerekmektedir. Verilecek dilekçede özellikle sözleşmeye aykırı davranışların ayrıntılı biçimde belirtilmesi gerekmektedir.
Evlilik Sözleşmesinin Sonradan Değiştirilmesi Mümkün Müdür?
Nişanlılar veya eşler aralarında Kanun’da yazılı mal rejimlerinden birini seçtikten sonra seçtikleri mal rejiminde kanun koyucunun öngördüğü sınırlara bağlı olarak değişiklik yapabilir yahut kaldırabilirler. Örneğin, eşler malvarlıklarının hangi mal grubuna dahil olacağını, TMK m. 221’deki sınırlar dahilinde farklı bir şekilde düzenleyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan ve edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin, kişisel mal sayılacağını (TMK m. 221/1) veya kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını kararlaştırabilirler (TMK m.221/2).
Bunun yanı sıra, eğer eşler arasındaki rejim mal ortaklığı rejimi ise eşler, ortaklık mallarının kapsamını genişletebilir veya daraltabilirler. (TMK m. 258, 259); fakat kişisel malvarlığının aleyhine edinilmiş malları çoğaltamazlar. Eşler boşanmanın yan sonuçlarını da mal rejimi sözleşmesiyle aralarında belirleyebilirler; fakat TMK m. 184/ b.5 uyarınca böyle bir anlaşmanın geçerliliği hakimin onayına bağlıdır.
Eşlerden Birinin Talebi Üzerine Mal Rejimi Değişikliği
Kural olarak evlilik sözleşmeleri eşlerin ortak iradeleriyle kurulmaktadır. Ancak bazı hallerde eşlerden birinin talebi üzerine mal rejimi değişikliğinin yapılması da mümkündür. Bu haller TMK m.206’da açık bir şekilde düzenlenmekte olup şu şekildedir:
- Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
- Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
- Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
- Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
- Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması. (Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.)
Bu hallerden birinin varlığı halinde Eşlerden birinin talebi üzerine hakim, şartları varsa eşler arasındaki mal rejiminden mal ayrılığına geçilmesine karar verebilir (TMK m. 206/1).
Evlilik Sözleşmesi Hükümleri
Mal rejimi sözleşmesi hükümlerini, evlenmeyle veya eşlerin evlendikten sonra mal rejimi sözleşmesi yapmalarıyla başlar; taraflar arasında kurulan sözleşme kural olarak evliliğin sona ermesine kadar devam eder. Fakat, olağanüstü mal rejiminin (mal ayrılığı – Kanun’dan dolayı veya eşlerden birinin talebi üzerine hakim kararıyla-) ortaya çıkmasıyla veya eşlerin anlaşarak başka bir mal rejimini seçmeleriyle yahut eşlerden birinin haklı sebepler varsa mahkemeden talep etmesiyle de mevcut mal rejimi sözleşmesi sona erer. Olağanüstü mal rejimini düzenleyen hükümler emredici olduğundan, olağanüstü mal rejimi talebinden önceden vazgeçmeye ilişkin olarak yapılacak anlaşmalar geçersizdir.
Nişanlılar arasında kurulan ve hükümlerini evlenme sözleşmesinin kurulmasıyla meydana getirecek mal rejimi sözleşmesi, nişanlıların anlaşmasıyla ortadan kalkar. Eşler belirli bir mal rejimine tabi olacaklarını mal rejimi sözleşmesi ile kararlaştırmışlarsa, bu sözleşmeden tek taraflı olarak dönemezler; eşlerin mevcut mal rejiminden dönebilmeleri, açıkça bu konuda anlaşmaları veya TMK m. 203 ve 205’te öngörülen düzenlemeye göre yeni bir mal rejimi sözleşmesi yapmalarıyla mümkündür.
Mal Rejimi Değişikliğinin Üçüncü Kişilere Etkisi
Mal rejiminin değişmesi, eşler açısından olduğu kadar, eşlerle 3. kişiler arasındaki ilişkiler açısından da önem taşımaktadır. Nitekim, TMK m. 213, mal rejimindeki değişikliklerden üçüncü kişilerin zarar görmeyeceklerini ve üçüncü kişilerin alacakları için başvuracakları malların mal rejimi değişse de mevcut alacaklılar için devam edeceğini açıkça hükme bağlamıştır (TMK m.213/1).
Kendisine bu tür mallar geçmiş olan eş, borçlardan kişisel olarak sorumludur; eş, söz konusu malların borcu ödemeye yetmediğini ispatladığı takdirde, bu ölçüde kendisini sorumluluktan kurtarabilir (TMK m. 213/2). Mal rejimi sözleşmesinin düzenlenmesinin, ileride ortaya çıkabilecek muhtemel hak kayıplarının önüne geçilebilmesi açısından aile hukuku alanında uzman bir hukukçu tarafından gerçekleştirilmesi her iki eş açısından da oldukça önemlidir. Bu nedenle mutlaka uzman bir avukattan yardım alınması önerilmektedir.
Mal Ayrılığı Sözleşmesi Örneği
……………………………ile ………………………arasında, yapılacak/ yapılmış …./…./…./ tarihli evlilik akdi sebebiyle, taraflar Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun verdiği açık yetkiye dayanarak ve evlenme tarihinden geçerli olmak üzere aralarında mal ayrılığı rejimini kabul ettiklerini aşağıda belirtilen yasal sınırlar çerçevesinde beyan etmişlerdir.
- Her birimiz, yasal sınırlar içerisinde, kendisine ait olan kişisel mallarını yönetmek, bunlardan yararlanmak ve tasarruf etmek hakkına sahip olacaktır. Bir diğeri, diğer eşin menkul ve gayrimenkulleri ile kişisel her türlü malvarlığı üzerinde yönetme ve tasarruf hakkına sahip olmayacaktır.
- Her birimizin kişisel kullanımında bulunan eşyalar ile 3. kişilerden gelen manevi ve maddi tazminat alacakları yasal olarak kişisel malları oluşturacak ve diğerinin bu alacaklar üzerinde söz hakkı ve tasarrufu bulunmayacaktır.
- Bağışlamalar, 3. kişilerden gelen miras hak ve payları ile üçüncü kişilerin karşılıksız kazandırmaları kişisel mallar bölümünde yer alacak ve mal ayrılığı prensibi gereği bir diğerinin bunlardan yararlanma, yönetme ve tasarruf etme hakkı bulunmayacaktır.
- Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden, iddiasını ispatla yükümlü olacaktır. Aksi takdirde aidiyeti ispat edilemeyen mallar, paylı mülkiyetimizdeki mallardan sayılacaktır.
- Her eş kendi borçlarından dolayı, kendisine ait mallardan tümüyle sorumlu olacak ve bir diğerini borçlandırıcı tasarruflarda bulunamayacaktır. Her birimiz, evlilik birliğini temsil ve yönetme yetkisine dayanarak yaptığımız borçlardan, bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle yaptığımız borçlardan ve birimiz için kişisel sorumluluk doğuran borçlardan ve üçüncü kişilerle anlaşarak yaptığı borçlardan tamamen kendisi sorumlu olacaktır.
- Her birimizin bir meslek veya sanat icra etmesi durumunda bu meslek ve sanata ilişkin bütün hukuki işlemleri yapma, gelirini kullanma, tasarruf etme hakkı o eşe ait olup, bir diğerinin bu meslek ve sanat icrasıyla ve geliriyle bir ilişkisi ve söz hakkı ile tasarrufu bulunmayacaktır.
- Yönetim giderleri ve evlilik birliğini temsilen yapılan masraflar her bir eşin ortak katılımıyla sağlanacaktır.
- Sosyal Güvenlik veya Sosyal yardım kurumlarınca veya özel sigorta şirketlerince yapılmış olan toptan ödemeler, tazminat ve alacaklar ile işgücü kaybı dolayısıyla ödenen tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik kurumunca veya özel sigorta şirketi tarafından ömür boyu irat bağlanması halinde bu gelirler kişisel mal olarak kabul edilecek ve diğer eşin tasarruf ve yönetme hakkı olmayacaktır.
- Tahvil, bono, resmi senet, repo, borsa, faiz, icra alacakları ve tahsilatları ile banka faizi ve kira geliri gibi irat getiren ve burada sınırlayıcı olarak sayılmayan en geniş anlamdaki tüm kazançlar da mal ayrılığı prensibi gereği kişisel mal varlığı kavramında kabul edilecek ve diğer eşin bu haklar ve alacaklar üzerinde hiç bir şekilde yönetme ve kullanma yetkisi ile tasarrufu bulunmayacaktır.
- Mal rejiminin sona ermesi hâlinde, her birimiz, diğerinin zilyetliğinde bulunan kendine ait mallarını geri alacaktır. Ayrıca üstün yararı olduğunu ispat eden, öteki önlemler yanında, diğerine ait payın ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetimizdeki malın kendisine verilmesini isteyebilecektir.
- Evliliğin iptal veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi halinde, ailenin ortak kullanımına özgülenmiş ve eşler arasında eşit olarak paylaşma konusu olan konutta kalmaya ve ev eşyalarını kullanmaya, ………………………………………. devam edecektir.
- Birimizin ölümü halinde, mal ayrılığı rejimine göre, her bir eşin malları mirasçılarına verilecektir. Taraflar, yasal paylaşmanın değiştirilmesine ilişkin anlaşma yapabilirler.