Boşanma davasında yetkili ve görevli mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesidir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde bu davalara HSK tarafından görevlendirilmiş asliye hukuk mahkemesinde aile mahkemesi sıfatıyla bakılır. Asliye hukuk mahkemelerinin aile mahkemesi sıfatıyla bakmamaları bozma sebebidir.
Boşanma davasında yetki ve görev mahkeme, tüm davalarda olduğu gibi dava açılmadan önce araştırılması gereken bir husustur. Zira yanlış mahkemede açılacak dava hem yargılamayı uzatacak hem de davacının yargılama giderlerine mahkum olması sonucunu doğurabilecektir. Bu sebeple boşanma davası açılmadan önceki süreçte ve dava sürecinde uzman bir boşanma avukatından hukuki destek alınması kişilerin yararına olacaktır. Bu makalemizde Kadim Hukuk ve danışmanlık olarak boşanma davasında yetkili ve görevli mahkeme hususunu açıklayacağız.
Boşanma Davasında Yetki
Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, TMK m. 168’de özel olarak düzenlenmiştir. TMK m. 168 uyarınca, “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” Kanunda özel hüküm bulunması nedeniyle boşanma ve ayrılık davalarında bu madde ki hüküm uygulanmalıdır. Hükme göre boşanma davası iki yerde açılabilecektir. Bunlar:
- Eşlerden birinin yerleşim yeri,
- Eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Boşanma davasında yetki hükmünde davacı veya davalı şeklinde bir ayrım yapılmadığından dava, davacının yerleşim yerinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yerinde de açılabilir. Ancak öncelikle yerleşim yerinin neresi olduğunun tespiti gereklidir.
TMK m. 19 uyarınca yerleşim yeri, “bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” ve “Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.” Sürekli kalma niyetinden kişinin hayatını orada geçirmek istemesi, sürekli olarak orada kalmayı tercih etmesi anlaşılır. Buna göre her olayda ayrı ayrı değerlendirme yapılarak kişinin yerleşim yeri, fiilen oturulan yer ile sürekli oturma amacı araştırılmalıdır. Dava açıldıktan sonra yerleşim yerinin değiştirilmesi yetki meselesine etki etmez.
Yerleşim yeri belirlenirken 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 7/g uyarınca kişinin aile kütüğünde kayıtlı yerleşim yeri karine olarak değerlendirilir. Karine, aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir. Muhtarlıklardan alınan belgeler ise karine oluşturmayıp, bunlar ancak kişinin oturma yerini gösterebilecek niteliktedir. Bu sebeple belirtilen adreste sürekli oturma gayesinin varlığı da ispatlanmalıdır. Kanun davacıya, isterse eşiyle birlikte davadan önce son defa altı aydan beri oturdukları yer mahkemesinde de boşanma davası açabilme imkanı tanımıştır. Buna göre dava açacak eş, eşiyle en son ne zaman 6 ay aralıksız beraber oturdukları yeri tespit edecek ve davasını bu yer mahkemesinde açabilecektir.

Boşanma Davasında Yetkiye İtiraz
Boşanma ve ayrılık davaları ile ilgili olarak düzenlenen yetki kuralları kesin yetki kuralları değildir. Bu sebeple mahkeme re’sen yani kendiliğinden davada yetki kurallarına uyulup uyulmadığını araştırmayacaktır. Mahkeme ancak, yetkiye davalı tarafından itiraz edilmişse, yetki itirazı ile ilgili karar vermek durumunda kalacaktır.
HMK m. 19 uyarınca, “…(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”
Babaevine Dönen Eş, Nerede Dava Açmalıdır?
Eşler arasında çekişmeli nedenlerden dolayı ortak hayat çekilemez seviyeye geldiğinde eşlerden biri genellikle aile konutundan ayrılarak baba evine dönmektedir. bu halde babaevine dönen eşin yerleşim yerinin neresi olacağı ve nerede dava açması gerektiği hususu meydana gelmektedir. Yargıtay kararlarıda eşinden ayrı yaşamak durumunda olan diğer eşin , başka bir yerde kalma olanağı bulunmadığı takdirde babaevine dönmesi ve burasının yerleşim yeri sayılmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu kabul ederek yetkisizlik kararı verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 25.01.2018 T., 2016/9751 E., 2018/1095 tarihli kararında ” Eşinden ayrı yaşamak durumunda olan kadının, başka bir yerde kalma olanağı bulunmadığı takdirde babaevine dönmesi ve burasının yerleşim yeri sayılması “hayatın olağan akışına uygun” düşer. Bu fiili karinenin aksinin kabulünü gerektirecek bir delil bulunmamaktadır (YHGK, 06.06.2007, 331-332). Davacı kadının kendi yerleşim yerinde de boşama davası açabileceği ve boşanma davasının kadının yerleşim yeri olan Kadirli’de açıldığı görülmekle işin esasının incelenmesi gerekirken; yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
Boşanma Davasında Görev
Boşanma davasında görevli mahkeme aile mahkemesi olup, aile mahkemesinin olmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakacaktır. Aile mahkemelerinin kurulmadığı yerlerde Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk mahkemeleri görevlidir. Kararın aile mahkemesi sıfatıyla verilmemesi bozma nedenidir. Boşanma davalarında 9.1.2003 yılında kabul edilen 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine ait kanunda belirtildiği gibi Aile Mahkemeleri görevlidir. Bazı ilçelerde aile mahkemesi bulunmadığı için davayı asliye hukuk mahkemesinde açmanız gereklidir. Görev kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan mahkeme göreve ilişkin durumu re’sen araştırır. Davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Yapılan itirazları değerlendirir. Eğer dava görevli olmayan mahkemede açılmışsa görev yönünden reddedilecektir.
Boşanma davası maktu harca tabidir. Aynı şekilde vekalet ücreti maktudur. Boşanma davası ile birlikte maddi ve manevi tazminat talep edilse bile maktu harç alınır. Aynı şekilde boşanmanın eki (fer’i) olarak istenen ve kabul edilen iştirak nafakası, yoksulluk nafakası için de ayrıca harç ve vekalet ücreti ödenmesine karar verilmez. Buna karşılık, boşanma davası haricinde açılan, yani boşanmanın eki olarak açılmayan tazminat ve nafaka davalarında dava değerine göre nisbi harç alınır. Aynı şekilde vekalet ücreti de nisbi alınır.

Yetkisizlik veya Görevsizlik Kararı
Davalı tarafından yapılan yetki itirazı üzerine yetkisizlik ya da göreve ilişkin olarak mahkemece re’sen verilen görevsizlik kararı üzerine, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir. Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.
HMK m. 331/2 ise görevsizlik ya da yetkisizlik hallerinde yargılama giderlerine hangi mahkemenin karar vereceğini belirlemiştir. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.
Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Hakkında Yargıtay Kararları
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 15.01.2015 tarihli, E.2014/16138, K.2015/497 Sayılı kararına göre, “Boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir ( TMK md. 168). Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz (HMK md. 19/2). Davalı kadın süresinde sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ve İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi’nin yetkili olduğunu bildirmiştir. Mahkeme tarafından İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi’ne yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, … bozmayı gerektirmiştir.”
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.03.2017 T., 2015/24515 E., 2017/2673 K. sayılı kararında ” Boşanma davalarında yetki kamu düzenine ilişkin olmadığından mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. “
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.12.2016 T., 2015/8754 E., 2016/16784 K. sayılı kararında ” Boşanmaya ilişkin kararın verildiği yer Aile Mahkemesinin yetkili olduğuna dair yetki kuralı kesin yetki olmayıp ilk itiraza bağlıdır. Davalı tarafça süresinde yetki itirazında da bulunulmamıştır. Bu nedenle de mahkemece kendiliğinden (resen) yetkisizlik kararı verilemez.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2017 T., 2016/24625 E., 2017/487 K sayılı kararında ” (Çekişmesiz yargı işlerinde yetki/velayet davaları) HMK’nun 384/1. maddesine göre de, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işlerinde talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir. Bu Kanunda ve Türk Medeni Kanununda, münhasıran velayete ilişkin davalarda yetkiyi düzenleyen aksine bir hüküm bulunmamaktadır. Bu bakımdan davacı, oturduğu yer mahkemesinde bu davayı açabilir. O halde, işin esasının incelenmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile “davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğundan” bahisle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.