İstinaf kanun yolu, ilk derece mahkemesinin ceza davası ile ilgili verdiği son kararın (hüküm), üst dereceli bir mahkeme olan bölge adliye mahkemesi tarafından hem maddi vakıa yönünden hem de hukuka aykırılık yönünden yeniden incelenmesini sağlayan olağan kanun yoludur. İlk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlar her zaman için maddi gerçeklik ve hukuka uygunluk bakımlarından doğru olmayabilir. Mahkemelerin verdikleri kararların denetlenmesi ve bu kararların maddi gerçekliğinin ve hukuka uygunluğunun değerlendirilip kontrol edilmesi özellikle ceza yargılamalarında son derece önemlidir. Çünkü ceza yargılaması neticesinde davada sanık olan taraf için bir ceza verilmektedir. Bu nedenle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) istinaf kanun yolu düzenlenmiştir. Ceza davalarında 2 tür olağan kanun yolu vardır. Bunlar;
- İstinaf Kanun Yolu
- Temyiz Kanun Yolu
- İtiraz Kanun Yolu
İstinaf mahkemesi, ikinci derece yani “asıl derece” kanun yoludur. İlk derece mahkemelerinin verdikleri hükümlerin denetlenmesini ve hukuka uygunluğu ele alan kanun yoludur. İlk derece ceza mahkemesinin “hüküm” niteliğindeki kararları aleyhine önce istinaf kanun yoluna sonrada temyiz yolu açıksa Yargıtay’a temyize gidilir. Ceza davaları için istinaf kanun yolu başvuru şartları Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) 272-285 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
İstinaf Nedir?
İstinaf, ilk derece mahkemesi kararlarına karşı üst mahkemelere yapılan bir kanun ve başvuru yoludur. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, sizinle ilgili bir davada ilk derece mahkemesince verilen kararın doğru olmadığını düşünüyorsanız bu karara karşı bir üst mahkeme olan bölge mahkemesinde istinaf yoluna başvurabilirsiniz. Bu durumda, istinaf aynı zamanda ilk derece mahkemesi kararlarının üst derece bölge mahkemeleri tarafından kontrol edilmesi ve denetlenmesi anlamına da gelmektedir. İstinaf mahkemeleri, “Bölge Adliye Mahkemesi Kuruluş Kanunu” ile kurulmuştur. Türkiye’de kurulan ceza davaları istinaf mahkemeleri şunlardır:
- Adana Bölge Adliye Mahkemesi
- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi
- Antalya Bölge Adliye Mahkemesi
- Bursa Bölge Adliye Mahkemesi
- Diyarbakir Bölge Adliye Mahkemesi
- Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi
- Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi
- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi
- İzmir Bölge Adliye Mahkemesi
- Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi
- Konya Bölge Adliye Mahkemesi
- Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi
- Samsun Bölge Adliye Mahkemesi
- Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi
- Van Bölge Adliye Mahkemesi
Tarafı olduğunuz bir davada ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız ve bu karar sizin aleyhinize ise daha doğrusu hak ve menfaatlerinizi olumsuz yönde etkiliyorsa bu karara karşı bölge mahkemesi nezdinde istinaf başvurusunda bulunabilirsiniz. Ceza davalarında son duruşmada karar sizin yüzüne okunur. Buna tefhim denir. Tefhim ile birlikte mahkemeye kararı istinaf edeceğinizi yazdırabilirsiniz. Bu şekilde karar aslında uygulamaya süre tutum diye anılan hususu yapmış olursunuz.
İlk derece ceza mahkemesince verilen “hüküm” niteliğindeki kararlara karşı öncelikle istinaf kanun yoluna gidilir. İstinaf kanun yolu sürecinde verilen hüküm de yeterli görülmezse istinaf aşamasından sonra istinaf mahkemesinin verdiği kararın özelliğine göre şartları varsa “Temyiz Kanun Yolu” için Yargıtay’a başvuru yapılabilir.
İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Nasıl Yapılır?
İstinaf incelemesi yapılabilmesi için, başvuru hakkına sahip olanların talepte bulunması gerekir. Kural olarak istinaf incelemesi kendiliğinden yapılamaz. Ancak cezaların önemi nedeniyle onbeş yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarına ait hükümler, bölge adliye mahkemesince kendiliğinden incelenir. Re’sen istinafta, içtima sonucundaki ceza miktarı değil, her suç için belirlenen ceza miktarı esas alınır. Örneğin, sanığın yağma suçundan 14 yıl, yaralamadan 5 yıl, yasak silah bulundurma suçundan 2 yıl olarak verilen toplam ceza (14+5+2=21 yıl) olsa bile, kendiliğinden inceleme yapılamaz. İstinaf başvurusu;
- Dilekçe yoluyla başvurarak ya da
- Zabıt katibine beyanda bulunarak yapılabilir.
- Bununla birlikte, istinaf kanun yoluna başvuracak kişi tutuklu ise, tutuklu istinaf başvurusunu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne de yapabilir.
İstinaf başvurusu, kararı veren ilk derece ceza mahkemesine istinaf istemini içeren bir istinaf dilekçesi verilerek yapılabilir. İstinaf başvurusu bir dilekçeyle yapılabileceği gibi kararı veren ceza mahkemesinin katibine beyanda bulunularak katibin bu konuyla ilgili tutacağı tutanağın hakim tarafından onaylanması ile de yapılabilir. (CMK 273/1. madde)
Hangi Kararlar İçin İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilir?
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.272’ye göre; “İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, on beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince resen incelenir. Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir.”
Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere ilk derece mahkemeleri tarafından verilen nihai kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Nihai karar, ilk derece mahkemesinin dosyadan elini çektiği ve kendi açısından yargılamayı sonlandırdığı karardır. Yargılamanın tarafları bu karara karşı istinaf kanun yoluna gidebilirler. Ancak yine madde hükmünde belirtildiği üzere hükme esas teşkil eden başka bir deyişle nihai karara etkisi olan ara kararlar için başka bir kanun yolu öngörülmemiş ise mahkeme tarafından verilen bu ara kararlar da nihai karar ile birlikte istinaf edilebilir.
Hangi Kararlar İçin İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamaz?
CMK’ nın 272/3. maddesi uyarınca;
- Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine,
- Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine,
- Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
Söz konusu kararlar için mahiyetleri gereği önemsiz oldukları düşüncesi ile istinaf kanun yoluna başvurulamamaktadır. Bu kararlar verildikleri anda kesin hüküm etkisine sahiptirler. Ancak bu karar bakımından CMK’ nın 309. maddesi uyarınca olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilebilmesi mümkündür.
Kimler İstinaf Kanun Yoluna Başvurabilir?
İstinaf kanun yoluna başvurabilecek olanlar Ceza Muhakemesi Kanunu 273/4 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
- Sanık,
- Katılan,
- Katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş olanlar,
- Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar,
Bu kişiler istinaf dilekçelerinde başvurma nedenlerini göstermemiş olsa bile Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen inceleme yapılır. Örneğin, sanık istinaf dilekçesinde “hükmün istinaf yoluyla incelenmesini talep ediyorum.” dese dahi yeterlidir. Özellikle gerekçeli kararın geç açıklanması durumu çok sık yaşanabildiğinden kişilerin hak kayıplarının önlenmesi adına istinaf istemi önem arz etmektedir. İstinaf isteminde bulunan kişinin istinaf isteminden sonra gerekçelerini belirtmesinde mutlak yarar vardır.
Bununla birlikte, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 273/5 maddesine göre; Cumhuriyet savcısının da istinaf kanun yoluna başvurma yetkisi vardır. Ancak Cumhuriyet savcısı başvuru nedenlerini gerekçeleri ile birlikte yazılı şekilde açıkça sunmak zorundadır. İlgililer, Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusuna karşı 7 gün içinde cevaplarını sunmalıdır.
İstinaf Süresi ve Süreci
İstinaf yoluna başvuru için süre 7 gündür. Bu süre hükmün açıklanması yüze karşı ise, açıklandığı tarihten itibaren başlar. Hükmün açıklanması yoklukta yapılmış ise, sürenin hükmün tebliğ edildiği tarihten itibaren başlaması gerekir. İstinaf başvurusunun süresi içinde yapılması ile hükmün kesinleşmesi engellenmiş olur.
Hakim kararını gerekçeli olarak açıklamadığı durumlarda istinaf isteminde bulunulduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde hakim tarafından gerekçeli kararın açıklanması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısının istinaf kanun yoluna başvurması halinde ilgililerin başvurma tarihinden itibaren istinaf başvurusuna yönelik cevaplarını sunmak için 7 günlük süreleri vardır. Süresi içinde yapılan istinaf başvurusu hükmün kesinleşmesini engellemektedir. Bu durum özellikle sanık bakımından hayati öneme sahiptir.
İlk derece ceza mahkemesi, istinaf başvurusu usulüne uygun yapılmışsa, dava dosyasını doğrudan istinaf mahkemesine gönderir. (CMK 277/2. madde) Dava dosyası doğrudan istinaf mahkemesine gönderildiğinden, istinaf mahkemesi savcılığının Yargıtay’da uygulanan “tebliğname” hazırlama usulü bu aşamada mevcut değildir. Savcılık, dava dosyasına ilişkin görüşünü yazılı bir mütalaa şeklinde veya duruşmada sözlü olarak bildirebilecektir. İşbölümüne göre istinaf mahkemesinin görevli olan ceza dairesi kendisine gelen dava dosyasında herhangi bir tebligat eksiği varsa öncelikle bu eksiklikleri tamamlayacaktır. (CMK 278. madde) Tebligat eksiklikleri giderildikten sonra, ilgili ceza dairesi dava dosyası üzerinden ön inceleme yapar.
Dosyanın Kabul Edilebilirlik İncelemesi
İstinaf başvuru dilekçesi, hükmü veren ilk derece mahkemesine sunulur. Hükmü veren ilk derece mahkemesi öncelikle istinaf başvuru dilekçesi üzerinden ilk inceleme adı verilen kabul edilebilirlik incelemesi yapar. Kabul edilebilirlik incelemesi; bazı açılardan istinafa başvurma imkânı bulunmayan durumların tespit edilerek istinaf isteminin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmeksizin reddedilmesini amaçlamaktadır. Özellikle hükmün kesinleşmeyecek olmasından yarar sağlayabilecek kişiler tarafından hakkın kötüye kullanılmasını engelleme amacı taşır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 276. maddesine göre hükmü veren ilk derece mahkemesi şu durumlarda kabul edilebilirlik incelemesinden sonra istinaf istemini reddeder:
- Başvurunun 7 günlük yasal sürenin geçirilerek yapılması,
- Başvurunun aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacak bir hükme karşı yapılması,
- İstinaf başvurusunun bu başvuru hakkına sahip olmayan bir kişi tarafından yapılması,
hallerinde ilk derece mahkemesi istinaf isteminin reddine karar verir. Kabul edilebilirlik incelemesi neticesinde; istemin reddedilmesi durumunda ilgililer red kararının kendilerine tebliğinden itibaren 7 gün içinde Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurarak bu hususta karar verilmesini isteyebilirler. Hükmü veren ilk derece mahkemesi kabul edilebilirlik incelemesi neticesinde istinaf istemini reddetmezse dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir. İstinaf dilekçesinin bir örneği karşı tarafa tebliğ edilir ve karşı taraf tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yazılı olarak cevap verebilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki ceza davalarında istinaf yolu başvuruları harca tabi değildir.
İstinaf Kanun Yolu Bakımından Eski Hale Getirme
Eski hale getirme kurumu, ceza hukukunda kanunda gösterilen sebeplerle yapılması gereken bir işlemin süresinde yapılmaması durumunda doğacak sonuçları engeller. Sürenin geçirilmemiş gibi olmasını sağlamaktadır. Sürenin kanuni ya da hakimin takdir etmiş olduğu bir süre olması önemli değildir. Ancak kişinin süreyi kaçırma hususunda tamamen kusursuz olması gerekmektedir. Bu sebeple istisnai olarak uygulanmaktadır.
Eski hale getirme için kişinin talep etmesi gerekmektedir, mahkeme kendiliğinden karar veremez. Kişinin eski hale getirme sebeplerinin ortadan kalkmasından itibaren 7 gün içinde mahkemeye başvurması gerekir. Eski hale getirme talebiyle birlikte yapılamamış olan usul işleminin de yapılması gerekir. Dolayısıyla kendi kusuru olmaksızın istinaf etme süresini kaçırmış kişi, kaçırma sebeplerinin ortadan kalkmasından itibaren 7 gün içinde eski hale getirme talebi ile beraber istinaf dilekçesini de vermelidir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nde İnceleme Nasıl Yapılır?
Dosya ilk derece mahkemesince kabul edilebilirlik incelemesinden geçtikten sonra Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesine tevzi edilir. Ancak burada da dosyanın esasına girilmeden önce dosya üzerinden ön inceleme yapılır. Ön inceleme kararı neticesinde;
- Bölge adliye mahkemesinin yetkili olmadığının anlaşılması halinde yetkisizlik kararı verilerek dosya yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir.
- Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, hükmün bölge adliye mahkemesinin inceleme yetkisi bulunmayan kararlardan olduğunun, başvuranın başvuru hakkı olmadığının anlaşılması halinde istinaf başvuru reddedilir. Red kararına karşı itiraz yolu mevcuttur.
Ön inceleme neticesinde yetkisizlik veya red kararı verilmediği hallerde esastan incelemeye geçilir. Esastan inceleme sırasında bölge adliye mahkemesince dosya ve deliller incelenir ve inceleme neticesinde çeşitli kararlar verilebilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280. maddesinde Bölge Adliye Mahkemesinin verebileceği kararlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, Bölge Adliye Mahkemesi yapacağı istinaf incelemesi neticesinde şu kararları verebilir:
- İstinaf başvurusunun esastan reddine (onama),
- Hukuka aykırılıkların düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine,
- İstinaf incelemesi sonunda CMK m.289 da belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin (kesin hukuka aykırılık nedeni-mutlak bozma sebebi gibi) bulunması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine,
- Diğer hallerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemelerine başlanmasına hükmedilebilir.
İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi (Onama)
Bölge Adliye Mahkemesi yaptığı esastan inceleme sonucunda;
- İlk derece mahkemesinin kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı,
- Delil ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı,
- İspat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu,
kanısına varırsa istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermektedir. İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu hüküm Bölge Adliye Mahkemesince onanmış olur. İstinaf başvurusunun dosya üzerinden esastan reddi halinde istinaf isteminde bulunan kişi, koşulları varsa ceza davası için Yargıtay’a temyiz başvurusu yapabilir. Ancak, istinaf mahkemesinin kararı temyiz edilemeyecek kararlardan ise, yerel mahkeme kararı Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile kesinleşir. Bu durumda yalnızca olağanüstü kanun yoluna gidilebilmektedir.
Hukuka Aykırılığın Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde, hukuka aykırılık tespit edilmiş ancak bu hukuka aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmeyecek basit bir hata olarak değerlendirilmişse bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı verilir. Burada amaç, basit hatalar nedeniyle davanın yeniden görülmesine ihtiyaç duyulmaksızın kararın kesinleşmesi sağlanarak yargılamanın makul sürede tamamlanmasıdır. Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddi kararı verilebilmesi şu durumlarda mümkündür: (CMK m.303)
- Olayın daha fazla aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse,
- Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmışsa,
- Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse,
- Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmışsa,
- Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmışsa,
- Türk Ceza Kanunu’nun 61’inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi nedeniyle eksik veya fazla ceza verilmişse,
- Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanunu’na göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa,
- Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde,
- Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hâllerde,
- Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde
Bölge Adliye Mahkemesi hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddi kararı (düzelterek onama) verilebilir.
Hükmün Bozulması Kararı
Hükmün bozulması kararı, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararda hukuka kesin bir aykırılığın mevcudiyetine işaret eder. Hükmün bozulması kararı verildiği hallerde dosya yeniden incelenmek ve hüküm tesis edilmek üzere hükmü veren ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilir. Hükmün bozulması kararı verilecek hukuka aykırılık nedenleri şunlardır:
- Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması,
- Hakimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması,
- Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması,
- Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi,
- Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması,
- Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi,
- Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 284. Maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı ilk derece mahkemesinin direnme yasağı vardır. Bir diğer ifade ile, hükmün bozulması kararı verildiği hallerde ilk derece mahkemesi Bölge Adliye Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararları uygulamama ve kendi kararının doğruluğu konusunda direnemez. Bu konudan yeniden bir hüküm kurması gerekmektedir.
Davanın Yeniden Görülmesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi, yaptığı istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının bozulmasına gerek olmadan yapacağı bir kovuşturmayla kendisinin yeniden bir karar vermesini mümkün görürse, gerekli tedbirler alındıktan sonra davanın yeniden görülmesine karar verilir. Davanın yeniden görülmesi kararı verildiği durumlarda bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı yapar ve yargılamayı kendi bünyesinde yeniden görür.
Duruşma hazırlığı aşamasında, duruşma günü belirlenir ve duruşma için gerekli çağrılar yapılır. Mahkemece gerekli görüldüğü hallerde tanık ve bilirkişi dinlenmesine ve keşif yapılmasına da karar verilebilir. İstinaf kanun yolunun asıl amacının maddi gerçeği ortaya çıkartmak olması bu aşamada tanık ve bilirkişi dinlenmesine ve keşif yapılmasına da olanak tanımaktadır.
Bölge Adliye Mahkemelerinde duruşma aşamasında; görevlendirilen üyenin inceleme raporu, İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü, İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu, Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve raporlar anlatılır ve dinlenilmesine karar verilen tanık ve bilirkişiler çağırılır.
Ayrıca 17.10.2019 da yürürlüğe giren 1. Yargı Paketi ile düzenlendiği üzere “Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmemesi hâlinde duruşmaya devam edilerek sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, 195 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, sanık hakkında verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin verdiği cezadan daha ağır ise, her hâlde sanığın dinlenmesi gerekir.”
Bölge adliye mahkemesince verilen kararların sanık lehine olması halinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar. Böylece lehe verilmiş bölge adliye mahkemesi kararından diğer sanıklar da yararlanmış olur.
İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Nereye Yapılmalıdır?
İstinaf kanun yolu başvurusu, hükmü veren mahkemeye yapılır. Ancak yanılgıyla başka mahkemeye başvurulması hak kaybına neden olmaz. O mahkemenin başvuruyu hükmü veren mahkemeye göndermesi gerekir. Zabıt katibine yapılan beyan tutanağa geçirilir. Tutanağın da hakim tarafından onaylatılması gerekir.
İstinafta aleyhe değiştirme yasağı geçerlidir. Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddi kararı verebilir veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurabilir. Yeniden hüküm kurulması halinde aleyhe bozma yasağı adı verilen yasağa göre; istinaf yoluna yalnızca sanık lehine başvuru yapılmışsa, yeni verilecek hüküm önceki hükümde belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
Temyiz Kanun Yoluna Başvurulabilen Bölge Adliye Mahkemesi Kararları
CMK m.286’da Temyiz Kanun Yolu düzenlenmiştir. Bu hükme göre;
- İstinaf mahkemesinin bozma kararı dışında kalan hükümleri (CMK m.286/1).
- Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararları da hükümle beraber temyiz olunabilir (CMK m.287)
Temyiz Kanun Yoluna Başvurulamayan Bölge Adliye Mahkemesi Kararları
Temyiz edilemeyecek Bölge Adliye Mahkemesi kararları Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre;
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
- Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
- İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272’nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
- Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
- Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
- Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,
Temyiz kanun yoluna götürülemez. Öte yandan, bazı suçlar için yukarıdaki durumlar söz konusu olsa dahi ceza miktarına veya temyiz sınırına bakılmaksızın temyiz kanun yoluna başvurma hakkı vardır. Bu suçlar şu şekildedir:
- Hakaret (TCK m.125)
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (TCK m.213)
- Suç işlemeye tahrik (TCK m.214)
- Suçu ve suçluyu övme (TCK m.215)
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK m.216)
- Kanunlara uymamaya tahrik (TCK m.217)
- Cumhurbaşkanına hakaret (TCK m.299)
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (TCK m.300)
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (TCK m. 301)
- Silahlı örgüt (TCK m.314)
- Halkı askerlikten soğutma (TCK m.318) suçları.
- Terörle Mücadele Kanunu’nun 6’ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan propaganda suçu.
- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32’nci maddesinde yer alan toplantı ve gösteri yürüyüşü suçu.
Söz konusu ise ceza miktarına bakılmaksızın her durumda temyiz kanun yoluna başvurulabilir.
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının İtiraz Yetkisi
Ceza Muhakemesi Kanunu 308/A maddesine göre; Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin vermiş olduğu kararlara karşı itiraz edebilir. İtiraz, resen ya da ilgililerin istemi üzerine kararı veren daireye yapılabilir. Başsavcılığın itiraz süresi kararın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gündür. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı sanık lehine ise itiraz süresi aranmaz.
İtirazın yerinde görüldüğü hallerde kararı veren mahkemece karar düzeltilir. İtirazın yerinde görülmediği hallerde kararı veren ceza dairesi dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir.
Ceza yargılaması sonucunda verilen kararı istinafa taşınması sürecinde profesyonel hukuki desteğe ihtiyaç duyulur. Zira verilen karar artık aleyhe veya lehe ilk derece mahkemesinden çıkmıştır. İstinaf kanun yoluna ceza avukatı ile başvurmanız ileride oluşabilecek hak kayıplarının önüne geçecektir.
İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Temel Farklar Nelerdir?
İstinaf kanun yolu ile temyiz kanun yolu arasındaki temel farklılıkları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Her şeyden önce iki kanun yolu arasında ulaşmak istenilen amaç açısından fark bulunmaktadır. Temyiz kanun yolu adı verilen Yargıtay inceleme ve kararları ile amaçlanan Türk yargısında yeknesaklığın sağlanmasıdır. Başka bir deyişle, Yargıtay yaptığı temyiz incelemesi ile tüm ülkede benzer olaylar için benzer kararlar verilmesini amaçlamaktadır. Çünkü bir hukuk devletinde benzer olaylar için farklı kararlar verilmesi hukuki güvenilirliği zedeleyecek bir durumdur. Bu açıdan Yargıtay hukuka uygunluk denetimi yapar. İstinaf kanun yolunun amacı ise mahkemeler tarafından adil karar verilmesini sağlamaktır. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemeleri hem maddi olay incelemesi yaparak verilen kararın adil olup olmadığını tespit etmiş olur hem de hukuka uygunluk denetimi yaparak kararın doğru verilmesini sağlar. Bölge Adliye Mahkemelerinin yargıda yeknesaklığı sağlamak gibi bir amacı yoktur, asıl amaç somut olaya uygun en adil kararın verilmesi için maddi gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamaktır.
- Yargıtay temyiz incelemesi için önüne gelen dosyalarda yalnızca hukuka uygunluk denetimi yapabilir. Bu açıdan Yargıtay’ın olayın nasıl gerçekleştiğini, doğru olup olmadığını denetleme yetkisi yoktur. Bölge Adliye Mahkemeleri ise istinaf incelemesi yaparken maddi olay incelemesi yaparak maddi gerçekliği de araştırır.
- İstinaf kanun yolunun amacı da göz önüne alındığında Bölge Adliye Mahkemeleri, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararları bozduktan sonra tekrar ilk derece mahkemesine göndermek yerine çoğunlukla davanın yeniden görülmesi kararı verir. Bu karar neticesinde ilgili Bölge Adliye Mahkemesinde dava yeniden görülür. Yargıtay ise bozduğu kararlar için dosyayı kararı veren ilk derece mahkemesine göndermektedir.
- Bölge Adliye Mahkemelerince istinaf incelemesi yapılan dosyalar için delil getirebilme kuralı hâkimdir. Taraflar dosyaya yeni delil getirebilirler. Ancak temyiz incelemesinde yalnızca hukuka uygunluk denetimi yapıldığından dosyada sübut bulmuş delillerden başka delil getirilebilmesi mümkün değildir.
- Yargıtay’da yapılan temyiz incelemesinde hâkim temyiz dilekçesinde yer alan istemlerle bağlıdır, bunlar dışında bir hususu inceleme yetkisi yoktur. İstinaf incelemesinde ise mahkeme istinaf dilekçesi ile belirtilen hususların dışında da re’sen inceleme yapabilir.
- Yargıtay da duruşma yapılması istisnaidir ve talebe bağlıdır. Ancak istinaf incelemesinde duruşma yapılması kural, yapılmaması istisnadır. Bunun yanında mahkeme taleple bağlı değildir.
İstinaf Mahkemesinin Duruşmalı İnceleme Yapılması
İstinaf mahkemesi, dosya üzerinden veya duruşma açarak inceleme yapabilir. Duruşma açması için bir talep olmasına gerek yoktur. Resen kendisi duruşma açabilir. Özellikle belirtelim ki, suç vasfının değişmesi, cezanın azaltılması ve arttırılması, diğer tüm hallerde davanın duruşmalı olarak yeniden görülmesine karar verilir (CMK 280/1-c), Duruşmalı inceleme halinde istinaf mahkemesi iki şekilde karar verebilir:
- İstinaf mahkemesi duruşmalı inceleme neticesinde esastan ret kararı verebilir.
- İstinaf mahkemesi duruşmalı inceleme neticesinde ilk derece mahkemesinin hükmünü kaldırarak kendisi yeniden hüküm kurabilir.
- İncelemenin duruşmalı yapılması halinde artık bozma kararı verilemez. Çünkü, istinaf mahkemesi duruşmalı inceleme halinde bozma kararı yerine hükmü kaldırarak yeni bir karar verme yetkisine sahiptir.
Yine belirtmekte fayda var ki; istinaf mahkemesi duruşmalı inceleme esnasında tanık dinleme, istinabe, keşif, bilirkişi gibi ilk derece mahkemesinde yapılan tüm işlemleri yapabilir. (CMK md. 281/2). Ayrıca, suç vasfının değişmesi halinde uzlaşma işlemlerinin yapılabilmesi için dosyayı ilk derece mahkemesine gönderebilir.
İstinaf İncelemesinde Duruşma Nasıl Yapılır?
- Duruşma açılmasına karar verildiğinde; duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin CMK’nın genel hükümleri uygulanır (CMK 282. madde)
- Duruşmada önce üye hakimin hazırladığı “inceleme raporu” anlatılır (CMK 282/1-a madde)
- Daha sonra ilk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü anlatılır (CMK 282/1-b madde)
- Tanık ifadesi tutanakları, keşif tutanağı, bilirkişi raporu vs. tutanak ve raporlar ile duruşma hazırlığı sırasında toplanan deliller anlatılır (CMK 282/1-c madde)
- Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve raporlar okunur (CMK 282/1-d madde)
- Bölge adliye mahkemesi duruşmasında dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve bilirkişiler çağrılır (CMK 282/1-d madde)
Hukukun tesisi ve hakların korunması açısından istinafın önemi büyüktür. İlk derece mahkemelerinin hukuka uygun olmayan kararları istinaf aşamasında bölge mahkemeleri tarafından tespit edilerek düzetilmekte ya da kaldırılarak yeni bir karar verilebilmektedir. Tecrübeler ilk derece mahkemelerinde aleyhe sonuçlanan davaların istinaf aşamasında lehe çevrilebildiğini göstermektedir. Bu yönüyle istinaf hakların korunması ve iadesi için de önemli bir işlev üstlenmektedir. Bu nedenle istinaf sürecinin büyük bir hassasiyet ve titizlikle yürütülmesi, konunun uzmanı olan avukatlardan profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır.
Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu Emsal Kararlar
Yargıtay 19. Ceza Dairesi, 23.09.2019 tarihli ve 2019/28764 E., 2019/11649 K. sayılı kararı
- Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu
Sanık müdafii tarafından gerekçeli kararın tebliği üzerine süresinde istinaf yoluna gidilmiş olmakla kararın Adana Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesi tarafından incelenmesi gerekirken, istinaf isteminin süre yönünden (usulden) reddine karar verilmesinin yukarıda yazılı mevzuata aykırı olduğu, dolayısıyla kanun yararına bozmaya konu edilen mahkumiyet hükmünün usulüne uygun şekilde kesinleştirilmediği değerlendirilmektedir. Sanığın ve müdafiinin, başvurulacak kanun yolunda açıkça yanıltılmış olması nedeniyle karara karşı istinaf incelemesinin yapılması gerektiği, Adana Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesinin “sanık müdafiinin hukukçu ve avukat olması nedeniyle istinaf süresinin tefhimler başlayacağını bildiği ve mahkemenin hatasından dolayı yanıltılmasının söz konusu olmayacağı” gerekçesiyle vermiş olduğu “istinaf başvurusunun süre yönünden reddi” kararına karşı ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca, itiraz edilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla
İstanbul BAM 17. Ceza Dairesi, 04.03.2019 tarihli ve 2018/560 E., 2019/613 K. sayılı kararı
- Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu
Mahkemece sanık hakkında müştekinin F1 Bankasına ait kredi kartından bilgisi ve rızası dışında harcama yapmak suretiyle yarar sağlama suçundan TCK 245/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile iddianame düzenlendiği, mahkemece yapılan kovuşturma sonucunda CMK 223/2-e maddesi gereğince delil yetersizliği nedeniyle beraatine karar verildiği, müşteki tarafından beraat kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu, Kovuşturma aşamasında iddianame örneği ve duruşma gününün müştekinin aynı zamanda istinaf başvurusunda yer alan adresinde bizzat imzasına tebliğ edildiği, davaya katılma konusunda talebi olduğuna dair dilekçe de ibraz etmediği anlaşılmakla; katılan sıfatını almaması nedeniyle davaya katılmaya ve bu sıfatla bu hükmü istinaf veya temyize yetkisi bulunmadığından CMK’nın 279/1-b. Maddesi gereğince kurulan beraat hükmüne karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığından İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE,