Anonim şirketlerde yönetim kurulu, anonim şirketin idare ve temsil işlerinden sorumlu bir ya da birden çok gerçek veya tüzel kişiden oluşan bir organdır. Yönetim kurulu, şirketin kanuni temsilcisi durumunda olduğu için onun iradesi şirketi bağlar. Yönetim kurulu, niteliği gereği şirketin kuruluşundan tasfiyeye kadar her an görevde olan bir organdır. Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir.
Genel kurulun Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) sayılan niteliklere sahip bir üyeyi seçim kararı, üyeye yönelmiş bir sözleşme teklifi niteliğindedir. Genel kurulun bu teklifi yönelteceği kişinin kanunun aradığı niteliklere sahip bir kişi olması gerekmektedir. Genel kurul, yönetim kurulunun üstünde bir organ değildir. Genel kurul kararları daha çok iç ilişkiyi ilgilendirir. Genel kurulda alınan kararları yönetim kurulu icra eder. Yönetim kurulunun ortaklık defteri tutulması, genel kurul toplantısı için yapılması gerekenlerin yapılması, genel kurul kararlarının icrası, kar-zarar hesabı, bilançonun hazırlanması gibi pek çok görevi bulunmaktadır.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Nedir?
Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, şirketin yönetim ve temsil organı olarak nitelendirilir ve zorunlu organlardandır. Yönetim kurulunun işlemleri süreklilik arz eder ve şirketin devamlılığı açısından büyük öneme sahiptir. Yönetim Kurulu genel yetkili organdır. Esasında Yönetim Kurulu, tüzel kişinin hukuki olarak sahip olduğu fiil ehliyetini kullanan icra organıdır. Yönetim Kurullarına katılacak bir temsilci seçilir. Bu temsilci kendi ismiyle değil, o tüzel kişi adına hareket eder.
Türk Ticaret Kanunu (TTK) Madde 374 – Yönetim Kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Yani kanun açık bir şekilde Yönetim Kurulunu en üst yönetici olarak belirlemiştir.
Yönetim Kurulunun Seçimi, Ataması ve Görevinin Sona Ermesi
Anonim şirketlerde şirket esas sözleşmesi ile atanmış veya genel kurulca seçilmiş, bir veya birden fazla kişiden oluşan bir yönetim kurulu bulunur. Mevcut TTK’ da hem tek kişilik yönetim kurulu olanağı getirilmiş, hem de tüzel kişilerin de yönetim kurulu üyesi olması mümkün hale getirilmiştir. Ancak tüzel kişi adına sadece, tescil edilmiş gerçek kişi toplantılara katılıp oy kullanabilmektedir.
Yönetim kurulu üyeleri genel kurul tarafından, en fazla 3 yıl seçildikten ve yönetim kurulu süresi bittikten sonra yapılacak genel kurulda yönetim kurulu seçilmezse pay sahiplerinden veya şirket alacaklılarından birinin yahut Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın isteği üzerine, mahkeme şirketin feshine karar verebilir. Gerek kuruluş ana sözleşmesi ile gerekse genel kurullarda seçilen ve ticaret siciline kaydedilen yönetim kurulu üyelerinin ad ve soyadları, ikametgâhları ve uyruklarının Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescili ve ilanı gerekir. Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri aşağıda belirtilen yollardan biri ile seçilirler.
- Sözleşmeyle atanma: Anonim şirketin kurulduğu andan itibaren tüzel kişilik kazanması için, ani kuruluşta ilk yönetim kurulu üyelerinin şirket sözleşmesiyle atanmaları şarttır. Tedrici kuruluşta ise ilk yönetim kurulu üyelerinin ana sözleşmeyle görevlendirilmesi mümkün olduğu gibi kuruluş genel kurallarınca da seçilmesi mümkündür.
- Genel kurul tarafından seçim: Genel kurul toplantısında oy çoğunluğuna sahip olan hissedarlar kendi istedikleri kişileri yönetim kuruluna getirebilirler. Genel kurulda yönetim kuruluna üyeliği teklif edilen kişiler de pay sahibi sıfatıyla oy hakkına sahiptirler.
- Yönetim kurulunun üye seçmesi: Göreve seçilmiş ve görev başındaki yönetim kurulu üyelerinden birisinin bu sıfatı herhangi bir nedenle son bulmuşsa, boşalan yere yönetim kurulu, kanunda ve sözleşmede gösterilen nitelikleri haiz bir kişiyi geçici yönetim kurulu üyesi olarak seçer. Bu şekilde seçilen üye, genel kurulun ilk toplantısına kadar görev yapar. Geçici görev ile seçilen bu üye, genel kurul tarafından kabul edilmese bile yaptığı işler ve kullandığı oylar geçerli olur.
Yönetim kurulu üyeliği seçiminde vekâletten oy kullanılarak (genel kurullarda) seçilmek mümkündür. Ancak seçilmiş üyeler yönetim kurulu toplantılarına vekil (vekâletten) gönderemezler, bizzat toplantılara ve kararlara katılırlar. Yönetim kurulu üyelerinin seçildiği genel kurul sonrasındaki ilk yönetim kurulu toplantısında, işbölümü ve görev dağılımı yapılacaktır. Başkan ve vekilinin seçimine ilişkin kararın alınabilmesi için, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulunun üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanması ve toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğunun aynı doğrultuda oy kullanması yeterlidir. Başkan ve başkan vekili olmak için aday olan üyelerin oylamada oy kullanıp kullanamayacağına ilişkin kanunda sınırlayıcı ve yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığından, adayların kendilerine ilişkin oylamada oy kullanması mümkündür.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Görev Süresi ve Seçilme Koşulları
Yönetim kurulu (YK) üyeleri en çok üç yıl için seçilir. Şirket esas sözleşmesinde aksine hüküm yoksa seçilen bir üye görev süresi sonunda tekrar seçilebilir. Yönetim kurulu üyeleri;
- Tam Ehliyetli Olmak
- İflas Etmemiş Olmak
- Şirket Esas Sözleşmesine Özel Hüküm Konulmuşsa Bu Koşullara Sahip Olmak
TTK’daki mevcut yasal düzenlemede Anonim Şirket yönetim kurulu üyesi seçilebilmenin “tam ehliyetli olmak” ve “iflas etmemiş olmak” olmak üzere iki asgari şartı bulunmaktadır.
Seçilme koşullarına ilişkin şirket esas sözleşmesi ile eğitim, vatandaşlık, sabıkasız olmak gibi koşullar getirilebilir. Esas sözleşmeye bu yönde bir hüküm konulduğunda genel kurulun bu nitelikteki kişileri seçmesi gerekecektir. Yönetim kurulu seçilirken seçilmeye engel bir durumu olmayan kişilerin, görev başında iken seçilmeye engel durumları ortaya çıkması halinde üyelik sıfatları kendiliğinden düşer. Özetle YK üyesi seçilebilmek için tam ehliyetli olmak ve iflas etmemiş olmak en temel koşullar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üyelik Sıfatının Kazanılma Yolları
TTK ilgili maddelerinde YK üyesi seçilebilmenin yolları sıralanmıştır. Bunları kısaca şu başlıklar altında sıralayabiliriz:
- Şirket Esas Sözleşmesi İle ( Şirket İlk Kuruluşunda )
- Genel Kurul Kararı İle
- Bazı Hallerde Bizzat Yönetim Kurulunun Kendisi Tarafından
YK üyelerinin seçimi konusunda ana kural, üyelerin genel kurulca seçilmesidir. Seçim kural olarak genel kurulun münhasır ve devredilmez yetkisidir ancak bu kuralında bazı istisnaları bulunmaktadır.
Kuruluşta, ilk YK üyeleri esas sözleşme ile belirlenir. YK üyelerini genel kurulun seçme yetkisi, şirket kurulduktan sonra başlar. Kimi durumlarda boşalan YK üye veya üyeliklerine bizzat YK’ nun kendisi üye seçebilmektedir. Bu durumda YK yasal şartları taşıyan birini, geçici olarak YK üyeliğine seçerek ilk yapılacak genel kurul toplantısında genel kurulun onayına sunar.
Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye ve Köy ile diğer kamu tüzel kişilerinden birine, esas sözleşmede öngörülecek bir hükümle, pay sahibi olmasalar da işletme konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kurullarında temsilci bulundurma hakkı verilebilir. Yani Kamu Tüzel Kişisi konusu kamu hizmeti olan bir anonim şirkette YK ‘ da temsilci bulundurabilir.
Yönetim Kurulu Üyelik Sıfatının Kaybedilmesi
- Kendiliğinden Kaybetme
- İradi Kaybetme
- Mahkeme Kararı ile Kaybetme
- İstifa
- Azil
Kendiliğinden Kaybetme: TTK’ da üyelik engelleri olarak sayılan durumlardan birinin sonradan gerçekleşmesi üyelik sıfatını kendiliğinden sona erdirir. TTK m. 363/2 ‘ de yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir veya ehliyeti kısıtlanır ya da bir üye üyelik için gerekli kanuni şartları yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybederse bu kişinin üyeliği, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer demektedir.
İradi Kaybetme: İradi kayıp istifa ya da azil ile olur. Aradaki ilişkinin vekalet ilişkisi olmasına binaen ve Türk Borçlar Kanunu m.512’ye göre azil ve istifa her zaman mümkündür.
Mahkeme Kararı İle Kaybetme: Türk Ceza Kanunu m. 52/1 – d gereği kasten işlenmiş bir suçun neticesi olarak, ceza mahkemesi güvenlik tedbiri olarak, faili bu görevinden yoksun bırakabilir.
İstifa: İstifa, YK üyesinin tek taraflı varması gereken irade açıklaması ile şirketteki görevini bırakmasıdır.
Azil: Azil ise YK üyesinin iradesi dışında, genel kurulun üyenin görevine son vermesidir. Her iki irade beyanı da bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılması kapsamında olduğundan karşı tarafın hukuki alanına ulaşmakla sonuç doğurur. Bu yüzden, istifa veya azlin şirketçe kabul edilmesi veya edilmemesi gibi bir olasılık yoktur.
Yönetim Kurulunun Çalışma Şekli, Toplanması ve Karar Alması
TTK’ ya göre esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı taktirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. TTK, yönetim kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılması ve bir önerinin imzalanması yolu ile de yapılmasına imkan tanımaktadır. Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı taktirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tamsayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir.
YK kararlarının geçerliliği için bir diğer koşul da, yazılıp imzalanmış olmasıdır. YK toplantılarında, YK üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar. Bir oylamada oylar eşit çıktığı taktirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır. Yine YK toplantılarında genel kurul toplantılarının aksine gündeme bağlılık diye bir ilke yoktur. Her konu görüşülüp karar bağlanabilir.
Yönetim Kurulu Kararlarının Sakatlığı
YK kararlarının bir hukuki işlem olduğu belirtilmişti. Bu yüzden hukuki işlemler için söz konusu olan sakatlık halleri YK kararları için de geçerlidir. YK kararları için sakatlık halleri esas olarak şu şekildedir:
- Yokluk
- İptal Edilebilirlik
- Butlan
Yokluk: Yokluk hukuk dünyasında hiç var olmamış bir hukuki işlemi ifade eder. Yokluktan bahsedebilmek için hukuki işlemin kurucu unsurlarında sakatlık olması gerekir. Yokluk halleri herhangi bir süre ile kısıtlanmaksızın her zaman ileri sürülebilir. Hakimde yokluk durumunu re’sen göz önüne almak zorundadır.
İptal: YK kararlarının kural olarak iptali istenemez. Genel bir iptal hükmü de yoktur. Münferit bazı düzenlemelerde iptal imkanı tanınmıştır. TTK m. 192/2’ ye göre şirket birleşme, bölünme ve tür değiştirme konularında YK bir karar verdiyse bu kararların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanından itibaren iki ay içinde iptal davası açılabilir.
Butlan: Hukuki işlemin kurucu unsurları tamam olmakla birlikte, geçerlilik koşullarından biri eksikse, işlem batıl olur. Butlan ile sakat YK kararlarında, şeklen bir işlem olsa bile içerik sakattır.TTK’ da örnek olarak sayılan butlan halleri şunlardır :
- Eşit işlem ilkesine aykırı kararlar
- Anonim Şirketlerin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen kararlar
- Pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez haklarını ihlal eden kararlar
- GK’ nın devredilmez yetkisine giren kararlar
Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunur. Yönetim yetkisinin devri ile ilgili istisnai durum/durumlar dışında idare hak ve yetkisi sadece YK tarafından kullanılabilir. YK şirketin işletme konusu ile doğrudan – dolaylı ilgili her türlü hukuki işlemi şirket ad ve hesabına yapabilir.
Yönetimin Devri
Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü bir kişiye devretmeye yetkili kılınabilir.
TTK’ da yönetim kurulunun devredilmez ve bizatihi kendisi tarafından yerine getirilmesi şart koşulmuş görevleri de vardır. Yönetim kurulunun bizzat kullanması gereken devredilemez görev ve yetkileri şunlardır :
- Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi
- Şirketin yönetim teşkilatının belirlenmesi
- Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması
- Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisine sahip olanların atanmaları ve görevden alınmaları
- Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin gözetimi
- Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi
- Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunması
Temsil Yetkisi
YK üyelerinin şirketi dış alemde temsil edebilmesi için, bunun üçüncü kişiler nezdinde ispatlanması gerekir. İşte bunu sağlamak için kanun YK’ nın, şirketi temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil edilmek üzere ticaret siciline vermesini öngörmüştür. Üye şirket adına irade açıklama yetkisini gösterir imza sirküleri verilir. Bu sirküler, şirket adına irade açılama yetkisini belgeler.
Anonim şirketler hukukunda çift imza kuralı geçerlidir. TTK’ ya göre esas sözleşmede aksi öngörülmemişse veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Örneğin üç üyeli bir yönetim kurulunda aksine kayıt yoksa üç üyeden herhangi ikisinin imzalayacağı belge şirketi bağlar. Tek imzalı belge ise şirketi bağlamayacaktır.
Temsil Yetkisinin Kapsamı ve Sınırlandırılması
Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilir. Kural olarak yönetim kurulu üyelerinin temsil yetkilerinin, yasanın çizdiği çerçeve dışında sınırlandırılması, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Yönetim kurulu üyelerinin temsil yetkilerini sınırlayan yasaya aykırı tescil, sicilin müspet işlevinden yararlanamaz.
Şirket ancak üçüncü kişinin bu sınırlamayı bildiğini ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir. TTK m. 371/3 gereği temsil yetkisinin sınırlandırılmasının, iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeyeceği belirtildiğine göre, kanunun öngördüğü sınırlamanın dışındaki sınırlamalar bunu bilen kötüniyetli üçüncü kişileri bağlayacaktır.
YK üyelerinin temsil yetkisine miktar, konu, bölge itibariyle getirilen sınırlamalar iç ilişkide geçerlidir. İç ilişki esas olarak vekalet sözleşmesine dayandığı için birer talimat niteliğindedir. Bu talimatlara uymamak ise YK üyesi açısından özen ve sadakat borcuna aykırı davranış oluşturur.
Temsil Yetkisinin Devredilmesi
TTK m. 370/2 gereği YK temsil yetkisini bir veya daha çok murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. Bunun için yine esas sözleşmede dayanak ve iç yönerge gerekir. Ancak temsil dış alemi ilgilendirdiği için, şirketin gelişigüzel sınırlamalar getirmesi mümkün değildir. Getirilebilecek sınırlamalar bellidir ve bu sınırlamalar da tescil ve ilan edilmek koşuluyla şube işleri veya birlikte temsil kaydı olabilir.
Murahhas, bizzat YK üyesi ise murahhas üye, dışarıdan atanan bir kişi ise murahhas müdür adını alır. Eğer sadece murahhas müdür atanacaksa, bunun yanında temsile yetkili bir YK üyesinin de görevlendirilmesi gerekir. Başka bir deyişle murahhas müdüre şirketi tek başına temsil yetkisi verilemez.
Temsile yetkili olanların yaptığı işlem esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olsa bile. bu durumu bilmeyen iyiniyetli üçüncü kişiler şirkete başvurabilir. YK üyeleri ile işleme girişen kişilerin bakması gereken şey, karşı tarafın gerçekten YK üyesi olup olmadığı ve bu üyelerin temsil yetkisine sınırlama getirilip getirilmediğidir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Hakları
Yönetim kurulu üyelerinin haklarını esas itibariyle iki ana başlık altında incelemek yerinde olacaktır. Bunlar ;
- İdari Haklar
- Mali Haklar
İdari Hakları
YK üyelerinin bilgi alma hakkı, yönetim kurulu toplantılarına katılma-oy hakkı, genel kurul kararlarının iptalini isteme hakkı, yönetim kurulu başkanından kurulu toplantıya çağırmasını isteme, yönetim kurulu üyelerinin en temel idari haklarındandır.
Mali Hakları
- Huzur Hakkı
- Ücret
- Kazanç Payı
- İkramiye
YK üyelerine tanınan mali haklar, esas itibariyle ücret, ikramiye, huzur hakkı ile prim ve yıllık kardan paydır. TTK m. 394’e göre yönetim kurulu üyelerine, miktarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak koşuluyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebilir.
Huzur Hakkı: YK üyelerine her bir toplantıda bulunmaları dolayısıyla verilen ücrettir.
Ücret: YK üyeleri ile şirket arasında vekalet ilişkisinin olduğu kabul edildiğinden üyelere genellikle verilen paradır.
Kazanç Payı: YK üyelerine ortaklık kazancından verilen paydır. Bunun için esas sözleşmede hüküm olması şart olduğu gibi ödenebilmesi için kanun ayrıca bazı koşullar öngörmüştür. Buna göre YK üyelerine kazanç payları, sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belirli ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin yüzde beşi oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilir.
İkramiye: YK üyelerinin performanslarının takdir toplaması üzerine, genel kurulca üyelere ödül niteliğinde ikramiye dağıtılabilir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Borçları
Türk Ticaret Kanunumuzda yer alan düzenlemelere bakıldığında yönetim kuruluna bazı sorumluluklar yüklediğini görmekteyiz. Bunları başlıklar halinde inceleyecek olursak :
- Özen ve Sadakat Borcu
- Müzakereye Katılmama Yükümlülüğü
- Şirket Paylarını Edinmeme Yükümlülüğü
- Ortaklıkla İşlem Yapma ve Şirkete Borçlanma Yasağı
- Rekabet Yasağı
Özen ve Sadakat Borcu: TTK’ ya göre yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerinin tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır.
Müzakereye Katılmama Yükümlülüğü: Bazı hallerde YK üyesi ile kurulda alınacak karar arasında bir menfaat çatışması yaşanabilir. Bu durumlarda üyenin o karara katılması yasaklanmıştır. TTK m.393’ e göre YK üyesi, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dahil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin, kişisel ve şirket dışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere katılamaz.
Şirket Paylarını Edinmeme Yükümlülüğü: Anonim şirketlerde sermayenin korunması ilkesinin bir gereği olarak, şirketin kendi paylarını edinmesi veya rehin olarak kabul etmesi, istisnai durumlarda olabilir ve bazı koşulları vardır. Bu yasak daha çok YK ‘ na hitap etmektedir.
Ortaklıkla İşlem Yapma ve Şirkete Borçlanma Yasağı: TTK’daki ilgili hüküm YK üyelerinin üçüncü kişi sıfatı ile şirketle, özellikle şirketin işletme konusuna giren bir işlemi yapmasını engellemek istemektedir. Buna göre, YK üyelerinden hiçbirisi genel kurulun izni olmadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi halde şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz.
Rekabet Yasağı
Şahıs şirketlerinde tüm ortaklar rekabet yasağına tabi iken, bu yasak özellikle anonim şirketlerde şirketle rekabet etmesi sakınca yaratabilecek yöneticiler için getirilmiştir. Anonim şirketlerde bu yasağın sadece YK üyelerine hitap etmesinin nedeni, şirketin işleyişi, ticari sırları, işletme politikası gibi konular üzerinde esas itibariyle YK üyelerinin bilgi sahibi olmasıdır.
YK üyelerinden biri genel kurulun iznini almadan, şirketin konusuna giren ticari işlem türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sınırsız sorumlu ortak olarak da giremez. Buna karşılık ;
- İşletme konusu farklı olan herhangi bir şirketin yöneticisi veya ortağı olabilir.
- İşletme konusu aynı olsa bile, başka bir anonim veya limited şirketin ortağı olabilir.
- İşletme konusu aynı olsa bile, komandit şirketin komanditer ortağı olabilir.
Rekabet yasağına aykırı davranıldığında şirket ;
- İlgili hükme aykırı hareket eden YK üyesinden tazminat istemekte
- Tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta veya
- Üçüncü kişiler hesabına kurulan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olmasını talep etmekte serbesttir.
- Rekabet yasağına aykırı davranış, vekil konumundaki YK üyesinin azledilmesine ve hakkında sorumluluk davası açılmasına neden olabilir.
TTK m. 396/2’ ye göre bu haklardan birini tercih etme hakkı rekabet yasağına aykırı hareket eden üyenin dışındaki üyelere aittir. Bu hakların kullanılması bir süreye tabi olup söz konusu ticari işlemlerin yapıldığı veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendiği tarihten itibaren üç ay ve her halde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar.